ÇEVRE - 14 Mayıs 2021 Cuma 10:27

Ormanda gezintiye çıkmıştı, gördüğü manzara karşısında şoke oldu

A
A
A
Ormanda gezintiye çıkmıştı, gördüğü manzara karşısında şoke oldu

Kocaeli’de Sapanca Gölü’ne 150 metre uzaklığı bulunan ve içerisinde su havzalarını koruma bölgesini barındıran ormanlık alanda yürüyüşe çıkan vatandaş, inşaat atıkları ve kimyasallardan oluşan çöp yığınlarını görünce adeta şaşkına döndü.

Kocaeli’de Sapanca Gölü’ne 150 metre uzaklığı bulunan ve içerisinde su havzalarını koruma bölgesini barındıran ormanlık alanda yürüyüşe çıkan vatandaş, inşaat atıkları ve kimyasallardan oluşan çöp yığınlarını görünce adeta şaşkına döndü.


Kartepe ilçesine bağlı Uzuntarla Mahallesi’nde yaşayan Uzuntarla Adiğe Kültür Derneği Başkanı Sedat Yenişen, 3 gün önce Sapanca Golü’ne 150 metre uzaklığı bulunan ve içerisinde su havzalarını koruma bölgesini barındıran Seka Kamp mevkii ormanlık alanda gezintiye çıktı. Tarlalarına bakmak için ormanlık alanda yürüyen Yenişen, hem ağaç diplerindeki çöp yığınlarını, hem de bölgenin tamamına yayılan moloz atıklarını fark etti. Gördüğü manzara karşısında adeta şaşkına dönen Yenişen, çöplerin inşaat malzemelerinden oluştuğunu, plastik ve kimyasalların çevreye ciddi ölçüde zarar verdiğini fark etti. Atık kalıntılarını cep telefonunun kamerasıyla görüntüleyen Sedat Yenişen, konuyu yetkililere iletti.



"Bunu atan insanlar eğitimsiz"


Ormanlık alanda yürüyüşe çıktığını, tarlalarına bakmak için yürüdüğü esnada çöp yığınlarını gördüğünü anlatan Yenişen, "Ormanın yukarısında tarlalarım var. Ona bakayım derken bu ormana atılan çöpleri gördüm. İnşaat malzemeleri çöplüğü. Bunu atan insanlar eğitimsiz mi? Terbiyesiz mi? Onu demek lazım. Yazık günah. Doğa içinde bu çöpün olmaması gerekiyor. En kısa zamanda yöneticilerin, ilgili makamların buraları temizlemesi lazım" dedi.



"Su havzalarını çöp atarak mı koruyorsunuz?"


Ormanlık alanın çeşitli yerlerinde bu çöplerin olduğunu vurgulayan Yenişen, şu ifadeleri kaydetti:


"Burası mesire alanı olan bir yer. Sen burada oturup mangal yapacağına çöp döküyorsun, pislik döküyorsun. Yazık günah yani. Şuradaki çiçek bir daha çıkar mı bu kimyasallardan sonra? Başka ne diyeyim bu insanlara. Burası Sapanca Gölü’ne 150 metre uzaklığı bulunan bir yer. Bu bölgede doğa SİT alanı var. Su havzalarını koruma bölgesi var. Nasıl koruyorsunuz su havzalarını, çöp atarak mı?"



"Doğa katliamı"


Yenişen, yetkililerden doğaya atılan bu çöplerin temizlenmesi konusunda yardım beklediğini ifade ederek, çevreyi bu şekilde kirleten şahısların ise cezalandırılmasını talep etti. Bazı şahısların, evlerini tadilat ettikten sonra geriye kalan inşaat çöplerini bu bölgeye attığına dikkat çeken Sedat Yenişen, sözlerini şöyle noktaladı:


"Bu çöplerin içinde kimyasal var, plastik var. Bunu belediyeye söyleseler, belediye ücret karşılığında gelip alır. Bunu buraya atmaları yanlış. Bu çöplerin atıldığını gören, bilen varsa ve şikayet etmiyorlarsa yazıklar olsun. Resmen doğa katliamı."

