GENEL - 25 Mayıs 2017 Perşembe 10:23

Kızını Danimarka’daki eşinden kaçırdığı iddia edilen baba konuştu

A
A
A
Kızını Danimarka’daki eşinden kaçırdığı iddia edilen baba konuştu

Dünyaya geldikten sonra Danimarka devleti tarafından elinden alınan kızına 3,5 yıllık mücadelenin ardından kavuşan baba Tahir Akgül, eşinin kızlarını kaçırdığı iddialarını reddederek, "Şu anda resmi olarak yanımda kalmasında hiçbir sakınca yok.

Dünyaya geldikten sonra Danimarka devleti tarafından elinden alınan kızına 3,5 yıllık mücadelenin ardından kavuşan baba Tahir Akgül, eşinin kızlarını kaçırdığı iddialarını reddederek, "Şu anda resmi olarak yanımda kalmasında hiçbir sakınca yok. Mahkeme kararım var. Mahkeme kararı bana velayeti verdi” dedi.


Danimarka’nın başkenti Kopenhag’da yaşayan Tahir Akgül’ün kızı K.A., dünyaya geldikten 20 gün sonra Danimarka devleti tarafından annenin psikolojisinin bozuk olduğu gerekçesiyle aileden alındı. 3,5 yıllık mücadelenin ardından kızını Danimarka devletinden almayı başaran baba Tahir Akgül, annenin psikolojik sorunları nedeniyle kızının tekrar Danimarka devleti tarafından alınacağını düşünerek kızını Türkiye’ye getirme kararı aldı. Kızıyla birlikte Türkiye’ye kesin dönüş yapan Akgül, mahkemeye boşanma ve velayet davası açtı. Baba Tahir Akgül, açılan velayet davası neticesinde kızının geçici velayetini alarak Konya’da yaşamaya başladı. Baba Tahir Akgül, Kopenhag’da bulunan eşi S.A.’nın kızını kaçırdığına yönelik iddialarını kabul etmeyerek açıklamalarda bulundu.



“Devlet tarafından çocuğum elimden alındı”


Yaşanan süreci İHA’ya anlatan Tahir Akgül, “Ben aşağı yukarı 5 sene önce Danimarka’ya gittim evlenerek. Bir sene sonra benim çocuğum Kübra dünyaya geldi. Kübra dünyaya geldikten 20 gün sonra eşimin eskiden geçirdiği ve içinde bulunduğu psikolojik durumdan dolayı devlet tarafından çocuğum elimden alındı. Gerekçesi de eşimin psikolojik durumuydu. Kızımı bana da vermediler, çünkü ben yeni gitmiştim, onların gerekçesi de buydu. Daha entegre olamamıştım, bu yüzden de bana vermediler. Bakacağıma inanmadılar. Aynı zamanda çok tuhaf bir şey söylediler; ‘çok gençsiniz’ dediler, 22-23 yaşındayken” diye konuştu.



“3 buçuk sene boyunca çocuğum için mücadele ettim”


Çocuğu için verdiği mücadeleden bahseden Akgül, “3 buçuk sene boyunca çocuğum için mücadele ettim. Eşimin rahatsızlıklarını gizledik. Eşim herhangi bir şekilde hastaneye gidip gelmiyordu artık. Doktorlarla görüşmedi. Kendi ilaçlarını Türkiye’den temin ettirdi, akrabaları tarafından. Bu şekilde üstünü örterek 3 buçuk senemiz geçti. Sonuçta çocuğumuzu aldık devletten. Çocuğumuzu aldıktan 1 ay sonra tekrar eşim bir krize girdi. İlacı kalmamış ve temin de edememiş. Temin edemediği için krize girdi. İki gün sonra toplantımız olacaktı belediyeyle tekrar. Çok riskli bir durumdu. Öğrenirlerse gelip çocuğu tekrar bizden alacaklardı, eğer eşimin o anki durumunu görürlerse. Ben de bunu göze alamadım ve çocuğumu aldım Türkiye’ye geldim” dedi.



“Türkiye’ye gelir gelmez iki gün sonra boşanma davası ve velayet davası açtım”


Geçici velayet aldığını söyleyen baba Tahir Akgül, “Türkiye’ye gelir gelmez iki gün sonra boşanma davası ve velayet davası açtım. Şu anda elimde geçici velayetim var. Mahkemeden alınmış. Çocuğum şu anda burada çok iyi. Çok büyük bir sevgi ortamında büyüyor çocuk. Hiçbir sıkıntı yaşamıyor. Herkes çok seviyor. Çocuğum Türkçe bilmiyor. Türkçe’sini geliştirsin diye takviye olarak kreşe de yazdırdım. Çocuğumla sürekli aktiviteler içindeyim. Gezdiriyorum çocuğumu. Yüzme havuzuna gidiyoruz beraber. Ondan sonra kuzenleriyle arası çok iyi, çok mutlu. Hiçbir olumsuz etki göremiyorum ben. Aynı zamanda sağlığına da dikkat ediyorum. Check-up’unu da yaptırdım. Kaldığım yer çok güvenli bir ortam. Hiçbir şekilde tedirgin değilim. Ailem de çok ilgileniyor. Gerek Türkçe öğrenmesi için gerek sevgi ortamında büyümesi için çok fazla ilgileniyorlar” ifadelerini kullandı.



