KÜLTÜR SANAT - 02 Haziran 2025 Pazartesi 14:05

Bir köyün hafızası: Maşukiye artık sayfalarda yaşıyor

A
A
A
Bir köyün hafızası: Maşukiye artık sayfalarda yaşıyor

Kartepe Turizm Derneği ve Maşukiye Muhtarlığı öncülüğünde hazırlanan, Mesude Çetinbaş’ın kaleme aldığı "Türkiye’de Bir Çerkes Köyü Maşukiye" kitabının tanıtım günü yoğun katılımla gerçekleşti. Maşukiye’nin köklü tarihini ve kültürel mirasını gelecek nesillere aktarmayı amaçlayan eser, bölgenin sosyokültürel geçmişine ışık tutuyor.



Kartepe Turizm Derneği ve Maşukiye Muhtarlığının öncülüğünde hazırlanan ve Yazar Mesude Çetinbaş tarafından yazılan "Türkiye’de Bir Çerkes Köyü Maşukiye" kitabının tanıtım günü gerçekleşti. Maşukiye Mahalle Konağı’nda gerçekleştirilen tanıtıma Kocaeli Valis İlhami Aktaş, Kartepe Kaymakamı Hasan Öztürk, İl Emniyet Müdürü Faruk Karaduman, Kartepe Belediye Başkanı Mustafa Kocaman, Kartepe Turizm Dernek Başkanı Kamil Öçbe, Maşukiye Mahalle Muhtarı Kemal Mut, Uzuntarla Adige Kültür Derneği Başkanı Sedat Yenişen ve Kocaeli Kafkas Kültür Derneği Başkanı İbrahim Uygun, Ketenciler Çerkes Derneği Başkanı Birgül Özkanlı, STK temsilcileri ve vatandaşlar katıldı. Maşukiye’nin tarihini, köyün kuruluşundan günümüze uzanan süreci konu alan kitapta, bölge halkının ve yerel kültüre ilgi duyanların bilgilendirilmesi amaçlanıyor.



"Eserimiz gelecek nesillere kültürel miras niteliğindedir"


Kitapla ilgili konuşan Yazar Mesude Çetinbaş, "Kuruluşundan günümüze Maşukiyemizin kitabını kaleme aldık ve güzel Kartepemizin kültür turizmine, gençlerimizin kütüphanelerine katkıda bulunduk. 1863 yılında Kafkasya’nın Soçi bölgesinden gelen Vubuk-Çerkes aileleri tarafından, Osmanlı Devleti’nin İzmit Sancağı Derbent birimi altında kurulan köy, ismini dönemin İzmit Mutasarrıfı Maşuk Paşa’dan almaktadır. Halkın alana ilk yerleştiğinde konuştuğu Vubuk dili, günümüzde artık kaybolmuş diller arasında yer almaktadır. Türkiye’nin önemli turizm beldelerinden biri olan Maşukiye’nin kuruluş tarihini, kurucu aile Voçibalar ile birlikte köye yerleşen diğer ailelerin hikâyelerini; Osmanlı Sarayı ile olan yakın ilişkilerini ve akrabalık bağlarını; hanımların süt anneliklerini; Batumlu ailelerin köye ilk yerleşim süreçlerini ve nedenlerini; Karadeniz Bölgesi’nden Maşukiye’ye yapılan göçleri; köyün Cumhuriyet dönemindeki kalkınma çabalarına katkılarını; köylülerin turizme öncülük eden rollerini ve sosyo-kültürel yaşamlarını bu monografik eserde bulabilirsiniz. Hane ve nüfus sayısı az olmasına rağmen köy, Birinci Dünya Savaşı ve Kurtuluş Savaşı’nda şehitler vermiş, Hasan Atakan Paşa gibi generaller, kadın subaylar, doktorlar, bilim insanları ve iş insanları yetiştirmiştir. Türkiye’nin ilk kadın belediye başkanı Leyla Atakan ve pek çok önemli şahsiyetler Maşukiye’den çıkmıştır. Belgelere ve kaynak kişilere dayanarak hazırladığımız bu bilimsel eserimiz gelecek nesillere kültürel miras niteliğindedir. İki senelik çalışmanın ürünü olan bu kitabı yazmak için yüz yüze görüşmeler yaptığımız kaynak kişilere çok teşekkür ediyorum." dedi.



