ASAYİŞ - 12 Şubat 2020 Çarşamba 15:54

Kırklareli’de can pazarı: Tırın altından sağ çıktılar

A
A
A
Kırklareli’de can pazarı: Tırın altından sağ çıktılar

Kırklareli’nin Lüleburgaz ilçesinde tırla otomobilin karıştığı trafik kazasında 2 kişi yaralandı.

Kırklareli’nin Lüleburgaz ilçesinde tırla otomobilin karıştığı trafik kazasında 2 kişi yaralandı. Tırın altına giren araçtan sağ çıkarılan yaralılar hastaneye kaldırılırken, otomobilde bir de köpek bulundu. Kazada yaralanmayan sevimli köpek ise veterinerlik birimine teslim edildi.


Kaza, saat 13.00 sıralarında Lüleburgaz Otoban gişeleri çıkışı Çorlu istikametinde meydana geldi. Recep A. (57) idaresindeki 34 CHD 358 plakalı otomobil, otoban gişelerinden çıktıktan yolun sağ şeridinde seyir halinde olan tıra arkadan çarptı. Otomobil büyük bir gürültüyle tırın altına girerken akıl ve yanında bulunan ismi öğrenilemeyen kadın otomobil içinde sıkıştı. Kazayı gören tır şoförü durumu sağlık ekipleri ve itfaiyeye bildirdi. Can pazarının yaşandığı olay yerine gelen itfaiye ekipleri, sürücü ve yanındaki kişiyi sıkıştıkları yerden kurtardı. Yaralılar olay yerine gelen sağlık görevlilerince yapılan ilk müdahalenin ardından ambulanslarla Lüleburgaz Devlet Hastanesine kaldırıldı. Hastaneye kaldırılan yaralıların sağlık durumlarının iyi olduğu öğrenildi.



Emniyet kemeri kurtardı


Öte yandan olay yerinde yapılan incelemeler sonucunda Recep A. ve yanındaki kişinin kurtulmasını sağlayan etkenlerin emniyet kemeri olduğu öğrenildi. Adli kaynaklarından alınan bilgiye göre sürücü ve yolcunun emniyet kemerini takması sonucu kaza anında hava yastığının açıldığı belirtildi. Araç içindekilerin emniyet kemerini takmaması durumunda araçtan fırlama ihtimali ya da hava yastığının açılmama durumunun olduğu belirtildi.



Araçtaki köpek kurtuldu


Tüm bunların yanı sıra araçta yapılan incelemeler sonucunda otomobilin bagajında yolculuk eden bir de köpek bulundu. Recep A.’a ait olduğu öğrenilen ve korktuğu gözlemlenen köpeğin herhangi bir yara almadığı görülürken, köpek daha sonra sahiplerine teslim edilmek üzere Lüleburgaz Belediyesi Geçici Hayvan Bakım Evi’ne teslim edildi.


