POLİTİKA - 30 Mart 2017 Perşembe 21:43

Hak-İş Genel Başkanı Mahmut Arslan:

A
A
A
Hak-İş Genel Başkanı Mahmut Arslan:

Hak İşçi Sendikaları Konfederasyonu Genel Başkanı Mahmut Arslan, “İyi bir iş sözleşmesinin kriteri evine yemek götürebilmektir” dedi.

Hak İşçi Sendikaları Konfederasyonu Genel Başkanı Mahmut Arslan, “İyi bir iş sözleşmesinin kriteri evine yemek götürebilmektir” dedi.


Hak İşçi Sendikaları Konfederasyonu Genel Başkanı Mahmut Arslan, Kocaeli Büyükşehir Belediyesi ve İSU Genel Müdürlüğü arasında gerçekleştirilen toplu iş sözleşmesi imza törenine katıldı. Antikkapı Restaurant’ta düzenlenen imza törenine Hak-İş Genel Başkanı Mahmut Arslan’ın yanı sıra Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı İbrahim Karaosmanoğlu, Kocaeli Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Tahir Büyükakın, Kocaeli Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı Doğan Erol ve Hizmet- İş Şube Başkanı İdris Ersoy katılım gösterdi.


Programda konuşan Hak İşçi Sendikaları Konfederasyonu Genel Başkanı Mahmut Arslan, “Toplu iş sözleşmeleri beklentilerle, imkanlar arasındaki bir uzlaşmadır. Beklentilerimiz Kocaeli’de yaşamanın bir kısım riskleri ve zorluklarının yanında bu imkanları çoğaltırsak, verilen ücretleri arttırırsak ve dengeyi belli bir noktada yakalayabilirsek iyi bir toplu iş sözleşmesi olarak görüyoruz" dedi.



“İyi bir iş sözleşmesinin kriteri evine yemek götürebilmektir”


İyi bir iş sözleşmesinin evine yemek götürmekle olduğunu dile getiren Başkan Arslan, “İyi bir toplu iş sözleşmesinin ilk kriteri yüksek ücret değildir. İyi bir sözleşmenin kriteri bizim için işimizin, aşımızın devam etmesi, iş barışının sağlanması ve bunun gününde ödenmesidir. Çok şükür uzun bir zamandır bu sıkıntıları büyük ölçüde unuttuk. O günler geri kaldı. Çalışan arkadaşlarımızın maaşları gününde ödeniyor. Varsa sorunlar çözülüyor. Kavgaların, gerginliklerin olmadığı bir dönemi yaşıyoruz” dedi.



“Çalışma hayatının sistematiği değişiyor”


Yalova’da işçilerle arasında geçen bir diyaloğu paylaşan Başkan Arslan, “Yalova’da işçilerimizle buluştuğumuzda ’ücretlerde artış ve sosyal haklarda gelişme istiyoruz’ diye bir soru geldi. Haklı bir soru. Türkiye değişiyor. Çalışma hayatının sistematiği değişiyor. Çalışanların statüleri değişiyor. Dolayısıyla 10 sene öncesindeki büyükşehir yok karşımızda. Hem çalışanları itibariyle hem çalışanların profili itibariyle yeni bir anlayışı bize zorunlu kılıyor. Peki yeni anlayış nedir? Bütün bu dengeleri gözetmek zorundasınız. Hem taşeron işçilerle ilgili atılan adımları ileriye taşımak zorundayız hem de kadrolu arkadaşlarımızı bu denge içerisinde gözeteceğiz” diye konuştu.



“Hiçbir çalışanımızın emeğini enflasyona yedirmedik”


Son olarak söz alan Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı İbrahim Karaosmanoğlu, “Bu tür sözleşmelerde önemli. Yaptığımız sözleşmelerde inanıyoruz ki hiçbir zaman çalışanımızı, alın teri döken emekçilerimizi enflasyona yedirmedik. HAK-İŞ Genel Başkanımızın da söylediği gibi, hem Türkiye’de hem de Dünya’da bir denge var. Daha iyi ücretler vermek isteyebiliriz, verilebilir ama herkese aynı ücreti veremiyorsunuz. O imkanımız yok. Bu süreç ülkedeki dengelerle de ilgili” açıklamasını yaptı.


