GENEL - 28 Kasım 2019 Perşembe 09:58

Doktorasını dondurdu çiftçi oldu

A
A
A
Doktorasını dondurdu çiftçi oldu

Kırklareli’nin Lüleburgaz ilçesinde yaşayan Raşit Şişman (39), babasının ölümüyle birlikte ekonomi üzerine yaptığı akademik kariyeri bırakarak tarlasının başına geçti.

Kırklareli’nin Lüleburgaz ilçesinde yaşayan Raşit Şişman (39), babasının ölümüyle birlikte ekonomi üzerine yaptığı akademik kariyeri bırakarak tarlasının başına geçti. Kolları sıvayan Şişman, Trakya’da yetişmeyen çileği 15 dönüm alana ekerek, tamamen doğal yöntemlerle Kasım ayında yetiştirmeye başladı. Trakya’nın soğuğunda yetiştirdiği 80 bin kök çileği birer birer çiçek açmaya başlayan Şişman, “Kesinlikle kimyasal ilaç kullanmıyoruz. Sadece iyi bakteri kullanıyoruz” dedi.


Lüleburgaz’da şehirden köye göçün güzel bir örneği yaşandı. 2013 yılına kadar Arel Üniversitesi’nde doktora ve İzmir Ekonomi Üniversitesi’nde Finansal Ekonomi üzerine master yapan Raşit Şişman, babası Zeki Şişman’ın 2013 yılında kanser nedeniyle yaşamını yitirmesi üzerine ata topraklarına geri döndü. Özellikle tarım ürünlerinde fazla ilaç kullanılmasına karşı olan Şişman, babasından kalan ata yadigarı kara toprağı işleyerek, bambaşka bir hale getirdi. Doğal yöntemlerle tarım yapan Şişman, tarlasında siyez buğdayından çileğe ve lavantaya kadar çok sayıda ürün yetiştiriyor.



“Babamın vefatıyla buraya geldim”


Yıllarca kendini akademik anlamda geliştirdiğini ve çiftçilikle uğraşmanın aklının ucunda dahi olmadığını belirten Şişman, “2013 yılında tarıma başladım. Aslında bu tarım babamın, onun babasının, dedelerimizin mesleği. 2013’te babamın vefatıyla buralara geldik. Buraya döndükten sonra doktora eğitimimi finans üzerine devam ettirdim. İstanbul’da doktora eğitimimi yaptım. İstanbul Arel Üniversitesi’nde doktorama başladım. İzmir Ekonomi Üniversitesi’nde Finansal Ekonomi üzerine master yaptım. Babamın vefatıyla buraya döndüm” dedi.



“Bu toprakların değerlendirilmesi gerekiyordu”


Babasından kalan toprağın boş olduğu için bu toprakları değerlendirmesi yönünde düşüncede olduğunu söyleyen Şişman, “Bu toprakların değerlendirilmesi gerekiyordu. Buradaki geleneksel tarımın değişmesi gerektiğini düşündüm. Doktoramı tamamıyla dondurdum. Ablam Sermin ve ortağım Öznur’la beraber işe koyulduk” diye konuştu.



“Kesinlikle kimyasal kullanmıyoruz”


