POLİTİKA - 05 Ocak 2025 Pazar 17:36

Bakan Yerlikaya: “Bu Kabine dönemimizde bin 425 teröristi etkisiz hale getirdik, 830 organize suç örgütünü çökerttik, 54 binden fazla zehir tacirini tutuklattık”

A
A
A
Bakan Yerlikaya: “Bu Kabine dönemimizde bin 425 teröristi etkisiz hale getirdik, 830 organize suç örgütünü çökerttik, 54 binden fazla zehir tacirini tutuklattık”

İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, “Bu Kabine dönemimizde bin 425 teröristi etkisiz hale getirdik, 830 organize suç örgütünü çökerttik, 54 binden fazla zehir tacirini tutuklattık. Kişilere ve mal varlığına karşı işlenen suçlarda olay sayısını 116 bin azalttık, hırsızlık yarı yarıya azaldı, Asayiş suçları azalırken, aydınlatma oranlarımızı yükselttik” dedi.


İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya AK Parti Kırklareli İl Başkanlığı Kongresine katıldı. Kapalı spor salonunda gerçekleşen kongrede konuşan Yerlikaya, AK Parti’nin her kongreden güçlenerek çıktığını ifade etti.


Dünya siyasi tarihinde görülmemiş bir başarıya imza attıklarını söyleyen Yerlikaya, “Sayın Cumhurbaşkanımızın ifadeleriyle biz, ’14 Ağustos 2001’de, o güne kadar dalga dalga büyüyen bir gönül hareketinin sadece tabelasını astık. Ve dünya siyasi tarihinde görülmemiş bir başarıya, hep birlikte imza attık. Neydi o başarı? Kurulduktan 1 yıl sonra iktidara gelmemiz ve 22 yıldır girdiğimiz her seçimden güçlenerek çıkmamız. Halkımızın teveccühü hamd olsun her daim ’Recep Tayyip Erdoğan’ dedi, ’AK Parti’ dedi. Çünkü AK Parti’miz maziden atiye uzanan kutlu yürüyüşün adıdır. Türkiye’nin gücüne güç katan, hayalleri gerçeğe dönüştüren dava hareketinin ta kendisidir. Umudun adıdır AK Parti, icraatın adıdır, geleceğin adıdır. Ve sevgili kardeşlerim işte bu kutlu dava, sizlerin omuzlarında yükselmiştir, sizlerin omuzlarında yükselmeye de devam edecektir. Milletimizin bağrından doğan, bu büyük davanın neferleri olarak, ilk günkü inançla, ilk günkü azimle ’Büyük ve Güçlü Türkiye’ ideali yolunda kararlılıkla ilerliyoruz. ’Türkiye Yüzyılı’ hedefimize, milletimizle birlikte, omuz omuza yürümeye devam ediyoruz. Çünkü ne diyoruz, sadece sandıklarda kazanan değil, gönüllerde de galip gelen bir dava hareketidir AK Parti. Çelikten iradenin, bitmek bilmeyen sevdanın adıdır. AK Parti, istikrar demektir. AK Parti, huzur demektir. AK Parti, güven demektir. AK Parti, demokrasi demektir” dedi.



“Kimse bu birliği, bu dirliği bozmaya cesaret edemez”


