GENEL - 06 Aralık 2018 Perşembe 10:57

Selçuk’ta Uluslararası Sanat, Zanaat, Mekân Kongresi yapıldı

A
A
A
Selçuk’ta Uluslararası Sanat, Zanaat, Mekân Kongresi yapıldı

Selçuk Üniversitesi (SÜ) Güzel Sanatlar Fakültesi tarafından düzenlenen ‘Uluslararası Sanat-Zanaat-Mekân Kongresinin’ açılışı gerçekleştirildi.

Selçuk Üniversitesi (SÜ) Güzel Sanatlar Fakültesi tarafından düzenlenen ‘Uluslararası Sanat-Zanaat-Mekân Kongresinin’ açılışı gerçekleştirildi.


Güzel Sanatlar Fakültesi konferans salonunda gerçekleşen kongrede konuşan SÜ Rektör Yardımcısı ve Kongre Başkanı Prof. Dr. Mehmet Okka, “Güzel Sanatlar Fakültesi, geçmişten bugüne yapmış olduğu kongreler, uluslararası çalıştaylar, sergiler ve workshop çalışmalarıyla Türkiye’de zirvedeyim diyen, çıtasını sürekli yükselten bir fakültemizdir. Bu bağlamda bütün öğretim üyelerimize teşekkür ediyoruz” dedi.


Kongrenin her şeyin makineleşip, standartlaşmış olduğu bu dönemde güzel sanatlarla birlikte mimarinin, sanat ve zanaatın iç içe nasıl tekrar yaşatılabileceğinin göstermesi açısından oldukça önemli olduğunun altını çizen Prof. Dr. Okka, “I. Uluslararası Sanat, Zanaat, Mekan Kongresi önemli bir kongredir. Gerçekten zaman içerisinde binalara baktığımız da gelenekten uzaklaşıldığı, birbirinin benzeri olarak arka arkaya caddeleri, sokakları süslediği ve asgari düzeyde mimari özelliklere sahip bir yapılaşma anlayışıyla, zevklere dahi hitap etmeyen, bir yapıya dönüştüğünü görmekteyiz. Bu minval üzerine; somut olmayan kültürel mirasın bir parçası olan geleneksel zanaatların korunması, uygulayıcı ustaların yaptığı üretimlerin sürekliliği ve nesilden nesle aktarımın sağlanmasıyla zevksiz, soğuk yapıların giderileceği ve gerçek anlamda gönle hitap eden, milli, geleneklerimize ve inancımıza uygun bir yapılaşmanın yeniden ülkemize, şehrimize kazandırılacağı inancı içerisindeyim” diye konuştu.



CRAFTARCH Sergisi açıldı


Kongrede emeği geçenlere teşekkür ederek konuşmalarına başlayan Kongre Genel Koordinatörü ve Düzenleme Kurulu Başkanı Doç. Dr. Özlem Karakul, “Kongremizin amacı; sanat, zanaat, mimarlık ilişkilerinin yeniden canlandırılması, geleneksel mimaride önemli rolleri bulunan ve bütünleşik roller üzerinde sanatın zanaatın yeni tasarımlarda sürdürülebilirliğine dair tartışmalar yapmak ve bunun yöntemlerini tartışmalar sonucunda birtakım öneriler ortaya koymaktır. Kongremize sunulan bildiriler; sanat-zanaat, sanat-mimarlık koruma ve sürdürülebilirlik ana başlıklarında farklı konularda hazırlanan bildirilerdir” diye konuştu.


Konuşmaların ardından kongre oturumlarına geçildi. Programa telekonferansla katılan Prof. Dr. Trevor Marchand “Zaanat İşçiliği: Geçmişi Yeniden Yapmak ve Geleceği Şekillendirmek” konulu bir sunum yaptı. Oturumların ardından protokol üyelerine, plaket takdim töreni gerçekleştirildi. Kongrenin ilk oturumunun sonunda uluslararası katılımlı ‘CRAFTARCH Sergisi’ açılışı yapıldı.


Sergi açılışında konuşan Dekan Yardımcısı ve Kongre Sergi Küratörü Doç. Dr. Ahmet Dalkıran, “Kongremize, çok sayıda müracaat oldu. Sergimizde Sanat-Bilim Kurulumuz tarafından seçilen resim, heykel, seramik ve iç mimarlık gibi alanlardan 30 adet eser, 4 adette grup çalışması şeklinde enstalasyon uygulaması bulunuyor. Sergimizin, hayırlı olmasını diliyor ve emeği geçen herkese teşekkür ediyorum” dedi.