Babasını kanserden kaybettiği için kimyasala karşı olduğunu söyleyen Şişman, “ Trakya topraklarında çok fazla ekilmeyen 20-25 çeşit ürünü denedik. Burada kesinlikle kimyasal ilaç kullanmıyoruz. Sadece iyi bakteri kullanıyoruz. Aslında yaptığımız şey topraktaki vitaminlerin çözünebilir hale gelmesini sağlamak. Güneş olduğu sürece, hava şartları iyi olduğu sürece çilek Kasım ayında çiçek açıyor” dedi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bursa ANASİAD Genel Başkanı Hakan Birkan: "Hep birlikte ekonomiye odaklanmalıyız" Anadolu Sanayici ve İş İnsanları Derneği (ANASİAD) Genel Başkanı Hakan Birkan, Türkiye’nin bir süredir yüksek enflasyon, yüksek faiz ve döviz fiyatlarındaki uyumsuzlukla mücadele ettiğini, bu yüzden tüm kesimlerden siyasi çekişmeleri geride bırakarak sadece ekonomiye odaklanması gerektiğini söyledi. TÜİK’e göre, Tüketici Fiyat Endeksinin nisanda aylık bazda 3,18, Yurt İçi Üretici Fiyat Endeksinin de yüzde 3,60 artış gösterdiğini, yıllık enflasyonun tüketici fiyatlarında yüzde 69,80, yurt içi üretici fiyatlarında yüzde 55,66 olarak gerçekleştiğine dikkat çeken ANASİAD Genel Başkanı Hakan Birkan, iş dünyası için en büyük sorunun enflasyon olduğunu, bunun yanı sıra yüksek faiz nedeniyle paraya ulaşmanın zorlaştığını bunun da yatırım ve üretimin önündeki engeller olduğunu belirterek, “Ülkemizdeki tüm kesimlerin kısır çekişmeleri bir kenara bırakarak biran önce gerçek gündem olan ekonomiye odaklanmasını gerekiyor. Merkez Bankası, yılsonu enflasyon beklentisini yüzde 36 olarak açıkladı. Ancak iş dünyası olarak bu yılı yüzde 43-44 bandında tamamlanmasını bekliyoruz. Bununla birlikte ihracatın sıkıntıya girmemesi ve ithalatın cazip hale gelmemesi için kur ile enflasyon arasındaki dengenin de kopmaması lazım. Kuru baskılayarak enflasyonu tutmanın kısa vadeli birtakım faydaları olabilir ama bu ithalatı artıran, ihracatı baskılayan unsurdur. Bu da kapatmak için büyük bir mücadele içinde olduğumuz dış ticaret açığımızı olumsuz yönde etkileyecektir" dedi. Yüksek faiz politikası sebebiyle banka kredisi maliyetlerinin çok yüksek olduğunu belirten Hakan Birkan, enflasyonun yüksek olduğu bir ortamda, kredi maliyetlerinin enflasyon üzerinde konumlanmasının piyasanın bir gerçeği olduğunu kabul ettiklerini ama ticari faaliyetleri devam ettirmek için de kredi kullanımının zorunlu olduğunu vurguladı. Beklentilerinin enflasyonun makul seviyeye inmesi, buna bağlı olarak da faizlerin ve kredi maliyetlerinin daha uygun bir noktaya gelmesi olduğunu ifade eden Birkan, “Elbette kredi maliyetlerinin aşağıya çekilmesi, enflasyonun aşağıya çekilmesiyle uyumlu bir halde olacaktır. Bu yüzde de el birliği ederek önce enflasyonla topyekûn mücadele etmeliyiz. Türkiye 2 yıldır seçim atmosferinde. Uygulanan seçim ekonomisi bütün dengeleri bozdu. Diğer yandan uzun bir pandemi sürecinin ardından Rusya Ukrayna arasında çıkan savaş dünyada ekonomileri alt üst etti. Geçen yıl yaşadığımız deprem felaketi ise ekonomimize büyük bir darbe vurdu. Şimdi el birliği ile bu durumu terse çevirecek hamleler yapmak zorundayız. Başta siyasetçiler olmak üzere toplumun tüm kesimlerinden normalleşme adımları atmasını bekliyoruz” şeklinde konuştu. Hakan Birkan önceki gün Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile CHP Genel Başkanı Özgür Özel arasında gerçekleşen görüşmenin ve görüşme sonrasında da iade-i ziyaret yapılacağının açıklanmasının ülkede siyasi tansiyonun düşmesinde olumlu bir adım olarak gördüklerini de söyledi. Birkan, “İş dünyası olarak, sadece üretime odaklanmak istiyoruz. Ülkemizin ilerlemesi, halkımızın refah ve mutluluğu için birlik ve beraberlik içinde olmamız çok önemli. Ekonomideki olumsuzluklara, dünyada devam eden savaşlara rağmen gelecekten umutluyuz” dedi.
Bursa BUYSAD Başkanı Coşkun Dönmez, tekrar YESİDEF yönetiminde BUYSAD Başkanı Coşkun Dönmez, YESİDEF yönetimine yeniden seçildi. Dönmez, endüstriyel yemek sektörünün üst kuruluşu olan YESİDEF’in sektörün gelişmesi için çok önemli çalışmalar yaptığını söyledi. Yemek Sanayicileri Federasyonunun (YESİDEF) olağan genel kurulu kısa süre önce İstanbul’da yapıldı. Federasyon Başkanı Hüseyin Bozdağ’ın güven tazelediği kongrede Bursa Yemek Sanayicileri Derneği (BUYSAD) Başkanı Coşkun Dönmez de bir kez daha Yönetim Kurulu üyesi seçildi. Stratejik öneme sahip olan endüstriyel yemek sektörünün ciddi büyüklüğe ulaştığını söyleyen Coşkun Dönmez, ülke genelinde 6 bin dolayında firmada yaklaşık 400 bin kişiye istihdam sağladıklarına dikkat çekti. Günümüzde gıdaya ulaşmanın zorlaştığını ve bu nedenle gıda güvenliğinin daha da önemli hale geldiğini ifade eden Dönmez, “Her sektörde olduğu gibi endüstriyel yemek sektörünün de kendine has zorluları ve sorunları var. Sektörün gelişimini, öncelikle sorunlarımızı çözerek başlamamız doğru olur. Tıpkı yerelde BUYSAD ile yaptığımız gibi, YESİDEF çatısı altında da sorunlarımızı temelden ortadan kaldıracak çözümler üretmek istiyoruz” dedi. Coşkun Dönmez yapmak istedikleri çalışmalar hakkında da bilgi verdi. Sektörde çoğu işletmenin geleneksel yöntemlerle yemek pişirmeye devam ettiğini fakat enerji verimliliği açısından tüm işletmeleri buharlı pişirme sistemlerine geçmesi gerektiğini söyleyen Dönmez, “Çünkü başta elektrik ve doğalgaz olmak üzere enerji maliyetleri gerçekten can yakıyor. Yemekleri maksimum gıda güvenliği, sıfır tolerans, sıfır risk anlayışı ile tercihen pastörize ederek son tüketim noktalara ulaştırmamak gerekiyor. Temel ihtiyaç olan gıda sektöründeki firmalara yatırım teşvikleri verilmeli. Kaldı ki bizim sektörümüzde her şeyi yerli teknoloji ile yapabiliyoruz. Yani hazır yemek sektörüne verilecek katkı aynı zamanda yerli üreticinin desteklenmesi anlamına geliyor” diye konuştu. Başkan Dönmez, şehirlerin sanayi bölgelerine yakın konumdaki yerlerinde gıda ihtisas alanları oluşturulması, bu alanlar teşvik çerçevesine alınıp gıdaların daha sağlıklı ortamlarda üretilmesinin yolunu açmak gerektiğini de söyledi. Bu alanlarda devletin denetim faaliyetlerinin de daha kontrollü olacağını kaydeden Dönmez, “Her ne kadar işini layıkıyla yapan işletmelerimizde kendilerine ait arıtma sistemleri olsa da, kapsamlı arıtma sistemleri de yapılarak altyapı sorunlarımız giderilebilir” diye konuştu.