GENEL - 05 Haziran 2019 Çarşamba 12:00

(Özel) Otizmli 3 buçuk yaşındaki otizmli Mehmet Akif ilk kez “anne-baba” dedi

A
A
A
(Özel) Otizmli 3 buçuk yaşındaki otizmli Mehmet Akif ilk kez “anne-baba” dedi

Kocaeli’de 2 buçuk yaşına kadar konuşamayan ve çevresindekilerle iletişim kurmayan otizmli Mehmet Akif, annesinin araştırmaları sonucunda başladığı eğitimle 7 ayda büyük gelişme göstererek ilk defa anne, baba dedi.

Kocaeli’de 2 buçuk yaşına kadar konuşamayan ve çevresindekilerle iletişim kurmayan otizmli Mehmet Akif, annesinin araştırmaları sonucunda başladığı eğitimle 7 ayda büyük gelişme göstererek ilk defa anne, baba dedi. Mehmet Akif’in gösterdiği gelişme, kendisi ile oyun oynamak isteyen ağabeyini de sevince boğdu.


Kocaeli’nin Başiskele ilçesinde yaşayan Tuğba ve Ertuğrul Sarı çifti, iki çocuğundan biri olan Mehmet Akif’in 2 buçuk yaşındayken konuşamadığını ve çevresindekilerle iletişim kurmak istemediğini fark etti. Çiftin durumu anlattığı çevresindeki yakınları erkek çocuğunun geç konuştuğunu söyleyerek, beklemeleri tavsiyesinde bulundu. Gittikleri hastanede uzmanların otizm olabileceğini söylediği Mehmet Akif’in anne ve babası büyük hüzün yaşadı. Çocukları için umutla araştırma yapan aile, Kocaeli’nin Başiskele ilçesindeki Atlantis Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezi’nde birçok çocuğun atlı rehabilitasyonun da içerisinde olduğu yoğun bir eğitimle gelişme gösterdiğini öğrendi. Ailenin kuruma başvuruda bulunmasıyla Mehmet Akif eğitime başladı. Atlı rehabilitasyon, bireysel ve duyu bütünlemesinin de olduğu yoğun bir eğitime başlayan Mehmet Akif’te kısa sürede gelişme gözlemlendi.


Yaklaşık 7 aylık eğitim sürecinde Mehmet Akif çevresindekileri ile iletişim kurmaya, konuşmaya başlayarak, ilk defa anne ve baba dedi. Yaşıtlarının düzeyine ulaşan ve gelişimindeki sürekliliğin sağlanması için eğitimine devam edilen Mehmet Akif, en çok daha önce hiç oyun oynamadı ağabeyini mutlu etti. Kardeşinin kendisi ile saklambaç oynamadığı için çok üzüldüğünü söyleyen 6 yaşındaki Eymen, şimdi kardeşi kendisi ile oyun oynadığı ve sohbet ettiği için çok mutlu olduğunu belirterek, “Burada eğitime başladık ve bir gün kardeşimde bir düzelme olduğunu fark ettik. Sonra konuşmaya başladı. Bizimle saklambaç oynamıyordu. Sadece konuşması vardı. Artık bizi anlayabiliyor. Saklambaç oynayabiliyoruz, yakalamaca oynayabiliyoruz. Artık beni anlayabilecek bir durumda” dedi.



“Aile kaygı halinde kurumumuza başvurdular”


