GENEL - 13 Temmuz 2018 Cuma 09:41

Öz Sağlık İş Sendikası Genel Başkanı Devlet Sert, “Taşeron işçilerinin kadroya alınması çalışma hayatında büyük bir reform olarak görülmektedir”

A
A
A
Öz Sağlık İş Sendikası Genel Başkanı Devlet Sert,  “Taşeron işçilerinin kadroya alınması çalışma hayatında büyük bir reform olarak görülmektedir”

Öz Sağlık İş Sendikası Genel Başkanı Devlet Sert, taşeron işçilerinin kadroya alınmasının çalışma hayatında önemli bir reform hareketi olarak görüldüğünü söyledi.

Öz Sağlık İş Sendikası Genel Başkanı Devlet Sert, taşeron işçilerinin kadroya alınmasının çalışma hayatında önemli bir reform hareketi olarak görüldüğünü söyledi.


Öz Sağlık İş Sendikası Genel Başkanı Devlet Sert, Hak İş Konfederasyonu Kayseri İl Başkanlığını ziyaret etti. Burada bir basın açıklaması düzenleyen Öz Sağlık İş Sendikası Genel Başkanı Devlet Sert, yıllarca üzerinde tartışılan taşeron sorunun kökten çözülmesinin çalışma hayatında önemli bir kazanım olarak gördüklerini belirtti.


Türkiye’de iş hayatında bu kadar büyük bir reforma imza atılmadığını ifade eden Başkan Sert, Kayseri’ye geldiklerinde çalışanlarını ziyaret ederek onların sorunlarını dinlediklerini ve çalışanlarının sorunlarını rapor haline getirerek ilgili bakanlıklara sunacaklarını belirtti. Başkan Devlet Sert: “Yıllarca üzerinde tartışılan konuşulan ve müdahale edilmesi gereken ve sosyal bir yara haline gelmiş olan taşeron sorununun kökten çözülmesi hem çalışanlar olarak hem çalışma hayatında önemli bir kazanım olarak görmekteyiz. Taşeron işçilerinin kadroya alınması çalışma hayatında büyük bir reform olarak görülmektedir. Türkiye’de iş hayatında bu kadar büyük bir reforma imza atılmamıştır. Taşeron işçilerinin kadroya alınması hükümetimizin bütün küresel güçlere karşı aslında bir meydan okumasıdır. Böylesine büyük bir reforma imza atanlara teşekkür ediyorum. Cumhuriyet tarihinin belki de en büyük çalışma reformu sayılan taşerona kadro konusunda ve beraberinde getirdiği maalesef bazı sorunlarımız da mevcuttur. Bugün özellikle sağlık ve sosyal hizmetler alanında çalışanlarımızın taşeronda görmüş oldukları sorunları neyse kadroya geçtikten sonra aynı sorunlarla karşı karşıya kalması aslında üzüldüğümüz bir hadisedir. Biz Sağlık Bakanlığı’nda gerek 112 ambulans sürücülerine, gerekse hastane çalışanlarımızla ve gerekse Aile Sosyal Politikalar Bakanlığımız ile çalışan arkadaşlarımızın sorunlarını Türkiye genelinde bir rapor hazırlayarak Sağlık Bakanlığımıza ve Aile Sosyal Politikalar Bakanlığımıza imza karşılığında elden takdim ettik” diye konuştu.


112 ambulans sürücülerin de özellikle riskli birim ödemesini memurların alırken taşerondan kadroya geçen işçilerin ise bu haktan yararlanamadığını vurgulayan Başkan Sert, sorunun çözülmesi için ellerinden geleni yapacaklarını ifade etti. Öz Sağlık İş Sendikası Genel Başkanı Devlet Sert: “ 112 ambulans sürücüleri içerisinde özellikle beklenen 24 ve 72 saat konusunda bugün ambulans sürücüsü memur arkadaşların 24 ve 72 saat mesaisi yaparken maalesef işçi kesiminde bu mesai uygulanmamaktadır. 12 ve 36 saat uygulaması ile çalışmaktadır. İnşallah 24 ve 72 saat mesai sistemini çözmeye çalışacağız. 112 ambulans sürücülerinde özellikle riskli birim ödemesini memurlar alırken taşerondan kadroya geçen ve mevcut kadrolu işçiler şuan maalesef yararlanamıyor. Bunu da raporumuzda takdim ettik. Ayrıca sağlık çalışanlarımız hastanelerde, 112 ambulans sürücülerimiz hukuki destek veya beyaz kod uygulaması dediğimiz o uygulamadan maalesef yararlanamıyorlar. Yani hastanede şiddete maruz kalan ambulans sürücülerine her türlü şiddeti reva gören bir anlayış ile hukuki bir süreç yaşandığında çalışanlarımız bundan muzdarip oluyor ve bunu yine raporumuza sunduk” dedi.


