GENEL - 28 Haziran 2020 Pazar 10:44

Ahırı sanat atölyesine dönüştürdü

A
A
A
Ahırı sanat atölyesine dönüştürdü

Kocaeli’nin Kandıra ilçesinde yaşayan Nazlı Şener, eşinin çalıştığı çiftlikte bulunan bir ahırı sanat atölyesine çevirdi.

Kocaeli’nin Kandıra ilçesinde yaşayan Nazlı Şener, eşinin çalıştığı çiftlikte bulunan bir ahırı sanat atölyesine çevirdi. Atölyede doğal boya ve kumaşları üreterek ürünler üreten Şener, bölgedeki kadınlara da istihdam sağlıyor.


Kocaeli’nin Kandıra ilçesinde yaşayan emekli öğretmen Nardane Kuşçu, 120 dönüm arazi üzerine kurduğu çiftliğinde organik tarım yapıyor. Ormanın içinde kurulan çiftlikte yapılan üretimin yanı sıra, vatandaşlara çeşitli eğitim, aktivite ve atölye çalışmaları, tatil yapabilme imkanları sunuluyor. Çiftlikte eşi yönetici olarak çalışan Nazlı Şener, eşinin işi nedeni çiftlikte yaşamaya başladıktan sonra eski bir ahırı sanat atölyesine dönüştürdü. Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Resim bölümü mezunu olan Nazlı Şener, mesleğini yaparak çiftliğe katkı sağlamak istedi. Çiftlikte bulunan bir ahırı, çalışanlarla birlikte temizleyen Nazlı Şener, atık malzemeleri kullanarak sanat atölyesine dönüştürdü.



Atölye bölgedeki kadınlara istihdam sağladı


Çiftliği ziyaret eden çocuklar ve ailelerinin doğal ürünleri kullanarak baskı, boya gibi etkinlikler yapabildiği atölyede Nazlı Şener boş vakitlerinde kökboyası ve doğal baskı yöntemleri ile organik ürünler üretiyor. Kurduğu atölyede bölgede yaşayan kadınlara doğal ip dağıtan Nazlı Şener, çanta dikmelerini istedi. Kadınların ördüğü çantalar, çiftlik bünyesinde Nazlı Şener’in atölyesi bünyesinde kurulan marka ile satıldı. Elde edilen gelir bölgedeki kadınlara dağıtıldı. Doğal boyalarla organik tişörtler üretmeye başlayan Şener, bu ürünlerin kısa süre içerisinde satışını yapmayı planladıklarını söyledi.



“Neden burada sanat olmasın diye düşündük”


Atölyenin kurulma sürecini anlatan Nazlı Şener, “Eşim buranın yöneticisi. İstanbul’dan geldik, dolayısıyla ben de burada yaşıyorum. İlk defa hayatımda kurumsal bir şirketinde böyle aile ortamının olduğunu gördüm. Burada herkes her işi yapıyordu. Ben de nasıl bir katkıda, üretimde bulunabilirim diye düşündüm. Ben Mimar Sinan Üniversitesi Güzel Sanatlar Resim Bölümü mezunuyum. Neden burada sanat olmasın diye düşündük. Eski bir ahırı sanat atölyesine dönüştürdük. Ekipçe atık malzemelerle, bulduğumuz malzemelerle burayı yaptık. Tüketme, üret felsefesini uygulayarak böyle bir atölye yaptık. Buraya gelen misafirlerimizle, çocuklarla çeşitli sanat aktiviteler yapılıyoruz. Doğaya dokunarak su bazlı boyalarla, doğal baskı yapıyoruz. Taş ve kütük kullanarak çiçekleri, bitkileri kumaşlara çıkartarak bazı çalışmalar yapıyoruz" dedi.



“Bölgede yaşayan kadınlara doğal iplerden çantalar ördürdük”


