ASAYİŞ - 27 Mart 2025 Perşembe 13:58

Ağaca asılı halde ölü bulundu

A
A
A
Ağaca asılı halde ölü bulundu

Kocaeli’nin Karamürsel ilçesinde Dursun Ali Aslan (57) isimli şahıs, ağaca asılmış halde ölü bulundu.


Olay, Kayacık Mahallesi Rauf Denktaş Bulvarı’nda hastane yolundaki ağaçlık alanda meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, ağaca asılı haldeki şahsı gören çevredeki vatandaşlar durumu 112 Acil Çağrı Merkezi’ne bildirdi. İhbar üzerine olay yerine sağlık ve polis ekipleri sevk edildi. Kısa sürede olay yerine gelen sağlık ekipleri, yaptığı kontrollerde adının Dursun Ali Aslan olduğu öğrenilen şahsın hayatını kaybettiği öğrenildi. Cenaze, incelemelerin ardından otopsi için morga kaldırıldı.


Olayla ilgili soruşturma başlatıldı.


Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Yolsuzluk soruşturmasında ‘ev hapsi’ uygulanan İSKİ Genel Müdürü Şafak Başa’nın Savcılıkta verdiği ifade ortaya çıktı İBB’ye ve görevinden uzaklaştırılan tutuklu başkanı Ekrem İmamoğlu’na yönelik yürütülen yolsuzluk soruşturması çerçevesinde, hakkında ‘ev hapsi’ şeklinde adli kontrol tedbiri uygulanan İSKİ Genel Müdürü Şafak Başa’nın Savcılıkta verdiği ifade ortaya çıktı. Başa ifadesinde, şikayetlerin tamamen kurgu olduğunu söyledi. İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne (İBB) ve görevinden uzaklaştırılan tutuklu başkanı Ekrem İmamoğlu’na yönelik yolsuzluk iddiasına ilişkin yürütülen soruşturma sürüyor. Soruşturma kapsamında, hakkında ‘konutu terk etmemek’ şeklinde adli kontrol tedbiri uygulanmasına karar verilen İSKİ Genel Müdürü Şafak Başa’nın Savcılıkta verdiği ifade ortaya çıktı. "Şikayetler tamamen kurgudur’’ Başa ifadesinde, ‘’Hakkımda şikayetçi olan İdris Ö. ve Muhittin E.’yi İSKİ’ye yaptıkları başvuru nedeniyle duymuştum. Muhittin ile hiçbir görüşmem olmamıştır, İdris ile ise bir tören sırasında yanıma geldiğinden ötürü bir kere görüşmüşlüğüm vardır. Şikayetlerinde belirttikleri hususlar tamamen kurgudur. Benim genel müdür olarak imza yetkim olmamasına rağmen yine de hukuk müşavirliğinden konu ile ilgili görüş aldım. Fatih Keleş’i de başkan danışmanı ve spor kulübü başkanı olduğundan dolayı tanırım. Görüşme kayıtları da İBB’deki görevinden dolayı yapmış olduğum görüşmelerdir. Necati Özkan’ı başkanın kampanyasından sorumlu kişi olduğundan dolayı tanırım. Görüşmelerimiz bu minvalde İSKİ’nin faaliyetleri hakkında bilgi vermek amaçlı olmuştur. Ali Nuhoğlu’nu müteahhit olarak tanırım’’ ifadelerini kullandı.