Mehmet Akif’in eğitim süreci hakkında bilgi veren Eğitim Koordinatörü Dilek Güner, “Mehmet Akif Sarı kurumumuza 2 yaş 10 aylıkken geldi. İlk geldiklerinde aile çok büyük bir panik içerisindeydi. Çünkü gittikleri uzman çocuklarının otizm tanısı alabileceğini, otizme yakın davranışlar sergilediğini belirtmişti. Aile kaygı halinde kurumumuza başvurdular. Görüşmelerimizi, çocuğun değerlendirmesini yaptık. Takıntılı davranışları vardı, göz kontağımız çok sınırlıydı. Dokunsal olarak çok hassasiyet yaşıyordu ve bu günlük yaşantısını inanılmaz derecede etkiliyordu. Birebir eğitim bu işin olmazsa olmazı. Yaşı sebebi ile çok başarılı bir başlangıç yaptık. Doğru bir eğitim süreci bizim için de çok etkili oldu. Daha sonra verilen eğitimle çocuğumuzun dokunsal hassasiyetinin önemli bir seviyede azaldığını gözlemledik. Kelime çıktıları başladı. Aile bizi bu anlamda fazlasıyla destekledi. Söylenilen çalışmaları bol bol tekrar ettiler. En önemli husus da kurumumuzdaki sosyal ortamın Mehmet Akif için çok önemli olmasıydı. Buraya her zaman keyifle geldi. Eğitimde en önemli olan motivasyonun Akif’te yüzde 100 oranında olduğunu gördük” diye konuştu.



“Mehmet Akif artık akranlarıyla iletişim oluşturabilmekte”


Mehmet Akif’in yaşıtları ile aynı düzeyde davranışlar sergilemeye başladığını ifade eden Güner, bu sürekliliğin devam etmesi için çalışmalarını sürdüreceklerini ifade ederek, “Mehmet Akif, yaklaşık 8 aylık bir süreçte yoğun bir eğitim aldı. Eğitimle birlikte hayvanların da işin içerisinde olmasıyla birlikte motivasyonunu üst seviyelerde yaşayarak çok iyi bir seviyeye geldi. Mehmet Akif artık akranları ile birlikte çok rahat bir şekilde vakit geçirebilmekte, onlarla iletişim oluşturabilmekte. Kendisinden büyüklerle bile çok rahat bir şekilde iletişim kurabilen, soru sorabilen, akran becerilerini gerçekleştirebilen bir pozisyonda. Aile bu durumdan inanılmaz derecede memnun. Bizim de en büyük motivasyon kaynağımız Mehmet Akif’in ailesinin bu süreçteki memnun olma durumu. Onlarda artık çocuklarının çok iyi bir seviyeye gelebildiğini, akranları ile birlikte vakit geçirebileceğini, kendi ayakları üzerinde durabilecekleri konusunda çok önemli bir umuda sahipler. Bu süreci destekleyen çalışmaları devam ettireceğiz” şeklinde konuştu.



“Tanısının otizm olabileceği söylendiğinde biz kabul etmedik”


Mehmet Akif’in konuşamamasının kendilerini çok üzdüğünü belirten anne Tuğba Sarı, “2 yaşındayken Mehmet Akif’te ismine tepki vermediğini, yaşıtlarıyla aynı ortamda bulunmak istemediğini, yalnız kalmak istediğini fark ettik. İlk başta bunu onun yapısı olarak kabul etsek de daha sonra yolunda gitmeyen bir şeylerin olduğunu fark ettik. Ardından doktora götürmeye karar verdik. İlk başta doktora gittiğimizde tanısının otizm olabileceği söylendiğinde biz kabul etmedik. Çok üzüldük. Daha sonra ‘Ne yapabiliriz’ diye araştırmaya başladık. Bu süreçte eğitime başlamamız gerektiğini öğrendik ve hemen bu konu için bir araştırma yaptık. Araştırmamızda böyle bir kurum olduğunu fark ettik. Daha sonra buraya geldik ve buradaki ortam bizi çok mutlu etti. Bir hayvanat bahçesi arattırmayan hayvanlar vardı. Doğayla iç içe olması bizi mutlu etti ve hemen burada eğitime başlamamız gerektiğine karar verdik” ifadelerini kullandı.