Türkiye’nin Türk, Kürt, Arap, Çerkez, Alevi, Sünni ayırt etmeksizin bin yıldır bütün farklılıkları bir arada yaşatan kardeşlik diyarı olduğunu vurgulayan Yerlikaya, “Kırklareli, kardeşliğimizin, birliğimizin ve dirliğimizin timsalidir. Kimse bu birliği, bu dirliği bozmaya cesaret edemez. Bizim vatanımız Türk, Kürt, Arap, Çerkez, Alevi, Sünni ayırt etmeksizin bin yıldır bütün farklılıkları bir arada yaşatan kardeşlik diyarıdır. AK Parti’miz işte bu birlik ve beraberlikten aldığı güçle, Türkiye’nin her bir karışında izler bırakan, eserler ortaya koyan, ülkemizi çağdaş medeniyetler seviyesinin üstüne çıkarmak için var gücüyle çalışan kalkınma hareketidir. Şöyle bir hatırlayalım, milletçe ne badireler atlattık. Ne darbeler, ne muhtıralarla karşılaştık. 28 Şubat’ta temiz duygularla inancını yaşayan vatandaşlarımızın inanç özgürlüğünü baskı altına almaya çalıştılar. İşte tam o günlerde Türkiye’nin karanlık günlerine son verecek bir lider çıktı. Kimdi o? Evet, Recep Tayyip Erdoğan. Recep Tayyip Erdoğan, milletin umudu oldu, mazlumlara sırdaş, gariplere yoldaş oldu, her adımda halkıyla birlikte yürüdü. ’Dünya beşten büyüktür’ diyerek, haksızlıklar karşısında dimdik durdu. Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde, mazlumların yanında zalimlerin karşısında durduk, durmaya da devam ediyoruz. Buna Gazze şahittir, buna Şam, Halep, Hama şahittir, buna Sednaya Hapishanesi’nde yıllarca işkencelere maruz kalan kardeşlerimiz şahittir. Bizim için sınırlar hiçbir zaman etrafı çitlerle çevrili, duvarlarla örülü, salt fiziki bir coğrafyadan ibaret olmadı. Yüreğimizin sınırları, fiziksel sınırları hep aştı. Bizim sınırlarımız insanlığın ortak paydasında, vicdanlarda şekillendi. Merhametle, adaletle, hoşgörüyle yol aldık. Nerede bir mazlum, nerede bir yardım eli bekleyen varsa orada hep Türkiye vardı” diye konuştu.



“Suriyeli kardeşlerimiz devrik Esed’in zulmünden kaçarken, kapılarımızı ve gönüllerimizi açtık”


Irkçılık ve ayrımcılık yapanlardan olmadıklarını anlatan Yerlikaya, “Suriyeli kardeşlerimiz devrik Esed’in zulmünden kaçarken, kapılarımızı ve gönüllerimizi açtık. Bizi eleştirenler oldu. Ayrımcılık yapanlar, ırkçılık yapanlar oldu. Yabancı düşmanlığı yapanlar, ötekileştirenler oldu. Oy devşirmek için küçük hesaplar peşinde koştular. Sandılar ki milletimizin binlerce yıllık değerlerini, kardeşlik ve dayanışma duygusunu yok edebilecekler. Sandılar ki tarihi, dini ve kültürel bağlarımızı kolayca silip atabilecekler ama yanıldılar. Peki biz ne yaptık medeniyet değerlimizden asla taviz vermedik, köklü medeniyetimizin mirasına sahip çıktık. Suriye’de yaşanan insanlık dramında, karşı karşıya kaldığımız insanlık sınavını hamd olsun başarıyla geçtik. Bugün Suriye’de rejim çöktü, Esed kaçtı. Suriyeli kardeşlerimiz artık özgürlüğüne kavuştu. Yıllarca süren vatan hasretleri son buldu. Gönüllü geri dönüşler hızla artıyor. Biz de komşumuzdaki gelişmeleri yakından takip ederek, Suriyeli kardeşlerimizin gönüllü, güvenli, onurlu ve düzenli bir şekilde ülkelerine dönebilmeleri için tüm tedbirleri alıyoruz. Çok şükür ki Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliği, hem Türkiye’ye hem de tüm mazlum coğrafyalara, cesaret vermeye ve umut olmaya devam ediyor. Biz de dava arkadaşları olarak, onun yolundan ilerliyoruz. Hep birlikte ’Durmak yok, yola devam’ diyoruz” şeklinde konuştu.



“Milli imkânlarla geliştirdiğimiz İHA’larımızla, SİHA’larımızla, HÜRKUŞ’umuzla dünya pazarında lider konuma yükseldik”


Türkiye’nin yerli ve milli teknolojileri yolunda gücüne güç kattıklarını belirten Yerlikaya, "AK Parti olarak Kırklareli’nin mert insanları gibi, milletimize ne söz verdiysek yerine getirdik. Yaptığımız yatırımlarla kalkınmada dur durak bilmedik. Eğitimden sağlığa, ulaşımdan enerjiye kadar her alanda güçlü projelerle Türkiye’nin çehresini değiştirdik. Türkiye’nin yerli ve milli teknolojisi yolunda gücümüze güç kattık. Savunma sanayimizde büyük atımlımlar yaptık. Milli imkânlarla geliştirdiğimiz İHA’larımızla, SİHA’larımızla, HÜRKUŞ’umuzla dünya pazarında lider konuma yükseldik. Artık kendi geleceğimizi kendimiz şekillendiriyor, hiç kimsenin ülkemizin yönünü, rotasını belirlemesine müsaade etmiyoruz. Şimdiye kadar aldığımız bütün kararlar ve uyguladığımız politikalarda bizden öncekiler gibi, ’Tek dişi kalmış canavarlar’ ne der diye bakmadık. Her zaman ’milletimiz ne der’ dedik, milletimize ’nasıl hesap veririz’ dedik. Milletimizin onurunu, vakarını birinci önceliğimiz yaptık. Milletimizin çıkarlarını, haklarını politikalarımızın merkezine koyduk" dedi.


