DİĞER SPORLAR - 27 Ekim 2014 Pazartesi 11:59

Spor Bakanı Kılıç'tan doping uyarısı

A
A
A
Spor Bakanı Kılıç'tan doping uyarısı

Gençlik ve Spor Bakanı Akif Çağatay Kılıç "Doping konusunda sıkıntılar yaşadık ama şevkimizi kırmasın" dedi.

'Federasyonlar Boyutuyla Türk Sporunun Geleceği' isimli çalıştaya katılan Gençlik ve Spor Bakanı Akif Çağatay Kılıç, spora ayrılan bütçenin verimli kullanılmadığını, harcanan bütçeye ve yapılan işlere bakılınca ortaya ciddi bir tablonun çıktığını ve bu çalıştayda kesinlikle bütçe konuşulmayacağı talimatını verdiğini söyledi. Katılımcılardan proje üretmelerini isteyen Bakan Kılıç, dopingle ilgili olarak ise, "Doping konusunda sıkıntılar yaşadık ama şevkimizi kırmasın" dedi.

Gençlik ve Spor Bakanı Akif Çağatay Kılıç, Gençlik ve Spor Bakanlığı tarafından Antalya Belek’te bir otelde düzenlenen 'Federasyonlar Boyutuyla Türk Sporunun Geleceği Çalıştayı'nın açılışına katıldı. Antalya Valisi Muammer Türker, AK Parti Antalya İl Başkanı Mustafa Köse, Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel, federasyon başkanları, kulüp başkanları, akademisyenler ve çok sayıda sporcunun katılımıyla gerçekleştirilen çalıştayda Türk sporunun geleceği konuşuldu.

"ÖZ ELEŞTİRİ YAPMAMIZ LAZIM"

Gençlik ve Spor Bakanı Akif Çağatay Kılıç, çalıştayın açılışında yaptığı konuşmada katılımcılara seslenerek spor alanında öz eleştiri yapılmasının gerektiğini vurguladı. Herkesin kendisini eleştirmesi ve daha iyi işler yapmak için proje üretilmesini isteyen Bakan Kılıç, AK Parti iktidarının başarısının temelinin proje üretip ve ürettiği projelerin takibini sağlamakta saklı olduğunu söyledi. Burada yapılacak çalıştaya ilişkin bazı grupların 'Daha önce de toplanıp konuşmuştunuz, hiç bir şey olmamıştı' şeklinde karşı çıktığını belirten Bakan Kılıç, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bizim amacımız sizleri bir arada konuşarak farklı düşünceleri bir pota içerisine getirip eksikleri değerlendirmemiz. Bir çalıştayı yapmayı düşündüğümüzde bazı sesler şunu söyledi; 'Daha önce de toplanıp konuşmuştunuz, hiçbir şey olmamıştı.' Ama biz AK Parti iktidarı olarak 12 senede büyük işler başardık. Bu işleri de projeleri takip ederek başardık. Bu çalıştayda bir araya gelip görüştüğümüz konuları sonunda bir bildiri haline getirip yayınlayacağız. Öz eleştiri yapmamız lazım. Kendimizi eleştirmeliyiz. Daha iyi nasıl bir şeyler yapılır bakmamız lazım. Biz spor deyince hep uluslar arası olimpiyatlar ve uluslar arası yarışmaları düşünüyoruz. Bunlar doğal ama engelli arkadaşlarımız da var, bunların da başarıları var. O nedenle bu boyutun da burada ele alınmasını istiyorum."