Çevresindekileri dinlemedi, oğlunun sağlığına kavuşması ile mutluluğu yaşadı


Oğlunun sağlığına kavuşmasının kendisini çok mutlu ettiğini belirten anne Sarı, “Mehmet Akif, o zaman 3 yaşına girmek üzereydi. Süreç bizi ilk başta çok korkuttu. Tanımız tam olarak konulmuş değildi. Eğitime başladıktan sonra Mehmet Akif hemen tepki vermeye başladı. İlk başta biz göz temasının arttığını fark ettik. Artık burnunu, ağzını gösterebiliyordu. Bu bizi mutlu etti. Daha sonra ‘anne’, ‘baba’ demeye başladı. İlk okula geldiğimizde ağabeyi öğretmenlerine, ‘Kardeşim benimle ne zaman saklambaç oynayacak’ dediğinde biz çok duygusallaşmıştık. İlerleyen dönemde hep abisiyle birlikte oynamaya başladılar. Tabii bunun üzerine biz de çok mutlu olduk. Bu durumu ilk fark eden ben olmuştum. Bunu çevremdekilere, eşime, kayınvalideme ilk anlattığımda ‘Bekle, erkek çocuğudur geç konuşur’ dediler. Ben bunların hiçbirini duymak istemedim. Çünkü çocuğumda yoluna gitmeyen bir şeylerin olduğunun farkındaydım. Buradan bu durumda olan ailelere tek söyleyeceğim şey, kesinlikle yolunda gitmeyen bir şey olduğunda hemen doktora gitsinler” dedi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bursa Bursaspor’un yeni başkanı Enes Çelik oldu Bursaspor’da yapılan Olağan Genel Kurul sonrası seçime tek aday olarak giren Enes Çelik, yeşil-beyazlı kulübün 33. başkanı oldu. Enes Çelik, büyük bir birliktelikle Bursaspor’u hak ettiği Süper Lig’e çıkarmak için var güçleriyle çalışacaklarını söyledi. Bursaspor’da heyecanla beklenen Olağan Genel Kurul Toplantısı gerçekleşti. Kongreye tek aday olarak giren Enes Çelik, yeşil-beyazlı kulübün yeni başkanı oldu. Yüzüncü Yıl Atatürk Stadı’nda açık oylama ile gerçekleşen Olağan Genel Kurul’da herkes Enes Çelik’in başkan olması için elini kaldırdı. Yönetimiyle birlikte büyük mutluluk yaşayan Çelik, Bursaspor Kulübü’nün 33. başkanı oldu. 4 bin 74 kongre üyesinden 2 bin 751’inin oy kullanma hakkının bulunduğu Genel Kurul’a 355 üye katılım gösterdi. Enes Çelik: “Bursaspor dayanışması başlatıyoruz" Başkan Enes Çelik, yaptığı açıklamada, “Öncelikle, Seçimli Olağan Genel Kurulu’muzun Bursaspor’umuza hayırlı olmasını diliyorum. Başarılı bir dönemin başlangıcı olmasını da temenni ediyorum. Bursaspor’un 60 yıldan uzun mazisinde inişli-çıkışlı çok süreçler yaşandı. Tüm bu dönemlerde Bursaspor’umuzun başarısı için çalışan yöneticilerimizden, sporcularımıza ve özellikle siz taraftarlarımıza teşekkürlerimi sunarken, hayatını kaybedenleri de rahmetle anıyorum. Değerli üyelerimiz; hepimizin bildiği gibi tarihimizin mali ve sportif yönden en zor süreci içerisindeyiz. Tabi ki geçmişteki yanlışları araştıracağız ve bileceğiz ama asıl olan ‘Geleceği nasıl inşa edeceğiz?’ konusudur. Öncelikle mevcut durumumuzu sizlerle paylaşmak istiyorum. 