Adaletin, kardeşliğin ve barışın yılmaz savunucusu olarak, bu yolda emin adımlarla ilerleyeceklerini söyleyen Yerlikaya, “Sayın Cumhurbaşkanımızın söylediği gibi, ’Bizim siyasetimiz eser ve hizmet siyasetidir. Biz siyasete başkaları gibi makam ve mevki elde etmek için değil, millete ve memlekete hizmet etmek için bulunuyoruz.’ İçişleri Bakanlığı olarak ülkemizin huzur ve güvenliğinin teminatıyız. Biz, aynı sofrada ekmeğini paylaşan, aynı toprağa emek veren, aynı göğe umutla bakan bir milletiz. Bu birlikteliği hiçbir güç bozamaz, hiçbir nifak tohumu bu toprağa tutunamaz. Türkiye Cumhuriyeti, herkesi kucaklayan, herkese eşit mesafede duran, her bir vatandaşını koruyan büyük bir çınardır. Kökleri geçmişin derinliklerinde, dalları geleceğin aydınlık ufuklarında uzanan bu çınar, hepimizin gölgesidir. Ve biz, bu çınarın altında hep birlikte, birlik ve beraberlik içinde yaşamaya devam edeceğiz. Adaletin, kardeşliğin ve barışın yılmaz savunucusu olarak, bu yolda emin adımlarla ilerleyeceğiz” ifadelerini kullandı.



“Bugün terör örgütlerinin inlerine giriyoruz, uyuşturucu baronlarının, organize suç şebekelerinin nefeslerini kesiyoruz, suçta kibirlenenlerin ensesine çöküyoruz”


Terörle, şehir eşkıyalarıyla, zehir tacirleriyle, suç odaklarıyla mücadelelerini sürdürdüklerini aktaran Yerlikaya, “Terörle, şehir eşkıyalarıyla, zehir tacirleriyle, suç odaklarıyla mücadelemizi canla başla sürdüreceğiz. Bugün terör örgütlerinin inlerine giriyoruz, uyuşturucu baronlarının, organize suç şebekelerinin nefeslerini kesiyoruz, suçta kibirlenenlerin ensesine çöküyoruz, çökmeye de devam edeceğiz. Bu Kabine dönemimizde bin 425 teröristi etkisiz hale getirdik, 830 organize suç örgütünü çökerttik, 54 binden fazla zehir tacirini tutuklattık. Kişilere ve mal varlığına karşı işlenen suçlarda olay sayısını 116 bin azalttık, hırsızlık yarı yarıya azaldı. Asayiş suçları azalırken, aydınlatma oranlarımızı yükselttik. Ama ne diyoruz biz durmayacağız, milletimizin en güçlü dayanağı olarak, Türkiye’nin yarınını şekillendiren kadrolar olarak, durmadan, duraksamadan çalışmaya devam edeceğiz” diye konuştu.


Kongrede, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hasan Basri Yalçın, AK Parti Kırklareli Milletvekili Ahmet Gökhan Sarıçam ve İl Başkanı Yunus Ercan Dağtaş da konuşma yaptı. Konuşmaların ardından Yerlikaya’ya hediyeler sunuldu.


Öte yandan Bakan Yerlikaya, Vali Uğur Turan’ı makamında ziyaret ederek bilgi aldı.