“Mahkeme kararı bana velayeti verdi”


Eşinin kızlarını kaçırdığına yönelik iddialara da cevap veren Tahir Akgül, “Hakkımda bazı haberler çıktı, bazı iddialar atıldı, benim çocuğumu kaçırdığım falan böyle bir durum yok. Durum çok farklı. Tabi mahkeme süreci var önümüzde. Onun sonuçlanmasını bekliyoruz. Ben kesinlikle bir korku içerisinde değilim. Mutlaka biliyorum ki sonuçta haklı olan kazanacak. Ki bu bir kazanç mevzusu değil, benim çocuğumun gelecek mevzusu. Benim çocuğumun sağlığı, geleceği mevzusu. Şu anda resmi olarak yanımda kalmasında hiçbir sakınca yok. Mahkeme kararım var. Mahkeme kararı bana velayeti verdi bu süreç tamamlanıncaya kadar” dedi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Işıl Özışık’ın 65. Sanat Yılı Sergisi Beyoğlu Belediyesi’nde gerçekleşti Ressam sanatçısı Işıl Özışık’ın 65. Sanat Yılı sergisi Beyoğlu Beleditesi’nin 6. Daire’sinde yer alan Sanat Galerisi’nde gerçekleşti. Sanatçının kişisel suluboya çalışmalarının yer aldığı, toplamda 54 eserlik içerikten oluşan sergi, 10 Ekim 2024 tarihine kadar ziyaret edilebilecek. Beyoğlu Belediyesi’nin ev sahipliğinde gerçekleşen Ressam sanatçısı Işıl Özışık’ın 65. Sanat Yılı sergisi, Beyoğlu Belediye Başkanı İnan Güney’in de katılımıyla gerçekleşti. Açılış sonrası Işık Özışık ile beraber sergiyi gezen Başkan Güney, eserler hakkında sanatçıdan bilgi aldı. Sanatçının tamamı suluboya çalışmalarından oluşan, toplamda 54 eserlik içerikten oluşan sergisine Brezilya İstanbul Başkonsolosu Ruy Pacheco de Azevedo Amaral, Cezayir İstanbul Konsolosu Abbi RATIBA, CHP Meclis Üyesi Işık Öğütçü, Beyoğlu Muhtarlar Derneği Başkanı Songül Öztunç ve diğer davetliler de katılım gösterdi. Sergide yer alan eserlerin sahibi olan sanatçı Işıl Özışık sergiyle ilgili şunları söyledi, “Retrospektif bir sergi. Başlangıçtan bu yana, yani 1960 yılının sonlarından zamanımıza kadar olan 65 yılda yaptığım resimlerin bir özeti bu. Çoğunlukla aşığı İstanbul’dan yaptığım peyzajlar. Bir kısmını oturduğum yerden birebir karşılığını yaptım. Bir kısmını da eskizini alıp galerimde bitirdim. 65 yıl başarılarla, bazen hüzünle sükut-u hayalle geçti. Güzel günlerdi. Resim yapmak, objeyle baş başa kalmak, bende güzel anılar bırakıyor” İfadelerini kullandı. Yaşına rağmen yorgun olmadığını ve çalışabildiğini söyleyen Özışık, “86 yaşındayım. Devam edeceğim. Yorgun değilim. Çalışabiliyorum. Günde bazen üç, bazen iki, bazen bir resim, bazen de hiç resim yapmadan dinleniyorum. Resimle güzel günler geçiriyorum. Bir yıl içinde herhalde açamayacağım. Belki bir dahaki yıl açarım. Deniz ve kıyı resimlerini yapmayı çok seviyorum. Bazen kırsal resimler yapmayı seviyorum. Eserlerin tamamı suluboya. Neden suluboya olduğunu soruyorlar. Ben özel hayatımda da biraz suluyum. Mizahı çok severim. Herhalde başarım varsa eğer bunu mizaha da borçluyum” dedi. Açılış davetlilerin sergiyi gezmesiyle devam etti.
