YEREL HABERLER - 26 Mart 2017 Pazar 14:06

Tarih Sempozyumunda yeni detaylar ortaya çıkıyor

A
A
A
Tarih Sempozyumunda yeni detaylar ortaya çıkıyor

Uluslararası Çoban Mustafa Paşa ve Kocaeli Tarihi-Kültürü Sempozyumunda Gebze’deki Çoban Mustafa Paşa Külliyesi’ndeki 165 yazma eserin bulunduğu kütüphanede günlük üç akçe ücretle bir hafız-ı kütüb’ün görev yaptığı ortaya çıktı.

Uluslararası Çoban Mustafa Paşa ve Kocaeli Tarihi-Kültürü Sempozyumunda Gebze’deki Çoban Mustafa Paşa Külliyesi’ndeki 165 yazma eserin bulunduğu kütüphanede günlük üç akçe ücretle bir hafız-ı kütüb’ün görev yaptığı ortaya çıktı.


Uluslararası Çoban Mustafa Paşa ve Kocaeli Tarihi-Kültürü Sempozyumu IV’ nun 2. gününde Çoban Mustafa Paşa Salonu’nda yapılan 3. oturumda Veysi Akın "Cisr-i Mustafa Paşa ve Tarihten Günümüze Kadarki Önemi’’, Uzm. Abdullah Çakmak "Gebze Çoban Mustafa Paşa Kütüphanesi’’, Zeynep Morgül "Çoban Mustafa Paşa Külliyesi’nin Medrese Müderrisliğinden Şeyhülislamlığa Giden Yol’’ ve gazeteci İsmail Kahraman "Gebze’nin Kentleşme Sürecinde Çoban Mustafa Paşa Külliyesi’nin Önemi’’ konulu tebliğlerini yayınladı.


Günün 3.oturumunda ilk olarak söz alan Yrd. Doç. Dr. Veysi Akın, "Günümüzde Bulgaristan sınırları içerisinde kalan ve Edirne’nin 32 kilometre batısında Meriç nehri üzerinde kurulan köprüden ismini alan ‘Cisr-i Mustafa Paşa Kazası’, yeni ismi ile Svilengrad bulunduğu coğrafi konumu itibarı ile tarih boyunca önemli bir stratejik merkez olmuştur. Mustafa Paşa kasabası yakınlarında Mezek köyünde Traklardan kalan çok önemli bir timülüs ve müze bulunmaktadır. Ayrıca Bizans dönemi eseri olmakla beraber Kanuni döneminde Mustafa Paşa tarafında onarımı tamamlanan Mezek kalesi bölgenin Bizans ve Osmanlı çağındaki önemine işaret etmektedir. Türkiye, Yunanistan ve Bulgaristan geçiş güzergahı üzerinde hakim bir tepe üzerinde bulunan bu kale Osmanlı döneminde derbent olarak kullanılmıştır. Kanuni Sultan Süleyman döneminde Mustafa Paşa Köprüsü’nün inşası ile stratejik önemi bir kat daha artan bölge, Edirne-Belgrad yolu üzerinde bulunması dolayısı ile bir menzil ve derbent merkezi haline gelmiştir’’ dedi.


Gebze Çoban Mustafa Paşa Kütüphanesi konulu sunumunda Uzm. Abdullah Çakmak, "Çoban Mustafa Paşa, Osmanlı Devleti’nde mutasarrıflık, sancakbeyliği ve vezirlik görevlerinde bulunmuş önemli devlet adamlarındandır. Ayrıca Paşa’nın siyasi kimliğinin yanında Anadolu ve Rumeli’de yaptırdığı vakıf eserlerden hareketle hayırsever biri olduğu anlaşılmaktadır. Bu yönüyle hem devlete hem de halka yönelik bu hizmetlerin araştırılması, Paşa’nın yaşadığı dönemin siyasi, sosyal, ekonomik ve kültürel tarihinin belirlenmesi bakımından önemlidir. Bu amaçla bu bildirinin konusunu Paşa’nın Gebze’de yaptırdığı külliyenin bir bölümü olan kütüphanesi oluşturmaktadır’’ açıklamasını yaptı.