1.5 milyar TL’yi aşan toplam borcumuz Transfer tahtası kapalı ‘Bursasporluyum’ diyen herkesin hüzne boğulduğu, Süper Lig standartları sahalardan amatör tel örgülü sahalarda oynamak zorunda kalmış Bursasporumuz ağırımıza gitse de bu tabloyu görerek, gelecek inşasına hamasi bir yaklaşımla değil, gerçekçi bir yaklaşımla başlamalıyız. Bunun için birinci olarak büyük bir Bursa dayanışması ve şampiyon Bursaspor inancı ile yola çıkmamız gerekmektedir. Bu büyük Bursa dayanışmasına öncülük eden başta sayın valimiz, sayın büyükşehir belediye başkanımız, bakan ve milletvekillerimiz, belediye başkanlarımız, ticaret ve sanayi odası başkanımız, iş dünyamız ve Bursaspor’a gönül verenlere teşekkür ediyorum” ifadelerini kullandı. “İş dünyasını ‘Yanındayım’ kampanyasına davet ediyorum” Çelik’in konuşması şöyle devam etti: “Bursasporlular; ben inanıyorum ki bu dayanışma ile ilgili ilk adım büyük ölçüde gerçekleşmiştir. İkinci olarak sağlamamız gereken, güven ortamının oluşmasıdır. Bursaspor ’dipsiz kuyudur’ anlayışıyla değil, ‘hesap verir’ bir anlayışla yönetilecek. Bu çerçevede Bursa Valiliğimizin himayelerinde açılan ‘Yanındayım’ isimli hesabımıza kim ne katkı sağlamış, bunların tümünü kuruşu kuruşuna sizlerle paylaşacağız; yani şeffaf bir yönetim vadediyoruz. Üçüncü olarak, bu dönemde biz yöneticilerin ve birlikte yola çıktığımız kurullardaki arkadaşlarımızın kulübümüze hibe olarak katkılarını kongre sonrası kısa süre içinde sizlerle paylaşacağız. Yani öncelikli olarak taşın altına yöneticilerimiz ellerini koyacaklardır. Evet, büyük bir yükün altındayız. Bu şehirde yaşayan, bu şehirde kazanan herkes Bursamızın en önemli markası Bursaspor’umuzun yaşadığı bu durumdaki sorumluluktan kaçamaz, kaçmamalıdır. ‘Kimin ne imkanı var, potansiyeli nedir?’ az çok hepimiz biliyoruz. Biz ’Bu işi 15-20 kişiye havale edelim’ hareketini doğru bulmuyoruz. ‘Geniş katılımlı’ bir anlayışla bu yükün altından 2009’da nasıl kalktıysak, bugün de daha büyük bir dayanışmayla kalkmalıyız. İş dünyamızı bir kez daha ‘Yanındayım’ kampanyamıza duyarlı olmaya davet ediyorum.” “Zamanımız kısa, işimiz çok” Enes Çelik son olarak, “Biz yöneticiler ve iş insanlarımızın yanında taraftarlarımız ve Bursalılardan da beklentimiz; yeni sezon kombine ve formalara bugüne kadar görülmemiş büyük bir ilgi ve destek göstermeleridir. Değerli Bursasporlular; işimiz kongre ile bitmiyor, yeni başlıyor. Zamanımız kısa, işimiz çok. ‘Çok konuşan, fotoğraf veren, boy gösteren bir yönetim anlayışı’yla değil, ‘Sorunları çözen bir yönetim anlayışı’ ile yola koyulacağız. ‘Her şey Bursaspor için’ anlayışıyla kolları sıvama zamandır. Öte yandan 1 Haziran’da kulübümüzün kuruluş yıl dönümünü kutlayacağız. Bu çerçevede yeşil-beyazlı renklere gönül vermiş taraftarımızın başlatmış olduğu bayrak seferberliğinin de artarak devamını diliyorum. Konuşmama son vermeden önce bir ricam olacak. Yarın göreve başlıyoruz. Kulübümüze tebrik amacıyla çiçek gönderme düşüncesinde bulunan bütün kesimlerin de ‘Yanındayım’ kampanyasına bağışta bulunmaları kulübümüz açısından daha anlamlı olacaktır. Hepinize sevgi ve saygılar sunuyorum ’Allah mahcup etmesin’ diyorum” cümlelerini kullandı. Mustafa Bozbey: “Bursaspor için tarihi bir gün” Bursaspor’un kongresine katılan Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey ise camiayı heyecanlandıran bir konuşma yaptı. Bozbey, “Kolay değil, nerelerden nerelere geldik. Bir anda 2010’u düşününce müthiş bir şekilde dünyanın sayılı takımları arasına girmiştik. Ama 2024’te bulunduğumuz yer hepimizi kahrediyor. Ama sevgili Bursasporlular hiç merak etmeyin. Bursaspor, inanın bana adım adım, hemen hemen her sene bir lig atlayarak o muhteşem günlerine dönecektir. Ben buna yürekten inanıyorum. Bursaspor’da doyan ya da doğan herkesin Bursasporlu olması lazım. Herkesin Bursaspor’a katkı ve destek sunması lazım. Bugün tarihi bir gün. ‘Bursaspor bu durumdan nasıl kurtulacak?’ diye düşününler olarak hep beraberiz. Onun için buradayız. Sizlerle birlikte Bursaspor’un geleceğini bugün burada nasıl her yıl başarılara imza atacağının günü bugün. Sorumluluk alan, Enes Çelik ve yönetimine yürekten tebrik ediyorum. Sinan Bür ve yönetime ne de teşekkür ediyorum. 16-17 yaşındaki çocuklara motivasyon yüklediler” dedi. “Bursaspor siyasetten üstündür” Bozbey şöyle devam etti: “Enes Çelik başkanlığındaki yönetimimiz yetmez. Bizler de yerel yöneticiler olarak yanında olacağız. Aldıkları kararlara saygı duyarak Bursaspor’u şaha kaldıracağız. Bizler yöneticiler olarak onların işine karışmayacağız. Siyasiler olarak da karışmayacağız. Bizim işimiz değil. Biz onlara destek olup, sahip çıkacağız. Biz kampanyalarına öncülük yapacağız. O zaman Bursaspor, Bursalıların tümünün takımı olacaktır. Bursaspor siyaset üstüdür. Bu yönetimimiz hepimizin desteği ile özlenen günlere geri dönecektir. Bu tarihi günde bu tarihi anları yaşayanlar, önümüzdeki günlerde Bursaspor’la ilgili gülümsemeye başlayacağız. Bursaspor, Bursa’nın bir marka değeridir. Ne zaman Bursaspor düşmeye başladı, Bursa da düşmeye başladı.” Mustafa Varank: “Bursaspor sadece Türkiye’de değil” Eski Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank da Bursaspor Olağan Genel Kurulu’nda konuştu. Varank, “Bursa, Türkiye’nin potansiyeli en yüksek şehirlerinden bir tanesidir. Türkiye’nin marka şehirlerinin başında geliyor. Ben de son seçimlerden itibaren siz değerli hamsilerimizin teveccühle bu markayı nasıl yükseltiriz diye çalışmaya devam ediyorum. Bu şehrin en önemli markası da Bursaspor. Sadece Bursalıların gönlünde değil Anadolu’nun da gönlünde taht kurdu Bursaspor. 2010’da büyük başarıya imza atmış bir futbol kulübü. Bu marka değerimizi eski şanlı günlerine taşımak istiyoruz. Bursaspor’umuzu sadece Türkiye’de değil Avrupa’da da yoluna emin adımlarla devam eden bir kulüp haline getirelim. Bunun yolu da birlik olmaktan geçiyor. Bursa’da bir yürüdüğümüzde ‘Sayın bakanım Bursaspor’a sahip çıkın’ diyorlar. Farklı bir Bursaspor inşa etmeye başladık. Buna da devam edeceğiz. Uludağ OSB’de Enes Çelik’in ne kadar becerikli ve Bursaspor sevdalısı olduğunu net bir şekilde gördüm. Bu ekip Bursaspor’u çok farklı yerlere getirecektir. İş dünyasının da kulübe sahip çıkması lazım. Herkes her konuda taşın altına elini koyacak. Gaziantep’te, Kayseri’de, Konya’da gördüm. İş insanlarının sahip çıkmasıyla neler olabileceğini gördüm. Bursaspor’a da sahip çıkın. Bu takımın önünü hep birlikte açalım. Şampiyon Bursaspor’u tekrar Türkiye’nin gündemine sokacağız” ifadelerini kullandı. Sezer Sezgin’den önemli fedakarlık Bursaspor Basketbol Kulübü Başkanı Sezer Sezgin, kongrede yaptığı konuşmada, “Bursaspor Basketbol takımı eğer başarı