ASAYİŞ - 13 Ekim 2021 Çarşamba 16:30

Virüse yenik düşen kadının karnındaki bebeği son anda kurtardılar

A
A
A
Virüse yenik düşen kadının karnındaki bebeği son anda kurtardılar

Kocaeli’nin Gölcük ilçesinde korona virüse yakalanan 7,5 aylık hamile kadın, tedavi gördüğü hastanede bebeğinin sezaryenle alınmasının ardından hayatını kaybetti.

Kocaeli’nin Gölcük ilçesinde korona virüse yakalanan 7,5 aylık hamile kadın, tedavi gördüğü hastanede bebeğinin sezaryenle alınmasının ardından hayatını kaybetti. Eşini kaybetmenin acısını yaşayan Ümit Kazın ise herkesi aşı olması konusunda uyardı.


Edinilen bilgiye göre Gölcük’te yaşayan ve 7,5 aylık hamile olan Aslıhan Kazın, kendini kötü hissedince hastaneye giderek korona virüs testi yaptırdı. Testin pozitif çıkmasının ardından evde karantina süreci geçiren Kazın, eşinin de korona virüse yakalandığı dönemde sağlık durumu ağırlaşınca, ambulansla Derince Eğitim ve Araştırma Hastanesine kaldırılarak tedaviye alındı. Hastanede durumu daha da kötüye giden Kazın’ın tedavisinin yoğun bakımda devam etmesi gerektiğine karar veren doktorlar, bebeğinin ise sezaryenle alınması gerektiğini ailesine bildirdi. Bebeği zarar görmemesi için aşı olmadığı öğrenilen Kazın’ın bebeği, ailesinin de onayı sonrasında sezaryenle alındı. Bebeği alındıktan sonra yoğun bakımda tedavisi süren Kazın, önceki gün fenalaşarak hayatını kaybetti.



Bebeğin sağlık durumu iyi


Hayatını kaybeden Aslıhan Kazın’ın cenazesi, dün Çenedağ Mahallesindeki Harmantarla Camii’nde ikindi vakti kılınan namazın ardından Şehitlik Mezarlığı’nda yakınlarının gözyaşları arasında toprağa verildi. Kazın’ın 7,5 aylık kız bebeğinin ise hastanede kuvözde tedavisinin sürdüğü öğrenildi.


“Çocuğumuza zarar verir düşüncesiyle aşı olmadı”


Eşini kaybetmenin acısını yakınlarının taziyeleri ve bebeğinin kurtarılması ile bastırmaya çalıştığını söyleyen Ümit Kazın ise aşı olmayanları aşı olmaya davet etti. Daha önceden bir bebeklerini düşük yaparak kaybetmelerinin ardından eşinin bebeğini kaybetme korkusuyla aşı olmadığını dile getiren Ümit Kazın, “Çocuğumuza zarar verir düşüncesiyle aşı olmadı. Aramızda ‘ol-olma’ konusu geçmedi ama ben saygı duydum kararına. Sonra virüse yakalandık. ‘Hiç başımıza gelmez, bizde olmaz’ dedik ama maalesef yakalandık. Önce eşim yakalandı sonra bana bulaştı” dedi.



“Kimsenin bu acıyı yaşamasını istemiyorum”


Kendisinin ciğerlerinden hassas olmasına rağmen eşinin daha ağır hastalık geçirdiğini anlatan Kazın, “Ben normalde ciğerlerinden hassas olan biriyim. Normalde beni çok etkilemesi lazım. Ben birinci aşımı hastalıktan iki gün önce olmuştum. Ağır geçirmememin sebebini ona bağlıyorum. Sonra eşimin durumu evde ağırlaşınca ambulans çağırdım, hastaneye kaldırdılar. Hastaneye yattıktan 6 gün sonra durumu ağırlaşınca çocuğu aldılar. Kız çocuğum yedi aylık dünyaya geldi. Şu an kuvözde yaşıyor. Doğumdan bir buçuk hafta sonra eşim rahmetli oldu. Çocuğumuzu göremeden gözlerini kapattı. Herkese aşıyı tavsiye ediyorum. Kimsenin bu acıyı yaşamasını istemiyorum. Kızımı virüs tedbirleri olduğu için sadece bir kez görebildim. Şu an sağlığı gayet yerinde” diye konuştu.