"GERÇEKÇİ HEDEFLER ORTAYA KOYALIM"

Çalıştaya katılan herkesin kendi alanındaki sporcularının verilerini çıkarmasını isteyen Bakan Kılıç, veriler ışığında daha gerçekçi hedeflerle daha kolay başarılar elde edilebileceğine değindi. Amerika’yı yeniden keşfetmenin gerekmediğini de vurgulayan Bakan Kılıç, 2016 ve 2020 yılındaki olimpiyatlara dikkat çekerek, "2016-2020 olimpiyatlarında ne yapacağız, bunu da düşünmemiz lazım. Görev alanlarınızdaki projeksiyonlarınız neler bunları görmek istiyorum. Bunları bilelim ki hedeflerimizi gerçekçi ortaya koyalım. Spesifik olarak elde edilen verileri ortaya koyup planlı çalışmalar yapmalıyız. Verileri sizler ortaya çıkarmalısınız. Bu veriler olmazsa başarıların bazılarını tesadüfi olduğunu söyleyenler var. Onları haklı çıkarmış olursunuz. Amerika’nın yeniden keşfedilmesine gerek yok. Antrenörlerimiz ne durumda. Biz bazı verilere sahibiz ama sizlerin de bazı çalışmalar yapması gerekiyor" dedi.

"BURADA KESİNLİKLE BÜTÇE KONUŞULMAYACAK"

Çalıştayın amacının bütçe konuşmak olmadığının altını çizen Bakan Kılıç, çalıştaya katılan ve Gençlik ve Spor Bakanlığı’ndan görevlilere bütçe konuşulmaması konusunda talimat verdiğini de belirterek katılımcılardan sadece plan ve proje üretmelerini istedi. Türkiye Cumhuriyeti’nin spora gerekli bütçeyi ayıracak kadar zengin olduğunu vurgulayan Bakan Kılıç, "Bugüne dek yapılan çalışmalarda söz dolaşıp bütçeye geldi. Değerli arkadaşlar bu toplantı bir bütçe toplantısı değildir. Buradaki bakanlıktan arkadaşlara ben gerekli talimatı verdim. Burada bütçe konuşulmayacak. Burada bir plan yapılırsa Türkiye Cumhuriyeti o plan için kaynak ayıracak kadar güçlüdür. Verilen kaynakların verimli kullanıp kullanılmayacağı konusunda bir eksiklik var. Ben kaynak ve yapılanlara baktığım zaman ortada çok ciddi bir tablo var. Statların yaşayan alanlar olması lazım. Bugün bir stadyumun bize maliyeti 70 milyon TL’den başlıyor. Ayda iki kere kullanılması için bu kadar kaynak ayrılmamalı. Bu alanlar değerlendirilmelidir" şeklinde konuştu.

"KÜÇÜK ORGANİZASYONLARLA UĞRAŞMAYALIM"

Bakan Kılıç, rekabetin çok üst düzeyde olduğunu ve bu nedenle küçük organizasyonlarla vakit kaybedilmemesi gerektiğine değinerek, "Daha iyi koordine olmamız lazım. Federasyonlarımız birbirine destek olmalıdır. Sporcularımız uluslar arası alanda tecrübe kazanmalı. Rakiplerimiz bunu çok güzel yapıyor. Ciddi manada rekabet var. Çok çalışmamız gerekiyor. Bir sporcunun uluslar arası bir müsabakaya katılması ona farklı bir heyecan katacaktır, tecrübe katacaktır. Türkiye’ye alacağımız organizasyonların sporcularımız ve Türkiye’nin sporuna katkı sağlayacak olanları almamız lazım. Her organizasyon Türkiye’de yapılacak diye bir şey yok. Kimsenin yapmak istemediği küçük organizasyonlarla uğraşmayalım. Mersin’de yapılan organizasyon bakın ne kadar çok ses getirdi. Hükümet desteğinin en büyük avantaj olduğunu da biliyoruz. Erzurum ve Trabzon'da biz bu organizasyonları yaptık" ifadelerini kullandı.

