KÜLTÜR SANAT - 08 Nisan 2023 Cumartesi 10:55

Kleopatra dönemine dayanan saray sanatı için Türkiye’de ilk kez kurs açıldı

A
A
A
Kleopatra dönemine dayanan saray sanatı için Türkiye’de ilk kez kurs açıldı

Kökeni eski Mısır dönemlerine dayanıp, Selçuklu ve Osmanlı mimarisinde de görülen, bugünlerde ise unutulmaya yüz tutan marküteri sanatının yeniden canlanması için Türkiye’de ilk kez Kocaeli’de kurs açıldı.

Kökeni eski Mısır dönemlerine dayanıp, Selçuklu ve Osmanlı mimarisinde de görülen, bugünlerde ise unutulmaya yüz tutan marküteri sanatının yeniden canlanması için Türkiye’de ilk kez Kocaeli’de kurs açıldı. Sokak kedisine yuva yaptırmak için görüşülen kişinin 35 yıllık marküteri sanatçısı çıkmasıyla başlayan serüvende, kursiyerler aralık ayından beri eğitim alıyor.


Kökeni eski Mısır’a, Kleopatra dönemlerine dayanan marküteri sanatı için Türkiye’de ilk kez Kocaeli’de kurs açıldı. Kursun açılma hikayesi ise hayli ilginç bir olayla başladı. Körfez ilçesinde bulunan Kocaeli Büyükşehir Belediyesi Meslek ve Sanat Edindirme Kursu (İlimtepe KO-MEK) yöneticisi Ayşegül Turan, sokakta rastladığı ve Şanslı ismini koyduğu kedinin tedavisi için yuva yaptırmak istedi. Marangoz bulabilmek için İlimtepe Merkez Camii’ndeki atölyeye giden Turan, içeri girdiğinde ise unutulmaya yüz tutmuş marküteri sanatına dair eserlerle karşılaştı. Atölyeyi kullanan ve İlimtepe Merkez Camii’nin sütunlarında İslami motiflerle marküteri sanatını uygulayan 35 yıllık marküteri sanatçısı Turgaç’a marküteri kursunda usta öğreticilik yapıp çıraklar yetiştirmesi ve bu sanatın tanıtımına katkı sunması adına teklif götürüldü. Teklifin kabul edilmesi üzerine Türkiye’de ilk kez marküteri kursu açıldı. İlimtepe KO-MEK’te 3 Aralık 2022’den beri Adil Fikret Turgaç tarafından kursiyerlere eğitim veriliyor. Ahşap ve ahşap kaplamaların kesilip, iç içe monte edilmesiyle sağlanan marküteri sanatında hiçbir katkı maddesi ve boya kullanılmıyor. Kursiyerler, genellikle mobilyalarda, kapılarda, rahlelerde, tavan süslemelerinde kullanılan el emeği işlemelerle geleneksel sanat için emek veriyor. Öte yandan, Kocaeli İl Kültür Müdürlüğü ile yapılan görüşmeler neticesinde Adil Fikret Turgaç için devlet sanatçısı kimlik kartı başvurusu yapılacağı öğrenildi.



“Yapanlar çok azaldığı için daha iyi tanıtmak adına bu işe kalkıştık”


Marküteri sanatçısı Adil Fikret Turgaç, “Marküteri, saray sanatıdır. Eski Mısır zamanından beri gelen, saray içerisindeki mobilyalarda, kapılarda, yerlerde kullanılan, işlenilen bir süsleme sanatıdır. Osmanlı devrinde de kullanılmıştır. Saraylarda, rahlelerde, kapılarda, yerlerde, tavan süslemelerinde işlendi. Günümüze kadar da süregeldi. Fakat bu işi yapanlar çok azaldığı için biz de bu işi daha iyi tanıtmak için böyle bir işe kalkıştık. Bu meslek, Kleopatra döneminden beri var olan bir meslektir. Rönesans devrinde tavan yapmıştır. Bütün saray süslemelerinde ve ibadethanelerde her milletin kendi deseni uygulanarak yapılmıştır. Osmanlı ve Selçuklu’da kendi motiflerimiz, süslemelerimiz kullanılmış. Bunun farklı yöntemleri de vardı. Mesela kündekari dediğimiz kaplama, ağaçlardan da yapıldı. Bizim şu anda yapmış olduğumuz ağaç kaplamalardan yapılan çok azdır. Ancak Topkapı Sarayı’nda, rahlelerde, saraylarda geçişmiştir” şeklinde konuştu.



