- 22 Mart 2018 Perşembe 11:36

Kilisli şairler üniversiteli öğrencilerle buluştu

A
A
A
Kilisli şairler üniversiteli öğrencilerle buluştu

Kilisli şairler kendi yazdıkları şiirlerini, Kilis 7 Aralık Üniversitesinde düzenlenen “Kilisli şairler Buluşması” programında üniversiteli öğrencilere okudular.

Kilisli şairler kendi yazdıkları şiirlerini, Kilis 7 Aralık Üniversitesinde düzenlenen “Kilisli şairler Buluşması” programında üniversiteli öğrencilere okudular.


Program, Rektör Prof. Dr. Mustafa Doğan Karacoşkun’un İnciraltı Kahve Evinde verdiği kahve daveti ile başladı. Daha sonra rektörlük konferans salonuna geçen şairler şiirlerini, etkinliğe büyük ilgi gösteren akademisyenler, öğrenciler ve şiir sevenler için okudu. Başta Afrin şehitleri olmak üzere tüm şehitler için saygı duruşu ve İstiklâl Marşı’nın okunmasıyla başlayan “Kilisli şairler Buluşması”nda Dr. Abdullah İhsan Özaytürk “Sorular” ve “Senden Öğrendim”, Emel Ünver “Kadınım” ve “Şehitlere” Hasan Şahmaranoğlu “Canbolat Camii’nde Sabah” ve “Gazel”, Gazi Hüseyin Kılbaş “Başka” ve “Can Vermeye Hazırız”, İrfan Aksoy “Can Mı Kaldı” ve “Deme Öyle”, Mehmet Karadaş “Kilis’i Düşünorum” Muhlis Salihoğlu “Yeniden Uyanış” ve “Gönül Bu” Mustafa Alpaydın “Gitme Kal Desen de Kalamayacağım” ve “Hasret Defteri” Uğur Elhan “Gelsin” ve “Eski Kışlar” adlı şiirlerini okudu. Program sonunda bir teşekkür konuşması yapan Rektör Karacoşkun, gönül dünyamızı aydınlatan şiirleriyle programa renk katan değerli şairlerimize teşekkür etti. Karacoşkun, Kilis’in kültür insanlarını ve edebiyatseverleri üniversiteli öğrencilerle buluşturmak ve Kilis’e dair araştırmalar yapmak amacıyla kurulan KİTAM’a (Kilis Tarihi ve Kültürü Araştırma ve Uygulama Merkezi) şair ve yazarlarımızı beklediklerini ifade etti.