Öz Sağlık İş Sendikası Genel Başkanı Devlet Sert, hastanede ve ambulans sürücülerinin enfeksiyon hastalık primi alamadıklarını ve kamu sağlık birimlerinde çalışan işçilerin bir saatlik ara dinlenmelerinin çalışma şartlarında sayılmamasının büyük bir sorun olduğunun altını çizen Başkan Sert, çalışanlarının ücret pusulalarını sistemden görülmemesinden şikayet etti. Başkan Sert konuşmasını şu şekilde devam etti : “Hastane ve ambulans sürücülerimizde enfeksiyon hastalık primi alınamıyor. Bunu raporlarımıza sunarak bakanlığımızla görüşmeler halinde olacağız. Kamu sağlık birimlerinde çalışan sağlık işçilerimizin bir saatlik ara dinlenmeleri de çalışılmış sayılmalıdır. Her ne kadar iş kanunumuz ara dinlenmelerin çalışma şartlarında sayılmaması ama acil hizmetlerde özellikle nöbetine 10 dakika kala bir vaka çıktığında göreve giden bir ambulans sürücüsü yada hastanelerde yoğun bakımda, röntgende veya laboratuvarda acil olarak mesaiyiyi gözetmeden ara dinlenmesini yapmayan çalışanlarımızın bu ara dinlenmeleri çalışılmış olarak kabul edilmelidir diye bunu biz raporumuza takdim ettik. Malum taşerondan kadroya geçen arkadaşlarımız maalesef ücret pusulaları e- devlet sistemi üzerinden ve Çekirdek Kaynak Yönetim sisteminden görmelidir diye düşünüyoruz. Çünkü şirketlerde çalışan arkadaşlarımız bodrolarını alamazken yine bugün kadroya geçen arkadaşlarımız bodrolarına ulaşamamaktadır”