Atölyede doğal ürünleri kullanarak üretim ve etkinliklerin yapıldığını ifade eden Şener, “Bu sanat atölyesi ile bir marka kurduk. Çantalarla başladık. Bir sosyal projemiz olsun istedik. Bulunduğumuz bölgeye bir istihdam sağlamalıydık. Bölgede yaşayan kadınlara doğal iplerden çantalar ördürdük. Bunları satışa sunduk. Üretilen çantaları satışa sunduk. Hem onlara istihdam sağlamış olduk hem de markamızın ilk ürünlerini satmış olduk. İkinci adım olarak tekstile girmek istiyoruz. Ne organik kumaşlara doğal kök boyları kaynatarak renk veriyoruz. Bunları markamız altında satışa sunmak istiyoruz. İlk olarak personelimiz için üretelim istedik. Bu ilk adımla başladık, böyle devam edeceğiz. Doğala bir ilgi oluştu. Herkes artık doğal ürünler yemek, giymek istiyor. Biz de inşallah buna bir katkıda bulunmuş oluruz” diye konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Bakan Ersoy, Yunan mevkidaşı ile "Romeo ve Juliet" oyununu izledi Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy ile Yunanistan Kültür Bakanı Lina Mendoni, William Shakespeare’in unutulmaz eseri "Romeo ve Juliet" oyununun Atatürk Kültür Merkezi’ndeki (AKM) gösteriminde bir araya geldi. Oyun, Türkiye’den Devlet Tiyatroları ve Yunanistan’dan Atina Konser Salonu Megaron ve Yorgos Lykiardopoulos kültürel organizasyonu Lykofos ortak projesiyle Ege’nin her iki yakasında tiyatro severlerle buluşuyor. Yunanistan ve Türkiye’den sanat kurumları ile sanatçıları bir araya getiren proje, iki ulus arasında köprü kurmayı hedefliyor. Dün İstanbul’da ilk gösterimi yapılan ve 28 Nisan’a kadar sahnelenmeye devam edecek esere ilişkin AKM’de gerçekleştirilen basın toplantısında Bakan Mehmet Ersoy, Bakan Lina Mendoni ile verimli bir görüşme gerçekleştirdiklerini ve değerlendirmelerde bulunduklarını söyledi. Basın toplantısında konuşan Bakan Ersoy, "Bugün değerli mevkidaşım, Yunanistan Kültür Bakanı Sayın Lina Mendoni ve beraberindeki heyeti misafir ettik. Verimli bir görüşme gerçekleştirdik; değerlendirmelerde bulunduk. Şimdi ise çok güzel bir sanat birlikteliği vesilesiyle buradayız. Devlet Tiyatrolarımız ile Pire Belediye Tiyatrosunun ortak bir proje çerçevesinde sahneye koyduğu Romeo ve Juliet oyununun İstanbul galasını izleyeceğiz” dedi. "Sanatın evrenselliği insanlık için daima ortak bir çatı olmuş; en güzel, en anlamlı birlikteliklere ev sahipliği yapmıştır" diyen Ersoy, sözlerine şöyle devam etti: “Bizler de buna sahip çıkmanın, katkı ve değer sunmanın gayretindeyiz. İnanıyorum ki bu proje sadece bir başlangıç olacak, önümüzdeki dönemlerde sanatın diğer alanlarına da yayılacaktır. Romeo ve Juliet, Shakespeare’in eşsiz kaleminden çıkmış ölümsüz bir klasik. Bizler ise bu eseri, sanatçılarımızın kendi kültürel ve tarihsel geçmişlerinden ilham alarak yeniden yorumladıkları bir temsille sahneye taşıyoruz. Oyundaki aileler kendi aralarında anadillerinde konuşurken bir araya geldiklerinde, bildikleri tek ortak dil olan İngilizce ile iletişim kuracaklar. Bu yaklaşım, farklı dillerin ve kültürlerin etkileşimiyle insan doğasının derinliklerine inerek evrensel duyguları keşfetmeyi amaçlamaktadır. Esere günümüz dünyasından açılan bu çağdaş bakış açısı ve yeni yorum vesilesiyle Türkiye ve Yunanistan’ın köklü kültürel mirasını da bir araya getirmiş ve iki ülke arasında derinleşen kültürel diyaloğu sembolize etmiş olacağız. Provalar 18 Şubat’ta, Yunanistan’da başlamıştı. Yönetmen Lefteris Giovanidis’in rejisiyle sahneye taşınan eser, Türkiye’de sanatseverlerle buluşmasının ardından Mayıs ayında, Atina’da perdelerini açacak ve iki ülkede toplamda 13 temsil gerçekleştirilecek. Ayrıca 17-27 Mayıs 2024 tarihleri arasında, Antalya’da düzenlenecek olan 14’üncü ‘Devlet Tiyatroları Antalya Uluslararası Tiyatro Festivali’nde yer almasını da planlıyoruz. Yine yaz aylarında ve önümüzdeki tiyatro sezonunda Türkiye’nin ve Yunanistan’ın farklı şehirlerinde sahnelenmesi, Avrupa’daki prestijli tiyatro festivallerine katılımı söz konusu olacak. Türkiye ve Yunanistan arasındaki kültürel ilişkilerin geliştirilerek daha ileri boyuta taşınması adına bundan sonra da Yunanistan’ın ilgili kurum ve kuruluşlarıyla eşgüdüm ve iş birliği içerisinde çalışmaktan memnuniyet duyacağımızı ifade etmek isterim. Sayın Bakan’a, Pire Belediye Tiyatrosunun ve Devlet Tiyatrolarımızın çok değerli sanatçılarına ve Sayın Lefteris Giovanidisi’in şahsında, sahne arkasında bu esere emek veren bütün ekibe teşekkür ediyorum. Sanatseverleri bu özgün ve özel temsili izlemeye davet ediyor, hepinize saygılar sunuyorum” dedi. Yunanistan Kültür Bakanı Lina Mendoni ise eserin sahneye konulma sürecinden bahsederek, Türk- Yunan ilişkileri bakımından oyunun İstanbul’da izleyicilerle buluşmasından dolayı mutluluk duyduklarını ifade etti. Romeo ve Juliet’in en güzel aşk hikayesi, aynı zamanda da bir drama olduğunu belirten Mendoni, "Bu oyun bir başlangıç olabilir. İki toplumun kültürel bağlarımızı daha da yüksek hale getirebiliriz. Sadece devlet düzeyinde değil, özel kuruluşlar arasında da ortak projelerin ve ikili işbirliklerinin olduğunu öğrenmekten mutluluk duyuyoruz. Yakın zamanda sizleri Atina’ya 16 Mayıs’ta sahnelenecek oyuna da bekliyorum. Eminim oyun, Atina’da da çok iyi karşılanacak" diye konuştu. Bakan Ersoy ve Mendoni, ortak basın toplantısının ardından AKM Tiyatro Salonu’nda sahne alan "Romeo ve Juliet" oyununu birlikte takip etti.