GENEL - 23 Ağustos 2019 Cuma 16:05

Ahiler, yarım asır önce oluşturdukları çarşı ile ekonomiye katkı sağlıyor

A
A
A
Ahiler, yarım asır önce oluşturdukları çarşı ile ekonomiye katkı sağlıyor

KIRŞEHİR (İHA) – Kırşehir’de 1976 yılında temelleri atılan Ahi Çarşısı, Alış Veriş Merkezi (AVM) mantığıyla 43 yıldır şehrin ekonomisine katkı sağlıyor.

KIRŞEHİR (İHA) – Kırşehir’de 1976 yılında temelleri atılan Ahi Çarşısı, Alış Veriş Merkezi (AVM) mantığıyla 43 yıldır şehrin ekonomisine katkı sağlıyor.


Cumhuriyet döneminin Kırşehir’deki ilk alışveriş merkezi mantığıyla yapılan çarşı, çevresinde yer alan Cumhuriyet tarihinin ilk külliye projesi alanı içerisinde yer alıyor. Ahi Çarşısı Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Gürler, bugünlerde insanların gıpta ile baktığı AVM’lerin eski dönemlerde Ahiler tarafından tasarlandığını ve hayata Kırşehir’de geçtiğini söyledi. Kırşehir’in bilinen ilk çarşısının içerisinde 180 bağımsız bölüm yer aldığını anlatan Gürler, “Ahi esnafları tarafından bugünkü AVM dediğimiz mantıkla düşünülerek 45-50 yıl önce tasarladığı bir çarşı. Çarşı; Kırşehir ekonomisi adına da önemli görevler üstlenmektedir. Çarşıda 180 bağımsız bölüm olmak üzere toplam da 130 esnaf faaliyet göstermektedir“ dedi.


Ahi Çarşısı, Cumhuriyet tarihinde Kırşehir’de ilk kez çarşı nitelikli olarak inşa edilen bir yapı olma özelliğini ise halen koruyor. Esnafların her sabah dua ile açtığı çarşı; konfeksiyoncu, ayakkabı tüccarı, perdeci, saz yapım atölyeleri, matbaalar gibi bir çok alanda hizmet veriyor.



Esnaf, Ahiliğin yaşaması için çaba sarf ediyor


Çarşıda 1981 yılından bu yana bulunan Raşit Çalışkan, 185 farklı dükkanla işletilen çarşının ekonomik açıdan çok önemli olduğunu şöyle anlattı:


“Çarşının bir bölümü boşaldı. Sonra yeniden yapılaşma oldu. Doğruluk ve dürüstlük prensibi ile bizler kazandık. Ahi Çarşısı olarak demek ve geçmek doğru değil. Ahi Evran’ın kabri de bu alanda, bizler işe gelirken dua ediyoruz.”


35 yıldır esnaflık yapan Hüseyin Kılıçoğlu ise şehrin bir çok etkinliğini bu çarşıda yaptığını ve şehir dışından gelenlerinde de AVM deyince çarşıya getirildiğini anlattı. Kılıçoğlu, “Kırşehir’in ticari hayatında birçok ihtiyacı karşılayan çarşı olarak faaliyet gösteren bir alan çarşı alanı. Kurulduğu günlerde şehrin ilk ve tek AVM’siydi, hala da tek. Şehir dışından gelenlerin de ilk uğrak yeri olan çarşı her geçen gün önemini de arttırarak devam ettirmektedir" ifadelerini kullandı.