sağlıyorsa, bu Bursaspor sayesinde. Biz de basketbol takımı olarak futbol takımı Süper Lig’e çıkana kadar tüm kurumsal kombine gelirimizi Bursaspor’a bırakma kararı aldık. Gerekirse bir maç eksik alırız, bir oyuncu eksik alırız ama yaşasın Bursaspor” dedi. Erkan Aydın: “Süper Lig hedefine kenetlenilmiş durumda” Kongreye katılan Osmangazi Belediye Başkanı Erkan Aydın, “Bursaspor’un bu Genel Kurul’u milat olacak. Yeni yönetim, başarıya ve Süper Lig hedefine kenetlenmiş durumda. Bizler de Bursaspor’un arkasında duracağız. Başka şansımız da yok. Teksas bayrak kampanyası başattı. Biz de ona destek olacağız. Osmangazi Belediyesi olarak da yeni doğan çocuklara Bursaspor forması hediye edeceğiz. Bursasporluluk yeniden çığ gibi büyüyecek” şeklinde konuştu. Oktay Yılmaz: “Bursaspor Spor Lisesi için harekete geçtik” Yıldırım Belediye Başkanı Oktay Yılmaz ise şunları söyledi: “Enes Çelik başkanımı yürekten kutluyorum. Şampiyonluğa doğru ilerleyen aklı da burada görüyorum. Yeniden Süper Lig’e yükseleceğiz ve şampiyonluğa yürüyeceğiz. Dün de bugün de yarın da Bursaspor’umuzun aynında olacağız. Bursaspor Spor Lisesi için de Vakıfköy’de harekete geçtik. Bu süreç başladı. Müjde veriyorum. Yakında şehirimize kazandıracağız. Bayrak kampanyasına biz de katılıyoruz.” Konuşmaların ardından Bursaspor Kulübü’nün 1 milyar 539 milyon 708 bin TL borcu olduğu açıklandı.
Ankara CHP lideri Özel’den hükümet ve muhalefete çağrı: “15 maddelik listeyi el birliğiyle yapacağız” Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel, hükümet ve muhalefet liderlerine çağrıda bulunarak, emeklilerin sorunlarını çözmek için hazırlanan 15 maddelik listeyi açıklayan Özel, “15 maddelik listeyi el birliğiyle yapacağız, 16 milyonun yüzünü güldüreceğiz” dedi. Türkiye’nin dört bir yanından Ankara’ya gelen on binlerce emekli, Tandoğan Meydanı’nda CHP tarafından düzenlenen Büyük Emekli Mitinginde bir araya geldi. CHP Genel Başkanı Özgür Özel, emeklilerin yaşadığı geçim sıkıntısına dikkat çekmek için toplanan kalabalığa destek olmak amacıyla mitinge katılarak açıklamalarda bulundu. Özel, yaptığı konuşmada, 19 Ocak’ta emeklilere bir söz verdiğini hatırlatan Özel, seçim çalışmaları sırasında çıktığı 105 meydanda emeklilerin sorununu dile getirdiğini ifade etti. “Hakkınızı söke söke alacağım” Tandoğan Meydanı’nda toplanan kalabalığı Türkiye’nin en kalabalık korosu olduğunu belirten Özel, “Dünyanın en acıklı şarkısını nasıl söylüyorlar? İşte dünyanın en büyük korosunun söylediği en acıklı şarkı. Emeklinin sorununu çözmezseniz bundan sonra meydanlar bizimdir dedik. Bu sesi ya duyacaklar ya da söz verdiğim gibi durmayacağım, susmayacağım ve sizin sesinizi mutlaka duyuracağım. Hakkınızı söke söke alacağım” ifadelerini kullandı. “Yılların emeğine bir motosiklet parası emekli ikramiyesi verenlere yazıklar olsun” Emekli ikramiyelerine de değinen Özel, “Emekliler, eskiden emekli olduklarında emekli ikramiyesiyle ev alabiliyorlardı. Sonra ev alamıyorlardı arabaya düştü. Şimdi, yılların emeğine bir motosiklet parası emekli ikramiyesi verenlere yazıklar olsun” diye konuştu. “Emekliler yurtta kalma derdinde değil, kendi kirasını