"DOPİNG KONUSUNDA SIKINTILAR YAŞADIK AMA ŞEVKİMİZİ KIRMASIN"

Türkiye’de güzel tesislerin olduğunu ama tesislerin içlerinin boş olduğunu ifade eden Gençlik ve Spor Bakanı Akif Çağatay Kılıç, "Yatırımlar devam edecek ama tesislerin ardından envanter çalışmalarının da yapılması lazım. Tesislerin içini doldurmamız lazım. Güzel tesisler yapılıyor ama içleri boş. Bu çalıştayda bu tesislerimizin içlerinin nasıl doldurulacağını konuşalım. Bunları sizlerden istiyorum. Bir takım sıkıntılar yaşadık. Ama bu sıkıntılar bizim şevkimizi kırmasın. Bahsettiğim konu doping. Bizi üzmek isteyenlere izin vermeyelim. Gösterdiğimiz güven karşılık bulmayabilir. Ama biz yolumuzda aynı çizgi ve kaynakla devam edeceğiz. Duruşumuz artık açık ve nettir. Uluslar arası anlamda iyiyiz daha iyi bir noktaya da gideceğiz. Herkes dikkat etsin birbirimizi üzmeyelim. Başarılı bir meslek çalışanı olmak, aynı zamanda başarılı bir sporcu olmaya engel değil. Milli Eğitim Bakanlığı ile erken yaşta sporcu ruhunun oluşması için çalışmalar devam ediyor. Ben kendi kızlarımdan biliyorum" açıklamasında bulundu.

MEDYA VE BASINI UYARDI

Konuşmasını sonunda yazılı ve görsel basına bir uyarıda bulunan Kılıç, "Sporu vitrine taşıyacak olan medya ve basındır. Sizler neyi ön plana çıkarırsanız kamuoyunda o konuşuluyor. Biliyorum futbol en çok konuşulan alan ama bu diğerlerini göz ardı edecek hale gelmesin. Vitrine ne kadar çok yer verirseniz o başarıyı elde etmeyi çalışanlara da bir motivasyon olur. Farklı dallarda başarı elde eden kardeşlerimizin haberlerini paylaşın. Ümit ve ışık veren başarılara biraz daha önem verelim" dedi.

TÜRKER: "GENÇ NÜFUSU İYİ KANALİZE ETMEMİZ LAZIM"

Çalıştayda konuşan Antalya Valisi Muammer Türker de yaş ortalamasının genç olduğunu ve bu nedenle genç yaşta herkese spor bilincinin aşılanması gerektiğini vurguladı.
Antalya’nın yılın her ayında spor yapma imkanı sağlayan bir il olduğuna da değinen Vali Türker, "Sporun toplumsal boyutuna bakacak olursak yaş ortalamamız 29,5. Genç bir nüfusa sahibiz. Biz bu genç nüfusu iyi yetiştirmeliyiz. Bunu bir güç olarak kullanmamız lazım. Hakkari’de yaş ortalaması 19,5'tu. Genç nüfusu iyi kanalize ederek terör örgütlerinin gençlerimizi kandırmasının önüne geçmiş oluruz. Antalya Türkiye’de spor imkanları açısından zengin bir il. Spor dalları bakımından yılın 12 ayında pek çok spor yapılabilir. İlçe ve il merkezinde birçok spor dallarına ait tesislerin geliştirilmesi için bakanlığımızdan destek bekliyoruz" diye konuştu.

TÜREL: "GENÇLİĞİNİ KURTARAMAYAN TOPLUMLARIN GELECEĞİNİ KURTARMASI ZORDUR"

Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel ise gençliğin farklı kötü grupların hedefi haline geldiğini vurgulayarak, "Bu salonda gençliğimiz konuşuluyor. Gençliğini kurtaramayan toplumların geleceğini kurtarması zordur. Gençliğimiz fevkalade tehlikeli bir dünyada yaşıyor. Uyuşturucu ve terör örgütlerinin avcısı olduğu bir dünyada yaşıyor. Son 12 yılda yapılan çalışmalar gençliğin iyi yetişmesi için iyi adımlar oluyor. Ailede başlayan gençlik eğitimi spor yöneticilerimizle daha ileri safhaya taşınıyor. Bu gelişmeler gençliğin üzerinde farklı amaçları olanları rahatsız etmiştir" açıklamasını yaptı.
Çalıştayın Salı günü komisyon raporlarının katılımcılara okunmasıyla sona ereceği bildirildi.