112 ambulans sürücü arkadaşlarının çok kez şiddete maruz kaldığını ve bir çocuğun babasına yapmadığı şeyi ambulans sürücüsü arkadaşlarının vakayı hastaneye götürmek için ellerinden geleni yaptığını belirten Başkan Sert: “ İşçi memur olarak ayrım yapmadan aynı hizmeti veren ve gerek maaş konusunda gerekse sosyal hak konusunda maalesef ki aynı imkanları kullanamıyorlar. Bizler bunun mücadelesini vereceğiz” dedi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bitlis Ahlat’ta ‘Tarihe Damga Vuranlar Haluk Dursun’ anma programı düzenlendi Eski Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun vefatının 5. yılında Bitlis’in Ahlat ilçesinde anıldı. Ahlat ilçesinde Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun anısına “Tarihe Damga Vuranlar Haluk Dursun” anma programı düzenlendi. Kültür ve Turizm Bakanlığı ile İçişleri Bakanlığı’nın katkılarıyla Anadolu Kültür ve Tarih Birliği Derneği tarafından düzenlenen program saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başladı. Daha sonra konuşma yapan Bitlis Valisi Erol Karaömeroğlu, “Haluk Dursun’un hatırasına sahip çıkan bu anlamlı program dolayısıyla sizlerle beraber olmaktan duyduğum memnuniyeti özellikle ifade etmek istiyorum. Bugün ülkemizin yetiştirmiş olduğu mümtaz bir ismi anmak üzere buradayız. Prof.Dr.Haluk Dursun’u ebedi aleme uğurlayalı tam 5 yıl oldu. Van Erciş’te kendi aracıyla seyir halindeyken meydana gelen elim bir trafik kazası sonucu maalesef hocamızı 19 Ağustos 2019 tarihinde kaybettik. Kültür birikimi ve hitabetiyle araştırmayı, bildiğini ve gördüğünü meraklısına aktarmayı seven, hayatını görevine adayan bir bilim insanıydı. Ahmet hocamızı bir kez daha rahmetle, özlemle, şükranla yad ediyorum. Değerli ailesine, dostlarına, mesai arkadaşlarına tekrar başsağlığı diliyorum. Rabbim Haluk hocamızdan razı olsun, mekanı ali olsun. Bu anlamlı buluşmanın düzenlenmesinde emeği geçen herkese teşekkür ediyorum” dedi. Ardından konuşan AK Parti Ankara Milletvekili Zeynep Yıldız, “Gerçekten bir ideal, ülkü ve niyet uğruna yola koyulanlardandı Haluk hoca ve bugün bizi burada bir araya getirdi. Bunu da yaparken bir mekan ve bellek ilişkisi kurmaya yönelik en önemli noktalardan birinde Ahlat’ta bizleri buluşturdu. Gerçekten nereden geldik nereye doğru yürüyeceğiz duygusunu bize pekiştirebilecek bir noktada bir araya gelmiş olduk” ifadelerini kullandı. MHP Genel Başkan Başdanışmanı Prof. Dr. Ruhi Ersoy’da, “Ahlatın maneviyatıyla gençliğin enerjisini bir araya getiren bu tarihi ve bu mukaddes şehirde Kubbet-ül İslam’da sizlerle beraber olmaktan tarihe adanmış, adanmış olduğu bir ülküsünde yol yürürken rahmeti rahmana kavuşmuş değerlerimizi anma vesilesiyle sizlerle olmaktan bende kıvanç duyuyorum. Ahlat’ı anlamak, tanımak ve bu değerler etrafında dertlenen Ahmet Haluk Dursun profili, şahsiyetleri, onun etrafında neşet etmiş yetiştirmiş olduğu gençlerin yeniden filizlenmesine iklim oluşturmaktır. Bizim muradımız ve mefkuremiz budur. Siyasetten de, devlet hayatından da anladığımızda budur, bu olmalıdır. Bu sebepten dolayı bugün bu saatte bu salonu dolduran her bir arkadaşım bu atmosferin bir parçası olmuştur. Bu programın hayat bulmasında dertlenerek Ahmet Haluk Dursun hocanın derdini kendine dert ederek yola çıkıp kamu imkanlarıyla bu iş yürümüyorsa milletle yürüyebiliriz, dernekleşiriz diyerek devletimizin kapısını çalarız diyerek yolculuğa başladı. Bugünün anlamını bir bütün halinde program bitene kadar hissedip yaşayalım” şeklinde konuştu. Bitlis Eren Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof.Dr.Ferit İzci ise, “Bizim medeniyetlerimiz başka medeniyetlere benzemez. Bizim medeniyetlerimiz işte böyle şahsiyetler ve gençler üzerine inşa edilmiş ilelebet varlığını devam ettirecek medeniyetlerdir. Başka medeniyetlerin hayal bile edemeyecekleri zirvelere çıkmış olan ecdadın nesilleriyiz. Hayatını bu şekilde mücadeleyle geçiren başta sayın Ahmet hocamız olmak üzere bu ülkede ve coğrafyada yetişmiş değerlerli şahsiyetlere huzurlarınızda saygıyla ve minnet duyuyorum” dedi. Düzenlenen program hakkında gazetecilere açıklamada bulunan Anadolu Tarih ve Kültür Birliği Derneği Başkanı Doğan Güngör, “Kültür ve Turizm Bakan yardımcısıyken çok sevdiği Ahlat’ı ziyaretinin hemen sonrasında geçirdiği trafik kazasıyla hayatını kaybeden Prof.Dr.Ahmet Haluk Dursun hocayı anmak, Ahlat’ı anlatmak ve gençlerle hemhal olmka için buradayız. Dernek olarak hocamızı