Batman Tarihe tanıklık eden ömür: 136 yaşındaki Mehmet Reşit Ak’ın 28 çocuğu ve 250 torunu var Batman’ın Kozluk ilçesine bağlı Geçitaltı köyünde yaşamını sürdüren 136 yaşındaki Mehmet Reşit Ak 3 defa evlendi ve 28 çocuğu, 250’den fazla ise torunu var. Atatürk’ün emrinde savaşa katılan Ak, tarihin yaşayan tanığı olarak anılıyor. Sevdiği kızın bedduası nedeni ile çok yaşadığını kaydeden Ak, organik gıdalarla beslenmeye de dikkat ediyor. Batman’ın Kozluk ilçesine bağlı Geçitaltı köyünde yaşamını sürdüren, 136 yaşındaki Mehmet Reşit dede, yakın tarihte yaşanan olayları berrak hafızasıyla hatırlıyor, hâtıraları ve tecrübesiyle insanları kendine hayran bırakıyor. Hacı Mehmet Reşit Ak, uzun ömürlü olmasının sırrını başta her öğünde yoğurt yemek, çok çalışmak, temiz hava, temiz su, organik ve bitkisel ürünler ile beslenmesine borçlu olduğunu söyledi. "136 yaşındayım, Atatürk’ü daima görürdüm" Atatürk’ü daima gördüğünü ve Yunanlara karşı Atatürk ile birlikte savaşa katıldığını belirten Mehmet Reşit Ak, "Ben 136 yaşındayım. Atatürk’ü daima görürdüm. Bir defasında çağırdı bizi ve onun ile birlikte mağaralara sığınan Yunanlara karşı savaştık. Aldı bizi götürdü mağara çarpışmasına. Oraya gittiğimizde Yunanlar orayı tutmuştu. Onlarla çarpışarak kaçmalarını sağladık. Hepsini denizlere döktük. Mağaralar bölgesini onlardan kurtardıktan sonra tekrar döndük" dedi. "Ben 3 defa evlendim" Kalabalık bir aileye sahip olduğunu ve 3 defa evlendiğini belirten Mehmet Reşit dede, 80 yıl önce vefat eden babasına ait fotoğrafa ve evinin duvarına astığı gençlikte çektirdiği fotoğrafına da göz gibi bakarak günümüze kadar taşıdı. Cumhuriyetin ilanından önce 10 yıl boyunca Afyon’a taşınmak zorunda kaldıklarını belirten Mehmet Reşit dede, "Bölgede yaşanan olaylardan sonra Afyon’a göç etmemiz istendi. Daha sonra cumhuriyetin ilan edilmesiyle Atatürk’ün kararıyla tekrar bölgeye gelmemize izin verildi. Biz de tekrar doğup büyüdüğümüz bu topraklara gelerek tekrar yerleştik" diye konuştu. "Yaşadığım hiç bir şeye pişman değilim" Hayatı boyunca herhangi kötü bir olay yaşamadığı için hiç bir şeye pişmanlık duymadığını aktaran Mehmet Reşit Ak, "Ben hiç kötü bir şey yapmadım ki pişmanlık duyayım. Bazen ölmeyi çok istiyorum. Diyorum hemen ölsem daha iyi olur. Bazen de hayatın tatlı olduğu aklıma gelir ve yaşamak istiyorum" şeklinde konuştu. "Rağda’nın bedduası yüzünden çok yaşadım" Çocuklarının hatırlatmasıyla hüzünlenen ve ahlar çekerek anlattığı en büyük aşkı olduğunu söylediği Rağda adındaki kadına çok sevdalandığını ve büyük aşk yaşadıkları halde kavuşamadıklarını anlatan 136 dede Mehmet Reşit Ak, "Rağda’yı bana hatırlatmayın. Onu bırakın ya. Zaten onun bedduası yüzünden ölmedim hala yaşıyorum. Onu çok seviyordum. Onun babası bu memleketin ağası, ileri geleniydi. Rağda onun tek kızıydı. Ben bazen gider, görür dönerdim. Bana sürekli yemek hazırlardı. Babası amcalarıma gelin isteyin kızımı dedi. Size burada 50 dönüm tarla, 2 baş öküz ve bir sütlü manda vereceğim derdi. Evde vereceğim demesine rağmen yok dediler. Biz köyümüzde kalacağız dediler. Bırakmadılar kızı alayım. O da başkasıyla evlendi. Daha sonra amcamın kızıyla çarşıda karşılaşınca kimlerden olduğunu sordu. Amcamın kızı Mehmet Reşit’in amcasının kızıyım deyince bana beddua etti. Kız bana beddua ederek ’Allah ona ölmek istediğinde öldürmesin, yaşamak isterse de yaşatmasın’ diye beddua etti. Bundan dolayı da ben halen yaşıyorum. Beni seviyordu alamadığım için beddua etti ve bedduası tuttu’’ dedi. Mehmet Reşit dedenin yaşayan tek eşi 78 yaşındaki Dilşen Ak, "Mehmet Reşit çok uyumlu biridir. Bizlere hiç kötü davranmazdı. Genellikle yoğurt yer. Haftada yarım ekmek bile tüketmez" ifadelerini kullandı. "Babamın 28 çocuğu ve 250 torunu var" Mehmet Reşit Ak’ın 70 yaşındaki oğlu Hamdi Ak, babasının 3 defa evlendiğini dile getirerek, ’’Ben Mehmet Reşit’in oğluyum. Babam 136 yaşındadır. Babam 3 defa evlendi. 28 çocuğu ve 250 torunu var. Ben 3. sıradaki oğluyum. 70 yaşındayım. Benim de 40’ın üzerinde torunum var" dedi. Güçlü hafızası ve uzun yaşına rağmen dinamikliğiyle dikkat çeken Mehmet Reşit Ak, bölgede kanaat önderi olarak sözü dinlenen ve herkesin güvenini kazanan bir kişiliğe sahip.