CAFER ESER - ALPARSLAN ÇINAR

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara DMM’den "Türkiye’ye BioNTech aşısı gelmedi" iddialarına yalanlama Dezenformasyonla Mücadele Merkezi (DMM), COVID-19 salgını sürecinde Türkiye’ye ’BioNTech aşısı gelmediği’ yönündeki iddiaların gerçeği yansıtmadığını açıkladı. Dezenformasyonla Mücadele Merkezi’nin (DMM) sosyal medya hesabından yapılan paylaşımda, bazı sosyal medya mecralarında, COVID-19 salgını sürecinde Türkiye’ye ‘BioNTech aşısı gelmediği’ yönünde ileri sürülen iddiaların gerçeği yansıtmadığı belirtildi. ‘BioNTech aşısı gelmediği’ iddialarının kamuoyunu yanıltmaya yönelik dezenformasyon içerdiği vurgulanan açıklamada, şu ifadelere yer verildi: "COVID-19’a karşı geliştirilen BioNTech mRNA aşıları, klinik kullanım amacıyla doğrudan BioNTech SE firmasından temin edilmiştir. Pandemiyle mücadele kapsamında, Mart 2021 tarihinden itibaren salgının son dönemlerine kadar söz konusu aşılar mevzuata uygun şekilde tedarik edilerek vatandaşlarımızın kullanımına sunulmuştur. Öte yandan salgın gibi küresel halk sağlığı acil durumlarında, aşı ve ilaçların temininde "Acil Kullanım Ön Onayı" mekanizması tüm dünyada işletilmektedir. BioNTech mRNA aşıları da Dünya Sağlık Örgütü ve uluslararası bilimsel otoritelerin acil kullanım ön onayı değerlendirmeleri esas alınarak Sağlık Bakanlığımız Halk Sağlığı Genel Müdürlüğü tarafından temin edilmiş ve uygulanmıştır. Dolayısıyla pandemi sürecinde yürütülen tüm aşılama faaliyetleri; insan sağlığının korunması önceliğiyle, bilimsel kriterler, şeffaflık ilkesi ve hukuki mevzuat çerçevesinde titizlikle gerçekleştirilmiştir. Bu nedenle kamuoyunun, teknik ve hukuki kapsamından koparılarak dolaşıma sokulan, yanıltıcı ve gerçek dışı nitelik taşıyan iddialara itibar etmemesi önemle rica olunur."
Gaziantep 51 kişinin öldüğü Furkan Apartmanı davasında firari sanıklar için 10 milyon TL’lik güvence bedeli kararı Gaziantep’in Nizip ilçesinde, Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat depremlerinde yıkılarak 51 kişinin hayatını kaybetmesine neden olan Furkan Apartmanı davasında iki firari sanık hakkında çıkarılan yakalama kararları, kişi başı 10 milyon TL güvence bedeli yatırılması karşılığında kaldırıldı. Gaziantep’in Nizip ilçesinde, Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat depremlerinde yıkılan ve 51 kişinin ölümüne neden olan Furkan Apartmanı davası bugün görüldü. Nizip Ağır Ceza Mahkemesinde görülen duruşmaya tutuksuz sanıklar Faik Ö., Eyüp Ö., Bülent B., Nejdet A., Mehmet A., Oktay A., Ömer Ş., Coşkun Ş., sanık avukatları, maktul avukatları ve maktul aile yakınları katıldı. Duruşmada söz alan maktul aile yakınları, suçluların en ağır cezayı almasını istedi. Sanıklar ise önceki savunmalarını tekrar ettiğini belirterek, suçsuz olduklarını savundu. Duruşma savcısı, taraflarca yeniden bilirkişi raporu talebinin dosyaya geldiği aşama dikkate alınarak reddine ve yakalama kararı bulunan sanıklar için güvence bedeliyle haklarındaki yakalama kararının kaldırılması yönündeki