“Bilgisayar çizimine karşı el sanatının ölmemesi için buranın yaşaması lazım”


Kaybolmuş sanatın yeniden hayat bulması için mücadele verdiklerini söyleyen kursiyer Halit Yılmaz, “Fikret hocayı camide yaptığı eserden biliyoruz. Böyle bir kurs açmasını çok arzu ettik. Bizler de bundan faydalanmak istedik. Sağ olsun önayak oldu. Belediyemiz de yardımcı oldu ve başladık. Baba kız geldik. Zamanımızı değerlendirme değil aslında kaybolmuş bir sanatı yaşatma adına geldik. İnşallah çok güzel şeyler olacak. Bilgisayar çizimine karşı el sanatının ölmemesi için buranın yaşaması lazım” dedi.



“Hepimiz canlandırmaya çalışıyoruz”


Dumlupınar Üniversitesi Grafik Tasarı Bölümü mezunu olan kursiyer Halit Yılmaz’ın kızı Ceren Su Yılmaz ise, “Marküteriyle tanışıklığım biraz babamla oldu. Fikret hocamızı görüyorduk zaten. Küçük bir atölyede böyle işleri icra ediyordu. Merak edip bir gün yanına gitmiştik ve yaptığı şeyleri görmüştük. Benim de okuduğum bölüm dolayısıyla biraz merak alanım. Eski bir sanat olduğu için daha küçükken çocukların başlaması gerekiyor. Buradaki çoğu insanın yaşı büyük. Hepimiz


canlandırmaya çalışıyoruz, etrafımızdakiler de yardımcı oluyor. Bir çocuğun daha küçükken çıraklıktan yetişmesi daha iyi olur diye düşünüyorum” şeklinde konuştu.



“En önemlisi unutulmaya yüz tutmuş geleneksel sanatı yeni kuşağa aktarmak”