Muş Muş’un düşman işgalinden kurtuluşunun 108. yıl dönümü coşkuyla kutlandı Muş’un düşman işgalinden kurtuluşunun 108. yıl dönümü düzenlenen törenle kutlandı. Kent Meydanı’ndaki Atatürk Anıtı’na çelenklerin sunulmasıyla başlayan tören, saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla devam etti. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın tebrik mesajının okunmasının ardından bir konuşma yapan Muş Valisi Avni Çakır, "Ecdadımızın canı pahasına koruduğu bu kutlu vatanın her karışı; bir destanın, bir direnişin, bir zaferin izlerini taşır. Bizler bugün bu mukaddes mirasın evlatları olarak, Muş’un düşman işgalinden kurtuluşunun 108. yıl dönümünü şanla, şerefle ve derin bir minnet duygusuyla yad ediyoruz" dedi. "Bu anlamlı günde, yalnızca bir şehrin değil, bir milletin yeniden ayağa kalkışını, tarihe yön veren bir kararlılığın ve milletimizin esareti reddeden asil ruhunun bir kez daha tecelli edişini anıyoruz" diyen Vali Çakır, şöyle devam etti: "Anadolu’yu bizlere vatan kılan ve 1071’de tarihin akışını değiştiren Malazgirt Zaferi; işte bu topraklarda, bu dağların gölgesinde, bu ovaların bağrında yazılmıştır. Sultan Alparslan ve onun kutlu ordusu, burada sadece bir zafer değil, bir yurt inşa etmiştir. Muş, Selçukludan Osmanlıya, oradan Cumhuriyet’e uzanan şanlı yürüyüşte hep merkez olmuş, direnişin ve dirilişin simgesi haline gelmiştir. Tarihin en zor dönemlerinden biri olan Birinci Dünya Savaşı yıllarında, milletimizin pek çok şehri gibi Muş da büyük acıların ve zorlukların merkezinde yer almıştır. 1916 yılında yaşanan işgal, bu topraklara geçici bir karanlık getirmiştir. Rus ordularının bölgedeki ilerleyişi sırasında yaşanan sıkıntılar, ardından gelen düzensizlik ve otorite boşluğunda halkımız çeşitli katliam ve baskılara maruz kalmıştır. Fakat her şeyden önemlisi, Muş halkının gösterdiği sabır, metanet ve vatan sevgisi bu zorlu günlerin de üstesinden gelmiştir." Milletimizin tarih boyunca hiçbir zaman esaret altında yaşamayı kabul etmediğini de vurgulayan Vali Çakır, "Onuru, haysiyeti ve bağımsızlığı uğruna nice bedeller ödemiş, gerektiğinde canını vermiş ama boyun eğmemiştir. Muş’un 30 Nisan 1917’de yeniden hürriyetine kavuşması, işte bu inancın, bu sarsılmaz iradenin, bu toprağın insanında var olan asil ruhun en açık göstergesidir. Bugün, o büyük mücadeleyi anarken yalnızca geçmişimizi değil, bugünümüzü ve yarınlarımızı da düşünmeliyiz. Çünkü o şanlı mücadelenin mirasçıları olarak bizlere düşen görev; sadece hatırlamak değil, aynı zamanda yaşatmak, geliştirmek ve ileriye taşımaktır. Ülkemiz, Cumhuriyetimizin temelinde yatan azim ve inançla