talebinin de reddedilmesine karar verilmesini talep etti. Mahkeme heyeti, haklarında yakalama kararları bulunan Hasan Hüseyin S. ile Abdullah Devrim S.’nin 10 milyon lira güvence bedeli karşılığında yakalama kararlarının kaldırılmasına, diğer sanıkların mevcut durumlarının devamına karar vererek, eksikliklerin giderilmesi için duruşmayı ileri bir tarihe erteledi. Ne olmuştu? Nizip Ağır Ceza Mahkemesi’nce, 19 Temmuz 2024’te görülen karar duruşmasında, mühendis sanık Yılmaz Şahin Yurtyapan hakkında ’bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasına neden olma’ suçundan 16 yıl 8 ay hapis, sanıklar Faik Ö., kardeşi Eyüp Ö. ve Nejdet A. hakkında delil yetersizliği nedeniyle beraat kararı verilmişti. Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 16. Ceza Dairesi, Nizip Ağır Ceza Mahkemesi’nce 6 Şubat depremlerinde yıkılan ve 51 kişinin hayatını kaybettiği Furkan Apartmanı davasında 3 sanık hakkında verilen kararı inceledi. Nizip Cumhuriyet Başsavcılığı ile tarafların itirazı üzerine yapılan değerlendirme sonucunda daire, yerel mahkeme kararını bozdu. Nizip Cumhuriyet Başsavcılığı ile tarafların itirazı üzerine yapılan değerlendirme sonucunda daire, yerel mahkeme kararını bozdu. Kararda, beraat kararı verilen sanıklar Faik Ö. ve kardeşi Eyüp Ö. hakkında "kolon kesilmesi" iddiasıyla yeni bir iddianame hazırlandığı, bu nedenle olayın bir bütün olarak değerlendirilmesi gerektiği belirtildi. Söz konusu dosyaların birleştirilmesi ve sanıkların birlikte yargılanması gerektiğinin belirtildiği kararda, "Tüm dosyaların birleştirilmesine karar verilerek, tüm delillerin birlikte tartışılması hakkaniyetli bir yargılama için gerekli olmakla birlikte yerel mahkemece verilen hükmün bozulmasına karar verilmiştir" denildi.
Diyarbakır Diyarbakır’da özel okulda 8 yaşındaki çocuğun darbedildiği iddiası Diyarbakır’da özel bir okulda 8 yaşındaki bir çocuğun darbedildiği iddia edildi. İddiaları reddeden okul yönetimi, darp izlerinin daha önceden olduğunun, öğrencinin ailesi tarafından kendilerine söylendiğini öne sürdü. Diyarbakır’da özel bir okulda eğitim gören 8 yaşındaki M.E.E.’nin geçtiğimiz günlerde okul müdürü ve sınıf öğretmeni tarafından darbedildiği iddia edildi. M.E.E.’nin ailesi, hastaneden darp raporu alarak şikayette bulundu. M.E.E.’nin dedesi Yılmaz Elaldı, geçen hafta okulun bir etkinliğine katıldıklarını belirterek, "Programda M.E.E., ille de beni eve götürün diyordu, bir korku vardı üzerinde. ’Okulun bitsin, öyle eve gideriz’ dedim. Çocuğun üzerinde baskı ve korku vardı. Orada da bize, kafasının çok ağrıdığını söyledi. Eve gelince ‘Müdür saçımdan tutup kafamı duvara vuruyordu’ dedi. Bu çocuklara bunu yapan insan değil. Çocuğu 10-15 gün önce de ben okula götürdüm. Sınıf öğretmeni bana herhangi bir şey de demedi. Bunu arkadaşları yapsa ’arkadaşıdır, normaldir’ olur derim. Bu, çocuğun çocuğa yapabileceği bir şey değil" diye konuştu. "Bunu yapan sınıf öğretmeni ve müdürü" iddiasında bulunan Elaldı, "Şahsen öğretmenle iki defa görüşmüştüm. Dört sefer okula