Kocaeli Büyükşehir Belediyesi İlimtepe KO-MEK sorumlusu ve aynı zamanda sosyoloji öğretmeni olan Ayşegül Turan, “Sosyolog olarak birçok alanda unutulmaya yüz tutmuş eserlerle ilgili araştırmalar yapıyorum. Küçük bir sokak hayvanına rast geldik. Onun tedavisi için yuvaya ihtiyacımız oldu. Marangoz olduğunu tahmin ettiğimden dolayı caminin altında bulunan atölyeye gidip yuva talebinde bulunduğumda Fikret Usta ile tanıştık. İçeriye baktığımda gördüğüm eserler bana yabancı değildi. Daha öncesinde marküteriyi kendi evimde de döşetmiş olduğumdan dolayı bu konuda bilgim vardı. Oradaki çalışmaların kime ait olduğunu sordum. ‘Benim çalışmalarım’ dedi. Caminin içerisini görmeyi talep ettim. Gezdik, çok muhteşem eserleri gördük. Bunu hemen Kocaeli Büyükşehir Belediyesi Yaygın Eğitim Şube Müdürlüğü ile paylaştık. Bu konuda Fikret hocanın kurs açıp yetenekli, bu eserleri tanıtacak elemanlar yetiştirmesi, yeni ustalar yetiştirmesi konusunda bir konuşma yaptık. Fikret hoca da ilk başta şaşırdı. Kendi çapında çıraklar yetiştirmiş ama bunu bir usta öğretici olarak eğitim şeklinde vermesi konusu kendisine de uygun geldi. 3 Aralık 2022’de eğitime, Türkiye’de ilk olarak Kocaeli Büyükşehir Belediyesi İlimtepe KO-MEK’te başladık. En önemlisi de unutulmaya yüz tutmuş bu geleneksel sanatı yeni kuşağa, genç nesile tanıtmak, aktarmak. Benim için en değerli olanı bu. Kocaeli İl Kültür Müdürlüğü ile Fikret hocamıza devlet sanatçı kartını çıkarmak için görüştük. İnşallah hocamız da eserleriyle başvurusunu yapacak ve Kocaeli’mizden devlet sanatçısı kimlik kartına sahip olacaktır” ifadelerini kullandı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Denizli Girişimci Kadınlar ve El Emeği Festivali dolu dolu geçti Merkezefendi Belediyesi tarafından düzenlenen ve üç gün süren Girişimci Kadınlar ve El Emeği Festivali, Denizlililerin yoğun ilgisiyle birlikte sona erdi. Merkezefendi Belediye Başkanı Şeniz Doğan, "Gerçekleştirmekten büyük mutluluk ve heyecan duyduğumuz Girişimci Kadınlar ve El Emeği Festivali’miz üç gün boyunca üretimin, emeğin ve dayanışmanın en güzel örneklerine ev sahipliği yaptı" dedi. Merkezefendi Belediyesi, girişimci kadınlara destek olmak amacıyla başlattığı ve sonrasında geleneksel hale getirdiği Girişimci Kadınlar ve El Emeği Festivali, Merkezefendi Kültür Merkezi’nde gerçekleştirildi. Denizlililerin sahiplendiği ve yoğun katılım gösterdiği üç günlük festivalde, sevilen sanatçı Cem Belevi, darbuka gösterisiyle Ceren Özdemir, şarkıcı Güvenç Yıldırım, Suna Dumankaya, Psikolojik Danışman ve Aile Danışmanı Kevser İrdem, Uzman Doktor Betül Yılmaz ve Ritmin Melekleri sevenleri ve dinleyicileri ile buluştu. Festivalde kadın girişimcilerin el emeği ürünlerinin satışa sunulduğu stantlar üç gün boyunca saat 22.00’ye kadar açık kaldı. Denizlililer el emeği, göz nuru ürünlere büyük ilgi göstererek alışveriş yaptı. Hem kadın girişimciler hem de vatandaşlar festivalden duydukları memnuniyeti dile getirdi. Festivale, Cumhuriyet Halk Partisi Denizli İl Başkanı Ali Osman Horzum, Denizli Büyükşehir Belediye Başkanı Bülent Nuri Çavuşoğlu, Bozkurt Belediye Başkanı Birsen Çelik, Tavas Belediye Başkanı Kadir Tatık, Denizli Büyükşehir Belediye Meclisi Başkan Vekili Ali Marım, Cumhuriyet Halk Partisi Merkezefendi