GENEL - 02 Mart 2020 Pazartesi 10:53

Göçmenler Avrupa’ya, o bisikletiyle Türkiye yolunda

A
A
A
Göçmenler Avrupa’ya, o bisikletiyle Türkiye yolunda

Türkiye’nin Cuma gecesi itibariyle Avrupa’ya gitmek isteyen düzensiz göçmenlere müdahale etmeyeceğini açıklamasında sonra yüz binlerce göçmen Edirne üzerinden Avrupa’ya gitmeye çalışırken, İsveçli Lina Halebratt, köpeği Bounty ile birlikte kanosu ve bisikletiyle Türkiye’ye geldi.

Türkiye’nin Cuma gecesi itibariyle Avrupa’ya gitmek isteyen düzensiz göçmenlere müdahale etmeyeceğini açıklamasında sonra yüz binlerce göçmen Edirne üzerinden Avrupa’ya gitmeye çalışırken, İsveçli Lina Halebratt, köpeği Bounty ile birlikte kanosu ve bisikletiyle Türkiye’ye geldi. Türk insanına ve Türk mutfağına hayran kalan Halebratt, son durağı olan İstanbul’dan kano ile İsveç’e deniz yoluyla geri dönecek. İHA muhabirine konuşan Halebratt, "Türk insanı çok kibar ve yardımsever. Ayrıca yemekleri çok iyi. Burada en sevdiğim yemek dolma oldu” dedi.



İsveç’in başkenti Stokholm’e 600 kilometre uzaklıktaki bir köyde yaşayan Lina Halebratt, çok merak ettiği İstanbul’a doğru macera dolu yolculuğa başladı. Köpeği Bounty ve kanosunu da yanına alan Halebratt, ilk olarak İsveç’in dağlarını kayak yaparak aştı. Kopenhag üzerinden Avrupa ana karasına kanoyla geçen Halebratt, yaklaşık 6 ayda Lüleburgaz’a ulaşmayı başardı. Türkiye’nin müdahale etmeme kararı almasıyla birlikte 100 binden fazla göçmenin Avrupa’ya geçtiği dönemde, Türkiye’ye gelmeyi tercih eden Halebratt, Türkiye’ye hayran kaldığını söyledi. Kırklareli’nin Lüleburgaz ilçesindeki Lüleburgaz Bisiklet Akademisi’nde bir gün dinlenen ve tesislere hayran kalan Halebratt, bir sonraki durağı İstanbul’a doğru yola koyuldu. İstanbul’a vardığında, Marmara’dan denize açılarak İsveç’e kanoyla dönmeyi planlayan Halebratt, Türkiye izlenimlerini anlattı.



“Yeni insanlarla tanışmayı seviyorum”


Seyahat etmenin kendisini için tutku olduğunu ve 10 yıldır seyahat ettiğini söyleyen Halebratt, “Yeni ve iyi insanlarla tanışmayı sevdiğim için seyahat etmeye başladım. İsveç’in başkenti Stokholm’e 600 kilometre uzaklıkta bulunan küçük bir köyden yola çıktım” dedi.



İstanbul’dan kanoyla dönecek


Yola çıkış rotasının kara yoluyla bitmediğini ancak kara yolu rotasının son durağının İstanbul olduğunu kaydeden Halebratt, İstanbul’a vardığında yoluna denizden devam edeceğini söyledi. Halebratt, “Bisikletle izlediğim rota İstanbul’da sona erecek. İstanbul’a vardığımda bisikletimi satıp kano ile İsveç’e döneceğim. Marmara Denizi üzerinden Akdeniz’e çıkacağım. Ardından Yunanistan’ın güneyinden devam edip Adriyatik kıyılarını izleyeceğim. Sırasıyla İtalya, Sicilya, Fransa, İspanya, Danimarka sahilleri ve son olarak da İsveç’e ulaşacağım” diye konuştu.