Bakan Yerlikaya: “Bu Kabine dönemimizde bin 425 teröristi etkisiz hale getirdik, 830 organize suç örgütünü çökerttik, 54 binden fazla zehir tacirini tutuklattık”

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Selçuk Bayraktar: "Geleceğe yürüyebilmek için farklı olmanız gerekiyor" Kültür Medeniyet Vakfı (KÜME) Mütevelli Heyeti Başkanı Selçuk Bayraktar ve Kültür Medeniyet Vakfı (KÜME) Mütevelli Heyeti Üyesi Sümeyye Erdoğan Bayraktar, KÜME Vakfı tarafından düzenlenen "Tasarım İşi" etkinliğine katıldı. Kültür Medeniyet Vakfı’nın tasarım ekosistemi Alan’ın ikinci etkinliği Tasarım İşi, "Her Şey Tasarımdır" mottosuyla gerçekleşti. Programa İstanbul Valisi Davut Gül, KÜME Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Selçuk Bayraktar, KÜME Mütevelli Heyeti Üyesi Sümeyye Erdoğan Bayraktar ve çok sayıda öğrenci katıldı. Selçuk Bayraktar, Baykar’ın tasarım anlayışının temelinde özgünlük ve köklere bağlılık olduğunu belirterek, şirketin tüm hava araçlarında alışılmışın dışında bir form tercih edildiğini söyledi. "Geleceğe yürüyebilmek için farklı olmanız gerekiyor" Baykar’ın hikayesinde kimseye benzememe olduğunu ifade eden KÜME Mütevelli Heyeti Başkanı Selçuk Bayraktar, "Baykar’ın tasarımla alakalı en önemli sözü nedir diye sorsanız bana rahmetli babamın bir lafı vardı, ’insanlar uçağı yaptı mı kuşa benzer ama Laz uçak yaptı mı balığa benzer.’ Baykar’ın hikayesi özünde kimseye benzememe. Biz çok büyük bir üretim ülkesiyiz. Sanatta, kültürde, sanayide, medeniyet çalışmalarında her türlü üretimimiz var. Ama maalesef birçoğunda gördüğüm problem üretim bizde, emek bizde ama fikri ve tasarımı dışarıda. Tasarım dışarıda olduğunda siz ancak takipçi olabiliyorsunuz. Asla yön verici veya lider olamıyorsunuz. Köklerden göklere diyoruz. Göklere uzanmak için ağaçları incelediğinizde bunu da görürsünüz o muazzam eserlerdir. Özellikle bize bakan yönüne hayran kalıyoruz. Bilimsel olarak da baksak biyolojik olarak da baksak, estetik olarak da baksak her yönüyle hayran bırakıyor bizi. Bir de görünmeyen bir yüzü var. Kökleri var. Orada da inanılmaz bir dünya var. O kökler ne kadar güçlüyse ancak göğe uzanabiliyor. Bizim hikayemizde böyle bir kopukluk var. Adeta tarihin akamete uğraması var. Ve o köklerle olan bağın kopması var. Bunu tesis edebilmek için bir kere özgün olmanız gerekiyor. Geleceğe yürüyebilmek için farklı olmanız gerekiyor. Şampiyon olacağına inanmayan bir takımın şans eseri de olsa şampiyon olması mümkün mü? Mümkün değil. En azından bunun mümkün olduğuna inanmanız gerekiyor. Baykar’ın bütün tasarımlarına bakacak olsanız tümüyle özgün bir form seçtiğini görürsünüz. Doğaya bakıp kuş yerine balığı seçtik. Normalde balık denizde yüzer. Herkes tasarımlarını kuşlara benzetmeye çalışır bizim uçaklar balığa benziyor. Çünkü Laz kafası. Bir anlamda bu felsefeyi, kendi köklerine güvenmeyi, göğe uzanma fikrini görüyorsunuz" dedi. Endüstriyel tasarımın mühendislikteki önemine ilişkin soru üzerine Bayraktar, "Bütün savunma sanayisi ürünlerinin neredeyse hepsinde endüstriyel tasarımcıların çok önemli bir rolü var. Veri terminallerinden ikmal yapan sistemlere kadar her tarafında endüstriyel tasarımın dokunuşu var" ifadelerini kullandı. KÜME Mütevelli Heyeti Üyesi Sümeyye Erdoğan Bayraktar ise, "Tasarım çoğu zaman bir soruna çözüm bulmak için, bir ihtiyacı karşılamak için yapılan bir şeydir. Güçlü tasarım aslında kimlikli