Birlikte fotoğraf çekilmesiyle son bulan programın ardından öğrenciler, şairlere kitap imzalattı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Antalya Kaleiçinde hanutçular, dilenciler ve etiket denetimi için için özel ekip Antalya’nın Kalbi Kaleiçi’nde Polis ve Zabıtalardan oluşan Hanutla Mücadele ve Etiket Denetimi ekipleri turistleri ve vatandaşları canından bezdiren hanutçulara göz açtırmıyor. 7/24 esasına göre görev yapan ekipler, turist kafilelerinin ve vatandaşların yoğun bulunduğu Kaleiçi, Cumhuriyet Meydanı, Işıklar Caddesi, Kazım Özalp Caddesi (Kapalı Yol) gibi alanlarda hanutçulara, dilencilere, seyyar satıcılara göz açtırmıyor. Geçen yıl ilçede Hanutçuluk yaptığı tespit edilen 5680 kişiye 3 milyon 508 bin 560 TL’lik idari para cezası uygulayan ekipler, 2024 yılının ilk üç ayında ise bin 828 kişiye 1 milyon 788 bin 106 TL’lik idari para cezası uyguladı. Özel ekipler kuruldu Antalya’da yoğun turizm sezonun başladığını ve Antalya’da gece gündüz demeden 24 saat boyunca yaşamın devam ettiğini belirten Muratpaşa Kaymakamı Orhan Burhan, “Günün her saatinde oldukça yoğun bir sezon geçiriyoruz. Pandemi dönemi öncesi 2019’da yaşadığımız turizmdeki en yüksek seviyeyi bu sene egale edeceğiz diye düşünüyoruz. Bu bizi turizm açısından oldukça mutlu ediyor. Bu anlamda gelen turistin rahat etmesi gerekiyor. Bu konuda da bir takım tedbirler aldık, almaya da devam ediyoruz. Özellikle turistlerin rahatsız edilmemesi, hanutçulukla karşı karşıya kalmaması için “Hanutla Mücadele ve Etiket Denetimi” ekipleri oluşturduk. Özellikle Kapalı Yol, Kaleiçi, Atatürk Caddesi, Karaalioğlu Parkı gibi turistin yoğun olduğu bu alanlarda denetimler yapıyoruz. Ekiplerimizde Polis Memurlarımız, Büyükşehir ve Muratpaşa Belediyelerimizin Zabıta personeli birlikte görev yapıyor. Hanuta ve turistlerin rahatsız edilmesine kesinlikle müsaade etmiyor. Hanut dışında esnafımıza etiket denetimi de yapıyoruz. Etiket denetimi önemli, turiste farklı farklı fiyatların uygulanması kesinlikle taviz veremeyeceğimiz bir husus” dedi. Huzuru bozanlara ceza yağdı Hanutla yaptıkları mücadele kapsamında çok sayıda cezai yaptırım uyguladıklarını belirten Muratpaşa Kaymakamı Orhan Burhan, çalışmalarını aylık, yıllık ve üç aylık olarak raporladıklarını ifade etti. Burhan, “2023 yılında rahatsız etme adı altında hanut, dilencilik, gürültü gibi konularda kabahatler kanunu çerçevesinde 5 bin 680 kişiye, 3 milyon 508 bin 560 Türk lirası idari para cezası uyguladık. 2024 yılının ilk üç ayında ise bin 828 kişiye 1 milyon 788 bin 106 Türk lirası idari para cezası uyguladık” açıklamasında bulundu.
Düzce Düzce Üniversitesi’nin ilk akredite bölümü DÜZCE(İHA) – Düzce Üniversitesinin ilk akredite bölümü Peyzaj Mimarlığı değer üretmeye ve değer katmaya devam ediyor. Düzce Üniversitesi Orman Fakültesi Peyzaj Mimarlığı Bölüm Başkanı Prof. Dr. Engin Eroğlu, Dünya Peyzaj Mimarlığı Ayı ve Ulusal Peyzaj Mimarlığı Gününde önemli açıklamalarda bulundu. Peyzaj Mimarlarının, ekolojik sürdürülebilirliği, peyzajların kalitesini ve işleyişini sağlamak, kolektif hafızayı, mirası ve kültürü canlı tutmak için estetik ve bilimsel ilkeleri uygulayarak, doğal, kırsal ve kentsel çevreleri planlandıklarını, tasarladıklarını ve yönettiklerini belirten Eroğlu, “Peyzaj Mimarları, diğer disiplinleri yönlendirerek, koordine ederek, iklim değişikliği ve ekosistemlerin istikrarı, sosyo-ekonomik iyileştirmeler, toplum sağlığı, refahı ile ilgili uyum ve azaltma gibi doğal ve kültürel ekosistemler arasındaki ilişkileri planlarlar ve yönetirler” ifadelerini kullandı. Peyzajı farklı ekosistemlerin birleşiminden oluşan bir mozaik şeklinde nitelendiren Eroğlu, “Bu mozaikte insan ve doğa arasındaki etkileşimlerin dengeli bir şekilde yönetilmesinde Peyzaj Mimarlarına ihtiyaç bulunmaktadır. 1968 yılında Peyzaj Mimarlığı eğitiminin ülkemizde başlamasının 56. yılı, Peyzaj Mimarlığı Bölümü’nün Düzce’de eğitime başlamasının 30. yılında, Düzce Üniversitesi’nin ilk akredite olmuş bölümü olarak ilimizde, bölgemizde ve ülkemizde değer üretmeye ve değer katmaya devam ediyoruz” dedi.