Çarşı yanında yer alan 55 bin metrekarelik alan içerisinde toplam inşaat alanı 36 bin metrekare olan külliye bünyesinde; Ahilik Araştırma Kütüphanesi, Arasta/Bedesten, Ahilik ve Astronomi Müzesi, Usta ve Esnaf Odaları, dükkanlar, şadırvan, sahne ve tören alanı, butik konaklama tesisleri ve yeme - içme mekanları ile Kırşehir’e yakışır, tamamen doğal ahşap ve kesme taşlarla oluşturuluyor.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara 13’üncü Çalışma Meclisi’nin kapanış toplantısı Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde yapıldı "Emeğin, Sendikal Örgütlenmenin ve İstihdamın Geleceği" temasıyla düzenlenen 13. Çalışma Meclisi’nin kapanış toplantısı, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın teşrifleriyle Cumhurbaşkanlığı Külliyesi Sergi Salonu’nda yapıldı. "Emeğin, Sendikal Örgütlenmenin ve İstihdamın Geleceği" temasıyla düzenlenen 13’üncü Çalışma Meclisi, 29-30 Nisan tarihlerinde gerçekleşti. 4 oturumda düzenlenen Çalışma Meclisi’nde “Çalışma Hayatında İnsana Yakışır İş, Yeşil ve Dijital Dönüşümün İşgücü Piyasasına Etkileri ve Adil Geçiş, Sendikal Örgütlenmede Yaşanan Sorunlar ve Çözüm Önerileri, Toplu Pazarlık Sisteminde Yaşanan Sorunlar ve Çözüm Yolları” başlıkları ele alındı. İki gün boyunca devam eden programda, işçi, kamu görevlileri ve işveren sendika konfederasyonlarının başkanları, oda ve borsa birliklerinin başkanları, sivil toplum kuruluşlularının başkanları ile akademisyenlerin katılımıyla çalışma hayatına ilişkin istişarelerde ve çözüm önerilerinde bulunuldu. İkinci gününde de devam eden program, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın teşrifleriyle düzenlenen yemekle sona erdi. Burada konuşma yapan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, çalışma hayatında; sosyal diyalog mekanizmalarının etkin bir biçimde işletilmesinin Bakanlık açısından çok önemli ve faydalı gördüklerine vurgu yaparak, “Geçtiğimiz yıl içerisinde çalışma hayatında katılımcı sosyal diyalog anlayışının en önemli temsil mekanizmalarından olan; Üçlü Danışma Kurulu’nu, Kamu Personeli Danışma Kurulu’nu ve Ortak Paylaşım Platformu’nu gerçekleştirdik. Çalışma Meclisi ise bu platformlar arasında, en kapsamlı ve en kritik öneme sahip istişare mekanizmalarından biridir. Bu çerçevede; ilgili bakanlıklar, kamu kurum ve kuruluşları, işçi, işveren, ve kamu görevlileri sendikaları/konfederasyonları, akademisyenler, iş dünyası, uluslararası ve sivil toplum kuruluşlarının temsilcilerinden oluşan geniş katılımlı yapısı ile; Çalışma Meclisi toplantılarımızı, sosyal diyalogun hayata geçirilmesi vizyonuyla gerçekleştirmeye devam ediyoruz” ifadelerini kullandı. “İşçi, işveren ve kamu ilişkilerinin düzenlenmesi noktasında; ortak çözüm önerilerinin geliştirilmesi, çalışma meclislerinin en önemli hedefleridir” Işıkhan, Türkiye Yüzyılı’nın ilk Çalışma Meclisi olan bu seneki programın ‘Türkiye Yüzyılı’nda Çalışma Hayatı: Emeğin, Sendikal Örgütlenmenin ve İstihdamın Geleceği’ temasıyla gerçekleştirmenin mutluluğunu yaşadıklarına dikkati çekerek, “İşçi, işveren ve kamu ilişkilerinin düzenlenmesi noktasında; ortak işbirliği alanının oluşturulması, mevcut durum hakkındaki değerlendirmelerin yapılması, sorunların karşılıklı olarak, tartışılarak, ortak çözüm önerilerinin geliştirilmesi, Çalışma Meclislerinin en önemli hedefleridir. Dün ve bugün gerçekleştirilen toplantı ve panellerimiz ile çalışma hayatına dair güncel konular yanında, geleceğe dair fırsatlar ve zorluklarla ilgili istişarelerde bulunduk. İki gün boyunca gerçekleştirilen panelde; çalışma hayatının geleceği, insana yakışır iş, ikiz dönüşüm ve adil geçiş konuları