ASAYİŞ - 05 Nisan 2021 Pazartesi 19:08

Genç mühendisin mayın patlaması sonucu ölmesine ilişkin dava başladı

A
A
A
Genç mühendisin mayın patlaması sonucu ölmesine ilişkin dava başladı

Kilis’te 2017 yılında sınır hattında mühendis Mehmet Akcan’ın öldüğü mayın patlamasına ilişkin FETÖ’den ihraç edilen dönemin 2.

Kilis’te 2017 yılında sınır hattında mühendis Mehmet Akcan’ın öldüğü mayın patlamasına ilişkin FETÖ’den ihraç edilen dönemin 2. Hudut Tabur Komutanı eski kurmay yarbayın müebbet hapis cezası istemiyle yargılandığı davanın ilk duruşması yapıldı.


30 yaşındaki mühendis Mehmet Akcan’ın 23 Ağustos 2017’de Demirışık köyü Şimşek Hudut Karakolu sorumluluk alanındaki sınır hattında yapımı süren duvar çalışmalarını kontrol ederken aracıyla PKK/YPG tarafından döşenen mayının üzerinden geçmesi sonucu hayatını kaybetmesiyle ilgili dava, Kilis 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Tutuksuz 8 sanıktan 7’sinin katıldığı duruşmada, dönemin 2. Hudut Tabur Komutanı olan ve FETÖ’den ihraç edilen eski kurmay yarbay Mehmet Okan Arıkan hakkında "olası kastla bombalayarak adam öldürme" suçundan müebbet hapis cezası istendi. Davada M.Ş., H.O., A.Ü., M.S., M.G.İ., N.Y. ve S.K. isimli şahıslar ise "taksirle ölüme neden olma" suçundan 2 yıldan 6 yıla kadar hapis cezası ile yargılanıyor. Eski kurmay yarbay Mehmet Okan Arıkan’ın da hazır bulunduğu duruşmada 7 sanık ile tanıklar ifade verdi. Bir sanık ise yurt dışında olması nedeniyle duruşmaya katılmadı. Mayınlı saldırı sonucu hayatını kaybeden Mehmet Akcan’ın yakınları da duruşmayı takip etti.


Duruşmada Kilis 2. Hudut Tabur Komutanı eski kurmay yarbay Mehmet Okan Arıkan ile 6 sanık ifadelerini tekrarladı. Duruşma savcısı, Mehmet Okan Arıkan’ın tutuklanmasını talep etti. Mahkeme heyeti sanığın tutuksuz yargılanmasına karar verdi. Mehmet Okan Arıkan’ın adli kontrol kararının kaldırılması talebi ise mahkeme tarafından reddedildi. Mahkemeye yurt dışında olduğu için gelemeyen sanığın ifadesinin alınmasına ve diğer tanıkların dinlenmesine karar veren mahkeme, duruşmanın 24 Haziran tarihine ertelenmesine karar verdi.


Cumhuriyet savcısının hazırladığı iddianamede, 8 Temmuz 2017’de sınır hattında yapılan duvarın Türkiye tarafına 5-6 terör örgütü PKK/YPG mensubunun toprağa mayın tuzakladıkları, sınır hattında görevli olan ve söz konusu olayı termal kamerayla kaydedip gören kobra askeri araç komutanlarının durumu sanık Mehmet Okan Arıkan’a bildirdiği, eski kurmay yarbayın nöbetçi askerlere kendisi gelene kadar olaya müdahale etmemeleri yönünde emir verdiği belirtildi. İddianamede, sanığın olaydan yaklaşık bir saat sonra geldiği ve alay komutanını telefonla arayıp mayın tuzaklama faaliyetinden bahsetmediği, sadece Sakarkaya Tepesi bölgesinde 3-4 kişilik görüntü aldıklarını, kendisinin de mevzide olduğunu söylediği ve atış izni istediği bilgileri yer aldı. Verilen izin üzerine uyarı ateşi açıldığı ve örgüt mensuplarının kaçtığı bildirilen iddianamede, olayın ardından Mehmet Okan Arıkan’ın ilgili personele bölgeye giriş çıkışlara izin verilmemesi yönünde sadece sözlü olarak talimat verdiği belirtildi. İddianamede 22 Ağustos 2017’de ise Yüzbaşı A.K’nin sanıklardan M.Ş.’yi arayarak sınır hattı duvarı yapımına ilişkin inceleme yapmak üzere gelecek heyete eşlik edilmesi ve emniyetin sağlanması yönünde talimat verdiği ifade edildi. Talimata rağmen sanık M.Ş.’nin bir gün sonra gelen heyete refakat etmediği ve istirahate ayrıldığı belirtilen iddianamede, M.Ş.’nin uzman çavuş H.O.’ya gruba eşlik etmesini söylediği ama onun da nöbet değişimi nedeniyle bunu yapmadığı vurgulandı. İddianamede, 23 Ağustos 2017’de 5 araçla gelen heyetin sınır duvarında incelemelerde bulunduktan sonra 4 aracın kontrol noktasına dönüş yaptığı, maktul mühendis Mehmet Akcan’ın kullandığı beşinci aracın konvoydan ayrılarak geçişi yasak olan bölgeye gittiği ve 8 Temmuz 2017’de PKK/YPG’li teröristlerin yerleştirdiği mayının patlaması sonucu öldüğü kaydedildi. Cumhuriyet Başsavcılığınca olaya ilişkin kusurlu kişilerin tespiti amacıyla hazırlatılan bilirkişi raporu da iddianamede yer aldı. Raporda, sınırın Türkiye tarafında bulunan ve geçişe fiziki hiçbir engel olmayan bölgede hareket eden mühendis Mehmet Akcan’a kendisine herhangi bir uyarı da yapılmadığı için kusur atfedilemeyeceği belirtildi. Sanık Mehmet Okan Arıkan hakkında ise bilirkişi raporunda şu tespit ve iddialara yer verildi:


"8 Temmuz 2017’de meydana gelen ve kayıtlara ’sınır ihlali’ olarak geçen olayda hudut tabur komutanı olarak görev yapan kurmay yarbay M.O.A.’nın emir ve komutayı doğrudan üzerine alarak, diğer personelin inisiyatifini kullanarak görevini yapmasına izin vermemesi, olaya müdahalede gecikmeye yol açması, şüpheli şahıslar tarafından sınır ihlali ile sınırlı kalmayan ve yaklaşık bir saat süren kazı yapma ve kablolama türünden faaliyetleri patlayıcı madde tuzaklama olarak değerlendirilmesine rağmen bundan üst komutanlıklara çekilen mesajlarda bahsedilmemesi, patlayıcı madde konulduğu şüphesi olan yerlerin nokta olarak belli olmasına rağmen buralarda mayın arama taraması yapılması konusunda hiçbir çaba göstermemesi, giriş-çıkışların yasaklanması yönünde emir verilmesine rağmen giriş-çıkışların yapılmasına engel olacak şekilde fiziki bir tedbiri aldırmaması, görsel uyarı işaretlemeleri yaptırmaması nedeniyle mezkur olayda asli kusurlu olduğu kanaatine varılmıştır."

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kocaeli 2 kız çocuğunu taciz ettiği iddiasıyla yargılanıyor Kocaeli’de kızının 11 ve 12 yaşlarındaki 2 arkadaşını taciz ettiği iddia edilen 52 yaşındaki sanığın, 2’şer kez 3 yıl 9 aydan 14 yıla kadar hapsi istendi. İddiaya göre; Kocaeli’de yaşayan H.N.Y. (11) ile S.N.B. (12) isimli kız çocukları, 2020’nin yaz aylarında ve 2022’nin ocak ayında arkadaşlarının babası İ.K. (52) tarafından cinsel istismara maruz kaldı. Çocukların bu durumu öğretmenlerine anlatmasıyla konu polise intikal etti. Suç duyurusunun ardından İ.K. gözaltına alındı. İfadesi alınan İ.K. adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. Sanık hakkında "Çocuğa karşı cinsel istismar" suçundan dava açıldı. Olayla ilgili açılan davanın duruşması Kocaeli 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülmeye devam etti. Duruşmaya tutuksuz sanık, tanıklar ve taraf avukatları katıldı. Olaya ilişkin dinlenen S.N.B’nin ablası Z.B., "Tam zamanını hatırlamamakla birlikte pandemi sonrasında kardeşim bana sanık ve kızı ile motosiklete bindiklerini söyledi. Kardeşim, sanığın motosiklette bacaklarına ve bikini bölgesine dokunduğunu söyledi. Emin olup olmadığını sorduğumda emin olduğunu söyledi. Kardeşimin cep telefonunu denetlemek amacıyla kontrol ettim. Kardeşim arkadaşına yolladığı mesajda kendisine dokunduklarını yazmıştı. Kardeşime mesajların ne olduğunu sorduğumda şaka olduğunu söyledi ve bana tepki gösterdi. Telefonunu kontrol ettiğim başka tarihte ise intihar etmek amacıyla hap içtiğini yazmıştı. Daha sonra olayı anneme anlattım. Ben anlatmadan önce de kardeşim olayı öğretmenine anlatmış. Daha sonra olay polise intikal etti" dedi. "Mağdurlar, iddia ettikleri eylemler tarihinden sonra da sürekli bize gelmeye devam etti" Tanık olarak dinlenen sanığın kızı ise "Mağdur kızlar benim arkadaşlarım olur. Evimize gelip giderlerdi. Kızlar bizim eve geldiğinde sürekli yanlarındaydım. İddia konusu olaylar yaşanmamıştır. Mağdurlar, iddia ettikleri eylemler tarihinden sonra da sürekli bize gelmeye devam etti. S.N.B. çok yalan söyler ve olayları abartarak anlatır. Bu huyu sebebiyle kendisiyle çok kavga ettiğimiz olurdu" şeklinde konuştu. Sanık ise suçlamaları kabul etmediğini belirtti. 2’şer kez 3 yıl 9 aydan 14 yıla kadar hapis talebi Cumhuriyet savcısı mahkeme heyetine sunduğu mütalaasında, sanık İ.K’nın her 2 çocuğa karşı işlemiş olduğu iddia edilen "çocuğa karşı cinsel sarkıntılık" suçundan ayrı ayrı 3 yıl 9 aydan 14 yıla kadar hapisle cezalandırılmasını talep etti. Mahkeme heyeti, sanığın tutuksuz halinin devamına karar vererek, duruşmayı erteledi.