tasarımdır. Sen kimliğini ne kadar güçlü tutarsan rahat bir şekilde kullanırsan tasarım da o kadar güçlü olur. Küreselleşen dünyada küreselleşmenin farklı kültürleri o kadar ezici bir şekilde adeta silip attığını, en azından görmezden geldiğini görüyoruz. Hayatımızın her alanında çeşitli tasarımlar kullanıyoruz. Fakat bunlar hep başkalarının tasarımı. Bir insan bir şeyi yaparken, tasarlarken kendi hayata bakışını kendi kültürünü kendi değerlerini mutlaka ona yansıtıyor. Biz de şimdi hayatımızın her alanında başkalarının zihin dünyalarının ürünü olan tasarımlarla kendi hayatımıza çözümler bulmaya çalışıyoruz. En basitinden giydiğimiz kıyafetler. Benim giymiş olduğum birçok kıyafet ne tesettür olarak ne rahatlık olarak tam olarak benim ihtiyaçlarıma cevap vermiyor. Tam olarak beni yansıtmıyor. Birçoğunuz için de böyle olabilir. Biz biraz daha kendi sorunlarımıza, kendi ihtiyaçlarımıza odaklanabilsek, kendi çözümlerimizi bulabilsek, kendi tasarımlarımızı yapabilsek ve bunları dünya çapında markalaştırabilsek işte o zaman gerçekten bu küreselleşmenin ezdiği zeminde kendi kimliğimizi korumak ve yaşatmak için, geleceğin sorunlarına çözüm bulabilmek için bir araç haline getirebiliriz. Küme bunun derdinde ve arayışında" diye konuştu. Sümeyye Erdoğan Bayraktar, "Küme’yi yeni kurduk ama KADEM 10 yılı devirdi. Kadınların aslında belki de bütün dünyada en kötü tecrübeleri yaşadığı yer ve zaman Batı’nın Orta Çağı’dır veya Antik Yunan’dır. Buralarda gerçekten kadının hiçbir değeri yok. İnsan olarak görülmüyor. Cadı avlarında yakılıyor. Dolayısıyla o kadar çok mücadele etmişler ki haklarını geri kazanmak için, saygın konum elde etmek için. Kadın çalışmaları yaparken de bizim yeni söylemler geliştirmemiz, özgün çözümler üretmemiz o baskın söylemin yanında çok kolay olmuyor. Müslüman ülkeler dahil şu an birçok ülkeye gidip bakarsanız, kadın çalışmaları yapan kurumlara, STK’lara genelde Batı’daki söylemin taklit edildiğini görürsünüz. Bizim için en büyük sıkıntı bu yanlışa düşmemek. Kadın alanında biz ilk önce kendi toplumumuzda gerçek kadın sorunları nedir bunları tespit etmeye çalışıyoruz. Sonra da kendi özgün çözümlerimizi üretmeye çalışıyoruz. Bunları yaparken de ilk önce bakacağımız yer, kendi kaynaklarımız, dinimiz ne diyor, medeniyetimiz ne diyor, kendi hukukumuzda bununla ilgili nasıl çözümler var. Bunu da çok bilimsel bir şekilde, ayakları yere sağlam basar bir şekilde yapmamız gerekiyor. Temel hareket noktamız kendi sorunlarımız, kendi çözümlerimiz, kendi bakışımız ve bunu kendi kaynaklarımızdan aldığımız güçle yapmak ve bu sayede özgünlüğü sağlayabilmek, bunun gayretindeyiz" ifadelerini kullandı. Sözlerine devam eden Sümeyye Erdoğan Bayraktar, "Kadın Haklarına Dair İlkeler Bildirgesi’ni oluşturduk. Hepsi farklı disiplinlerden gelen akademisyenlerimizle aylarca bunun üzerine çalıştık, dünyadan bütün örnekleri inceledik ve bu örneklerin az çok birbirini tekrar ettiğini gördük. Kaynaklarımıza döndüğümüz zaman biraz daha renkli, biraz daha farklı prensipleri de içerebileceğimizi gördük. Bu bildirge, bunu ilk kez yapan bildirge oldu. Bunun yanında şu anda modern dünyada cinsel kimlik üzerinden yürütülen toplum mühendisliği projelerinin aslında kadın hakları alanı içinde bir tehdit olduğu, soyun korunmasıyla ilgili ciddi tehdit olduğu ve bununla mücadele edilmesi gerektiği ilk defa bir kadın hakları bildirgesinde yazıyor" dedi.