yanında; sendikal örgütlenmede ve toplu pazarlık süreçlerinde yaşanan sorunlar ve çözüm önerilerini kapsamlı olarak ele aldık” diye konuştu. “Temel hedefimiz, refahtan herkesin pay alabildiği, insanı merkeze alarak büyüyen bir Türkiye’dir” Bakanlıkların, sosyal tarafların, sivil toplum kuruluşlarının ve uluslararası kuruluşların temsilcileri ile akademisyenlerin katkıları doğrultusunda etkin ve verimli bir Çalışma Meclisi toplantısını gerçekleştirdiklerini aktaran Bakan Işıkhan, şu ifadelere yer verdi: “Temel hedefimiz, sadece üreterek büyüyen ve istihdamı arttıran bir Türkiye değil; aynı zamanda; ‘insanı yaşat ki devlet yaşasın’ temel değeriyle; refahtan herkesin pay alabildiği, hakkın ve adaletin korunduğu, insanı merkeze alarak büyüyen bir Türkiye’dir. Bu noktada; Çalışma Meclisi gibi çözüm odaklı platformlar; çalışma hayatının hem yapısal hem de fonksiyonel sorunlarının çözüme kavuşturulabilmesi bakımından büyük önem taşımaktadır. Bu meclisin çıktıları, özellikle; kayıt dışı istihdam ve kayıt dışı ücret, çalışma koşulları, iş sağlığı ve güvenliği gibi çalışma hayatının öncelikli sorun alanlarının kalıcı olarak çözüme kavuşturulması için bizlere, geleceğe ait önemli fırsatlar sunacaktır.” “Emeğe ve onun müdafaasına verdiğimiz değerin en net kanıtı yarın kutlayacağımız 1 Mayıs Emek Ve Dayanışma Günü’dür” Işıkhan, Türkiye’nin 21 yılda sosyal güvenlikten sendikal örgütlenmeye kadar çalışma hayatını ilgilendiren her alanda çok büyük mesafeler kat edildiğini belirterek, “Geçmişte; hak ettiği ilgiyi göremeyen sendikacılık ile işçi, memur ve işveren ilişkilerini düzenleyen sosyal diyalog mekanizmaları son 21 yılda etkin bir şekilde işletilmiştir. Özellikle; örgütlü emek mücadelesinin kendine en rahat yaşam alanı bulduğu dönem, hükümetlerimiz, dönemidir. Çünkü; emek ve alın teri bizim hem maddi hem de manevi dünyamızda derin karşılıkları olan kavramlardır. Emeğe ve onun müdafaasına verdiğimiz değerin en net kanıtı yarın kutlayacağımız 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü’dür. Daha önce kanlı olaylarla anılan ve toplumda büyük endişelere yol açan 1 Mayıs; Başbakanlığı döneminde; Sayın Cumhurbaşkanımız tarafından 2009 yılında resmi tatil ilan edilmiştir. 1 Mayıs resmi tatil yapıldıktan sonra hem kutlamalar tüm Türkiye’ye yayılmış; hem de toplumun tüm kesimlerince kutlanmaya başlanmıştır” dedi. Işıkhan, Türkiye’nin her yerinde 1 Mayıs’ın barışçıl gösterilerle, anlamına uygun olarak kutlandığını söyleyerek, “Daha önce belli başlı marjinal gruplar tarafından sahip çıkılan 1 Mayıs; günümüz itibariyle tüm emekçilerimize bir bayram olarak teslim edilmiştir. Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde; işçimizin, memurumuzun ve tüm emekçilerimizin hakkının korunması, her zaman öncelikli meselemiz olmaya devam edecektir” değerlendirmesinde bulundu. Programda Jandarma Genel Komutanlığı’nda temizlik işçisi olarak çalışan evli ve iki çocuk sahibi Saadet Tom da bir konuşma yaptı. Tom, 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü’nü kutlayarak, “Bugün burada, 2018 yılında taşeron işçi olarak çalışırken kadroya geçirilmiş bir kardeşiniz olarak bulunuyorum. Hepiniz çok iyi biliyoruz ki Sayın Cumhurbaşkanımız bizlere kadro verdi. Emekçiler olarak istediğimiz hastanelere gidemediğimiz günlerden, SSK hastanelerinde ilaç kuyruklarında beklemekten bugün istediğimiz hastanelerde muayene olacak bir sosyal güvenlik sistemine sayenizde sahip olduk. Çocuklarının ve ailesinin geleceği adına büyük kaygılar içerisinde evine helal lokma götürebilmenin telaşı içerisinde olan biz emekçiler olarak sizlere teşekkür ediyoruz” ifadelerini kullandı.