Adıyaman İsias Otel davasının ikinci duruşması başladı Adıyaman’da 6 Şubat depremlerinde yıkılan ve 72 kişinin hayatını kaybettiği İsias Otel’le ilgili davanın ikinci duruşması Adıyaman Adliyesi’nde başladı. 6 Şubat depremlerinde 39’u KKTC’li voleybol sporcusu, öğretmen ve antrenör olmak üzere toplam 72 kişinin hayatını kaybettiği Adıyaman’daki İsias Otel davasının ikinci duruşması Adıyaman Adliyesi 3. Ağır Ceza Mahkemesinde sabah saatlerinde başladı. 3’ü tutuklu toplam 11 sanığın yargılandığı davaya KKTC Başbakanı Ünal Üstel, Başbakan Yardımcısı Fikri Ataoğlu, KKTC İçişleri Bakanı Dursun Oğuz, KKTC Milli Eğitim Bakanı Nazım Çavuşoğlu, KKTC Ana Muhalefet Lideri Tufan Erhürman, otel enkazında hayatını kaybedenlerin aileleri ve çok sayıda kişi katıldı. Sabahın erken saatlerinde ellerinde kaybettikleri yakınlarının pankartlarıyla Adıyaman Adliyesine gelen aileler gözyaşlarına hakim olamadı. Burada aileler adına açıklamalarda bulunan, otel enkazında hayatını kaybeden Nazımcan Hartlap’ın annesi Hilal Düzgünce, “6 Şubat depreminin üzerinden 14 ay geçti. Bugün ortak davamız olan İsias Otel davasının ikinci duruşması yapılacak. Bizler İsias Otel’de 72 canımızı kaybettik. Rehberlerin ve şampiyon meleklerin anneleri, kardeşleri ve en yakınları buradayız. 14 aydır acımızı yaşayamıyor, faillerin yargı önünde hesap vermesi için mücadele ediyoruz. Tüm faillerin hak ettikleri şekilde ceza almaları ve aldıklarını görene kadar mücadelemizi sürdürmeye devam edeceğiz” dedi. Daha sonra konuşan Şampiyon Melekleri Yaşatma Derneği Başkanı Ruşen Yücesoylu Karakaya, "Ne olursa olsun bu dava adaletle sonuçlanana kadar hep birlikte olmaya devam edeceğiz. Katiller hesap verene kadar mücadelemizden vazgeçmeyeceğiz. Bu davada bilimin yol göstericiliğine güveniyoruz. Hukukun üstünlüğü kadar toplum vicdanının gücüne de inanıyoruz. Türkiye Cumhuriyeti adaletinden tek beklentimiz, İsias cinayetinin faillerinin bizden aldıkları her canın bedelini ödemesidir” şeklinde konuştu. Bu davanın peşini hiçbir şekilde bırakmayacaklarını vurgulayan KKTC Başbakanı Ünal Üstel, "Bu depremde bizlerde çocuklarımızı kaybettik. Yavrularımızı kaybettik. Ve o günden bu güne kadar adalet arayışımız devam ediyor. Biz Türkiye Cumhuriyeti adaleti güveniyoruz. Birinci duruşma bundan bir müddet önce başladı ve sonuçlandı. Bugün ikinci duruşma için biz KKTC olarak bütün kesimlerimizle buradayız. Hükumet olarak buradayız, bakan arkadaşlarımızla buradayız, muhalefet başkanıyla, milletvekilleriyle ve yavrularımızın anneleriyle, yakınlarıyla, halkımızla Adıyaman’a geldik. Çünkü bu çocuklar artık KKTC’nin davasıdır. Onların acıları hepimizin acılarıdır. Biz çocuklarımızı unutmadık unutturmayacağız. Ve adalet sonuçlanana kadar biz bu işin devlet olarak takipçisi olacağız. Ülke olarak, devlet olarak Adıyaman’dayız. Ve iananıyorum ki en iyi neticeyi de bugün değilse bile en yakın zamanda adalet tecelli edecek, suçlular ise gerekli cezayı alacak diye düşünüyorum” diye konuştu.