SAĞLIK - 22 Nisan 2025 Salı 10:42

"Uzun süre tedavi edilmeyen reflü kansere yol açabilir"

A
A
A
"Uzun süre tedavi edilmeyen reflü kansere yol açabilir"

Tedavi edilmeyen reflünün ciddi hastalıklara sebep olabileceğini vurgulayan Genel Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Feridun Aysu, "Reflü önlem alınmadığı takdirde, özofagus alt uçta iyileşmeyen yaralara sebep olup ciddi kanamalara sebep olabilir. Ayrıca, yemek borusunun alt ucunda kronik tahriş, uzun yıllar sonunda prekanseröz lezyonlara ve hatta kansere bile yol açabilir" dedi.


VM Medical Park Gebze Hastanesi Genel Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Feridun Aysu, gastroözofageal reflü hastalığı ve cerrahi tedavi seçenekleri hakkında bilgilendirmede bulundu. Reflünün tıpta "mide içeriğinin yemek borusuna geri kaçması" olarak tanımlandığını ifade eden Op. Dr. Aysu, "Reflüyü tetikleyen faktörlerin başında mide fıtığı gelir. Mide fıtığı, mideyi karın boşluğunda tutmaya yarayan diyafram kaslarının gevşeklik göstermesi sonucunda midenin bir kısmının göğüs boşluğuna geçmesidir. Mide asit içeriğini artıran etkenler, reflüsü olan hastada mide sıvısının daha tahriş edici olmasını da tetikler. Baharatlı, yağda kızartılmış, ekşili yiyecekler bunlardan bazılarıdır" dedi.



"Mide ekşimesi görülebilir"


Reflü hastalığında görülen belirtilerden bahseden Op. Dr. Aysu, "Reflü şikayetleri mide ekşimesi, göğüste ağrılı yanma, boğaz ağrısı, kronik öksürük, kusma, ağız kokusu, mide kanaması şeklinde olabilir" diye konuştu.



"Baharatlı yiyecekler ve çikolata reflüyü tetikleyebilir"


Op. Dr. Aysu, reflüye neden olan bazı etkenleri ise "Baharatlı, yağda kızartılmış, ekşili yiyecekler, hazır gıdalar, kahve, çikolata, sigara, stres, mide içi basıncını artıran gastrit ve karın içi basıncını artıran fazla kilo, gebelik, ağır yük kaldırmayı gerektiren işler, ıkınmak ve öksürük" şeklinde sıraladı



"Ciddi kanamalara neden olabilir"


Önlem alınmayan reflünün ciddi hastalıklara sebep olabileceğini söyleyen Aysu, "Reflü önlem alınmadığı takdirde özofagus alt uçta iyileşmeyen yaralara sebep olup ciddi kanamalara sebep olabilir. Ayrıca yemek borusunun alt ucunda kronik tahriş, uzun yıllar sonunda prekanseröz lezyonlara ve hatta kansere bile yol açabilir" ifadelerini kullandı.



"Endoskopiyle teşhis mümkün"


Tanı konma sürecine ilişkin de bilgiler veren Op. Dr. Feridun Aysu, "Reflü şikayetleri ile doktora başvurulması durumunda yapılacak endoskopik inceleme, reflünün varlığıyla ilgili bilgi vereceği gibi beraberinde mide fıtığının eşlik edip etmediğini de gösterecektir. Başka sebeplerle yapılan toraks BT (akciğer tomografisi) incelemelerinde de zaman zaman mide fıtığı tespit edildiğini de görmekteyiz" dedi.



"İlaç kullanımı tercih edilebilir"


Reflüye iyi gelen etkenlere dikkat çeken Aysu, "Reflü için kullanılması önerilen ilaçlar mide asitliğini azaltan ve mide asitli içeriğine karşı özofagus mukozasını koruyacak ilaçlar olacaktır. Bunların kullanımının yanı sıra, risk faktörlerinin azaltılmasına yönelik tedbirler ile şikayetlerini gideremeyen kişiler için ameliyat alternatifi de mevcuttur" diye konuştu.