"Eserin sadece gelecek nesillere değil bugün bizlere de anlatılması çok değerli"


Vali Aktaş ise "Doğa cenneti köyümüzde kültürel geçmişinin de öğrenilmesi, bunun sadece gelecek nesillere değil bugün bizlere de anlatılması çok değerli. Bizlere de geçmişiyle ilgili bilgilendirmesini yapacak olan bu eserin kaleme alınmasından baskısına kadar emeği geçen herkese ve tabii ki başta yazarı Mesude Çetinbaş hanımefendiye çok teşekkür ediyoruz. Bu tür çalışmalar bizim geçmişte olan bağlarımızı güçlendirip geleceğe daha güvende bakmamız ve gelecekte atacağımız adımların hem sağlam hem de bilinçli olarak atılmasında fevkalade faydası var." şeklinde konuştu.



"O güzel tarihi kaydetmemek en büyük eksik olurdu"


Herkese teşekkür eden Başkan Kocaman, "Kartepe gelişiyor. Kartepe güçleniyor. Kartepe’nin çok değerli markaları var. Kartepe, Türkiye’nin en kıymetli turizm bölgelerinden, doğa merkezlerinden bir tanesi. Kartepe’nin içerisinde de çok değerli markalar var. İlçemiz, bölgemiz, beldemiz bu kadar güçlenirken, bugünlere nasıl geldiğimizi, geçmişimizi, tarihimizi, kültürümüzü, o zorlukları, o yaşanan sıkıntıları, o göçleri anlatmamak, onları kayıt altına almamak, onları şanlı ve geçmiş, o güzel tarihi kaydetmemek en büyük eksik olurdu bence. O yüzden Mesude ablama, çok teşekkür ediyorum, çok kıymetli bir iş yapıyor. Elbette bu işi tek başına yapmıyor ablamı destekleyen, ona güç veren, bilgi veren, onun yanında olan birçok insan var. Biz zaten onun yanında olmak zorundayız. O başka bir tarafı işin. Ama gönlüyle, yüreğiyle ablamı destekleyen, bugün burada olan, bu programa katılan herkese teşekkür ediyorum." dedi.


Çerkes ve Kafkas müzikleri eşliğinde oyunlar oynandı ve yazar okuyucuları için kitabını imzaladı.



