GENEL - 25 Ekim 2020 Pazar 14:13

(Özel) Kadın girişimci hobi olarak yaptığı işte KOSGEB desteğiyle kendi markasını kurdu

A
A
A
(Özel) Kadın girişimci hobi olarak yaptığı işte KOSGEB desteğiyle kendi markasını kurdu

Kayseri’de kadın girişimci, hobi olarak başladığı çinicilikte KOSGEB desteğiyle kendi iş yerini açarak, kendi markasını kurdu.

Kayseri’de kadın girişimci, hobi olarak başladığı çinicilikte KOSGEB desteğiyle kendi iş yerini açarak, kendi markasını kurdu.


Kayseri’de yaşayan Müge Sedef Akkoca, 8 yıldır hobi olarak yaptığı çini ürünlerinin işlenmesini KOSGEB’ten destek alarak Talas ilçesinde açtığı Por Voi isimli iş yerinde sürdürmeye başladı. Kendi markasını da oluşturan Akkoca, kişilerin isteklerine göre ürünler yaptıklarını söyledi. İş yeri hakkında bilgiler veren Akkoca, "Ailemin 8 yıldır hobi olarak bu işi yapmasından sonra yaptığımız işi markalaştırmaya karar vererek kendi markamızı kurduk. Buradaki yaptığımız iş, projelere ya da kişilerin isteklerine göre tamamen ham ürünlerin siparişi, desenlenmesi, sonrasında tahrir aşaması ve yine projeye, müşterinin isteğine bağlı renklendirilerek fırına hazır hale getirilmesi. Ürünlerimiz fırına hazır hale geldikten sonra sır işleminden geçiyor. 950, bin derece fırınlarda 24 saat piştikten sonra 24 saat de dinlenme aşaması oluyor. Eğer ürünler fincan, kase gibi mutfak eşyaları ise direkt kullanıma hazır hale gelmiş oluyor ama eğer pano yapacaksan ya da tablo yapacaksak çerçevelendikten sonra ürünler kullanıma hazır hale geliyor. Burada biz çini ürünlerinin işlenmesi işlemini yapıyoruz" dedi.


Hedeflerinin yurt dışına açılmak olduğunu kaydeden Akkoca, "İlerleyen hedeflerimiz açısından yurt dışı bizim için büyük bir pazar. Genellikle biz pazarda şöyle bir açığı fark ettik. Her yerde aşağı yukarı birbirine benzer ürünler oluyor. Biz tamamen kişisel, kişilerin isteklerine göre kullanacakları yaşam alanlarına göre ürünleri sadece onlara uygun yapıyoruz. Bu şekilde de kendi isteğine ve sevdiklerine önem veren herkese hitap ediyoruz" ifadelerini kullandı.


KOSGEB desteğiyle kendi teçhizatlarını kurduklarını ve bu sayede dışa bağımlılıktan kurtulduklarını aktaran Müge Sedef Akkoca, "Bu işi 8 yıldır hobi olarak yapıyorduk. Ben de bu işte uzmanlaşarak neden bu işten para kazanmayalım diyerek, kendi işimizi kurmaya karar verdik. Fırın konusunda tamamen dışarıya bağımlı olarak çalışıyorduk. Girişimcilik belgemi aldıktan sonra KOSGEB’e projemi sundum, projem kabul edildi. Bu konuda çininin fırınlanması konusunda da bütün teçhizatı kurduk. Dışarıya bağımlılığımızı kestik. Bu şekilde daha çok seri üretim ve finansal açıdan da kara geçmiş olduk. Firmamızda 3 kişi çalışıyoruz. Annem, ben ve teyzem, aslında aile şirketi de diyebiliriz" diye konuştu.


