SAĞLIK - 08 Aralık 2024 Pazar 13:06

Adli diş hekimliği cinayetlerin çözümünde kritik bir rol oynuyor

A
A
A
Adli diş hekimliği cinayetlerin çözümünde kritik bir rol oynuyor

Uzman Diş Hekimi ve Ağız, Diş ve Çene Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Birkan Taha Özkan, dişlerin adli tıptaki önemine vurgu yaparak, "Son yıllarda Türkiye’yi derinden sarsan kadın ve çocuk cinayetlerinde adli diş hekimliği suçun çözümünde anahtar bir rol oynadı" dedi.


Adli diş hekimliği; ağız, diş, çene, kafa, yüz ve tükürük yapılarının incelenmesiyle suç vakalarının çözümüne katkı sağlayan önemli bir bilim dalı olarak biliniyor. Prof. Dr. Özkan, bu alanın suç çözümünde sunduğu kritik delillerle adalet sistemine büyük destek verdiğini belirtti.



"Kurbanların failleri ısırdığı tespit edildi"


Kimliği tespit edilemeyen cesetlerde diş yapısının kimlik belirlemede önemli bir kaynak olduğunu ifade eden Prof. Dr. Özkan, şunları söyledi:


"Kimliği tespit edilemeyen cesetlerde; diş yapılarından kimlik belirlemek, ısırık izinden delil elde etmek, tükürükten swap örneğiyle veya dişlerde kalan gıda artıklarıyla DNA eşleştirmesi yapmak bu bilimin sunduğu eşsiz fırsatlardır. Son yıllarda Türkiye’yi derinden sarsan kadın ve kız çocuklarına yönelik cinayetlerde Adli Diş Hekimliği, suçun çözümünde anahtar bir rol oynadı. Türkiye’yi dehşete düşüren Narin ve Hannibal vakalarında, kurbanların failleri ısırdığı tespit edildi. Vücudun en sert ve dayanıklı organı dişler olduğu için, kimyasal yanık, yangın, fiziksel çürüme olsa bile dişler vücutta sağlam olarak kalıyor. Olaya dair, DNA ve parmak izi gibi geleneksel yöntemlerle kanıt yoksa, adli ısırık izi analizi kimlik belirlemede önemli hale geliyor ve bu kanıt altın standart haline geliyor. Mahkeme hemen delil olarak kabul ediyor ancak bu diş ile ilgili delillerin ön planda birincil delil statüsüne alınması mahkememin hızlı ve doğru karar vermesini artırmaktadır"



"Ülkemizde adli diş hekimliği seçmeli ders olarak okutuluyor"


Türkiye’de Adli Diş Hekimliği eğitiminin henüz yeterince gelişmediğine dikkat çeken Prof. Dr. Özkan, "Ülkemizde adli diş hekimliği seçmeli ders olarak okutuluyor. Bu durum, alandaki uzman sayısının yetersiz kalmasına ve teknolojik altyapının eksik olmasına yol açıyor. Örneğin, antemortem (ölüm öncesi) ve postmortem (ölüm sonrası) diş kayıtlarını kıyaslama, dünyada yaygın bir uygulamayken Türkiye’de henüz yeterince kullanılmıyor. DNA analiz laboratuvarlarımız sınırlı, cesetten 3D tarama (Bilgisayarlı Tomografi) teknolojisi gibi kritik araçlar ise neredeyse yok denecek kadar az, adli diş hekimliğinin yasal olarak yargı sistemine entegrasyonu zayıf eğitim" dedi.