Konuşmasına devam eden Çakmak, "Paşa, Gebze’deki külliyesine ait vakfiyede, farklı disiplinlere ait 165 yazma eserin bulunduğu kütüphanesinde günlük üç akçe ücretle bir hafız-ı kütübün görev yapmasını şart koşmuştur. Kütüphane için şart koşulan bu görev ve tahsisat, Paşa’nın, kitapların muhafazasına verdiği önemi ortaya koymaktadır. Ancak yaklaşık dört asırdır ayakta duran bu müessesenin içinde bulunan birçok kitap zamanla muhafaza edilemeyerek bir şekilde farklı yerlere intikal etmiştir’’ şeklinde konuştu.


Çoban Mustafa Paşa Külliyesinin Medrese Müderrisliğinden Şeyhülislamlığa Giden Yol 2 konulu sunumunda KOÜ’den Zeynep Morgül, "Osmanlı menzil külliyelerinin bir örneği olan, Çoban Mustafa Paşa Külliyesi, 1523-1524 tarihlerinde inşa edilir. Külliyenin bir parçası olarak oluşturulan medrese, yüksek eğitimin alındığı bir eğitim müessesesi haline gelir. Müderrislerinin, 50 akçe aldığı ellili medrese olarak bilinen, külliye medresesini bitiren öğrenciler altmışlık medreselere devam eder. Mezuniyetlerinden sonra ilmiye sınıfı dahilindekiler şeyhülislamlığa kadar yükselebilir. Çoban Mustafa Paşa medreselerinde müderrislikten yükselerek çeşitli kademelerde görev yaptıktan sonra Şeyhülislamlık görevini icra edenler olmuştur’’ diye konuştu.