Kazayla ilgili soruşturma başlatıldı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bitlis Prof. Dr. Palabıyık akademisyenlere seslendi: “Gazze için konforunuzu bozun ve cübbenizi giyin” Bitlis Eren Üniversitesi’nde (BEÜ) görevli Akademisyen Prof. Dr. Adem Palabıyık, ABD ve Avrupa’daki üniversitelerde akademisyenlerin desteği ile devam eden İsrail protestolarına karşı Türkiye’deki akademisyenlerin seslerinin kısık kaldığını belirterek, “Gazze için konforunuzu bozun ve cübbenizi giyin” dedi. ABD ve Avrupa’daki üniversitelerde süren Gazze eylemlerine ilişkin açıklama yapan Prof. Dr. Palabıyık, “Ülkemizdeki akademisyenlerden hala güçlü bir ses duyamadık. Tüm dünya akademisyenleri ayaktayken ülkemizdeki akademisyenlerin ayağa kalkmaması beni üzüyor. Sessiz kalmak ahlaki ve insani vefasızlıktır akademik utançtır” dedi. “PKK’ya terör demeyenler İsrail’e sustu” “7 Ekim’den itibaren başlayan kıyıma karşı sesimizi hep yüksek tuttuk ve bunu ekranda da dile getirdik” diyen Palabıyık, “Cübbemi ve kefiyemi giyerek erkândan çağrı da yaptım. Elbette akademisyenlerin bütünü için ifadelerim geçerli değil, lakin Boğaziçi’nde dikilen akademisyenlerin, sadece dikilişi kadar bir gündem oluşturmak neden mümkün olamıyor anlamış değilim. Barış Beyannamesi denilen ve devletimizi neredeyse katliam yapmakla suçlayan akademisyenler, İsrail’e karşı neden sessiz? Bu nasıl ikiyüzlülüktür? Binlerce bebeği kundakta katleden PKK terör örgütü için sözde Barış Beyannamesi imzalayanlar, İsrail karşısında neden sus pus oldu?” “Akademisyenler artık konforlarını bozsunlar” Akademisyenlerin en büyük korkusunun konfor alanlarının bozulması olduğunu belirten Palabıyık, sözlerine şöyle devam etti: “Çünkü akademisyenler, sahip olduğu şartların aleyhlerine dönme ihtimalinden çok korkarlar. Bu sadece maddi güç değil, aynı zamanda Bourdieu’nün bahsettiği ’fildişi kulelerini’ de kaybetme korkusudur. Çünkü akademisyen ancak üniversitedeki ofisi ile ontolojisini koruyabilir, dışarıda asosyal olduğu için bir hiçtir. Kulesinden bakan akademisyen, olayları da ancak yukarıdan gördüğü gibi yorumlar, sahanın bir parçası olamaz. Daha doğrusu toplumu bir parya modeli olarak görür. Odası, yani kulesi, onu yalıtan en büyük etkendir. Artık bu konfor Gazze için bozulmalıdır.” “28 Şubat’tan hala korkuyorlar” Palabıyık, “Akademisyenler hala 28 Şubat’ın hayaletinden korkuyorlar ve bu hayaletin hala ortalıkta dolaştığını iddia ediyorlar. Bir yandan fişlenme, öte yandan değişebilecek iktidar gibi olgular onlara inanılmaz bir korku aşılıyor. Akademik cübbe üzerine Filistin kefiyesi giymek ve bu halde çekilebilecek bir fotoğraf karesinin gelecekte önlerine çıkma ihtimali hala onlar için çok güçlü bir hayali varsayımdır. Bu kâbus üzerinden inşa ettikleri gündelik hayata dair korku, onların sonraki yıllarda yaşayabileceği olumsuzlukların önüne geçmek için kullanılan bir araçsal cihazlara dönüşmüş durumdadır. Maalesef, bu korku kendini muhafazakâr ve Müslüman olarak tanımlayan akademisyenlerde daha fazla görülüyor. Buna ahlaki ihanet veya muhafazakâr vefasızlık demek yanlış olmayacaktır” diye konuştu. “Feminist akademisyenler çürük kokuyor“ Gazze için hiçbir öğrenciye söz hakkının tanınmadığını ifade eden Palabıyık, “Lümpen burjuva denilecek bu kesimin özellikle Gezi ve feminist söylemlerle hareket ettiğini de unutmadık. Feminizmi LGBT’ye sürükleyen aklı evvellerin kendi derslerini Gezi Parkı’nda devam ettirmek için öğrencilerini üniversiteden çıkardıkları ve Gezi eylemlerine katılmalarını tavsiye ettikleri de gün gibi biliniyor. Lakin konu Gazze olunca tek bir öğrenciye söz hakkı tanınmıyor. Çünkü Gazze, Müslümanların yüzakı olduğu için, onların direnişinin ahlaki yönü engellenmek isteniyor. Bu nasıl bir akademik buhrandır? Bunlar insanlıklarını kaybetmiş” dedi.