Reflüde tercih edilen cerrahi tedavileri de anlatan Op. Dr. Aysu, "Reflü hastalığına çoğunlukla mide fıtığı eşlik etmektedir. Mide fıtığına yönelik yapılacak cerrahiye ‘funduplikasyon’ adı verilmiştir. Funduplikasyon cerrahisinde midenin sol diyafram altında bulunan fundus denilen bölümü, özofagus alt ucu etrafına belli ölçülerde sarılır. Günümüzde artık sıklıkla laparoskopik olarak gerçekleştirilen bu cerrahi işlem, hasta açısından kolay atlatılır bir yöntem olmakla birlikte, oldukça yüksek oranlarda da şikayetlerin giderilmesini sağladığından sık tercih edilir olmuştur" cümlelerini kullandı.


Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Samsun ‘Zehirli guatr belirtileri ihmal edilmemeli’ Zehirli guatr hakkında uyarılarda bulunan Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Uzmanı Dr. Esra Tutal, "Tiroit hormonları dokuların büyümesi, beyin gelişimi, kalori harcanması ve oksijen tüketimi gibi hayati görevlerinin yanı sıra kalp, karaciğer, böbrek, iskelet kası ve cilt dokusu üzerinde de etki gösterir. Zehirli guatr, vücudun aşırı miktarda tiroit hormonuna maruz kalmasıdır" dedi. Liv Hospital Samsun Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Kliniği’nden Uzm. Dr. Esra Tutal, ‘zehirli guatr’ hakkında açıklamalarda bulundu. Tiroit bezinin, T3 ve T4 hormonlarını üreten, boynun ön kısmında yer alan, vücudun en büyük endokrin organı olduğunu belirten Uzm. Dr. Esra Tutal, "Tiroit hormonları dokuların büyümesi, beyin gelişimi, kalori harcanması ve oksijen tüketimi gibi hayati görevlerinin yanı sıra kalp, karaciğer, böbrek, iskelet kası ve cilt dokusu üzerinde de etki gösterir. Zehirli guatr vücudun aşırı miktarda tiroit hormonuna maruz kalmasıdır. Bu bazen tiroit bezinden aşırı miktarda tiroit hormonu sentezlenmesinden bazen da tiroit iltihaplarından kaynaklanır" şeklinde konuştu. "Bu belirtilere dikkat" Zehirli guatrın belirtilerine dikkat çeken Uzm. Dr. Esra Tutal, şu bilgileri paylaştı: "Zehirli guatrın nedenine göre değişmekle beraber çarpıntı, sinirlilik, kolay yorulma, ishal, aşırı terleme, sıcağa tahammülsüzlük, normal yemeye rağmen kilo kaybı gibi şikâyetler görülebilir. Bazı hastalarda gözde irileşme ve dışarı çıkma gibi göz kaslarının etkilenmesine bağlı bazı belirtiler, bacak derisinde kızarıklık ve deride kalınlaşma gibi belirtiler de olur." "İlaç tedavisi uygulanabilir" Hastalığın tanısının muayene sonrası kan tetkikleri ile başlayacağını vurgulayan Uzm. Dr. Esra Tutal, "Kanda T3, T4, TSH gibi tiroit hormonları, bazı tiroit antikor değerlerine bakılır. Ayrıca ultrason ve sintigrafi de tanıda kullanılan görüntüleme yöntemlerindendir. Günümüzde zehirli guatrın tedavisinde kullanılan 3 yöntem vardır. Birincisi ilaç tedavisi, ikincisi ameliyat, üçüncüsü ise halk arasında atom tedavisi olarak bilinen radyoaktif iyot tedavisidir. Hangi hastaya hangi tedavinin uygulanacağına hastalığın nedeni, şiddeti ve eşlik eden diğer problemleri göz önünde bulundurularak karar verilir" dedi..