Gebze’de gazetecilik hayatını sürdüren İsmail Kahraman’da sempozyumda, "Gebze’nin Kentleşme Sürecinde Çoban Mustafa Paşa Külliyesi’nin Önemi’’ konulu bir tebliğ yayınladı. Kahraman, ‘’Gebze’nin kalbi Çoban Mustafa Paşa Külliyesi’nde atar. Külliye, Yavuz Sultan Selim ve Kanuni Sultan Süleyman’ın vezirlerinden Çoban Mustafa Paşa’nın emriyle 16. yüzyılda Mimar Sinan’a yaptırılmıştır. Türk süsleme sanatının tüm özelliklerine sahip bu tarihî şehir minyatürü, camii, medrese, kervansaray, paşa odaları, hankah, bimarhane, han, hamam, imarethane, kütüphane, su kuyusu, şadırvan ve türbe gibi her biri eşsiz yapılar topluluğundan oluşmaktadır. Külliyenin güney kapısı üzerinde Kanuni Sultan Süleyman’ın tuğrası göze çarpmaktadır’’ bilgisini verdi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bayburt Bayburt’ta basit yaralama suçunda taraflar TSK’ya bağış yapma şartıyla uzlaştılar Bayburt’ta ’Basit Yaralama’ suçunda taraflar Türk Silahlı Kuvvetlerine (TSK) 10 bin lira bağış yapılması noktasında anlaştılar, dosya mahkemeye intikal etmeden çözülerek kapatıldı. K.A ve B.N.K isimli iki arkadaş dışarıda vakit geçirdikleri sırada araçla yanlarına gelen H.A ve R.A isimli şahıslar tarafından darp edildiler. Darp edildikleri iddiasıyla emniyete başvuran iki arkadaş H.A ve R.A’dan şikayetçi oldular. Mağdurların şikayeti üzerine şüpheliler H.A ve R.A hakkında ’Basit Yaralama’ suçundan soruşturma başlatıldı. Cumhuriyet Başsavcılığının yürüttüğü çalışmalar sonucunda dosyadaki suçun uzlaştırmaya uygun bir suç olduğu belirlendi, dosya Bayburt Cumhuriyet Başsavcılığı Uzlaştırma Bürosuna gönderildi. Uzlaştırma bürosu ekipleri, mağdur taraflarla uzlaşma şartlarını görüşmek için bir araya geldiler. Mağdur K.A ve B.N.K, TSK’ya bağış yapılması şartıyla şüphelilerle uzlaşacağını uzlaştırma bürosu ekiplerine bildirdiler. K.A’nın ve B.N’K’nın uzlaşma talebini kabul eden şüpheliler, TSK’ya 10 bin lira bağışta bulundular. Uzlaştırma Bürosu görevlilerinin titizlikle yürüttüğü çalışmalar sonucunda dosya mahkemeye intikal etmeden, çözüme kavuşturularak kapatıldı. Bununla birlikte, Uzlaştırma Bürosunda görevli Cumhuriyet Savcısı Asya Büşra Alim, taraflarla görüşme sağlayan uzlaştırmacılara titiz çalışmalarından ötürü teşekkür ederek, kişi onarıcı adalet anlayışına hizmet etme gayreti içerisinde olduklarını, kamuya yararlı edimleri Uzlaştırma Bürosu ekipleriyle birlikte gerçekleştirdiklerini ve çalışmaların özenle yürütüldüğünü vurguladı.
Bayburt Uzlaştırma Büro ekiplerince bir dosya daha çözüme kavuşturuldu Bayburt’ta özel bir diş kliniğine tedavi olmak için başvuran H.H.O isimli hasta, kendisine yanlış tedavi uygulandığı gerekçesiyle B.S.G isimli doktordan şikayetçi oldu. Mağdur H.H.O, şikayetçi olduğu doktorla Türkiye Erozyonla Mücadele, Ağaçlandırma ve Doğal Varlıkları Koruma Vakfı’na (TEMA) bağış yapma şartıyla uzlaşmaya vardı. Anlaşma sağlanan dosya ise Uzlaştırma Bürosu ekiplerinin çalışmaları sonucunda kapatıldı. H.H.O isimli bir vatandaş, tedavi olmak için gittiği özel diş kliniğinde diş hekimi B.S.G’nin kendisine yanlış tedavi uyguladığı iddiasıyla doktordan şikayetçi oldu, B.S.G, hakkında ’Taksirle Bir Kişinin Yaralamasına Neden Olma’ suçundan soruşturma başlatıldı. Dosyanın Bayburt Cumhuriyet Başsavcılığına intikal etmesi sonucunda dosya incelendi, suçun uzlaştırmaya tabi olduğu belirlendi. Devreye giren Cumhuriyet Başsavcılığı Uzlaştırma Bürosu ekipleri, mağdur H.H.O ile görüşme sağladılar. Mağdur H.H.O, şüpheli B.S.G’den TEMA Vakfı’na 150 fidan bağışta bulunmasını istedi. Daha sonra şüpheli B.S.G ile bir araya gelen uzlaştırma bürosu ekipleri, H.H.O’nun talebini B.S.G’ye ilettiler. H.H.O’nun isteğini kabul eden doktor ise, 150 fidan karşılığında TEMA Vakfı’na 12 bin 800 lira bağışta bulundu. Mahkemelerin iş yükünün azaltılması amacıyla yapılan uzlaşma görüşmeleri sonucunda, taraflar edimli olarak uzlaşmayı kabul etmiş oldular. Uzlaştırma Bürosu ekiplerinin özverili çalışmalarıyla bir dosya daha sonuca vardırılarak, kapatıldı. Öte yandan, Uzlaştırma Bürosunda görevli Cumhuriyet Savcısı Asya Büşra Alim, kamu yararı gözeten çalışmaların özenle devam ettiğini bildirerek, Uzlaştırma Bürosu ekiplerine çalışmalarından ötürü teşekkürlerini iletti. Önceliklerinin kamu yararı olduğunun altını çizen Savcı Alim, Bayburt Cumhuriyet Başsavcılığı Uzlaştırma Bürosu olarak çalışmaları özenle ve önemle yürüttüklerini söyledi.