“Bilseydim götürüp aşısını ben yaptırırdım”


Kızını kaybetmenin acısını yaşayan Aslıhan Kazın’ın babası Öztürk Yıldız ise “Kızım rahatsızlandı, koronavirüsten götürdüler hastaneye. Hastanede 2 gün normal kaldı, üçüncü gün ‘çocuğunu alacaklar’ dendi. Çocuğu aldılar. Daha sonra yoğun bakıma yatırdılar. Yoğun bakımdayken hastalık ciğerlerini sardı. Doktorlarımız sağ olsun hepsi mücadele etti ama kurtaramadılar. Ne yapalım, Allah’ın takdiri, kader böyle. Ama tavsiyem kimse korkmasın herkes aşısını yaptırsın. ‘Hastalık, kısırlık yapıyor’ diye sakın düşünmesinler. Ben üçüncü aşımı vuruldum, dördüncüyü deseler Vallahi vurulurum. Sonra pişmanlık da fayda vermez. Bilmiyordum kızımın aşı olmadığını, bilseydim götürüp aşısını ben yaptırırdım. Çocuğa sebep böyle bir karar aldı. Aşı olsa belki kendisini kurtarırdık” şeklinde konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Yozgat İç Anadolu’da kuraklık hububat üreticilerini endişelendiriyor Türkiye’nin önemli tarım merkezlerinden biri olan Yozgat’ta etkisini gösteren kuraklık ve yağış yetersizliği bazı bölgelerde ekili hububat alanlarında sararmaya yol açarken çiftçiler verim endişesi yaşıyor. Yozgat’ta yağışların mevsim normallerinin altında kalması kuraklık endişesini artırdı. Hava sıcaklıklarının artması ve yağış yetersizliği ile Yerköy ilçesinde bazı alanlarda ekinler sararmaya ve kurumaya başladı. Kış mevsimini yağışsız geçiren çiftçiler Mayıs ayında da yağmur yağmaması durumunda buğdayın boy atmadan sararıp kurumasından endişe ediyor. Son yılların en kurak döneminin yaşandığı Yozgat’ta birçok bölgede çiftçiler yağmur duasına çıkıyor. “Bitkiler kurumaya yüz tuttu” Orta Anadolu’da ciddi anlamda kuraklığın etkisinin hissedilmeye başlandığını belirten Yozgat Bozok Üniversitesi Ziraat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Güngör Yılmaz, Yozgat ve ilçelerinde arazilerin büyük kısmında tahıl ürünlerinin hakim olduğunu söyledi. Yılmaz, “Tabi bu yıl yeterince kar yağmadı, miktar olarak çok azdı ve ancak toprak yüzeyini kapladı, bıraktığı su miktarı da çok fazla olmadı. Nisan ayı itibariyle hem sıcaklıkların artması hem de yağışın olmamasıyla çok ciddi anlamda kuraklığın etkisini hissetmeye başladık. Arazide ve tahıl alanlarında gördüğümüz gibi yağışın yetersiz, sıcaklığın yüksek ve sulama imkanının olmadığı yerlerde bitkiler adeta kurumaya yüz tuttu. Bu aşamadan sonra bu tür tarlalardan ürün, verim almak mümkün değil. Ama yeterince sulayanlar için hiçbir problem yok. Ancak suyunuz yoksa şu an da Orta Anadolu üreticisi kuraklığın pençesinde ve büyük ölçüde buğday ve arpadan ya verim alamayacak ya da çok az verimle yetinecek gibi gözüküyor.” dedi.
Denizli Denizli’nin coğrafi işaretli ürünleri Avrupa’ya çıkacak DENİZLİ(İHA) – Denizli Valiliği AB ve Dış İlişkiler Bürosu ile Denizli İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü ortaklığında yürütülen Güney Ege Kalkınma Ajansının (GEKA) Teknik Destek Programı kapsamında desteklediği, “Coğrafi Ürünler Avrupa Yolunda” projesinin eğitim faaliyeti tamamlandı. Denizli Valiliği AB ve Dış İlişkiler Bürosu ile Denizli İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü ortaklığında yürütülen Güney Ege Kalkınma Ajansının (GEKA) Teknik Destek Programı kapsamında desteklediği Denizli’de Coğrafi İşaret tescili almış veya başvuru aşamasındaki 15 ürünün başvuru sahibi kurumlarından temsilcilerin katıldığı eğitim