anmak üzere yaptığımız ikinci program. İlkini Çanakkale’de yine tarihimizin müstesna mekanlarından birinde, bugünde Ahlat’ta yaptık” dedi. Anma programına katılan Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun’un kızı Nilay Dursun’da duygularını şöyle ifade etti; “Babamın hayatının son yıllarında özellikle çok önem verdiği Anadolu Tarih ve Kültür Birliği projesinin yaşatılıyor olabildiğini görmek gerçekten çok mutluluk verici. Yıllar önce babamın vefatından sonra tanıştığım bu değerli ekiple 5.yılında da bu tarz etkinliklerle bir araya gelmeyi sürdürüyoruz. Babamı anmayı, onun öğretilerini, gençlere aktarmaya çalıştığı bilgileri bir arada tekrar hatırlayarak belki yeni kitlelere aktarmaya çalışıyoruz. Bu gerçekten çok önemli. Dolayısıyla bu etkinliklerde desteği olan herkese çok teşekkür ediyorum.” İstanbul Üniversitesi Tarih Bölümü son sınıf öğrencisi Kenan Toprak Çatkın’da, “Ahlat’a ikinci gelişim. Bundan önce de bir program aracılığıyla gelmiştim. Haluk hoca bizde çok önemli ve derin etkiler bıraktı. Zaten bu etkileri panelimizde de anlatacağız” dedi. Yapılan konuşmaların ardından program Anadolu Kültür ve Tarih Birliği Derneği Musiki Grubunun Haluk Dursun’un sevdiği müzikleri seslendirmesiyle devam etti. Arından Ahmet Haluk Dursun hocayla anısı olan çeşitli üniversite öğrencilerin paneli ve BEÜ öğretim üyesi Doç.Dr.Hasan Buğrul’un Ahlat’taki tarihi mezar taşları üzerindeki övgü içerikli yazılar adlı sunumuyla program sona erdi. Anma programı sonunda toplu hatıra fotoğrafı çektirildi. Ahlat Halk Eğitimi Merkezi konferans salonunda düzenlenen anma programına Ahlat Kaymakamı Batuhan Bingöl, Ahlat Belediye Başkanı Yavuz Gülmez, Bitlis İl Emniyet Müdürü Ortaç Şekeroğlu, Bitlis İl jandarma komutanı Tuğgeneral Eyüp Subaşı, bazı kurum amirleri, çok sayıda akademisyen, yazar, eğitimci ve öğrenci katıldı. Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun’un kaza sonucu vefatı 2019 yılında Malazgirt Zaferi’nin 948. yıl dönümü etkinlikleri öncesi Ahlat’ta gezi ve incelemelerde buluna merhum Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun, buradaki incelemeleri sonrası kara yoluyla Van’a hareket etmişti. Dursun’un içinde bulunduğu araç, Erciş’in Bayramlı Mahallesi yakınlarında kaza yapmış, kazada Ahmet Haluk Dursun hayatını kaybetmişti.
Antalya Otomobil su kanalına uçtu: Öldüğü düşünülen sürücünün yüzerek kaçtığı ortaya çıktı Antalya’da kontrolden çıkıp su kanalına uçan otomobildeki sürücü, kanaldan yüzerek çıkıp olay yerinden kaçtı. Aracın yaklaşık 1 buçuk ay önce satışını yapıp devrinin henüz alınmadığını belirten ruhsat sahibi kadın ise olay yerine geldiğindeki ilk sözü, “Allah’tan içinde kimse yok” oldu. Kazanın görgü şahidi bir genç ise, “Sürücü çok paniklemişti, yüzerek kanaldan çıktı, ardından kaçtı” dedi. Kaza, saat 22.00 sıralarında Kepez ilçesine bağlı Göksu Mahallesi’ndeki Nene Hatun Caddesi ile İbn-i Sinan Sokak kesişiminde meydana geldi. Henüz sürücüsünün ismi öğrenilemeyen 16 LUB 73 plakalı otomobilin önce kaldırıma çarpıp ardından su kanalına uçtuğunu görenler durumu 112 Acil Çağrı Merkezine bildirdi. İhbarın ardından olay yerine itfaiye, polis ve sağlık ekipleri sevk edildi. Belirtilen adrese gelen itfaiye ekipleri, araçta yaptıkları kontrolde herhangi bir kişinin olmadığını tespit etti. Bunun üzerine görgü şahitlerinin ifadesine başvuran polis, sürücünün araçtan çıktıktan sonra yüzerek kanaldan çıktığını ve ardından panikleyerek kaçtığını belirledi. Trafik polisinin araç plakasından yaptığı sorgulamada, aracın Gülfer Hanedar adına kayıtlı olduğu belirlendi. “Arabayı sattım, parasını aldım ama devrini almadı” Ekiplerin haber vermesiyle kaza yerine gelen Hanedar, aracı Halil isminde bir galerice yaklaşık 1 buçuk ay önce sattığını, parasını almasına rağmen karşı tarafın devrini henüz üzerine almadığını söyledi. Gazetecilere de açıklamada bulunan Hanedar, “Arabayı satmıştım, parasını aldım ancak devrini henüz üzerine almadı. Kaza olunca beni aradılar. Allah’tan içinde kimse yok, ona sevindik. Galericiye satmıştım. Onun sürüp sürmediği de belli değil, ulaşamıyorum da” diye konuştu. Kazayı görenlerden Musa Kont isimli genç ise “Araba aniden fren yaptı ve kanala uçtuktan sonra sürücü yüzerek çıktı. Adam çok panik yapıyordu, sakinleştirmeye çalıştık ama kaçtı gitti” dedi. Polis ekipleri sürücüyü bulmak için çalışma başlatırken, araç çekiciyle su kanalından çıkartılarak otoparka götürüldü.