Erzincan Erzincan’da Filistin’e destek yürüyüşü yapıldı Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi (EBYÜ) öğrencileri tarafından, İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarına tepki göstermek, Avrupa ve Amerika’da çeşitli üniversitelerde Filistin için yapılan protestolara destek vermek amacıyla ‘Gazze İçin Yürüyüş ve Dua’ programı düzenlendi. EBYÜ’de öğrenim gören öğrenciler ile akademik ve idari personelin yanı sıra çok sayıda Erzincanlı vatandaş, İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarını protesto etmek ve aynı amaçla ABD ile Avrupa’daki üniversitelerde yapılan eylemlere destek vermek amacıyla EBYÜ kampüsünde toplandı. Program, İlahiyat Fakültesi öğrencilerinden Eyüp Budak’ın okuduğu Kur’an-ı Kerim tilaveti ile başladı. Daha sonra öğrenciler, İngilizce ve Türkçe, "Gazze’de katliam var, sesini yükselt", "Bugünün Nazi’si işgalci İsrail", "Kudüs için, ilk kıblemiz Mescid-i Aksa için, Filistin için" yazılı pankart açtı. Özgür Filistin eylemlerine destek olmak amacıyla gerçekleştirilen programda EBYÜ öğrencileri adına basın açıklamasını Furkan Çoban okudu. Açıklamada şu metne yer verildi: “Allah’ın ve sizin düşmanlarınızı ve onların gerisinde olup sizin bilmediğiniz, ama Allah’ın bildiklerini korkutup caydırmak üzere, onlara karşı elinizden geldiği kadar güç ve savaş atları hazırlayın. Allah yolunda harcadığınız her şeyin karşılığı, zerrece haksızlığa uğratılmadan size tastamam ödenecektir. Bir asırdır Filistin’i işgal etmeye çalışan Siyonist terör şebekesi yaklaşık 210 gündür Gazze halkına zalimce saldırmaya devam ediyor. Filistin’de göğe yükselen bebeklerin ve çocukların feryadı, katledilen binlerce masum çocuğun mazlumiyeti; arşı alayı titretti ve arştan arza, yeryüzü şeytanlarının ve zalimlerin fermanı olarak indi. Ve dünyanın dört bir tarafında yeryüzünün vicdan ehli insanları, bataklığa düşmüş insanlığın onurunu ayağa kaldırmak adına bir devrim ateşini tutuşturdular. Bu devrim ateşi elden ele tüm ülkelerin ve milletlerin ufkunu aydınlatmaktadır. Filistin davasına destek amaçlı yapılan bu eylemler Siyonizm’in temsil ettiği küresel şeytani düzene karşı haklı bir isyandır. Başta Amerika ve Fransa olmak üzere, Batı dünyasının birçok yerinde en saygın kabul edilen üniversitelerde gönüldaşlarımız ayağa kalkarak isyan ateşine destek vermiş ve küresel intifadanın bir parçası olmayı tercih etmiştir. Birçok akademisyen ve öğrenci, bu davaya destek olmuştur. İntifada ateşi, sinelerinde yürek taşıyan herkesi etkisi altına almıştır. Tüm tedbir ve baskılara rağmen, onurlu gençlerin ve akademisyenlerin isyanları engellenememektedir. Binlerce öğrenci ve akademisyenin tutuklanması, sonucu değiştirmemiştir. Buradan zulme sessiz kalmayan bu onurlu akademisyenleri ve öğrencilerini selamlıyoruz. Ey vicdanlı ve aziz halkımız; sizler de kalkın ve bu insanlık zincirinin halkalarını oluşturun. Bu insanlık devrimine siz de iştirak edin. Gönülleriniz bu dava için atsın, Diliniz bu davayı konuşsun ve kalemleriniz bu davayı yazsın. İnsanlığın ikiye ayrıldığı bir zamanda aziz ve özgür insanların saflarında yer alın ve küresel intifadanın şerefini bir madalya olarak taşıyın. Bu şeref sizden sonraki nesillere de aktarılsın. Küresel intifadaya ve bu intifadayı kuşanan özgür ruhlu cesur yüreklere selam olsun. Ve buradan tekrar hatırlatıyoruz: Ehli Vicdan, Ehli iman olan ve kalbinde zerrece İnsanlık taşıyan herkese diyoruz ki küresel boykot mallarını almayın-aldırmayın. Unutmayın ki alınan her boykot malı bir bomba, bir tank veya bir füzedir. Ümmetin ve insanlığın izzet örtüsüne dokunan Siyonist eller varsa, onlara karşı çıkan yiğitler, Sütçü İmamlarda vardır elbet. Nihayetinde Şanlıurfa’dan bir yiğit çıktı adı Hasan saklanan idi. İmanı gayreti cesareti kabul etmedi bu zilleti ve canını Rabbi Rahmana teslim etti. Rabbimizden niyazımız şehidimizin attığı bu adımın zulmün tahtını sarsması ve İslam dünyasının bu zelilce seyirciliğine son vermesidir. Gazze’yi unutmama ve unutturmama adına elimizden ne geliyorsa yapacağız, insanlık ve Müslümanlığın bağrına hançer saplanmış iken buna seyirci ve ilgisiz kalmak elbette mümkün değildir. Son olarak buradan tüm dünyaya haykırıyoruz: Kudüs ve Mescidi Aksanın kurtuluşu için yapılacak olan her türlü meşru eylemin yanındayız, tarafıyız ve destekçisiyiz. Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi öğrencileri.” Basın açıklaması sonrasında yapılan yürüyüş ile program nihayete erdi.