Türk insanına hayran kaldı


Türkiye ve Türk insanı hakkında daha önceden hiçbir bilgiye sahip olmadığını söyleyen Halebratt, Türklerin çok yardımsever insanlar olduğunu belirtti. Halebratt, “Türk insanı mükemmel. İnanılmaz misafirperver insanlar. Başkalarını kendi ailesiymiş gibi benimsiyorlar” dedi.



En sevdiği yemek dolma oldu


Vejetaryen olduğunu söyleyen Halebratt, zeytinyağlı Türk yemeklerine hayran kaldığını söyledi. Halebratt, en sevdiği yemeğin ise dolma olduğunu belirterek, “Burada en sevdiğim yemek dolma oldu. Dolma mükemmel sağlıklı ve lezzetli bir yemek. Türklerin yaptığı çaya bayıldım. Yüzlerce bardak çay içebilirim burada. Türkler gerçekten inanılmaz. Herkes çok yardımsever ve kibar. Beni yolda gören herkes bana yardım etmeye çalışıyor” diye konuştu. Lina Halebratt’ı karşılayan Lüleburgaz Bisiklet Akademisi Tesis Sorumlusu Furkan Topçu ise tesis hakkında bilgilendirmelerde bulundu. Topçu, Lina Halebratt’ın kendilerine internet uygulaması üzerinden ulaştığını söyleyerek, “Misafirlerimiz gelecekleri günleri, saatleri iletiyorlar. Bizler de misafirlerimizi karşılıyoruz. Lina Halebratt da bize bu şekilde ulaştı. Kendisiyle görüştü. Yerli ve yabancı gezginlerimiz burada ücretsiz bir şekilde diledikleri kadar konaklıyorlar. Burada duş, tuvalet, konaklama ve mutfak imkanları var” dedi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Bakan Ersoy, Yunan mevkidaşı ile "Romeo ve Juliet" oyununu izledi Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy ile Yunanistan Kültür Bakanı Lina Mendoni, William Shakespeare’in unutulmaz eseri "Romeo ve Juliet" oyununun Atatürk Kültür Merkezi’ndeki (AKM) gösteriminde bir araya geldi. Oyun, Türkiye’den Devlet Tiyatroları ve Yunanistan’dan Atina Konser Salonu Megaron ve Yorgos Lykiardopoulos kültürel organizasyonu Lykofos ortak projesiyle Ege’nin her iki yakasında tiyatro severlerle buluşuyor. Yunanistan ve Türkiye’den sanat kurumları ile sanatçıları bir araya getiren proje, iki ulus arasında köprü kurmayı hedefliyor. Dün İstanbul’da ilk gösterimi yapılan ve 28 Nisan’a kadar sahnelenmeye devam edecek esere ilişkin AKM’de gerçekleştirilen basın toplantısında Bakan Mehmet Ersoy, Bakan Lina Mendoni ile verimli bir görüşme gerçekleştirdiklerini ve değerlendirmelerde bulunduklarını söyledi. Basın toplantısında konuşan Bakan Ersoy, "Bugün değerli mevkidaşım, Yunanistan Kültür Bakanı Sayın Lina Mendoni ve beraberindeki heyeti misafir ettik. Verimli bir görüşme gerçekleştirdik; değerlendirmelerde bulunduk. Şimdi ise çok güzel bir sanat birlikteliği vesilesiyle buradayız. Devlet Tiyatrolarımız ile Pire Belediye Tiyatrosunun ortak bir proje çerçevesinde sahneye koyduğu Romeo ve Juliet oyununun İstanbul galasını izleyeceğiz” dedi. "Sanatın evrenselliği insanlık için daima ortak bir çatı olmuş; en güzel, en anlamlı birlikteliklere ev sahipliği yapmıştır" diyen Ersoy, sözlerine şöyle devam etti: “Bizler de buna sahip