pek çok alanda gelişimini sürdürmektedir. Eğitimden sağlığa, bilimden sanata kadar ortaya konan çabalar, milletimizin kararlılığıyla her geçen gün daha da güçlenmektedir. Yerli üretimden teknolojiye kadar atılan her adım, geleceğe duyulan inancın bir tezahürüdür. Geleceğimizi şekillendiren gençlerimiz, kültürden sanata, spordan bilime kadar pek çok alanda umut verici başarılar elde etmekte ve bu güzel ülkenin yarınlarını aydınlatmaktadır. Tüm bu gelişmelerin temelinde, milletçe omuz omuza vererek gösterdiğimiz birlik ve beraberlik duygusu yer almaktadır. Bu doğrultuda Muş’umuzu da her alanda gelişmiş bir şehir haline getirmek için durmadan çalışıyor; eğitimde, sağlıkta, ulaşımda, tarımda, sanayide ve sosyal hayatta kalıcı adımlar atıyoruz. Her bir vatandaşımızın daha huzurlu, daha refah içinde bir yaşam sürmesi için tüm kurumlarımızla ve vatandaşlarımızla uyum içerisinde çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Bu duygu ve düşüncelerle Muş’un düşman işgalinden kurtuluşunun 108. yıl dönümünü kutluyor, bu aziz vatanı bizlere emanet eden başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere tüm şehitlerimizi ve gazilerimizi rahmet, minnet ve şükranla anıyor, sizleri en kalbi duygularımla selamlıyorum" dedi. Daha sonra müzik gösterisinin sunulduğu törende, yarışmalarda dereceye giren öğrencilere ödülleri verildi. Kortej yürüyüşüyle son bulan programa, Muş Garnizon Komutanı Albay Ali Osman Sağlam, İl Jandarma Komutanı Albay Mehmet Kasım Ermiş, vali yardımcıları Cihat Abukan, Mustafa Batuhan Alpboğa ve Tahir Yılmaz, gaziler, kurum amirleri, siyasi parti temsilcileri ve vatandaşlar katıldı.
Kocaeli Sahildeki tartışma cinayetle bitmişti: 2 sanık beraat etti, 1 sanığa 5 yıl 6 ay hapis Kocaeli’nin Derince ilçesinde 45 yaşındaki adamın darp edilerek hayatını kaybetmesine ilişkin yargılanan, biri tutuklu 3 sanık hakkında karar çıktı. Sanıklardan 2’si beraat ederken, bir sanık ise haksız tahrik altında, "kasten yaralama sonucu ölüme neden olma" suçundan 5 yıl 6 ay 20 gün hapis cezasına çarptırıldı. Mahkeme, sanığın tutukluluk halinin devamına karar verdi. Olay, 16 Ocak 2024 tarihinde saat 01.00 sıralarında Çenedağ Mahallesi Harikalar Sahili’nde meydana geldi. İddiaya göre, Cem K., (21) Çağlar B. (21) ve 18 yaşından küçük olan Ayberk E. ile Cafer Karaman ve arkadaşı Tarık B.G. arasında önce sözlü ardından fiziki kavga yaşandı. Meydana gelen olayda Cafer Karaman darp neticesinde ağır yaralandı. Sağlık ekiplerince ilk müdahalesi yapılan Cafer Karaman hastaneye kaldırıldı ancak olaydan 11 gün sonra hayatını kaybetti. Cafer Karaman’ın ölümüne ilişkin Cem