"Dişlerden gelen adalet, yalnızca geçmişi değil, geleceği de şekillendirecektir"


Adli bilimlerin bir çatı altında toplanması gerektiğini ifade eden Prof. Dr. Özkan, "Adli bilimler çatısı altında adli patolji, adli tıp, adli diş, adli psikiyatri ve sağlık hukuku birleşmeli. Ulusal bir çalışma komisyonu kurulmalı. Yasal olarak yargı sistemine entegrasyonu yapılmalı. Adli diş hekimliği, diş hekimliği fakültelerinde zorunlu ders olmalıdır. Ayrıca, YÖK desteğiyle yüksek lisans programları yaygınlaştırılmalı. Adli diş hekimliği eğitim müfredatında; diş kayıtlarının nasıl tutulması, adli diş raporu yazımı, ısırık izi belirleme yöntemi eğitimi verilmesi, kafa-yüz anatomisine hakimiyetle hasta yaş cinsiyet ırk belirleme yöntemi, tükürükten swap örneği alınması, ısırık izi analizinde ultraviyole ışık altında dijital mikroskobik fotoğraflar alınması ve bu fotoğraflar, diş boyutları ve ısırma dinamiklerini ortaya çıkartılması ile ilgili ders içerikleri oluşturulmalı. Adli diş hekimliği uzmanlık kadrosu oluşturulmalı ve nitelikli personel sayısı artırılmalı. Dijital radyoloji, 3D tarama ve DNA analiz laboratuvarları gibi teknolojik altyapı güçlendirilmelidir. Özellikle, cesetlerden bilgisayarlı tomografi ile veri toplanması adli soruşturmalarda delil niteliğinde katkı sağlar. Ulusal veri tabanı kurulmalı; Her bireyin diş kayıtları ulusal bir veri tabanına kaydedilmeli ve bu sistem uluslararası veri tabanlarıyla entegre edilmelidir. Bu, özellikle kayıp bireylerin kimlik tespitinde büyük kolaylık sağlayacaktır. Kadın ve çocuk cinayetleri gibi insanlık dramlarında adli diş hekimliği daha etkin kullanılsa, suçluların yakalanma oranı artar ve caydırıcılık sağlanır. Dişlerden gelen adalet, yalnızca geçmişi değil, geleceği de şekillendirecektir" diye konuştu.



"Kayıp vakalarının hızla çözülmesini sağlamak için güçlü bir araçtır"


Adli diş hekimliğinin önemine vurgu yapan Prof. Dr. Özkan, "Adli diş hekimliği, Türkiye’nin adalet sistemine duyulan güveni artırmak ve kayıp vakalarının hızla çözülmesini sağlamak için güçlü bir araçtır. Dişler yalnızca gülüşünüzün değil, adaletin de izini taşır. Göz ardı edemeyeceğimiz bu sessiz tanıklar, geçmişin izlerini gün ışığına çıkararak adaleti sağlamaya yardımcı oluyor" şeklinde konuştu.


Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Siirt İdrar yanması şikayetiyle geldi geyik boynuzu taşı ameliyatı oldu Siirt’e idrar yanması şikayetiyle hastaneye gelen Fatih Aslan’da çıkan geyik boynuzu taşı 1 buçuk saatte temizlendi. Siirt’te 34 yaşındaki Fatih Aslan, ateş, üşüme ve idrar yaparken yanma şikayetleriyle hastaneye başvurdu. Yapılan muayene ve testlerin ardından piyelonefrit (böbrek iltihabı) tanısı konuldu ve enfeksiyon tedavisi tamamlandı. Üroloji uzmanı doktor Miraç Ataman, gerçekleştirilen operasyon, hem tıbbi açıdan hem de toplumsal sağlık açısından önemli bir başarı olduğunu söyledi. Ataman, "34 yaşındaki erkek hastamız, ateş, üşüme ve idrar yaparken yanma şikayetleri ile acil servise başvurdu. Yapılan değerlendirme sonucunda piyelonefrit (böbrek iltihabı) tanısı konuldu ve yatış yapılarak enfeksiyon tedavisi başarıyla tamamlandı. Tanı sürecinde yapılan Bilgisayarlı Tomografi (BT) görüntülemesinde böbreğin tamamını kaplayan, sert yapıda(950-1450 HU), literatürde staghorn olarak adlandırılan ve halk arasında ‘ geyik boynuzu taşı ’ diye bilinen büyük taş saptandı. Staghorn taşlar böbreğin tüm boşluklarını doldurup, tekrarlayan enfeksiyonlara ve uzun vadede böbrek fonksiyon kaybına yol açabildiğinden tedavisi hayati önem taşımaktadır. Biz de bu vakamızda, Perkütan Nefrolitotomi (PCNL) yöntemiyle böbreğe küçük bir cilt kesisi üzerinden girerek endoskopik cihazlarla taşları parçalayıp çıkardık. PCNL, özellikle çapı 2 cm’den büyük ve kompleks taşlarda altın standart kabul edilmektedir. Normalde staghorn taşların temizlenmesi uzun süren ve çoğu zaman birden fazla seans gerektiren zorlu bir süreçtir. Modern altyapısı sayesinde, ciltten tek giriş yolu açılarak yaklaşık 1,5 saatlik bir seansta böbreğin tüm taş yükü başarıyla temizlendi" dedi. Hasta Fatih Aslan, hastaneye idrar ağrısıyla geldiğini belirterek, "Böbrekte ciddi bir taş olduğu ve bu taşla doktor ilgilendi Allah razı olsun. Böyle bir taşın en az 3 ameliyatla alınacağı söylenildi. Tek seansta hallolması epey mutlu etti" diye konuştu.
Balıkesir Balıkesir’de üniversiteli gençler çevreci projede görev aldı Edremit ilçesinde üç yıl önce hayata geçirilen Kazdağları Bal Ormanı projesine çok sayıda kişi ve kurum destek oluyor. Balıkesir Üniversitesi Burhaniye Meslek Yüksekokulunda İş-Kur Gençlik Programında istihdam edilen 30 öğrenci de Bal Ormanında kestaneler ile ağaç fidanlarını toprakla buluşturdu. Burhaniye Meslek Yüksekokulu Müdür Yardımcısı İlhan Deveci’nin öncülüğünde Bal Ormanında 26 kilo kestaneyi toprakla buluşturan ve 40 fidanı diken öğrenciler mutluluk yaşadı. Burhaniye Meslek Okulu Müdür Yardımcı İlhan Deveci, bu güne kadar 40 bin fidanın toprakla buluşturulduğunu kaydederken hedefin 120 bin olduğunu söyledi. Projede görev alan öğrencilere teşekkür eden Müdür Yardımcısı İlhan Deveci, "Burhaniye Meslek Yüksekokulu olarak 30 öğrencimizi İş-Kur kapsamında istihdam ediyoruz. Bu Bakanlığımızın gençlere dönük bir projesi. Öğrencilerimiz toplumsal faaliyetlerde görev alıyorlar. Ülkelerine katkı sağlamak için caba sarf ediyorlar. Bu gün de onlarla burada kestaneleri toprakla buluşturduk. Fidanları diktik. Bal ormanı ve Balköy projesine katkıda bulundular. Onları iş hayatına hazırlıyoruz. Onu yaparken de sosyal sorumluluk projelerde önemli faaliyetlerde bulunuyorlar. Öğrencilerime teşekkür ediyorum" dedi. Projeye katılan öğrencilerden Elanur Zariç de, "Bu gün Bal ormanına fidan dikmek için geldik. Kestane tohumlarını toprakla buluşturduk. Fidanlarımızı diktik. Öğretmenlerimizin desteği ile ormanımıza katkıda bulunduk" İrem Çelik ise, "İş-Kur Gençlik programından geliyoruz. Ormanımıza katkıda bulunmak istedik. Şu an fidanlarımızı diktik. Kestane tohumlarını da toprakla buluşturduk" dedi. Esma Yılmaz da, "Burhaniye Meslek Yüksekokulundan geliyoruz. Biz İş-Kurda çalışıyoruz. Harçlığımızı kazanıyoruz. Bu gün arkadaşlarımızla birlikte buraya fidan dikmeye geldik. Kestanelerimizi ektik. Çok mutluyuz. Hocalarımızada çok teşekkür ediyoruz" dedi.