Protokol konuşmalarının ardından toplu iş sözleşmeleri için imzalar atıldı. 3 yıl yürürlükte olacak toplu iş sözleşmesinde Kocaeli Büyükşehir Belediyesi’nde çalışan 998, İSU Genel Müdürlüğü’nde çalışan 854 işçi olmak üzere toplam bin 852 işçiye, 1. yıl yüzde 10, 2 ve 3. yıllarında ise enflasyon +1 puan zam yapıldı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Zonguldak Enkazdan sağ çıkan Hediye hayırseverlerin desteğiyle dünyaevine girdi Hatay’da yaşanan depremde enkazdan beş gün sonra sağ kurtulan 21 yaşındaki Hediye Demirkol, nişanlısı ile ertelediği düğününü hayırseverlerin de desteğiyle Zonguldak’ın Karadeniz Ereğli ilçesinde gerçekleştirdi. Hatay’da yaşayan 21 yaşındaki Hediye Demirkol, nişanlısı Muhammet Yıldız ile birlikte düğün hazırlıkları yaparken 6 Şubat 2023’te yaşanan depremlerde annesi ve kardeşi ile enkaz altında kaldı. Deprem sonrası enkazın arasında nişanlısını arayan Muhammet Yıldız, günlerce umudunu kaybetmeden molozların arasında Hediye Demirkol’dan bir iz aradı. Ekiplerin çalışmaları sonucu beş gün sonra enkazdan sağ kurtulan Hediye Demirkol’un kolu ampute edildi. Enkazda annesini kaybeden ve kardeşinin de iki ayağı ampute edilen Hediye Demirkol, sevk edildiği Adana’da tedavisinin tamamlanmasının ardından kardeşiyle birlikte Zonguldak’ın Karadeniz Ereğli ilçesine taşındı. Türk Kızılay Şubesi ve hayırseverlerin de desteğiyle bir eve yerleştirilen Hediye Demirkol, Şube Başkanı Kürşat Yağız’a deprem nedeniyle ertelenen düğün planından bahsetti. Çiftin hayalini gerçekleştirmek isteyen Kızılay, düğün için hazırlık başlattı. Davul zurna eşliğinde gelin alma adetinin yerine getirilmesiyle birlikte çeyizler de eve taşındı. Yapılan duaların ardından konvoy halinde Gülüç Belediyesi Düğün Salonu’na gelen çift, burada dünyaevine girdi. “Evlilik sürecimiz depremden sonra çok farklı boyuta geldi” Hayırseverler ve sevenleri genç çifti düğünde yalnız bırakmadı. Dört senelik nişanlılık süreci sonrası düğün hazırlığı yaptıkları sırada depremin olduğunu anlatan Hediye Demirkol, “Birbirimizi görüp tanıştık. Uzun bir hikayemiz var. Zamanla konuşa konuşa ileriye dönük sürecimiz başladı. Söz takıp nişanlandık. Yaklaşık dört senedir birlikteyiz. Deprem bizim dönüm noktamız oldu. Önceleri evlilik sürecini düşünüyorduk ama depremden sonra çok farklı boyuta geldi. Birbirimizden kopamadığımızı o zaman anladık. Düğünü erteledik. Deprem olmasaydı geçen yaz düğün olacaktı. Tedavi süreçleri oldu" dedi. Karadeniz Ereğli’ye geldiklerinde nikah yaparak dünyaevine girmeyi planladıklarını ve Kızılay’ın desteğiyle düğün yaptıklarını anlatan Demirkol, “Bu şekilde bize güzel bir düğün organize ettiler. Hatay’dan Karadeniz Ereğli’ye geldik. Orada hiçbir şeyimiz kalmadı. Buradaki güzel insanlarla tanışma sürecimiz oldu. Birçok insanla tanıştık. Sağ olsunlar hiçbir zaman desteklerini ayırmadılar” diye konuştu. “Küs öleceğimizi bilmek beni kahretti” Depremin kendileri için dönüm noktası olduğunu söyleyen Muhammet Yıldız ise, “İnsan sevdiğinden asla kopamaz. Depremin olduğu gün kendisiyle küstük. Öleceğine değil de küs öleceğimize çok üzüldüm. Sürekli bunu düşünüyordum, kahroldum. Neden kavga ettiğimizi düşündüm. Demek ki iki günlük dünyaymış, kavga etmeye hiç gerek yokmuş” dedi. İlk depremin yaşanmasında bir saat sonra nişanlısının evinin enkazının başına geldiğini anlatan Yıldız, “Enkazdan araçlar geçemiyordu. Yakınlarında bir tane park vardı. İnsanlar ateş yakmış duruyordu. Bir umut oradadır diye kendisini, annesini ve küçük kardeşini aradım. Kimseyi bulamadım. Enkaz başında gördüğüm tablo her şeyi anlamama yetti. Oradan birisinin çıkması imkansız gibi bir şeydi. Arkadaşlarım da bunu söylüyordu. İlk başta Hediye’nin ölmediğini söylüyordum. Boşuna ümitlenmememi ve durumu kabullenmemi söylediler. Sonuna kadar Hediye’nin yaşadığını düşünüyor ve inanıyordum. Sonra Hediye’nin sesini duyduk ve yaşadığını öğrendik” ifadelerini kullandı.