Tunceli Kadın emeği sınırları aştı: Avrupa’dan Tunceli’ye Zembul buluşması Erasmus Plus (Yetişkinler İçin Eğitim) programı kapsamında İtalya, İspanya ve İspanya’nın özerk Bask bölgesinden gelen yaklaşık 15 kişilik grup, Tunceli’de kadın emeğiyle şekillenen Zembul Kadın Kooperatifi’nde ağırlandı. Tunceli’de kadınların emeğiyle hayat bulan Zembul Kadın Kooperatifi, uluslararası bir buluşmaya ev sahipliği yaptı. Erasmus Plus, Yetişkinler İçin Eğitim Programı kapsamında İtalya, İspanya ve İspanya’nın özerk Bask bölgesinden gelen yaklaşık 15 kişilik katılımcı, kooperatifte yürütülen çalışmaları yerinde inceleme fırsatı buldu. Kadınların üretimde, dayanışmada ve yerel kültürün korunmasında üstlendiği rolün öne çıktığı programda, kültürel etkileşim ve tecrübe paylaşımı ön plandaydı. Zembul Kadın Kooperatifi’nin yıllar içinde oluşturduğu üretim modeli ve yapısı, kadın gücünün yerelden uluslararası alana uzanan etkisini bir kez daha gözler önüne serdi. "Bizler projenin Türkiye ortağıyız" Yetişkinler için eğitim programına dahil olma sürecinden bahseden Zembul Kadın Kooperatifi Başkanı Yıldız Gündüz, "Zembul Kadın Kooperatifi olarak Erasmus Plus Projesi kapsamında ağırladığımız 2’nci ekibimiz. 2 proje uyguluyoruz, 2 projede de ortak partnerlerimiz var. Lider kuruluş gelen arkadaşlarımız. Bizler projenin Türkiye ortağıyız. Buradaki amacımız kültürel etkileşim. Yaklaşık 6 yıldır Tunceli coğrafyasında Zembul Kadın Kooperatifi olarak, yöresel yemek üretimi ve kültürel dokunun korunması üzerine elimizden geldiğince yürüttüğümüz bazı çalışmalar var. Bu çalışmaların neticesinde kendimizi uluslararası mecraya taşıdık. Bazı tesadüfler, bazı güzel buluşmalar yaşamış olduk. Erasmus programına bir ortağımızın kızı vesilesiyle dahil olduk. Bizi programa dahil etmelerinin sebebi, farkında olmadan sosyal bir işçi kooperatifi kurmuş olmamız, onların ilgisini çeken uydu. Tunceli gibi küçük ve zor bir coğrafyada, çok az nüfusa sahip olan bir şehirde böyle bir yapılanma ilgilerini çekmişti ve çok başarılı bulunmuştu" diye konuştu. "Bu benim için çok ama çok güzel bir deneyim oldu" Çalıştığı tüketim örgütünün değişim programı kapsamında Bask bölgesinden gelen Oihana Galardi, "Bu değişim programının organizatörleri bizi davet etti ve bu kapsamda Tunceli’de, Zembul Kadın Kooperatifinde çalışan kadınlarla bir araya geldik. Onların nasıl çalıştığını ve üretim yaptığını burada görmek gerçekten çok ilgi çekiciydi. Bu benim için çok ama çok güzel bir deneyim oldu. Buraya gelmekten ve özellikle bu kooperatifteki herkesle tanışmaktan büyük mutluluk duydum. Yaptıkları işler ve bunu yapma biçimleri gerçekten çok ama çok etkileyiciydi" dedi. İspanya’nın özerk Bask bölgesinde yaşayan Clotaire Nteıenou ise Tunceli’ye 3’üncü kez geldiğini belirterek, "Tunceli’ye 3’üncü kez geliyorum ve Erasmus Plus projesi sayesinde yeni yerler ve tatlar keşfetmenin