Tokat Tırın önünde metrelerce sürüklenip burunları bile kanamadan kurtuldular Emniyet Müdürlüğü Kent Güvenlik Yönetim Sistemi (KGYS) kameralarınca Mart 2024 tarihinde Tokat’ta meydana gelen kazalar paylaşıldı. Kaydedilen görüntülerde bir otomobil tırın önünde metrelerce sürüklendi. Araç içerisinde bulunanlar şans eseri burunları bile kanamadan kurtuldular. Türkiye’nin birçok ilinde farklı tarihlerde meydana gelen trafik kazalarının görüntüleri, Emniyet Müdürlüğü Kent Güvenlik Yönetim Sistemi (KGYS) kameralarınca kaydedildi. Tokat’ta şubat ayında meydana gelen 4 ayrı kaza da kameralar tarafından an be an kaydedildi. Emniyet Genel Müdürlüğü, 2024 yılının Mart ayında Kent Güvenlik Yönetim Sistemi (KGYS) kameralarının kaydettiği farklı illerdeki trafik kazalarının görüntülerini paylaştı. Paylaşılan görüntülerde Tokat’ta 4 ayrı kaza kameralara yansıdı. Dikkatsizlik ve geçiş üstünlüğüne dikkat etmeyen sürücüler kazalara neden oldu. “Metrelerce sürüklendi” İlk görüntüde Tokat Gaziosmanpaşa Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi önündeki caddede meydana geldi. Görüntüde bir otomobil aynı yönde ilerleyen tırın sıkıştırması ile yan döndü ve metrelerce sürüklendi. Kazada şans eseri otomobilde bulunanlar yara almadan kurtuldu. “Otobüs hızını alamadı” İkinci görüntüde ise şehir içi Özel Halk otobüsü durmayarak kırmızı ışıkta duran arabalara arkadan çarptı. Kaza nedeniyle araçlarda maddi hasar meydana geldi. “Yine kavşak yine kaza” Paylaşılan diğer iki kaza da şehirdeki farklı kavşaklarda meydana geldi. Geçiş üstünlüğüne dikkat etmeyen araçlar çarpıştı. Çarpmanın etkisiyle araçlarda maddi hasar meydana geldi.
Sivas 58 yıldır gerçek kimliğini arıyor Sivas’ta yaşayan 58 yaşındaki Raziye Şimşek, doğduğu günden bu yana gerçek kimliğine kavuşamadı. Hikâyesiyle filmlere konu olacak olayın aydınlatılması için Şimşek’in biyolojik babasının mezarı açılarak DNA örneği alındı. Sivas kent merkezinde yaşayan Raziye Şimşek, 1 yaşında annesini kaybettikten sonra yaşadığı dramatik hayat hikâyesiyle duyanları derinden etkiliyor. Şimşek, annesinin vefatının ardından babası tarafından 1 yaşındayken yurda verildi. İddiaya göre, o dönemdeki yurt müdürü Şimşek’i kaydettirmeden resmi olmayan şekilde bir aileye verdi. Bu aile de sahte kayıtlarla Şimşek’i öz çocuklarıymış gibi nüfusa kaydettirdi. Şimşek, evlendikten sonra evlat edinen aile tarafından reddedilerek evlatlıktan düşürüldü. Evlat edinen ailenin çıkarttığı kimlik kartı numarası ve kendisinin mecburiyetten çıkarttığı kimlik kartı numarası bulunan Şimşek, bu nedenle resmi bir kimliğe sahip olmadığı için devlet kurumlarına gittiğinde kimlik eksikliği nedeniyle birçok sorunlarla karşılaşıyor. “Ölünce mezarıma yazılacak bir baba adım yok” Yaklaşık 3 yıldır bu durumun çözümü için mücadele eden Şimşek, “Ben bir yaşımdayken annem vefat etti. Bana bakan olmadığı için beni yurdun kapısının önüne bırakıyorlar. O dönemin yurt müdürü beni el altından yurda kaydetmeksizin beni büyüten aileye veriyor. Onlarda sahte kayıtla beni kendilerinin üzerine geçiriyorlar. 18, 19 yaşına gelip evlendiğimde beni üzerlerinden düşürüyorlar. Bunlarda olmadığı için benim bir kimliğim yok. Hiç bir resmi kurumlarda kaydım yok. Ölünce mezarıma yazılacak bir baba adım dahi yok. Bunun zorluğunu hep yaşıyorum. Benim ablalarım bütün aile fertlerim beni kabul ediyor ama daha büyük aile bireylerimiz olmadığı için Hâkim Bey DNA testine karar verdi. 2,5 yıldır çok büyük zorluklarla uğraşıyorum. Hem maddi hem de manevi sıkıntılar yaşıyorum. Sürekli mahkemelere gidip geliyorum. Yaşadığım şeyleri tekrar tekrar yaşıyorum” dedi. Resmiyette gözükmüyor, iki farklı kimlik numarası bulunuyor Adına iki farklı kimlik numarası olduğunu ifade eden Şimşek, “Geçmiş yakamı bırakmıyor ki rahat edeyim. 1965 yılından bu yana bu hayatı yaşıyorum ama hiçbir yerde resmiyette görünmüyorum. Şuanda benim adıma iki farklı TC kimlik numarası var. Birisi onların üzerine diğeri de benim şuan mecburiyetten kullandığım sahte TC kimlik kartı numarası. Devlet kurumlarına gittiğim zaman ‘kayıtlarda böyle birisi yok’ diyorlar. ‘Sadece baba adı var alt soy üst soy yok’ diyorlar. Hastanelere falan gittiğimde eşimin üzerine muayene olduğum için pek sorun yaşamadım ama yine de ben bu durumdan da rahatsız oluyorum. Her zaman elim yüreğimde. İnşallah son mahkeme olur, bu konudan dolayı hem maddi hem manevi çok yoruldum. 58 yaşındayım 25 yıl olmuştu ben unutalı. Ama ben 2,5 yıldır bu durumu mahkeme kapısında tekrar tekrar yaşıyorum, geçmiş yakamı bırakmıyor” şeklinde konuştu.