K., (20) Çağlar B. (20) ve Ayberk E. gözaltına alındı. Emniyette tamamlanan işlemlerinin ardından Cem K., Çağlar B. ve Ayberk E., "Kasten yaralama neticesinde ölüme neden olma" suçundan tutuklanarak cezaevine gönderildi. Geçen celselerde Çağlar B. ve Ayberk E. tahliye edildi. "Üstüme çullandılar, kendimi korumak amacıyla yumruk salladım Cafer’e denk geldi" Olaya ilişkin açılan davanın son duruşması, Kocaeli 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Duruşmaya tutuklu sanık Cem K., tutuksuz sanıklar ve taraf avukatları katıldı. Üzgün olduğunu söyleyen tutuklu sanık Cem K., "Olay günü işten çıkmıştım. Arkadaşlarımın beni araması üzerine sahile gittik. Oturuyorduk, maktul ve yanındaki şahıs bize bela oldular, rahatsızlık verdiler. Biz kaçmak istedik ancak izin vermediler. Tek amacımız kaçmaya yönelikti. Gücümüzün yetmeyeceğini anladık. Arabaya bindiğimizde maktul Cafer aracın kaputunu tutuyordu, diğer şahıs ise aracın kapısını açmaya çalışıyordu, kaçamıyorduk, mecbur arabadan inmek zorunda kaldım. Üstüme çullandılar, kendimi korumak amacıyla yumruk salladım Cafer’e denk geldi. Maktul yere düştü. Olayın şoku ve heyecanıyla araca binerek uzaklaştık. Sonrasında karakola gittik" dedi. "Kimseye vurmadık" Tutuksuz sanık Çağlar B. ise "Yaşanan olay sebebiyle çok üzgünüm. Kendi halimizde oturuyorduk. Bize sataştılar. Gitmelerini istedik gitmediler. Ben hiç kimseye vurmadım" diye konuştu. Ayberk E. de kimseye vurmadığını, yaşanan olay sebebiyle üzgün olduğunu söyleyerek, beraatini istedi. Maktulün eşi Emine Karaman, 3 sanıktan da şikayetçi olduğunu söyleyerek "1 yıldır hayatım alt üst oldu. 3 çocukla bir başıma kaldım" ifadelerini kullandı. "Olayda haksız tahrik bulunmamaktadır" Sanıkların iştirak halinde suçu işlediklerini söyleyen Karaman’ın aile avukatı ise "Sanıklar olayda muşta kullanmış olup bu maddi deliller sabittir. Olayda haksız tahrik bulunmamaktadır. Bu hususta karar verilmesini talep ederiz. Sanıklar birlikte hareket ederek maktulü darp etmişlerdir. Sanıklar olaydan sonra kaçmış, savunmalarını hazırlamış ve karakola gitmişlerdir. Olayda haksız tahrik unsuru bulunmamakla birlikte sanıkların iştirak halinde kasten öldürme suçundan cezalandırılmalarını talep ediyoruz" dedi. Sanık avukatları ise "Müvekkillerinin ağır küfürlere maruz kaldıklarını, Cem K’nin taciz edildiğini, kaçmaya çalışırken ise olayın yaşandığını dile getirdi. 5 yıl 6 ay 20 gün hapis Mahkeme heyeti, Cem K’ya haksız tahrik altında "kasten yaralama sonucu ölüme neden olma" suçundan 5 yıl 6 ay 20 gün hapis cezası vererek, tutukluluk halinin devamına hükmetti. Diğer 2 sanık ise beraat etti.