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Zonguldak Enkazdan sağ çıkan Hediye hayırseverlerin desteğiyle dünyaevine girdi Hatay’da yaşanan depremde enkazdan beş gün sonra sağ kurtulan 21 yaşındaki Hediye Demirkol, nişanlısı ile ertelediği düğününü hayırseverlerin de desteğiyle Zonguldak’ın Karadeniz Ereğli ilçesinde gerçekleştirdi. Hatay’da yaşayan 21 yaşındaki Hediye Demirkol, nişanlısı Muhammet Yıldız ile birlikte düğün hazırlıkları yaparken 6 Şubat 2023’te yaşanan depremlerde annesi ve kardeşi ile enkaz altında kaldı. Deprem sonrası enkazın arasında nişanlısını arayan Muhammet Yıldız, günlerce umudunu kaybetmeden molozların arasında Hediye Demirkol’dan bir iz aradı. Ekiplerin çalışmaları sonucu beş gün sonra enkazdan sağ kurtulan Hediye Demirkol’un kolu ampute edildi. Enkazda annesini kaybeden ve kardeşinin de iki ayağı ampute edilen Hediye Demirkol, sevk edildiği Adana’da tedavisinin tamamlanmasının ardından kardeşiyle birlikte Zonguldak’ın Karadeniz Ereğli ilçesine taşındı. Türk Kızılay Şubesi ve hayırseverlerin de desteğiyle bir eve yerleştirilen Hediye Demirkol, Şube Başkanı Kürşat Yağız’a deprem nedeniyle ertelenen düğün planından bahsetti. Çiftin hayalini gerçekleştirmek isteyen Kızılay, düğün için hazırlık başlattı. Davul zurna eşliğinde gelin alma adetinin yerine getirilmesiyle birlikte çeyizler de eve taşındı. Yapılan duaların ardından konvoy halinde Gülüç Belediyesi Düğün Salonu’na gelen çift, burada dünyaevine girdi. “Evlilik sürecimiz depremden sonra çok farklı boyuta geldi” Hayırseverler ve sevenleri genç çifti düğünde yalnız bırakmadı. Dört senelik nişanlılık süreci sonrası düğün hazırlığı yaptıkları sırada depremin olduğunu anlatan Hediye Demirkol, “Birbirimizi görüp tanıştık. Uzun bir hikayemiz var. Zamanla konuşa konuşa ileriye dönük sürecimiz başladı. Söz takıp nişanlandık. Yaklaşık dört senedir birlikteyiz. Deprem bizim dönüm noktamız oldu. Önceleri evlilik sürecini düşünüyorduk ama depremden sonra çok farklı boyuta geldi. Birbirimizden kopamadığımızı o zaman anladık. Düğünü erteledik. Deprem olmasaydı geçen yaz düğün olacaktı. Tedavi süreçleri oldu" dedi. Karadeniz Ereğli’ye geldiklerinde nikah yaparak dünyaevine girmeyi planladıklarını ve Kızılay’ın desteğiyle düğün yaptıklarını anlatan Demirkol, “Bu şekilde bize güzel bir düğün organize ettiler. Hatay’dan Karadeniz Ereğli’ye geldik. Orada hiçbir şeyimiz kalmadı. Buradaki güzel insanlarla tanışma sürecimiz oldu. Birçok insanla tanıştık. Sağ olsunlar hiçbir zaman desteklerini ayırmadılar” diye konuştu. “Küs öleceğimizi bilmek beni kahretti” Depremin kendileri için dönüm noktası olduğunu söyleyen Muhammet Yıldız ise, “İnsan sevdiğinden asla kopamaz. Depremin olduğu gün kendisiyle küstük. Öleceğine değil de küs öleceğimize çok üzüldüm. Sürekli bunu düşünüyordum, kahroldum. Neden kavga ettiğimizi düşündüm. Demek ki iki günlük dünyaymış, kavga etmeye hiç gerek yokmuş” dedi. İlk depremin yaşanmasında bir saat sonra nişanlısının evinin enkazının başına geldiğini anlatan Yıldız, “Enkazdan araçlar geçemiyordu. Yakınlarında bir tane park vardı. İnsanlar ateş yakmış duruyordu. Bir umut oradadır diye kendisini, annesini ve küçük kardeşini aradım. Kimseyi bulamadım. Enkaz başında gördüğüm tablo her şeyi anlamama yetti. Oradan birisinin çıkması imkansız gibi bir şeydi. Arkadaşlarım da bunu söylüyordu. İlk başta Hediye’nin ölmediğini söylüyordum. Boşuna ümitlenmememi ve durumu kabullenmemi söylediler. Sonuna kadar Hediye’nin yaşadığını düşünüyor ve inanıyordum. Sonra Hediye’nin sesini duyduk ve yaşadığını öğrendik” ifadelerini kullandı.