oldukça kıymetli olduğunu düşünüyorum. Avrupa projeleri tasarımcısıyım ve aynı zamanda eğitmen olarak çalışıyorum. Erasmus Plus kapsamında Avrupa projelerinde 10 yıllık bir deneyimim var ve buraya 3’üncü gelişim. Her gelişimde yerel kültürle ilgili yeni şeyler keşfediyorum genel olarak söyleyebileceğim ise buradaki insanların çok misafirperver olduğu. Bu görüşümü özellikle Zembul Kooperatifi deneyimi üzerinden söyleyebilirim. Çünkü onlar bizim bu organizasyonda ana paydaşımız. Bize yerel gerçekliği gösteren bu gerçekliği keşfetmemize imkan sağlayan bir yapı. Gittiğimiz her yerde bize Zembul’u bilip bilmediğimizi soruyorlar bizler de bildiğimizi söylüyoruz" diye konuştu.
Mersin Mersin’de Çocuk Meclisi üyeleri sertifikalarını Başkan Seçer’den aldı Mersin Büyükşehir Belediyesinin 1. Dönem Çocuk Meclisinin son toplantısında çocuklarla bir araya gelen Başkan Vahap Seçer, demokrasi kültürünün küçük yaşlarda kazanılmasının önemine dikkat çekerek, görev süresi sona eren üyelere sertifikalarını verdi. Türkiye Belediyeler Birliği (TBB) Başkan Vekili ve Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer ile eşi Meral Seçer, geçtiğimiz günlerde açılan Sosyal Yaşam Merkezi Silifke Yerleşkesinde, Büyükşehir Belediyesinin 1. Dönem Çocuk Meclisinin son toplantısında çocuk meclis üyeleriyle bir araya geldi. 2 yıl boyunca düzenli aralıklarla toplanarak kentle ilgili görüş ve önerilerini dile getiren Çocuk Meclisi üyeleri, görev sürelerini tamamlamalarının ardından dönem sonu sertifikalarını Başkan Seçer’den aldılar. Buluşmada, Çocuk Meclisinin çocukların küçük yaşta karar alma süreçlerine dahil olmasına katkı sunan önemli bir yapı olduğuna değinildi. "Demokrasi çocukluk yıllarından çocuklarımıza o kültürü vermekle büyüyecek ve gelişecek" Başkan Seçer Çocuk Meclisinde gerçekleştirdiği konuşmasında; demokrasinin çocukluk yıllarından itibaren çocuklara o kültürü vermekle büyüyüp, gelişeceğini, kurum ve kurallarıyla ülkede işler hale geleceğini kaydetti. Türkiye demokrasisinin genç bir demokrasi olduğunu dile getiren Seçer, "Bizim yaklaşık olarak 150 yıllık bir demokrasi tarihimiz var ama bugün dünyanın demokrasisi gelişmiş ülkeleri bizden çok daha önce bunun mücadelesini verdi. Toplumlar, bu uğurda çok acılar yaşadı ama emekleye emekleye, önce yürüyen, sonra koşan, sonra depara kalkan demokrasi bugün onların en saygın ülkeler olmasını sağladı" dedi. "Demokrasi demek; refah, barış ve kardeşlik demek" Demokrasinin, insanlığın güzelliğine dair ne varsa o demek olduğunu belirten Seçer, "Demokrasi demek; özgür yaşam demek. Kendi kararlarımızı kendimiz almamız, hayatımızı kendimiz şekillendirmemiz, toplumu, ülkemizi ve dünyayı kendimizin şekillendirmesi demek. Demokrasi demek; refah, barış, kardeşlik ve savaşların olmaması demek. Türkiye’de her sorundan önemlisi, eğer demokrasimizi kurum ve kurallarıyla oturtabilirsek emin olun ne demokrasi sorunu ne terör sorunu ne gelir dağılımında