Samsun Başkan Kul: “Gazilerimizin rahat bir yaşam sürmeleri için elimizden geleni yapacağız” SAMSUN (İHA) – Samsun’un Terme Belediye Başkanı Şenol Kul, “Gazilerimiz bizim onurumuzdur ve onların rahat bir yaşam sürmeleri için elimizden geleni yapacağız” dedi. Terme’nin Kocaman Mahallesi’nden olan ve Samsun şehir merkezinde ikamet eden Kıbrıs Gazisi Veysel Özkan, sadece yaz aylarında Kocaman Mahallesi’ndeki evinde yaşıyor. Terme Belediye Başkanı Şenol Kul, Kıbrıs Gazisi Veysel Özkan’ın Kocaman Mahallesi’nde bulunan evinde ziyaret ederek, gazilere olan minnet ve şükranlarını ifade etti. Parkinson hastası olan Kıbrıs Gazisi Veysel Özkan, dün evinde geçirdiği bir kaza sonucu yaralandığı için Başkan Kul, geçmiş olsun dileklerini iletti. Kıbrıs Gazisi ve yakınları ile bir süre görüşen Başkan Kul, gazinin talep ve önerilerini dinledi. Sadece yaz aylarında yaşadıkları evle ilgili olarak mevcut sorunların giderilmesi için çalışma başlattıklarını belirten Şenol Kul, “Gazilerimiz bizim onurumuzdur ve onların rahat bir yaşam sürmeleri için elimizden geleni yapacağız. Gazimizin kısa süreli de olsa yaşadığı bu yerle ilgili ne gazimizden ne de yakınlarından belediyemize herhangi bir talep gelmemesine rağmen ekiplerimiz evlerinin bulunduğu bölgede incelemeler yaptı. Gazimizin yaşadığı mahalleye kadar beton yolumuzu daha ilk görev yılımızda yapmıştık. Beton yoldan gazimizin yaşadığı eve kadar 100 metrelik bir stabilize yol var, o yolun durumu da gayet iyi fakat gazimizin evi dik bir yamaca yapıldığı için evlerinin bulunduğu alanda yağışlı günlerde de sorun olmaması adına ekiplerimizin yapacakları incelemenin ardından gerekli çalışmaları yapacağız. Yakın bir zamanda yeniden Samsun şehir merkezinde bulunan evlerine taşınacak olan gazimizi burada kaldığı süreç içinde rahat etmesi için elimizden ne geliyorsa yapacağız” diye konuştu.
Samsun OMÜ Rektörü Prof. Dr. Fatma Aydın oldu Ondokuz Mayıs Üniversitesi’nin (OMÜ) yeni rektörü Prof. Dr. Fatma Aydın oldu. Cumhurbaşkanlığı’nın 2024/335 sayılı kararı yayımlandı. 20 Eylül tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan kararda, “Ondokuz Mayıs Üniversitesi Rektörlüğü’ne 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu’nun 13’üncü maddesi ile 3 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi’nin 2’nci, 3’üncü ve 7’nci maddeleri gereğince Prof. Dr. Fatma Aydın atanmıştır” denildi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan imzalı kararla birlikte, 13 Ağustos 2020 tarihinden itibaren Ondokuz Mayıs Üniversitesi Rektörü olarak görev yapan Prof. Dr. Yavuz Ünal’ın yerine Prof. Dr. Fatma Aydın atanmış oldu. Fatma Aydın kimdir? Fatma Aydın, 10 Ocak 1969’da Manisa’da doğdu. Orta ve lise eğitimini İzmir İmam Hatip Lisesi’nde tamamladı. 1994 yılında Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden mezun oldu. Akademik kariyerine Atatürk Üniversitesi Dahiliye Ana Bilim Dalı’nda araştırma görevlisi olarak başladı. Akabinde 1997-2001 yılları arasında Ondokuz Mayıs Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde Deri ve Zührevi Ana Bilim Dalı’nda uzmanlığını tamamladı. Aynı üniversitenin Tıp Fakültesi Deri ve Zührevi Hastalıkları Ana Bilim Dalı’nda 2007-2013 yılları arasında doçent, 2013 yılından itibaren ise profesör ünvanıyla görevlerine devam etti. Ayrıca, 2014-2015 yıllarında sırasıyla OMÜ Tıp Fakültesi Dekan Yardımcısı, Tıp Fakültesi Dekanı ve 2017-2019 tarihleri arasında OMÜ Turizm Fakültesi Dekanı olarak görev aldı. 2015 tarihinden itibaren Tıp Fakültesi Deri ve Zührevi Hastalıklar Ana Bilim Dalı Başkanı olarak görev yapıyor. Evli olup, Orhun Utku Aydın adında bir oğlu var.