ödeme, karnını doyurma derdinde” Emeklilerin tatil yerlerinde bulunan yurtlarda ücretsiz konaklayabileceğini içeren yeni düzenlemeye ilişkin ise Özel, “Yaz aylarında 65 bin kapasiteli emekli misafir hanesi yapacaklarmış. Alay ediyorlar. Emekli ‘açım’ diyor, bu; ‘yurda git tatil yap’ diyor. Emekli sokağa çıkamıyor, o;’ Çeşme’deki Antalya’daki ve Mersin’deki yurda git’ diyor. Tüm kapasite kullanılsa 250 emekliden biri gidebilir ama hiç biri gidemez çünkü emekliler yurtta kalma derdinde değil, kendi kirasını ödeme ve karnını doyurma derdinde. Verdiğiniz parayla ev kirası verirsen aç kalırsın, karnını doyurursan sokakta kalırsın. Yazıklar olsun bu düzene. Bunu değiştireceğiz” açıklamasında bulundu. “IMF’nin hayaleti aramızda dolaşıyor” diyen Özel, kalabalığın arasındaki Gulyabani maketin işaret ederek, sözlerine şöyle devam etti: “Başımızda bir Gulyabani var. Mehmet Şimşek, bu Gulyabani’ni al saraya götür. Artık emeklinin yakasından insin, birazcık da zenginlerden alsın.” Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ve tüm liderlere çağrıda bulunan Özel, Emeklilerin yaşadığı sorunları çözmek için hazırladıkları 15 maddelik listeyi şu şekilde açıkladı: “15 maddelik listeyi el birliğiyle yapacağız, 16 milyonun yüzünü güldüreceğiz. En düşük emekli aylığının hiçbir dönemde asgari ücretten az olamayacağını yasal düzenlemeye bağlayalım. Prim güncelleme kat sayısı, aylık bağlanma oranı, aylıkların alt sınırını hakkaniyetli ölçüde artıralım. İntibak Yasası çıkararak, 2000 yılı öncesi, 2000 ile 2008 yılı arası ve 2008 yılı sonrası ayrımları ortadan kaldıralım. Emeklilerimize ciddi yük oluşturan ilaç katılım paylarını, fiyat farklarını ve muayene ücretlerini artık ortadan kaldıralım. Emeklilere sendikal örgütlenme hakkı tanınmalı, emekli sendikalarına yıldırma amaçlı kapatma davaları derhal geri çekilmelidir. Emekli bayram ikramiyeleri asgari ücret seviyesine çıkarılmalıdır. Kurumların özel sandıklarından emekli olanların, özel bankaların kendi sandıklarından emekli olanların bayram ikramiyeleri eşitlenmeli. İlaç katkı payları düşürülmeli ve onlara da promosyon ödemesi yapılmalıdır. Emekliler için emekli kart çıkarılmalı; elektrik, doğalgaz ve su faturalarında yüzde 25 ila 40 arasında indirim yapılmalıdır. Emeklilikte kademe bekleyenlerin sorunları çözülmelidir. 65 yaş üstü ulaşım sorunu asla bir daha hiçbir emeklimizi rencide etmeyecek şekilde, şoför esnafını da düşünerek onları karşı karşıya bırakmadan devlet eliyle şoförün değil devletin cebinden çözülmelidir. Çalışmak zorunda kalan emeklilerden SGK Destek Primi kesilme uygulaması bitirilmeli. Emeklilerin kredi ve kredi kartı borçları bir sefere mahsus bütün faizleri silinerek 5 yıla bölünmeli, bu kamburdan emekliler kurtarılmalıdır. Vergide adalet mutlaka sağlanmalı, herkesten kazancı ölçüsünde vergi almalı ve dolaylı vergiler kademeli olarak sıfırlanmalıdır.” Özel’den ilk seçim vaadi Özel, ilk seçim vaadini açıklayarak, iktidara geldikleri zaman ilk 100 günde yapılacak olan yasal düzenlemelerle en düşük emekli maaşını önce asgari ücrete, 2 yıl sonra ise bir buçuk asgari ücret tutarına çıkaracaklarını vaat etti.