Uluslararası Sanat-Zanaat-Mekân Kongresi bildiri sunumlarıyla 7 Aralık’a kadar devam edecek. Kongreye, Selçuk Üniversitesi Rektör Yardımcısı ve Kongre Başkanı Prof. Dr. Mehmet Okka, Güzel Sanatlar Fakültesi Dekan Vekili Prof. Dr. Osman Tugay, Dekan Yardımcısı Kongre Düzenleme Kurul Üyesi ve Kongre Küratörü Doç. Dr. Ahmet Dalkıran, Kongre Genel Koordinatörü ve Düzenleme Kurulu Başkanı Doç. Dr. Özlem Karakul, öğretim üyeleri, öğrenciler ile yurtiçinden ve dışından bilim insanları katıldı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Van Yağışlar barajların seviyesini yükseltti Türkiye’nin önemli su potansiyeline sahip kentlerinden Van’da yağışların etkisiyle barajlar tamamen doldu. Van ve çevresinde son yıllarda kuraklığın çok fazla hissedildiği bölgelerde mart ayı yağışları yüzleri güldürdü. Bu yıl mart ayındaki yağışlar 87 milimetre olarak ölçülürken 2003 yılında Mart ayındaki 84 milimetrelik yağış rekoru da kırıldı. Son 10 yıldır barajların yüzde yüz dolmadığı kentte, bu yıl mart ayı yağışları son 21 yılın rekorunu kırarak yüz güldürdü. “Yağışların bol olması hemen barajlardaki doluluk oranı kendini gösterdi” Geçtiğimiz yıllarda yağışların az olması sebebiyle Van Gölü havzasında bulunan barajlarda ciddi anlamda su kaybının yaşadığını ifade eden Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi (Van YYÜ) Su Ürünleri Fakültesi Dr. Öğretim Üyesi Mustafa Akkuş, “Özellikle kışın bol kar yağışı ve ilkbahar ayında yağışların fazla olmasıyla beraber havzadaki barajların doluluk oranının arttığını görüyoruz. Bu çok sevindirici bir durum. Çünkü havzadaki akarsulardaki en büyük sorunlardan birisi debilerin düzensiz oluşu. Kış mevsiminde debiler yüksek, suya ihtiyaç olduğumuz dönem yaz mevsiminde debilerde ani bir düşüş meydana geliyor. Akarsuların üzerinde kurulan barajlar suyu depo ederek yaz mevsiminde ihtiyaç duyduğumuz suyu saklıyor. Yağışların bol olması hemen barajlardaki doluluk oranı kendini gösterdi. Özellikle Van Gölü’nün güneyindeki Zernek Barajı. Yine Karasu Çayı üzerinde kurulan Sarımemet Barajı, Sıhke Göleti ve Erciş ilçesinde bulunan Koç Köprü Barajı doluluk oranları son yılların en yüksek seviyesine ulaştığını görüyoruz. Bu durum uydu görüntülerinde de yansımış durumda. Uydu görüntülerine baktığımız zaman geçen yıllarla kıyaslanmayacağı kadar barajların doluluk oranının arttığını görüyoruz. Suyumuz bol diye bir durum söz konusu değil. Çünkü önümüzdeki aylarda yağışlar kesildiğini, buharlaşmanın artığını göreceğiz. Bu sebepten dolayı suyu idareli kullanmamız lazım. Çünkü Van Gölü’ne dökülen akarsular yalnızca tarımsal sulama için değil, gölden üremek için göç eden inci kefallerini de ilgilendiriyor. Ümit ediyoruz ki son 3-4 yıldır sağlıklı bir şekilde gerçekleşmeyen inci kefallerinin üremesi bu sene sağlıklı bir şekilde gerçekleşir. Van Gölü’ndeki inci kefali stoğunda olumlu olumlu bir katkı sınar.
Erzurum Erzurumlu Eşref amca son hakkında muradına erdi Erzurum’da yaşayan Eşref Karslı, köy minibüsünün artık hizmet vermemesi üzerine kursa kayıt yaptırdı ve azimle ehliyet sınavını son hakkında geçti. Erzurum’a 30 kilometre uzaklıkta Pasinler ilçesi Kevenlik köyünde hayvancılık yapan Eşref Karslı (76), bu yaşına kadar hiç araç sürmedi ve ehliyet almaya ihtiyaç duymadı. Ancak köyden kent merkezine hizmet veren minibüsün seferlerinin kaldırılması üzerine ehliyet ve sonrasında araç almak artık onun için bir mecburiyet oldu. Yazılı da