ASAYİŞ - 26 Kasım 2025 Çarşamba 14:08

Akrabaya küfür tartışması kanlı bitti

A
A
A
Akrabaya küfür tartışması kanlı bitti

Kocaeli’de ’akrabaya küfür’ iddiasıyla başlayan kavgada servis şoförü meslektaşını boynundan ve karnından bıçakladığı gerekçesiyle yargılanan sanık, "Bıçak kullanmadım" diyerek suçlamaları reddetti.


Olay, 2024 yılının ocak ayında meydana geldi. İddiaya göre, servis şoförlüğü yapan Mücahit K., meslektaşı olan Coşkun Ö.’nün akrabalarına küfür etti. Küfür sebebiyle yaşanan kavgada Mücahit K., Coşkun Ö’yü boynundan, karnından ve kalçasından bıçakladı. Yaralanan Coşkun Ö. hastaneye kaldırılırken, Mücahit K. ise tutuklanarak cezaevine gönderildi. Bir süre sonra ise adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.



"Olayda bıçak kullanmadım"


’Kasten öldürmeye teşebbüs’ suçundan yargılanan sanık, Kocaeli 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nde hakim karşısına çıktı. Duruşmaya tutuksuz sanık Mücahit K., müşteki Coşkun Ö. ve taraf avukatları katıldı. Suçlamaları kabul etmeyen sanık Mücahit K., "Servis taşımacılığı yapmam dolayısıyla müştekiyi tanırım. İkimizde aynı işi yaparız. Olaydan uzun süre geçtiği için detaylarını hatırlamıyorum. Olay günü müşteki, akrabasına küfür ettiğimi iddia etti. Araç içinde bana yumruk attı. Kendimi savunmak amacıyla ben de Coşkun’a yumruk attım. Sonra arkadaşım olay daha fazla büyümesin diye beni arabadan indirdi. Ardından Coşkun ve arkadaşı beni darp etti. Yüzüme yoğun darbe aldığım için hareket edecek durumda değildim. Beni öldürmeye çalıştı. Olay yerinden kaçıp kolluk kuvvetlerine gittim. 2 gün sonra cezaevine girdim. Olayda bıçak kullanmadım. Karşı tarafta bir şey gördüm ancak bıçak mıydı değil miydi bilmiyorum. Nasıl bıçaklandığını bilmiyorum, bıçaklandığını karakolda öğrendim" diye konuştu.



"Karnımdan, kalçamdan ve boynumdan bıçakladı"


Olay gününü anlatan Coşkun Ö., "Olay tarihinde arkadaşım Aytekin’in arabasında oturuyordum, beraber alkol içiyorduk. Abdullah ve sanık gelip bize selam verdi. Mücahit, Ferdi ile telefonla konuşuyordu, küfür ettiğini duydum. Telefonu kapattıktan sonra hangi Ferdi ile konuştuğunu sorduğumda soyadını söyleyerek, ’Eşini ve kızını dağa kaldıracağım’ diyerek küfür etmeye devam etti. Küfür ettiği kişilerin dayımın kızı olduğunu, Ferdi’nin ise bacanağım olduğunu söyleyerek küfür etmemesi gerektiğini söyledim. Mücahit, ’Tasası sana mı kaldı’ diyerek bana da küfür etti ardından yumruk attı. Aramızda itiş kakış yaşandı, yere düştüm. Bu esnada Mücahit gidip aracından bıçak aldı. Karnımdan, kalçamdan ve boynumdan bıçakladı. Gözümü açtığımda hastanedeydim, şikayetçiyim" şeklinde konuştu.


Mahkeme heyeti, adli kontrolün devamına karar vererek duruşmayı erteledi.


Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul L’oréal Türkiye genç bilim kadınlarını ödüllendirmeye devam ediyor Tekno-güzellik şirketi L’Oréal Türkiye’nin UNESCO Türkiye Milli Komisyonu iş birliğiyle yürüttüğü "Bilim Kadınları İçin" programı 23 yıldır devam ediyor. Program, bugüne kadar Türkiye’den 128 bilim kadınını destekledi. Bu yıl Boğaziçi Üniversitesi Biyomedikal Mühendisliği Enstitüsü’nden Doç. Dr. Banu İyisan, Üçlü Negatif Meme Kanseri için tamamen doğal biyomalzemelerle akıllı ve hedefli nanoilaç teknolojileri geliştirmeyi amaçlayan projesiyle ödüllendirildi. Türkiye’nin önde gelen kurumsal sosyal sorumluluk programlarından biri olan "Bilim Kadınları İçin" programında, bu yıl ödül alan bilim kadınları L’Oréal Türkiye’nin ev sahipliğinde gerçekleştirilen tören ile duyuruldu. Bu kapsamda Boğaziçi Üniversitesi Biyomedikal Mühendisliği Enstitüsü öğretim üyesi Doç. Dr. Banu İyisan, tamamen doğal biyomalzemeler kullanarak Üçlü Negatif Meme Kanseri (ÜNMK) tedavisinde hedefli ve akıllı nanoilaç sistemleri geliştirmeyi amaçlayan projesiyle öne çıkıyor. Kadınlarda en sık görülen kanser türü olan meme kanserinin agresif alt türlerinden Üçlü Negatif Meme Kanseri’ne yönelik bu çalışma, mevcut tedavilerin sınırlılıklarını aşmayı hedefleyen önemli bir yaklaşım sunuyor. Eğitim ve araştırma yolculuğu: Almanya’dan Türkiye’ye uzanan bilim kariyeri Programın uluslararası ayağı olan L’Oréal-UNESCO For Women in Science, 140’dan fazla ülkede 4 bin 700’den fazla bilim kadınını desteklemiş ve bu isimlerden 7’si daha sonra Nobel Ödülü’ne layık görülmüştü. Türkiye, bu programın en aktif yürütüldüğü ve en çok destek veren ilk beş ülkeden biri olarak öne çıkıyor. İstanbul Teknik Üniversitesi Kimya Mühendisliği bölümünde lisans ve yüksek lisansını tamamlayan Doç. Dr. Banu İyisan 2012 yılında doktora eğitimi için Almanya’ya taşındı. Leibniz Polimer Enstitüsü’nde biyomedikal nanomalzemeler, kontrollü ilaç salım sistemleri, sentetik biyoloji ve biyosensör uygulamaları üzerine çalıştı; 2016’da Dresden Teknik Üniversitesi’nden doktora derecesini aldı. Doktora sürecinde International Helmholtz Research School for Nanoelectronic Networks (IHRS NANONET) programında nanoteknoloji ve malzeme bilimi üzerine eğitim alan araştırmacı, 2017-2020 yılları arasında Max Planck Polimer Araştırma Enstitüsü’nde yürütülen bir AB projesinde, meme kanseri teşhisi için nanofotonik sistemler geliştirmeye yönelik doktora sonrası çalışmalar yaptı. 2023 yılında Max Planck Partner Grup Lideri seçilerek, MPIP ile uluslararası iş birliğini güçlendirdi. Üçlü negatif meme kanserine yönelik yenilikçi tedavi yaklaşımı Yürüttüğü akıllı hibrit nanoilaç teknolojisi projesiyle, meme kanserinin en agresif alt türlerinden biri olan Üçlü Negatif Meme Kanseri’nin hedefli tedavilere yanıt vermemesi ve mevcut kemoterapi ilaçlarının ciddi yan etkilere yol açması nedeniyle ortaya çıkan ihtiyaca çözüm sunmayı amaçlayan İyisan, proje kapsamında tamamen doğal biyomalzemeler kullanarak Üçlü Negatif Meme Kanseri hücrelerini seçici biçimde hedefleyebilen ve pH gibi çevresel uyarılara duyarlı çalışan akıllı hibrit nanoilaç taşıyıcılarının tasarlanmasını hedefliyor. Bu yaklaşım, tedavi etkinliğinin artırılmasına ve yan etkilerin önemli ölçüde azaltılmasına katkı sağlamayı amaçlarken, sürdürülebilir teknolojilerle geliştirilen sistemin gelecekte farklı agresif kanser türlerinde de uygulanabilir olması hedefleniyor. 2020 yılından bu yana Boğaziçi Üniversitesi Biyomedikal Mühendisliği Enstitüsü’nde görev yapan Doç. Dr. Banu İyisan aldığı fonlarla Biyofonksiyonel Nanomalzeme Tasarım Laboratuvarı’nı kurarak araştırmalarını burada sürdürmeye devam ediyor.