adaletsizlik sorunu ne de eğitimde ve diğer alanlarda sorunlar kalır hiçbir sorunumuz kalmaz" diye konuştu. "Çocuk Meclisi üyelerimiz sıkı mesai yapıp, çok güzel çalışmışlar" Mersin Büyükşehir Belediyesi olarak, kendilerinden sonraki kuşakların demokrasi kültürüyle küçük yaşta tanışmaları için Çocuk Meclisini uygulamaya koyduklarını hatırlatan Seçer, "Çocuk Meclisi üyelerimiz görüyorum ki çok sıkı mesai ve çok güzel çalışmalar yapmışlar. Bunlarla gurur duyuyoruz. Meclis üyelerimiz Mersin’e ve toplumun taleplerine dair hangi sorunlar varsa bunları da meclise önerge şeklinde taşımışlar, daha sonra bunları tavsiye kararı olarak sunup, bize yol göstermişler" ifadelerine yer verdi. "Mersin siyasetinin gerçekleri Çocuk Meclisine de yansıyor" Seçer, meclis üyelerinin halkın iradesini yansıttıklarını ve halkın taleplerini temsil edip, dile getirip, hayata geçmelerini sağladıklarını kaydetti. Yaş haddinden dolayı üyeliği sona erenlere yaptıkları çalışmalar için teşekkür ederken, görevine devam edecek Çocuk Meclisi üyelerine de başarılı çalışmalar dileyen Seçer, "Seçimler rekabet havasında geçiyor ama Mersin siyasetinin gerçekleri Çocuk Meclisine de yansıyor. Mersin siyasetinde bir merkez, bir de batı yani 2. bölge ayrımı vardır. Seçimlere gittiğimde beni meclis başkanı ve o dönemin meclis başkan vekili karşılamıştı. Meclis başkan vekilimiz bana dedi ki; ‘Başkanım biz şu anda ittifak yaptık, Anamur, Mut’u yeneceğiz’ dedi. Gerçekten seçimlere girdiler ve yendiler. Siyaseti daha çocuk yaştan öğrenmişler ve seçimleri kazandılar" dedi.
Bursa Taksicilerden vefa...Ölen muhabbet kuşları için mini mezar yaptılar Bursa’nın Mudanya ilçesinde taksi durağı sakinleri, Berduş adını verdikleri muhabbet kuşu ölünce onun anısını yaşatmak için taksi durağının yanına mini mezarlık yaptılar. Ömerbey Mahallesi Bursa Asfaltı Caddesi üzerinde bulunan Mudanya Taksi Durağı’nda beslenen ve "Berduş" adı verilen muhabbet kuşunun ölümü, duraktaki şoförleri derinden üzdü. Durağın adeta maskotu haline gelen Berduş’u çöpe atmaya gönülleri razı olmayan taksiciler, kendi imkânlarıyla mini bir mezarlık yaptı. Uzun süredir durakta yaşayan Berduş’un, şoförler arasında "durağın muhabbetçisi" olarak anıldığını belirten esnaf, kuşun yalnızca bir hayvan değil, günlük hayatın neşe kaynağı olduğunu dile getirdi. Şoförler, "Bizlerle konuşur, seslenir, müzikler çalardı. Can taşıyan bir canlıydı. Çok seviyorduk. Kaybettiğimizde gerçekten çok üzüldük" ifadelerini kullandı. Berduş’un ölümü sonrası onu çöpe atmayı hiç düşünmediklerini vurgulayan taksiciler, "Kuşlarımız da bir can taşıyor. Neden çöpe atalım? Bir mezarı olsun istedik" dedi. Bu düşünceyle durağın yanına küçük bir mezar yapan şoförler, Berduş’u her gün hatırladıklarını söylediler. Mini mezarlığı gören vatandaşların hüzün yaşaması da dikkat çekti. Taksicilerin bu davranışı, hayvan sevgisi ve vefa duygusunun anlamlı bir örneği olarak takdir topladı.