ASAYİŞ - 22 Şubat 2017 Çarşamba 14:09

İhraç edilen komiser yardımcısından ilginç savunma

A
A
A
İhraç edilen komiser yardımcısından ilginç savunma

Kocaeli’de devam eden FETÖ/PDY soruşturmaları kapsamında tutuklanıp meslekten ihraç edilen komiser yardımcısı Uğur S., mahkemedeki savunmasında linç edilmekten korktuğu için yurt dışına kaçtığını söyledi.
Fetullahçı Terör Örgütü’nün 15 Temmuz darbe girişimi sonrasında meslekten ihraç edilerek yurt dışına kaçan polis memuru hakim karşısında ilginç bir savunma yaptı. Kocaeli Adliyesi 2’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde hakim karşısına çıkan eski polis Uğur S., "Her an linç girişimine uğrayabilirim ve artık iş bulamam düşüncesi ile kaçak yollardan yurt dışına çıktım” dedi.

"Böyle bir program kullanmış olsam hatırlardım"
Savunmasında masum olduğunu ifade eden Uğur S., “Suçlamaları kesinlikle kabul etmiyorum. Görevimi kanunlara uygun olarak yerine getirdim. Silahlı ya da silahsız hiç bir örgüte üye olmadım. 2012 yılında akıllı telefon aldım. Bilişim alanına merakım vardı. Afyon Kocatepe Üniversitesi’nde internet ve bilişim teknolojileri bölümünde yüksek lisans yapıyorum. 2012 yılından sonra birçok program indirerek kullandım. Bylock isimli programı indirip kullandığımı hatırlamıyorum. Böyle bir program kullanmış olsam hatırlardım. Ancak Bylock denilen programın Apple Store’dan ve Play Store’dan indirilebilen bir program olduğunu öğrendim” dedi.

"Linçten korktuğum için kaçtım"
Yurt dışına kaçma nedenini sorusunu cevaplayan Uğur S., "15 Temmuz darbe girişimini FETÖ denilen silahlı örgütün gerçekleştirdiği ortaya çıktı. Darbe girişiminden sonra bu örgütün üyesi olduğum iddia edilerek mesleğimden ihraç edildim. Her an linç girişimine uğrayabilirim ve artık iş bulamam düşüncesi ile kaçak yollardan yurt dışına çıktım. Çünkü pasaportum da iptal edilmişti. Romanya polisi bizi yakaladı. Bulgaristan’a teslim etti. Oradan da sınır dışı edilerek Türkiye’ye getirildim. 2014-2016 yıllarında Bylock programı herkes tarafından indirilip kullanılabilen bir programdır. Telefonuma sayısız iletişim programı indirdim ve kullandım. Bylock denilen programı kullanıp kullanmadığımı hatırlamıyorum” diye konuştu.