gittim. İki etkinliğe gittim, iki sefer de çocuğu sormaya gittim. Çocuk darbedilmiş. Bu çocuğun herhangi özel bir durumu ve raporu yoktur. Herkes çocuklarını eve götürüp vücutlarına baksınlar. Çocukları dövüp, korkutup eve gönderiyorlar. Yasal işlemleri başlattık, sonuna kadar da bunun arkasındayız" dedi. Özel okuldan yapılan açıklamada ise 11 Aralık 2025 Perşembe günü okullarında meydana gelen hadisenin ilkokul 3. sınıf öğrencisi E.O.’nün sınıf öğretmenine ağlayarak, aynı sınıftaki sosyal mecrada ismi mağdur olarak gösterilen M.E.E. isimli öğrenci tarafından fiziksel şiddete uğradığını söylediği ifade edildi. Açıklamada, "Bunun üzerine sınıf öğretmeni, bu fiziki şiddet olayının ilgili öğrenci tarafından bu öğrenciye ve başka öğrencilere defaatle yapıldığı hususunu göz önünde bulundurarak, uyarması için okul müdürüne götürmüştür. Okul müdürü yanına getirilen öğrenciye önce sözlü nasihatlerde bulunmuş, sonrasında da yazı yazma ödevlendirmesinde bulunmuştur. Bu husus kurum kameralarında da açık ve şeffaf şekilde görülmektedir. Sosyal medyada tek taraflı servis edilen ve okul müdürlüğümüze isnat edilen fiziki şiddetin olmadığı hususu, kamera kayıtlarında da görülmektedir. İlgili kamera görüntüleri savcılık ve kolluk kuvvetlerine teslim edilmiştir. Bununla birlikte şiddete uğradığı şikayetini öğretmene yapan E.O. isimli öğrencimizin darp raporu da mevcuttur. Sosyal medyada ismi geçen öğrencimizde bulunan diz altı morlukların daha önce de var olduğunu bizzat çocuğun annesi de sınıf öğretmenine söyleyerek, bunun için bir hafta önce hastaneye gittiklerini ifade etmiştir. En az bir hafta önceden de görülen morlukların, ilgili gün müdür tarafından darp uygulaması sonucu oluştuğu iddiasını, önyargılı ve tek taraflı olarak görüyoruz. Çünkü kamera kayıtlarından bu iddianın doğru olmadığını görmekteyiz. Kurum olarak bu morlukların oluş şekli ve zamanı ile ilgili gerekli tespitlerin Adli Tıp Kurumu tarafından yapılması için gerekli yasal başvurularımızı yapmaktayız. Kurumsal olarak bu ve benzeri durumlarda öğrenci tarafında olmak temel ilkelerimizdendir. Kurum olarak her iki öğrencimizin de yanındayız. Olayın adil ve ön yargısız çözülmesinin takipçisi olacağız" denildi. Veli olmayan bir kişinin bu olayı farklı yorumlayarak kamuoyuna yanlış biçimde aktarmasını tasvip etmediklerini kaydeden okul yönetimi, açıklamada şu ifadelere yer verdi: "Annenin bacaklardaki morlukların birkaç haftadır olduğu ile ilgili beyanı; çocuğun bacaklarındaki morlukların en az birkaç haftadır var olduğunu, annenin sınıf öğretmenine gönderdiği ses kaydından da açık bir şekilde anlayabilmekteyiz. Hatta bunun için iddia edilen olaydan bir hafta önce hastaneye gittiklerini, kansızlıktan dolayı morlukların oluşma ihtimalini doktora sorduğunu, doktorun da incinmelere dayalı oluştuğunu ifade ettiğini bu ses kaydından anlıyoruz. Kurumdaki kamera kayıtlarından da bu şiddet vakasının ilgili gün okulda oluşmadığı gayet açık bir şekilde görülüyor. Bu kamera kayıtları da emniyete ve savcılığa teslim edildi."