İş yeri kurulumu aşamasında ailesinden de büyük destek aldığını dile getiren Akkoca, "Ürünlerin fiyatlandırılması tamamen desene göre oluyor. Çünkü ortada bir el emeği var. Ciddi bir desen aşaması sonrasında tahrir aşaması var. Eğer fincan üretiyorsanız, günde 5 adet üretebilirsiniz. Zaten en ucuz ürünümüz de fincanlarımız oluyor. Bu işi çok istiyordum. Ailemle uzun bir ikna aşaması oldu. Her zamanki gibi bana destek oldular. Onların güvenleri ve desteği sayesinde de markamızı kurmuş olduk" şeklinde konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Tekirdağ Teleferikte ailesiyle mahsur kalan makine teknisyeni: "Kazadan 10 dakika önce arayıp uyarmıştım" Antalya’da yaşanan teleferik kazasında ailesiyle birlikte mahsur kalan ve Çorlu ilçesinde yaşayan Makine Teknisyeni Cezmi Türkyılmaz, “Henüz olay yaşanmamıştı, ben arayıp uyardım ama maalesef 10 dakika sonra kaza meydana geldi. Çok üzücü bir olay fakat önüne geçilebilirdi” dedi. 12 Nisan tarihinde Antalya’nın Konyaaltı ilçesindeki Sarısu-Tünektepe teleferik hattında bulunan bir teleferik direği devrilip seyir halindeki bir kabine çarptı. Kabinin parçalanması sonucu Avukat Memiş Gümüş hayatını kaybederken, 17 kişi de yaralanmıştı. Kaza sonrası tamamen duran teleferik kabinlerinde mahsur kalan 174 kişi, yaklaşık 1 gün süren çalışmalardan sonra tahliye edildi. Çorlu ilçesinde yaşayan Cezmi Türkyılmaz, üniversitede okuyan kızını ziyaret için gittiği Antalya’da yolculuk için bindiği teleferikte, kabinlerde mahsur kalan 174 kişi arasında yer aldı. Türkyılmaz ve ailesiyle yaklaşık 7 saat sonra helikopter vasıtasıyla mahsur kaldığı kabinden kurtarıldı. Olayla ilgili konuşan Makine Teknisyeni Cezmi Türkyılmaz, “Gezi amaçlı teleferiğe bindik ve geziyi tamamladıktan sonra dönüş için teleferiğe bindik. Bu sırada direklerden bizim kabinin üzerine kıvılcım sıçradı. Bunu kızım fark etti ve bana da söyledi. Ben de bu konulara karşı bilgisi olan bir makine teknisyeniyim. Kafamı kaldırıp baktığımda direğin üzerinde makaralar kilitlenmiş dönmüyordu. Hemen kabinde yazan irtibat numarasını arayarak, görevlilere ulaştım ve kazaya sebebiyet verilmesin diye teleferiği durdurmalarını ifade ettim. Arayıp, ‘direğin üzerindeki makaralar dönmüyor. Bu yüzden çelik halat kıvılcım çıkarıyor, teleferiği hemen durdurun’ dedim. Telefonu kapattılar 5 dakika sürdü, herhangi bir durdurma olmadı. 5 dakika sonra tekrar aradım ve ‘sakın yolcu almayın, teleferiği hemen durdurun, kıvılcım ve duman çıkıyor’ dedim. 3-4 dakika sonra teleferik tekrar start alınca bir baktım arkaya etrafı toz bulutu kapladı. Telefon kayıtlarına bakılabilir muhtemelen ilk ben arayıp uyardım. Benim aradığımda stop edilip bırakılsaydı bu olay yaşanmazdı” diye konuştu.
Antalya Deniz kaplumbağaları ilk yuvayı yaptı Antalya’nın Manavgat ilçesi Sorgun-Side sahilinde ilk yetişkin deniz kaplumbağası yuvası tespit edildi. Manavgat’ta nesli tükenme tehlikesi altındaki deniz kaplumbağalarının yuvalama alanlarından Sorgun- Side sahilinde, yeni sezonun ilk kaplumbağa yuvası tespit edildi. Tarım ve Orman Bakanlığı’ndan aldığı araştırma izinleriyle izleme faaliyetlerini yürüten DEKAFOK Kıyı Koruma Derneği tarafından belirlenen kaplumbağa yuvası, korumaya alındı. Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası sözleşmeler ve genelgelerle nesli koruma altına alınan deniz kaplumbağalarının yuvalama alanları, her yıl olduğu gibi bu yıl da çeşitli uyarı ve tedbirlerle korunacak. Bunların başında yuvalama alanlarından motorlu araçların geçmesi, sahilde ateş yakılması, yavruların deniz yönüne gitmesini engelleyebilecek yapay ışıklar, havai fişekler ve çöpler gibi faktörlerin yasaklanması geliyor. İlk yuva, geçtiğimiz yıldan 18 gün önce tespit edildi DEKAFOK Kurucu Başkanı Seher Akyol, bu yıl beşinci koruma ve izleme sezonuna hazırlandıklarını belirterek, "2020 yılında bu işe başladığımızda bize ’Burada caretta mı olur?’ demişlerdi. İlk yıl burada carettaların olduğunu, ikinci yıl ise deniz analarının en büyük avcısı carettaların aslında buradaki en büyük çalışma alanı olan turizm için ne kadar önemli olduğunu gösterdik. Üçüncü yıldan itibaren ise çevreye duyarlı halkımızın muhteşem çabalarıyla daha da güçlendik. Bu yıl beşinci sezonumuza hazırlanırken çok daha müsterihiz çünkü vicdani duyguları son derece gelişmiş olan halkımız artık ne yapması ve yapmaması gerektiğini çok iyi biliyor. Geçmiş dönemlere bakarak duyarlılığıyla beni çok etkileyen off-road sürücülerimiz ekim ayının ortalarına kadar sahillerimizde araçla geçmemesi gerektiğini, kampçılarımız ateşin deniz kaplumbağalarına ne gibi zararlar verdiğini çok iyi biliyor. Bölgedeki otellerimiz bu konuda tam destekçimiz ve bu dönemde onlarla ve duyarlı personelleriyle muhteşem bir uyum yakalıyoruz" dedi. DEKAFOK tarafından yapılan açıklamada; ilk yuvanın geçtiğimiz yıldan 18 gün önce tespit edildiği belirtilirken, yetişkin deniz kaplumbağalarının ağustos ortalarına kadar yuvalamaya devam etmesinin beklendiği, yavruların ise ilk yuvadan yaklaşık 50 gün sonra çıkmaya başlayacağı ve geçen yıl olduğu gibi ekim ayının ortalarına kadar çıkışlarını sürdüreceği kaydedildi.
Hatay Küçük Barış Manço takma saçı, bıyığı ve sahne performansıyla beğeni topladı Depremin vurduğu Hatay’da açılan Barış Manço temalı kütüphane hizmete açıldı. Kütüphanenin açılışında Barış Manço’ya benzemek için takma saç ve bıyık takan küçük çocuk, sahne performansıyla beğeni topladı. Asrın felaketinin ilk saatlerinden itibaren bölgeye yardıma koşan Antalya İl Sağlık Müdürlüğü’nde görevli 38 yaşındaki Acil Tıp Teknisyeni Havva Aydanur Ertuğrul, afetzede vatandaşlara umut olmaya devam ediyor. Hatay’da bir çok projeye imza atan Ertuğrul, kurucusu olduğu Ülkem Okuyor Derneği öncülüğünde 21. Kütüphanesinin açılışını gerçekleştirdi. Antakya ilçesinde bulunan Katar - 4 konteyner kentte açılan Barış Manço temalı kütüphane vatandaşlara hizmet etmeye başladı. Barış Manço severler ve Ülkem Okuyor Derneği işbirliğinde açılan kütüphanenin açılışı renkli görüntülere sahne oldu. Barış Manço’ya benzemek için peruk ve bıyık takan ilkokul 2. sınıf öğrencisi Ayaz Nalçak, açılışa katılanlardan büyük beğeni topladı. Lale Manço, kütüphanenin eşinin ismini taşıyacak olmasından dolayı mutlu olduğunu belirterek, “Havva hanım önderliğinde bu gün Ülkem Okuyor Derneği’nin 21 kütüphanesini açıyoruz. Bu kütüphane Barış Manço’ya ithaf edildi. Tabii bizim buraya katkımız da var. İzmanço ve Barış severler katkıda bulundu. Burası Havva hanımın emekleriyle bizim eserimiz oldu. Kütüphanemiz Barış Manço adıyla anılacak ve gerçekten mutlu oldum. Depremzede çocukların Barış Manço’yu tanıyabilecekleri bir ortam oluşturmaya çalıştıklarını belirten Ertuğrul, “Depremin ilk gününden beri sahadayım. Ancak sağlıkçı olarak değil deprem bölgesine kitap yığan kadın olarak biliniyorum. Ülkem Okuyor Derneği olarak 21. Kütüphanemizi açtık. Derneğimiz açtığı kütüphanelerde artık iş birlikleri yapıyor. Lale hanım ve Barış severler olarak 21. Kütüphanemizi birlikte açmak istediklerini söylediler. Hatay’ın Antakya ilçesinde bulunan konteyner kente Barış Manço temalı bir kütüphane kazandırdık. Çocukların girdiklerinde Barış Manço’yu hatırlayabilecekleri bir ortam oluşturmaya çalıştı” şeklinde konuştu.