İlçe Başkanı Müjdat İlhan, Denizli Büyükşehir Belediye Başkanı Bülent Nuri Çavuşoğlu’nun eşi Nilgün Çavuşoğlu, Merkezefendi Belediyesi Girişimci Kadınlar Mentörlüğü’nü üstlenen Sevda Karaali, Merkezefendi Belediye Başkan Yardımcıları, muhtarlar, meclis üyeleri ve çok sayıda vatandaş katıldı. "Kadınlarımız burada çok güzel dostluklar oluşturuyor" Merkezefendi’de kadınların ayrıcalığının olmasını belirten Merkezefendi Belediye Başkanı Şeniz Doğan, "2019’da başlayan bu süreçte, artık kadınlarımızın biraz daha sesinin çıkması gerekiyor, biraz daha kendine güvenmeleri gerekiyor, biraz daha özgürlüklerini eline alması gerekiyor dedik. Birçok kadının desteğiyle bugüne geldik. Ürünlere baktığımda birbirinden güzel, el emeği olan hayal dünyasını gerçekleştiren, hayalleri için adım atan birçok kadını görüyorum. Geçmişte de bu festivale katılıp da kendini ihracata adayan ya da dükkân açan birçok kadın ile yol arkadaşlığı yaptık. Hem el emeği üreten kadınlarımızın ürünlerini göreceğiz. Hem onları ziyaret edeceğiz. Kadınlarımız burada çok güzel dostluklar oluşturuyor. Üç gün boyunca hem eğleneceğiz hem güleceğiz hem de girişimci kadınlara destek olacağız. Merkezefendi’de sizlerle birlikte değişimi, dönüşümü gerçekleştiriyoruz. Bizim için buranın en önemli kısmı yıllardır emek veren kadınların ürünlerini göstermek ve onların satışında yardımcı olmak" dedi. "Kadınların emeğine sağlık" Kadının olduğu her yerin mutlu ve huzurlu olduğunu belirten Tavas Belediye Başkanı Kadir Tatık, "Bütün kadınlara saygılarımı sunuyorum. Umarım güzel bir festival olur. Her şey düşünülmüş her şey güzel bir şekilde ayarlanmış. El emeği üretip festivale gelen kadınlarımızın ellerine sağlık. Başta Merkezefendi Belediye Başkanı Şeniz Doğan olmak üzere bütün hanımefendilere saygılarımı sunuyorum" diye konuştu.
Antalya Başkan Ali Çandır: "Tarım girdi maliyetleri ortalamanın altında arttı" Antalya Ticaret Borsası ve Antalya Tarım Konseyi Yönetim Kurulu Başkanı Ali Çandır, TÜİK’in açıkladığı Ekim ayı Tarımsal Girdi Fiyat Endeksi verilerine göre tarımsal girdi maliyetlerindeki artışın hem aylık hem de yıllık bazda uzun dönem ortalamalarının altında gerçekleştiğini, Ekim ayında üretici lehine bir tablo oluştuğunu söyledi. Antalya Ticaret Borsası (ATB) ve Antalya Tarım Konseyi (ATAK) Yönetim Kurulu Başkanı Ali Çandır, Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) açıkladığı Ekim ayı Tarımsal Girdi Fiyat Endeksi’ni (Tarım-GFE) değerlendirdi. Tarım-GFE’nin Ekim ayında aylık yüzde 2,04 ilan edildiğini belirten Çandır, "Bu rakam, endeksin ölçülmeye başlandığı 2015 yılından itibaren Ekim ayları ortalamasının (2,31) yüzde 15 altında ilan edilmiştir. Böylece son 5 aydır sürekli artış gösteren aylık girdi fiyatları, Ekim ayında ortalama altı yükseliş göstermiştir" dedi. Tarım-GFE’nin Ekim ayında yıllık yüzde 33,66 arttığını kaydeden Çandır, "Bu yıllık rakam, son 10 yılın Ekim ayları ortalamasının (34,22) altında kalmıştır. Son 7 ayda ise Ağustos ayı hariç yükseliş gösteren yıllık enflasyon Ekim ayında ortalama altı artmıştır. TÜİK tarafından Ekim ayı için açıklanan tarımsal girdi fiyatları maliyetleri enflasyonu, 10 yıllık Ekim ayı ortalamalarına göre aylıkta ve yıllıkta ortalamanın altında artış göstermiştir" değerlendirmesinde