çıkmanın, katkı ve değer sunmanın gayretindeyiz. İnanıyorum ki bu proje sadece bir başlangıç olacak, önümüzdeki dönemlerde sanatın diğer alanlarına da yayılacaktır. Romeo ve Juliet, Shakespeare’in eşsiz kaleminden çıkmış ölümsüz bir klasik. Bizler ise bu eseri, sanatçılarımızın kendi kültürel ve tarihsel geçmişlerinden ilham alarak yeniden yorumladıkları bir temsille sahneye taşıyoruz. Oyundaki aileler kendi aralarında anadillerinde konuşurken bir araya geldiklerinde, bildikleri tek ortak dil olan İngilizce ile iletişim kuracaklar. Bu yaklaşım, farklı dillerin ve kültürlerin etkileşimiyle insan doğasının derinliklerine inerek evrensel duyguları keşfetmeyi amaçlamaktadır. Esere günümüz dünyasından açılan bu çağdaş bakış açısı ve yeni yorum vesilesiyle Türkiye ve Yunanistan’ın köklü kültürel mirasını da bir araya getirmiş ve iki ülke arasında derinleşen kültürel diyaloğu sembolize etmiş olacağız. Provalar 18 Şubat’ta, Yunanistan’da başlamıştı. Yönetmen Lefteris Giovanidis’in rejisiyle sahneye taşınan eser, Türkiye’de sanatseverlerle buluşmasının ardından Mayıs ayında, Atina’da perdelerini açacak ve iki ülkede toplamda 13 temsil gerçekleştirilecek. Ayrıca 17-27 Mayıs 2024 tarihleri arasında, Antalya’da düzenlenecek olan 14’üncü ‘Devlet Tiyatroları Antalya Uluslararası Tiyatro Festivali’nde yer almasını da planlıyoruz. Yine yaz aylarında ve önümüzdeki tiyatro sezonunda Türkiye’nin ve Yunanistan’ın farklı şehirlerinde sahnelenmesi, Avrupa’daki prestijli tiyatro festivallerine katılımı söz konusu olacak. Türkiye ve Yunanistan arasındaki kültürel ilişkilerin geliştirilerek daha ileri boyuta taşınması adına bundan sonra da Yunanistan’ın ilgili kurum ve kuruluşlarıyla eşgüdüm ve iş birliği içerisinde çalışmaktan memnuniyet duyacağımızı ifade etmek isterim. Sayın Bakan’a, Pire Belediye Tiyatrosunun ve Devlet Tiyatrolarımızın çok değerli sanatçılarına ve Sayın Lefteris Giovanidisi’in şahsında, sahne arkasında bu esere emek veren bütün ekibe teşekkür ediyorum. Sanatseverleri bu özgün ve özel temsili izlemeye davet ediyor, hepinize saygılar sunuyorum” dedi. Yunanistan Kültür Bakanı Lina Mendoni ise eserin sahneye konulma sürecinden bahsederek, Türk- Yunan ilişkileri bakımından oyunun İstanbul’da izleyicilerle buluşmasından dolayı mutluluk duyduklarını ifade etti. Romeo ve Juliet’in en güzel aşk hikayesi, aynı zamanda da bir drama olduğunu belirten Mendoni, "Bu oyun bir başlangıç olabilir. İki toplumun kültürel bağlarımızı daha da yüksek hale getirebiliriz. Sadece devlet düzeyinde değil, özel kuruluşlar arasında da ortak projelerin ve ikili işbirliklerinin olduğunu öğrenmekten mutluluk duyuyoruz. Yakın zamanda sizleri Atina’ya 16 Mayıs’ta sahnelenecek oyuna da bekliyorum. Eminim oyun, Atina’da da çok iyi karşılanacak" diye konuştu. Bakan Ersoy ve Mendoni, ortak basın toplantısının ardından AKM Tiyatro Salonu’nda sahne alan "Romeo ve Juliet" oyununu birlikte takip etti.