GENEL - 19 Mayıs 2019 Pazar 13:44

Konya’da iftardan sonra közde çay gelenek haline geldi

A
A
A
Konya’da iftardan sonra közde çay gelenek haline geldi

Konya’ya çalışmak için yıllar önce Ağrı’dan gelen Cesim Arslan, çocukları ve yeğenleriyle birlikte kendi kültürlerine has demledikleri közde çay ile vatandaşların iftardan sonraki tercih ettiği yer haline geldi.

Konya’ya çalışmak için yıllar önce Ağrı’dan gelen Cesim Arslan, çocukları ve yeğenleriyle birlikte kendi kültürlerine has demledikleri közde çay ile vatandaşların iftardan sonraki tercih ettiği yer haline geldi.


Merkez Karatay ilçesinde bulunan Aziziye Cami civarında yıllardır çay evi işleten Cesim Arslan, memleketi Ağrı’dan Konya’ya geldiğinde kendi kültürlerinin vazgeçilmezi olan közde çayı, açtığı çay ocağında vatandaşlara sundu. Cesim Arslan oğulları ve yeğeni Mahmut Arslan ile semaver altına yaktığı odun ve kömür sayesinde lezzetli hale gelen çayı iftardan sahur vaktine kadar vatandaşlara sunuyor. Müşteriler, şark motifleriyle bezenmiş çay evinde, kimisi içerideki şark köşelerinde kimisi de sokak üzerindeki taburelerde oturup bakır kazan ve demliklerde demlenen çayı keyifle yudumluyor. Közde demlenen çayın verdiği keyif sohbetlere de yansıyor. Çaylarını yudumlayan vatandaşlar bir yandan muhabbet ediyor, bir yandan da sahur vaktine kadar zamanını burada geçiriyor.



"Közde demlenen çay ile tüpte demlenen çay arasındaki fark var"


Dayısı ve aynı zamanda kayınbabası olan Cesim Arslan’ın çay ocağında közde çay yapan Mahmut Arslan, "Közde demlenen çay ile tüpte demlenen çay arasındaki fark şu; malumunuz suyun bir kaynama noktası var. Belli bir zamanda bir litre su bir saatte kaynıyorsa bu zaman tüpte veya elektrikte kısalıyor. Hal böyle olunca şoklama durumu oluyor. Bu da damak tadını bozuyor. Su normalde kendi zamanında kaynadığında suyun içerisindeki mineraller de ölmüyor. Porselen demlik, çinko veya bakır demlik olması lazım. Suyun iyi kaynaması lazım. İnsanlar her hususta kendilerini kandırabilir ama damak tadında asla, bu bizim referansımız” dedi.


Daha önceden pazarlamacılık yapan ve 5 yıldır Konya’da çay demlediğini belirten Mahmut Arslan, "Pazarlama mesleğinde belirli potansiyelde arkadaşların veya çevren tanıdıkların oluyor. Ama burada bütün insanlarla muhatap oluyorsun. Pazarlama bu yüzden ayrı bir konu. Burada ise bir samimiyet, dostluk var burası benim içinde farklı bir yer" şeklinde konuştu.


İftar ile sahur arasında bu ortama çay keyfi yapmaya gelen vatandaşlar ise, "Çayı, çay ocağında içmek lazım. Kafeye gidiyoruz ama buradaki lezzetleri orada bulamıyoruz. Çünkü her işi ehline bırakmak lazım" şeklinde konuştu.


Çay tiryakisi olduğunu söyleyen başka bir vatandaş da, "Bizim arkadaş bana közden falan bahsetti. bir gün belirledik buraya ise Bosna Mahallesinden geldik. Ben küçüklükten beri çayın tiryakisiyim, evde işte çay içmesem olmaz. Özellikle burası farklı bundan sonrada buraya gelmeye devam edeceğiz" ifadelerini kullandı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Filistin Dayanışma Platformu, İsrail’in Refah’ta başlattığı saldırıyı Ankara’da protesto etti Ankara’da bulunan Filistin Dayanışma Platformu, "Refah’ta Katliama Hayır" sloganıyla İsrail’in başlattığı saldırıyı protesto etmek için Amerikan Büyükelçiliği önünde toplandı. İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarının ardından 1 buçuk milyona yakın Gazzeli, Refah kentine sığınmıştı. İsrail’in Refah kentine yönelik başlattığı hava saldırısının ardından Filistin Dayanışma Platformu, "Refah’ta Katliama Hayır" sloganıyla saldırıyı kınamak için Ankara’da bulunan Amerikan Büyükelçiliği önünde çeşitli sivil toplum kuruluşlarıyla birlikte İsrail’i protesto etti. Elçilik binası önünde toplanan kalabalık, İsrail’i protesto etmek için "İnsanlık onuru siyonizmi yenecek" ve "Susma haykır soykırıma hayır" sloganları attı. Öte yandan kalabalık, İsrail askerleri tarafından Kudüs’te öldürülen Hasan Saklanan’ı ise rahmetle anmayı unutmadı. Grup adına basın açıklamasında bulunan Zeynel Abidin Özkan, İsrail’in Gazze’ye yönelik düzenlediği saldırıların ardından Refah sınır kapısına sığınan yaklaşık bir buçuk milyona yakın Gazzeli’nin 214 gündür açlıkla boğuştuğuna dikkati çekti. "Soykırımın ortakları ahirete kalmadan dünyada da inşallah gereken cezayı bulacaklar" Refah’a başlatılan saldırılarla birlikte bölgede can güvenliği sorununun da başladığının altını çizen Özkan, “214 gündür dünyanın gözü önünde Filistin’de kardeşlerimiz İsrail soykırımına maruz bırakılıyor. Uluslararası Ceza Mahkemesi’nde devam eden yargılamalara; İsrail, lobi faaliyetleriyle tüm ülkelere müdahale ettirmeye ve İsrail yetkililerinin ceza almaması için bir çaba içerisine girdi. Hepimiz gördük ki aslında adalet İsrail için varmış ve tüm ülkeler de İsrail’in soykırımını desteklemek için çalışıyormuş. Bugün ortaya çıkan belgelerde görüldü ki Uluslararası Ceza Mahkemesi’nde İsrail’in soykırımına ortak olan yöneticilerinin ceza almamasına yönelik baskı içeren mektuplar mahkemeyi köşeye sıkıştırmak adına kullanılıyor. Biz inanıyoruz ki hem mahkemede görülen davada hem de Güney Afrika’da devam eden davada soykırımın ortakları ahirete kalmadan dünyada da inşallah gereken cezayı bulacaklar” ifadelerini kullandı.