Bir köyün hafızası: Maşukiye artık sayfalarda yaşıyor

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Siirt İdrar yanması şikayetiyle geldi geyik boynuzu taşı ameliyatı oldu Siirt’e idrar yanması şikayetiyle hastaneye gelen Fatih Aslan’da çıkan geyik boynuzu taşı 1 buçuk saatte temizlendi. Siirt’te 34 yaşındaki Fatih Aslan, ateş, üşüme ve idrar yaparken yanma şikayetleriyle hastaneye başvurdu. Yapılan muayene ve testlerin ardından piyelonefrit (böbrek iltihabı) tanısı konuldu ve enfeksiyon tedavisi tamamlandı. Üroloji uzmanı doktor Miraç Ataman, gerçekleştirilen operasyon, hem tıbbi açıdan hem de toplumsal sağlık açısından önemli bir başarı olduğunu söyledi. Ataman, "34 yaşındaki erkek hastamız, ateş, üşüme ve idrar yaparken yanma şikayetleri ile acil servise başvurdu. Yapılan değerlendirme sonucunda piyelonefrit (böbrek iltihabı) tanısı konuldu ve yatış yapılarak enfeksiyon tedavisi başarıyla tamamlandı. Tanı sürecinde yapılan Bilgisayarlı Tomografi (BT) görüntülemesinde böbreğin tamamını kaplayan, sert yapıda(950-1450 HU), literatürde staghorn olarak adlandırılan ve halk arasında ‘ geyik boynuzu taşı ’ diye bilinen büyük taş saptandı. Staghorn taşlar böbreğin tüm boşluklarını doldurup, tekrarlayan enfeksiyonlara ve uzun vadede böbrek fonksiyon kaybına yol açabildiğinden tedavisi hayati önem taşımaktadır. Biz de bu vakamızda, Perkütan Nefrolitotomi (PCNL) yöntemiyle böbreğe küçük bir cilt kesisi üzerinden girerek endoskopik cihazlarla taşları parçalayıp çıkardık. PCNL, özellikle çapı 2 cm’den büyük ve kompleks taşlarda altın standart kabul edilmektedir. Normalde staghorn taşların temizlenmesi uzun süren ve çoğu zaman birden fazla seans gerektiren zorlu bir süreçtir. Modern altyapısı sayesinde, ciltten tek giriş yolu açılarak yaklaşık 1,5 saatlik bir seansta böbreğin tüm taş yükü başarıyla temizlendi" dedi. Hasta Fatih Aslan, hastaneye idrar ağrısıyla geldiğini belirterek, "Böbrekte ciddi bir taş olduğu ve bu taşla doktor ilgilendi Allah razı olsun. Böyle bir taşın en az 3 ameliyatla alınacağı söylenildi. Tek seansta hallolması epey mutlu etti" diye konuştu.
Balıkesir Balıkesir’de üniversiteli gençler çevreci projede görev aldı Edremit ilçesinde üç yıl önce hayata geçirilen Kazdağları Bal Ormanı projesine çok sayıda kişi ve kurum destek oluyor. Balıkesir Üniversitesi Burhaniye Meslek Yüksekokulunda İş-Kur Gençlik Programında istihdam edilen 30 öğrenci de Bal Ormanında kestaneler ile ağaç fidanlarını toprakla buluşturdu. Burhaniye Meslek Yüksekokulu Müdür Yardımcısı İlhan Deveci’nin öncülüğünde Bal Ormanında 26 kilo kestaneyi toprakla buluşturan ve 40 fidanı diken öğrenciler mutluluk yaşadı. Burhaniye Meslek Okulu Müdür Yardımcı İlhan Deveci, bu güne kadar 40 bin fidanın toprakla buluşturulduğunu kaydederken hedefin 120 bin olduğunu söyledi. Projede görev alan öğrencilere teşekkür eden Müdür Yardımcısı İlhan Deveci, "Burhaniye Meslek Yüksekokulu olarak 30 öğrencimizi İş-Kur kapsamında istihdam ediyoruz. Bu Bakanlığımızın gençlere dönük bir projesi. Öğrencilerimiz toplumsal faaliyetlerde görev alıyorlar. Ülkelerine katkı sağlamak için caba sarf ediyorlar. Bu gün de onlarla burada kestaneleri toprakla buluşturduk. Fidanları diktik. Bal ormanı ve Balköy projesine katkıda bulundular. Onları iş hayatına hazırlıyoruz. Onu yaparken de sosyal sorumluluk projelerde önemli faaliyetlerde bulunuyorlar. Öğrencilerime teşekkür ediyorum" dedi. Projeye katılan öğrencilerden Elanur Zariç de, "Bu gün Bal ormanına fidan dikmek için geldik. Kestane tohumlarını toprakla buluşturduk. Fidanlarımızı diktik. Öğretmenlerimizin desteği ile ormanımıza katkıda bulunduk" İrem Çelik ise, "İş-Kur Gençlik programından geliyoruz. Ormanımıza katkıda bulunmak istedik. Şu an fidanlarımızı diktik. Kestane tohumlarını da toprakla buluşturduk" dedi. Esma Yılmaz da, "Burhaniye Meslek Yüksekokulundan geliyoruz. Biz İş-Kurda çalışıyoruz. Harçlığımızı kazanıyoruz. Bu gün arkadaşlarımızla birlikte buraya fidan dikmeye geldik. Kestanelerimizi ektik. Çok mutluyuz. Hocalarımızada çok teşekkür ediyoruz" dedi.