faaliyeti, 15 Nisan-19 Nisan 2024 tarihleri arasında Denizli Valiliği’nde gerçekleştirildi. Tüm ilgili kuruluşlar bu proje sonunda kendi başvurularını yapabilecek yeterliliğe ulaşırken ilgili çalışanları da söz konusu alanda yeterli donanıma ve niteliğe ulaşmış olacak. Böylece Denizli’de bu alanda yetkinlik kazanan kurumların çalışanları bir araya gelerek ortak çalışma yürütebilecekler. Birçok ürün uluslararası coğrafi işaret tescili alacak Faaliyete katılanlara ilk etapta “Coğrafi İşaret Uluslararası Tescil Sistemleri ve Başvuru Formları” hazırlama eğitimi verildi. Projenin danışmanlık hizmeti aşamasında ise önümüzdeki ay, “Uygulamalı AB Coğrafi İşaret Tescil Dosyası Örneği Oluşturma” danışmanlığı verilecek. Eğitim ve danışmanlık faaliyetleri sonucunda, Denizli’ye ait birçok ürün uluslararası coğrafi işaret tescili alacak. Uluslararası alanda tescillenen ürünler, Denizli’nin ve ülkenin ekonomisine katkı sağlayacak olup alanında tanınırlığı sağlanırken turizm gelirinin de artacağı ön görülüyor. Uluslararası görünürlük artacak Eğitim ve danışmanlık faaliyeti bitiminde Babadağ Kekik Balı, Buldan Bezi, Buldan Kestanesi, Denizli Kekiği, Denizli Leblebisi, Denizli Traverteni, Denizli Çalkarası Üzümü, Honaz Kirazı, Tavas Baklavası, Çameli Elmalı Bezi, Kale Biberi, Çameli Fasulyesi, Çameli Kilimi, İsabey Çekirdeksiz Üzümü ve Acıpayam Kavunu için ilgili kurumlar AB Coğrafi İşaret Tescili başvurularını tamamlayacaklar. Uluslararası tescilleri tamamlanan ürünler alanında Denizli’nin tanınırlığını ve ekonomisini artırmakla kalmayıp ülkeye uluslararası görünürlüğünü de önemli ölçüde arttıracaktır.
Malatya Yeşilyurt’ta sanatsal ve kültürel kurslara yoğun ilgi Yeşilyurt Belediye Başkanı Prof. Dr. İlhan Geçit, Kiltepe Mahallesinde faaliyetlerine devam eden Yeşilyurt Mesleki Eğitim ve Yaşam Merkezinde açılan 15 kursa 250’e yakın kursiyerin katıldığını, farklı alanlarda verilen eğitimlere gösterilen ilginin kendilerini mutlu ettiğini söyledi. Yeşilyurt’un kültürel ve sanatsal açıdan zengin alt yapısını ön plana çıkarmanın yanı sıra hobi ve meslek edindirme kurslarıyla 7’den 70’e tüm vatandaşların sosyal hayatlarını daha nitelikli hale getirmek hedefiyle Kiltepe Mahallesi’nde hizmete sunulan Yeşilyurt Mesleki Eğitim ve Yaşam Merkezi’ndeki sanatsal ve kültürel kurslara gösterilen ilgi, her geçen gün artmaya başladı. Dört kat üzerinde faaliyetlerine aralıksız devam eden eğitim merkezinde 4 ile 6 yaş aralığındaki çocuklara yönelik başlatılan Erdem Okullarının yanı sıra kuaförlük, gastronomi, halk oyunları, bilgisayar, aşçı yardımcılığı modelistlik, trikotaj, tekstil ara elemanı ve farklı branşlardaki meslek edindirme kurslarının yanı sıra Kur’an-ı Kerim, gitar, resim, halı dokuma, örgü, robotik kodlama, dron, akıl oyunları ve yazılım kursları düzenleniyor. Yeşilyurt Mesleki Eğitim ve Yaşam Merkezi sunduğu kaliteli hizmetler ile toplumdaki deprem travmasının atlatılmasında önemli bir rol oynarken, şehrin farklı noktalarından gelen vatandaşlar buradaki kurslarda hem kaliteli zaman geçiriyor hem de meslek sahibi olarak hayatına farklı bir pencere açıyor. Kursların çok verimli geçtiğini söyleyen kursiyerler, kendilerine bu tür ortamlar sunan Yeşilyurt Belediyesi’ne teşekkürlerini sundular. Yeşilyurt Mesleki Eğitim ve Yaşam Merkezi Koordinatörü Ümmü Gülsüm Alkan ise, kurslara yoğun bir talep olduğunu ifade etti. Yeşilyurt Belediye Başkanı Prof.Dr.İlhan Geçit ise, "Yeşilyurt’un fiziksel dönüşümünün yanı sıra vatandaşların sosyal hayatlarını nitelikli hale gelmesinde önemli rol oynayan kültürel ve sanatsal çalışmalara ve meslek edindirme kurslarına ayrı bir önem verdiklerini söyledi.
