POLİTİKA - 19 Şubat 2017 Pazar 15:58

Orman ve Su İşleri Bakanı Prof. Dr. Eroğlu:

A
A
A
Orman ve Su İşleri Bakanı Prof. Dr. Eroğlu:

Orman ve Su İşleri Bakanı Prof. Dr. Veysel Eroğlu, söz ve kararın milletin olduğunu kaydetti.
Orman ve Su İşleri Bakanı Prof. Dr. Veysel Eroğlu, Kırklareli AK Parti İl Başkanlığını ziyaret ederek basın mensuplarına açıklamalarda bulundu.
Parti binasında gündeme dair açıklamalarda bulunan Bakan Eroğlu, “Her hafta sonu değişik illere gidiyoruz. Teşkilatları ziyaret ediyoruz. Çünkü 16 Nisan referandum halk oylaması tarihimizdeki en önemli dönüm noktası. Bunun farkında olmamız lazım. Az önce de ifade ettim bu bir parti meselesi değil, memleket meselesi. Dolayısıyla bunu diğer özellikle burada CHP’li kardeşlerimize de izah edin. Mesele memleket meselesi olunca gerisi teferruattır. Bu yüzden bu meseleyi çok iyi anlatmamız lazım. Özellikle sürekli istikrar için koalisyon dönemine son vermek, birlik, beraberlik, kardeşliğimizin daha pekişmesi, özellikle kavgaların biteceği, koalisyonun biteceği bir döneme doğru geçiyoruz. Burada karar verecek olan millettir. Çünkü bizim anlayışımızda şu var, söz de karar da milletindir. Bu yüzden kapı kapı dolaşarak teşkilat olarak buraya çok büyük hizmetler yaptık. Sayın Cumhurbaşkanımızın buraya ayrı bir gönül bağı var” dedi.

“Rejimimiz cumhuriyet, demokrasi”
Kırklareli’nden büyük bir oy beklediklerini kaydeden Bakan Eroğlu, “İlk defa kıyıda köşede kalan bir il olmaktan kurtaran AK Parti’dir. Bu yüzden inşallah 16 Nisan’da da büyük bir oy bekliyoruz buradan. CHP maddeleri bile okumamış anlaşılıyor. Çünkü rejim meselesi diyorlar, rejimle alakası yok arkadaşlar. Rejimimiz cumhuriyet, demokrasi. Neticede anayasamızın ilk dört maddesiyle alakalı hiçbir tasarruf yok. İma bile yok” ifadelerini kullandı.

“CHP’li kardeşlerimizin ’hayırcı’ların kayığına binmemesi lazım diye düşünüyorum”
Bakan Eroğlu, sözlerini şöyle tamamladı: "Hayır diyenlerin dikkat ederse bunlar FETÖ, PKK, PYD gibi onlar ’hayır’ diyor biliyorsunuz. Mademki ’hayır’ diyor. CHP’li kardeşlerimiz bunu ’hayırcı’ların kayığına binmemesi lazım diye düşünüyorum. Türkiye çok kısa vadeli hükümetlerle, ömrü az olan hükümetlerle çok şey kaybetti."
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Filistin Dayanışma Platformu, İsrail’in Refah’ta başlattığı saldırıyı Ankara’da protesto etti Ankara’da bulunan Filistin Dayanışma Platformu, "Refah’ta Katliama Hayır" sloganıyla İsrail’in başlattığı saldırıyı protesto etmek için Amerikan Büyükelçiliği önünde toplandı. İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarının ardından 1 buçuk milyona yakın Gazzeli, Refah kentine sığınmıştı. İsrail’in Refah kentine yönelik başlattığı hava saldırısının ardından Filistin Dayanışma Platformu, "Refah’ta Katliama Hayır" sloganıyla saldırıyı kınamak için Ankara’da bulunan Amerikan Büyükelçiliği önünde çeşitli sivil toplum kuruluşlarıyla birlikte İsrail’i protesto etti. Elçilik binası önünde toplanan kalabalık, İsrail’i protesto etmek için "İnsanlık onuru siyonizmi yenecek" ve "Susma haykır soykırıma hayır" sloganları attı. Öte yandan kalabalık, İsrail askerleri tarafından Kudüs’te öldürülen Hasan Saklanan’ı ise rahmetle anmayı unutmadı. Grup adına basın açıklamasında bulunan Zeynel Abidin Özkan, İsrail’in Gazze’ye yönelik düzenlediği saldırıların ardından Refah sınır kapısına sığınan yaklaşık bir buçuk milyona yakın Gazzeli’nin 214 gündür açlıkla boğuştuğuna dikkati çekti. "Soykırımın ortakları ahirete kalmadan dünyada da inşallah gereken cezayı bulacaklar" Refah’a başlatılan saldırılarla birlikte bölgede can güvenliği sorununun da başladığının altını çizen Özkan, “214 gündür dünyanın gözü önünde Filistin’de kardeşlerimiz İsrail soykırımına maruz bırakılıyor. Uluslararası Ceza Mahkemesi’nde devam eden yargılamalara; İsrail, lobi faaliyetleriyle tüm ülkelere müdahale ettirmeye ve İsrail yetkililerinin ceza almaması için bir çaba içerisine girdi. Hepimiz gördük ki aslında adalet İsrail için varmış ve tüm ülkeler de İsrail’in soykırımını desteklemek için çalışıyormuş. Bugün ortaya çıkan belgelerde görüldü ki Uluslararası Ceza Mahkemesi’nde İsrail’in soykırımına ortak olan yöneticilerinin ceza almamasına yönelik baskı içeren mektuplar mahkemeyi köşeye sıkıştırmak adına kullanılıyor. Biz inanıyoruz ki hem mahkemede görülen davada hem de Güney Afrika’da devam eden davada soykırımın ortakları ahirete kalmadan dünyada da inşallah gereken cezayı bulacaklar” ifadelerini kullandı.