Kocaeli Sahildeki tartışma cinayetle bitmişti: 2 sanık beraat etti, 1 sanığa 5 yıl 6 ay hapis Kocaeli’nin Derince ilçesinde 45 yaşındaki adamın darp edilerek hayatını kaybetmesine ilişkin yargılanan, biri tutuklu 3 sanık hakkında karar çıktı. Sanıklardan 2’si beraat ederken, bir sanık ise haksız tahrik altında, "kasten yaralama sonucu ölüme neden olma" suçundan 5 yıl 6 ay 20 gün hapis cezasına çarptırıldı. Mahkeme, sanığın tutukluluk halinin devamına karar verdi. Olay, 16 Ocak 2024 tarihinde saat 01.00 sıralarında Çenedağ Mahallesi Harikalar Sahili’nde meydana geldi. İddiaya göre, Cem K.(21), Çağlar B.(21) ve 18 yaşından küçük olan Ayberk E. ile Cafer Karaman ve arkadaşı Tarık B.G. arasında önce sözlü ardından fiziki kavga yaşandı. Meydana gelen olayda Cafer Karaman darp neticesinde ağır yaralandı. Sağlık ekiplerince ilk müdahalesi yapılan Cafer Karaman hastaneye kaldırıldı ancak olaydan 11 gün sonra hayatını kaybetti. Cafer Karaman’ın ölümüne ilişkin Cem K.(20), Çağlar B.(20) ve Ayberk E. gözaltına alındı. Emniyette tamamlanan işlemlerinin ardından Cem K., Çağlar B. ve Ayberk E., "Kasten yaralama neticesinde ölüme neden olma" suçundan tutuklanarak cezaevine gönderildi.Geçen celselerde Çağlar B. ve Ayberk E. tahliye edildi. "Üstüme çullandılar, kendimi korumak amacıyla yumruk salladım Cafer’e denk geldi" Olaya ilişkin açılan davanın son duruşması, Kocaeli 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Duruşmaya tutuklu sanık Cem K., tutuksuz sanıklar ve taraf avukatları katıldı. Üzgün olduğunu söyleyen tutuklu sanık Cem K., "Olay günü işten çıkmıştım. Arkadaşlarımın beni araması üzerine sahile gittik. Oturuyorduk, maktul ve yanındaki şahıs bize bela oldular, rahatsızlık verdiler. Biz kaçmak istedik ancak izin vermediler. Tek amacımız kaçmaya yönelikti. Gücümüzün yetmeyeceğini anladık. Arabaya bindiğimizde maktul Cafer aracın kaputunu tutuyordu, diğer şahıs ise aracın kapısını açmaya çalışıyordu, kaçamıyorduk, mecbur arabadan inmek zorunda kaldım. Üstüme çullandılar, kendimi korumak amacıyla yumruk salladım Cafer’e denk geldi. Maktul yere düştü. Olayın şoku ve heyecanıyla araca binerek uzaklaştık. Sonrasında karakola gittik" dedi. "Kimseye vurmadık" Tutuksuz sanık Çağlar B. ise, "Yaşanan olay sebebiyle çok üzgünüm. Kendi halimizde oturuyorduk. Bize sataştılar. Gitmelerini istedik gitmediler. Ben hiç kimseye vurmadım" diye konuştu. Ayberk E. de kimseye vurmadığını, yaşanan olay sebebiyle üzgün olduğunu söyleyerek, beraatini istedi. Maktulün eşi Emine Karaman, 3 sanıktan da şikayetçi olduğunu söyleyerek "1 yıldır hayatım alt üst oldu. 3 çocukla bir başıma kaldım" ifadelerini kullandı. "Olayda haksız tahrik bulunmamaktadır" Sanıkların iştirak halinde suçu işlediklerini söyleyen Karaman’ın aile avukatı ise "Sanıklar olayda muşta kullanmış olup bu maddi deliller sabittir. Olayda haksız tahrik bulunmamaktadır. Bu hususta karar verilmesini talep ederiz. Sanıklar birlikte hareket ederek maktulü darp etmişlerdir. Sanıklar olaydan sonra kaçmış, savunmalarını hazırlamış ve karakola gitmişlerdir. Olayda haksız tahrik unsuru bulunmamakla birlikte sanıkların iştirak halinde kasten öldürme suçundan cezalandırılmalarını talep ediyoruz" dedi. Sanık avukatları ise "Müvekkillerinin ağır küfürlere maruz kaldıklarını, Cem K’nin taciz edildiğini, kaçmaya çalışırken ise olayın yaşandığını dile getirdi. 5 yıl 6 ay 20 gün hapis Mahkeme heyeti, Cem K.’ya haksız tahrik altında "kasten yaralama sonucu ölüme neden olma" suçundan 5 yıl 6 ay 20 gün hapis cezası vererek, tutukluluk halinin devamına hükmetti. Diğer 2 sanık ise beraat etti.