"Hiçbir delil yoktur"
Hakkındaki suçlamaları kabul etmeyen Uğur S., "İddianamede söz konusu örgütün eylemlerine yoğun bir şekilde katıldığım yazılmış ancak hiç bir eylem gösterilmemiştir. Söz konusu örgütün bankasına para yatırmadım. Okul ve dershanesine gitmedim. Yayın organlarına abone olmadım. Bu nedenle beraatimi istiyorum” diyerek sözlerini noktaladı.
Sanık avukatı Abdullah Serdar Önür ise, "Müvekkilimin savunmasına katılıyoruz. Müvekkilimin FETÖ silahlı terör örgütüne üye olduğuna dair hiç bir delil yoktur. Tahliyesini talep ediyoruz” ifadelerini kullandı.
Mahkeme heyeti sanık avukatının savunma yapması için ek süre talebini kabul ederek sanığın tutukluluk halinin devamına karar verdi. Duruşma 28 Şubat 2017 tarihine ertelendi.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Zonguldak Enkazdan sağ çıkan Hediye hayırseverlerin desteğiyle dünyaevine girdi Hatay’da yaşanan depremde enkazdan beş gün sonra sağ kurtulan 21 yaşındaki Hediye Demirkol, nişanlısı ile ertelediği düğününü hayırseverlerin de desteğiyle Zonguldak’ın Karadeniz Ereğli ilçesinde gerçekleştirdi. Hatay’da yaşayan 21 yaşındaki Hediye Demirkol, nişanlısı Muhammet Yıldız ile birlikte düğün hazırlıkları yaparken 6 Şubat 2023’te yaşanan depremlerde annesi ve kardeşi ile enkaz altında kaldı. Deprem sonrası enkazın arasında nişanlısını arayan Muhammet Yıldız, günlerce umudunu kaybetmeden molozların arasında Hediye Demirkol’dan bir iz aradı. Ekiplerin çalışmaları sonucu beş gün sonra enkazdan sağ kurtulan Hediye Demirkol’un kolu ampute edildi. Enkazda annesini kaybeden ve kardeşinin de iki ayağı ampute edilen Hediye Demirkol, sevk edildiği Adana’da tedavisinin tamamlanmasının ardından kardeşiyle birlikte Zonguldak’ın Karadeniz Ereğli ilçesine taşındı. Türk Kızılay Şubesi ve hayırseverlerin de desteğiyle bir eve yerleştirilen Hediye Demirkol, Şube Başkanı Kürşat Yağız’a deprem nedeniyle ertelenen düğün planından bahsetti. Çiftin hayalini gerçekleştirmek isteyen Kızılay, düğün için hazırlık başlattı. Davul zurna eşliğinde gelin alma adetinin yerine getirilmesiyle birlikte çeyizler de eve taşındı. Yapılan duaların ardından konvoy halinde Gülüç Belediyesi Düğün Salonu’na gelen çift, burada dünyaevine girdi. “Evlilik sürecimiz depremden sonra çok farklı boyuta geldi” Hayırseverler ve sevenleri genç çifti düğünde yalnız bırakmadı. Dört senelik nişanlılık süreci sonrası düğün hazırlığı yaptıkları sırada depremin olduğunu anlatan Hediye Demirkol, “Birbirimizi görüp tanıştık. Uzun bir hikayemiz var. Zamanla konuşa konuşa ileriye dönük sürecimiz başladı. Söz takıp nişanlandık. Yaklaşık dört senedir birlikteyiz. Deprem bizim dönüm noktamız oldu. Önceleri evlilik sürecini düşünüyorduk ama depremden sonra çok farklı boyuta geldi. Birbirimizden kopamadığımızı o zaman anladık. Düğünü erteledik. Deprem olmasaydı geçen yaz düğün olacaktı. Tedavi süreçleri oldu" dedi. Karadeniz Ereğli’ye geldiklerinde nikah yaparak dünyaevine girmeyi planladıklarını ve Kızılay’ın desteğiyle düğün yaptıklarını anlatan Demirkol, “Bu şekilde bize güzel bir düğün organize ettiler. Hatay’dan Karadeniz Ereğli’ye geldik. Orada hiçbir şeyimiz kalmadı. Buradaki güzel insanlarla tanışma sürecimiz oldu. Birçok insanla tanıştık. Sağ olsunlar hiçbir zaman desteklerini ayırmadılar” diye konuştu. “Küs öleceğimizi bilmek beni kahretti” Depremin kendileri için dönüm noktası olduğunu söyleyen Muhammet Yıldız ise, “İnsan sevdiğinden asla kopamaz. Depremin olduğu gün kendisiyle küstük. Öleceğine değil de küs öleceğimize çok üzüldüm. Sürekli bunu düşünüyordum, kahroldum. Neden kavga ettiğimizi düşündüm. Demek ki iki günlük dünyaymış, kavga etmeye hiç gerek yokmuş” dedi. İlk depremin yaşanmasında bir saat sonra nişanlısının evinin enkazının başına geldiğini anlatan Yıldız, “Enkazdan araçlar geçemiyordu. Yakınlarında bir tane park vardı. İnsanlar ateş yakmış duruyordu. Bir umut oradadır diye kendisini, annesini ve küçük kardeşini aradım. Kimseyi bulamadım. Enkaz başında gördüğüm tablo her şeyi anlamama yetti. Oradan birisinin çıkması imkansız gibi bir şeydi. Arkadaşlarım da bunu söylüyordu. İlk başta Hediye’nin ölmediğini söylüyordum. Boşuna ümitlenmememi ve durumu kabullenmemi söylediler. Sonuna kadar Hediye’nin yaşadığını düşünüyor ve inanıyordum. Sonra Hediye’nin sesini duyduk ve yaşadığını öğrendik” ifadelerini kullandı.