üçüncü, direksiyonda dördüncü hakkında geçti Köy minibüsü ya da eş-dostla Erzurum şehir merkezine geldiğini anlatan çiçeği burnundaki sürücü belgesi sahibi Eşref Karslı, çok mutlu olduğunu ifade ederken, "Köyümüzün minibüsü hizmet vermemeye başlayınca böyle bir ihtiyaç ortaya çıktı. Ben de 76 yaşında olmama rağmen gelip ehliyet kursuna yazıldım. Benim için zordu ama azimle çalıştım. Yazılı sınavın üçüncüsünde, direksiyon sınavının ise sonuncusunda kazandım. Hocalarım sağ olsun eğitim sürecinde çok üzerime titredi. Ehliyetimi aldıktan sonra inşallah sıra araba almaya gelecek. Herkese dikkatli ve kazasız sürüşler diliyorum" dedi. Eşref Karslı’nın kurs kaydı için kendilerine müracaat ettiğinde yaşından dolayı ilk etapta şaşırmalarına rağmen derslerdeki azmi ve ilgisinin görülmeye değer olduğunu ifade eden direksiyon eğitmeni, "Eşref amcanın gayreti ve sabrı herkese örnek olacak cinsten. Son sınavda başarılı olması bizi sevindirdi" şeklinde konuştu.
Gaziantep GAÜN’de “Dünya Astım Günü” toplantısı düzenlendi Gaziantep Üniversitesi(GAÜN) Çocuk Hastanesi’nde “Dünya Astım Günü” dolayısıyla bilgilendirme toplantısı düzenlendi. GAÜN Çocuk İmmünolojisi ve Alerji Hastalıkları Bilim Dalı tarafından düzenlenen bilgilendirme toplantısı GAÜN Çocuk Hastanesi seminer salonunda gerçekleştirildi. Toplantıda astımla ilgili bilgiler veren Çocuk İmmünoloji ve Alerji Hastalıkları Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Özlem Keskin, “ Dünya Astım Günü olması dolayısıyla bugün astımı konuşmak, bu konuya farkındalık kazandırmak için bir araya geldik. Astım, akciğer içi hava yollarında mikrobik olmayan bir tür iltihap nedeniyle hava yolu duvarının daralması sonucu ortaya çıkan kronik bir akciğer hastalığıdır. Astım tekrarlayan ve ataklar halinde gelen nefes darlığı, nefes alıp verirken ortaya çıkan hırıltı sesi, göğüste baskı hissi ve öksürük gibi belirtilerle kendini gösterir” dedi. Prof. Dr. Özlem Keskin sözlerine, “Astımda tanı ve tedavi çok önemli. Tanıyı koyalım ki tedaviyi sağlayabilelim. Astım bakıldığında nadir görülen bir hastalık değil. Dünyada astım tanısı alan 335 milyon kişi söz konusu. Ülkemizde ise bu sayı 4 milyon. Ülkemizde her 12-13 erişkinden birinde, 7-8 çocuktan birinde astım tanısı söz konusu. Astımı görme sıklığı ise yıllar içerisinde giderek artıyor. Her yıl astıma bağlı olarak 455 bin ölüm yaşanıyor. Aslında astıma bağlı ölümler önlenebilir ölümlerdir. Bu ölümlerin tanının ve tedavinin yetersiz olduğu düşük- orta gelirli ülkelerde meydana geldiğini görüyoruz. Astım farkındalık günlerini bu nedenle çok önemsemekteyiz. Avrupa Alerji ve Klinik İmmünoloji Derneği astımla ilgili tedavi rehberleri geliştiriyor. Bugünü kutlarken de her sene bir slogan üretiyor. Bu senenin sloganı ‘Astımda Eğitim Güçlendirir.’ Astımda eğitim çok önemli. Astım hastalarımızı eğitirsek düzenli, uzun süreli koruyucu tedaviye uyumun arttığını görmekteyiz. Böylelikle hastalığı kontrol altına alabiliyoruz. Durum böyle olunca ölüm riskini de azaltmış oluyoruz" şeklinde konuştu. Toplantıda, Prof. Dr. Ercan Küçükosmanoğlu, Astım tedavisindeki zorluklar, Uzman Dr. Gaye İnal; Astımda eylem planı, Uzman Dr. Mahmut Cesur ise, Astımda inhaler ilaç kullanım eğitimi hakkında bilgiler verdi. Astımla ilgili bilgilendirici konuşmaların yapıldığı toplantıda sunumların ardından katılımcıların soruları yanıtlandı. Toplantıya çok sayıda sağlık personeli ve astım tanısı alan çok sayıda hasta katıldı.