Adıyaman Adıyaman’daki İsias Otel duruşmasına ara verildi Adıyaman Adliyesi’nde görülen İsias Otel Davası’nın 2. duruşmasına ara verildi. Adıyaman 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen, 72 kişinin hayatını kaybettiği İsias Otel davasında 3’ü tutuklu 11 sanığın yargılaması sürüyor. Birleşik dosya kapsamında sanıklar, müştekiler, sanık ve müşteki avukatlarına söz veren mahkeme heyeti daha sonra müşteki avukatlarının özel olarak hazırlattığı ve mahkemeye sunulan uzman raporlarıyla ilgili raporu hazırlayan uzmanlar dinlendi. Doğu Akdeniz Üniversitesi Mimarlık Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yonca Hürol, “40 yıldır mimarlık öğrencilerine taşıyıcı sistemlerin nasıl tasarlanması gerektiğini öğretiyorum. İsias Otel binasının ilk projesi, mimarı projede öncelikle yönetmeliklere uyulmadığını düşünüyorum. 1975 yönetmenliğine göre daha fazla perde duvar kullanılmalıydı. İnşaat mühendisinin otel sahibini uyarması gerekiyordu. İlk projede mal sahibi, belediye görevlileri, mühendislerin sorumluluğu var. İkinci projede ise 5 yılı bittiği için tekrar inşaat projesi yapılması gerekirdi. Karkas yapı 1998 yönetmeliğine uymamıştır. Projede çok duvar yükü bindirilmiştir. Zaten zayıf olan kirişleri ve döşemelere çok fazla yük bindirilmiş. Özellikle inşaat projesine uyulmadığını düşünüyorum. Sonuç olarak bütün ekibin hatalı kusurlu olduğu kanısındayım” dedi. Doğu Akdeniz Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Serhan Şensoy ise, “Ortada 1993 yılında yapılmış ve bununla ilgili statik hesapların olduğunu, ancak 2001 yılında yapılan projede sadece mimari proje olduğunu gördük. Biz projede tartışma konusu olabilecek hiçbir kusuru dikkate almadık. Kolon etriyelerinde sıklaştırma yapılmadığı, tadilat mimari projesinde mevcut asansörün arkasına iki asansör eklendiğini gördük. O bölgede kiriş olduğunu, ancak bununla ilgili sabit mi değil mi bilmiyoruz. Otele çevrilirken ek duvarlar yapıldığı, binanın kendi ağırlığında bir artış var. 2016 yılındaki ek bir kat yüklendiği biliyoruz. Buraya kat ekliyorsanız, ek yüklerde koymak zorundasınız" ifadelerini kullandı. ODTÜ İnşaat Mühendisi Prof. Dr. Haluk Suçuoğlu’da rapora ilişkin, “Deprem yönetmenliğinin hazırlanmasında görev yaptım. 1993 yılında yapılan İsias Otel 1975 deprem yönetmenliğine göre yapılmış. Binanın uygulaması projeye uygun olmamış. 2003 yılında otele dönüştürüldüğünde deprem yönetmenliği değişmesine rağmen binada değişiklik yapılmamış. Bu binanın sıkılaştırmasında ana ve tali unsurlar var. Ana unsur, ilk yapılan projeye göre inşa edilmemiştir. 1998 yönetmenliğinde daha ilave hükümler gelmesine rağmen binada değişiklik yapılmamış” ifadelerini kullandı. Cumhuriyet Savcısı ise, “Tutuklu bulunan sanıkların tutukluluk haline, adli kontrol olanların adli kontrolünün devamına” şeklinde mütalaa verdi. Müşteki yakınlarına söz verildi. Müşteki avukatları mütalaalarını verdi. Müşteki avukatlarından birisi, tutuksuz sanık Efe Bozkurt’un, mahkemeye mazeretsiz gelmemesinden dolayı tutuklanması için yakalanmasını talep etti. Sanık avukatlarının mütalaasına geçilmeden, mahkeme heyeti duruşmaya 45 dakika ara verdi.