bulundu. Ekim’de en yüksek artış veteriner hizmetlerinde Ekim ayı Tarım-GFE’nin alt kalemlerine bakıldığında, tarımda kullanılan mal ve hizmetlerin fiyatlarında aylık yüzde 2,12, yıllık yüzde 34,79 artış olduğunu belirten Çandır, "Ekim ayları itibariyle bu rakamlar, aylıkta ve yıllıkta 2022 yılından sonraki en yüksek rakamlar olmuştur" dedi. Çandır, Ekim ayı Tarım-GFE’nin aylıkta tohumda yüzde 4,71, enerjide yüzde 0,09, gübrede yüzde -0,60, ilaçta yüzde 2,26, veteriner hizmetlerinde yüzde 5,61, yemde yüzde 3,19 ve diğer kalemlerde ise yüzde 0,51 değişim gösterdiğini kaydederken, yıllık ise tohumda yüzde 36,86, enerjide yüzde 22,30, gübrede yüzde 47,39, ilaçta yüzde 18,91, veteriner hizmetlerinde yüzde 64,33, yemde yüzde 35,53 ve diğer kalemlerde ise yüzde 38.69 artış olduğunu belirtti. Çandır, "Tarımsal yatırıma katkı sağlayan mal ve hizmetlerin fiyatlarında ise aylık yüzde 1,57 ve yıllık yüzde 27,19’luk artış ilan edilmiştir" dedi. Üretici lehine seyrediyor TÜİK tarafından Ekim ayı tarımsal üretici fiyat endeksi Tarım-ÜFE’nin, aylık yüzde 4 arttığını, bu rakamın 10 yıllık Ekim ortalamasının (2,56) üzerinde olduğuna dikkat çeken Çandır, yıllıkta ise yüzde 45,40 ile 10 yıllık ortalamanın (25,29) üzerinde ilan edildiğini kaydetti. Çandır, "Tarımsal faaliyetlerde bulunanlar açısından son bir yıllık eğilim, genel olarak üretici aleyhine seyretmiştir. Ancak Mayıs, Haziran ve Eylül aylarında olduğu gibi Ekim ayında da üretici lehine gerçekleşmeler ilan edilmiştir. Bu 4 ay dışında yıllık gerçekleşmeler üretici aleyhinde olmaya devam etmiştir" dedi. Yurtiçi ve yurtdışı üretici enflasyonlarının tarım sektörünü dolaylı olarak etkilediğini belirten Çandır, yurtdışı üretici enflasyonu YD-ÜFE’nin Ekim’de aylık yüzde 0,90 ve yıllık yüzde 28,75 arttığını kaydetti. Yurtiçi üretici enflasyonu Yİ-ÜFE’nin aylık yüzde 1,63 ve yıllık yüzde 27 arttığını kaydeden Çandır, "Üretici düzeyindeki gıda kalemi ise aylık yüzde 2,87 ve yıllık yüzde 35,73 artmıştı. Bu durum, Ekim ayında da tarıma dayalı imalat sanayiindeki enflasyonun, tarımdan daha yüksek seyrettiğini göstermektedir" dedi. Manşet enflasyon yüksek Ekim ayında üretici kesimdeki bu enflasyonlara karşılık tüketici enflasyonu TÜFE’nin aylık yüzde 2,55 ve yıllık yüzde 32,87 arttığına dikkat çeken Ali Çandır, "Son 20 yıllık Ekim ayı ortalamalarının aylıkta yüzde 2,24 ve yıllıkta yüzde 18,53 olduğu hatırlanırsa manşet enflasyonun hala ne kadar yüksek seyrettiği daha iyi anlaşılır" dedi. Makas daraldı Tüketici gıda enflasyonunun Ekim ayında aylık yüzde 3,41, yıllık yüzde 34,87 arttığını belirten Başkan Ali Çandır, "İşlenmemiş gıda enflasyonu ise Ekim’de aylık yüzde 4,52 ve yıllık yüzde 34,66 düzeyinde ilan edilmişti. Yaş meyve sebze enflasyonu ise aylık yüzde 5,49, yıllık yüzde 35,84 artmıştır. Tüketici taraftaki bu rakamlar, üreticilerin maruz kaldığı yıllık enflasyon civarında bir tüketici enflasyonu olduğunu göstermektedir. Dolayısıyla aradaki makas daralmaya başlamıştır. Yani yıllık olarak yüzde 33,66 düzeyindeki tarımsal girdi maliyet artışına karşılık yüzde 45,40’lık tarım üretici fiyat artışı ve yüzde 32,87’lik tüketici fiyat artışı söz konusu olmuştur. Ekim ayında tarımsal üreticiler, aylıkta ve yıllıkta lehte rakamlarla karşılamışlardır" dedi.