GENEL - 31 Mayıs 2020 Pazar 15:00

Çilekte böcek iddialarına üreticilerden tepki

A
A
A
Çilekte böcek iddialarına üreticilerden tepki

Konya’nın Hüyük ilçesindeki çilek üreticileri, sosyal medyada çilek içerisinden böcek çıktığı iddialarına tepki gösterdi.

Konya’nın Hüyük ilçesindeki çilek üreticileri, sosyal medyada çilek içerisinden böcek çıktığı iddialarına tepki gösterdi. Çilek bahçelerinde çalışan tarım işçileri de kameralar önünde topladıkları çilekleri yiyerek, böcek iddialarının gerçeği yansıtmadığını dile getirdi.


Hüyük Belediye Başkanı Mehmet Çiğdem, son yıllarda gerçekleştirdiği hamle ile Hüyük ilçesinin Türkiye’de organik çilek üretiminin borsası haline geldiğini vurgulayarak, ortaya atılan çilekte böcek iddialarının üreticileri olumsuz etkilediğini söyledi. Hüyük’te üretim yapan çilek üreticisinin hepsinde organik üretim sertifikası olduğunu ve yörede üretimin 15 yıl öncesine dayandığını anlatan Başkan Çiğdem, “Hem Konya Büyükşehir Belediyemiz hem de kapatılmadığı dönemde İl Özel İdaresinin destekleriyle ilçemizde çilek üretimi başlamıştı. O zaman bir iki dönüm olarak zorla ekilmeye başlanılan çilek, geçen yılki rekolte ile 72 milyon lira olarak bölgemize bir katma değer vergisi sağlamıştı. Bunda Büyükşehir Belediyemizin çok büyük bir katkısı var. Çünkü, Büyükşehir Belediyemiz bu yıl bile korona virüs salgını sürecinden geçtiğimiz dönemde bile 450 bin fide dağıtımı yaptı üreticiye. Her türlü desteği sağladı. Hakkı yenmez, emeği ödenmez. Bu anlamda Büyükşehir Belediye Başkanımız Uğur İbrahim Altay Bey’e ilçem adına minnet ve şükranlarımı sunuyorum. Hüyük ilçemizde yerel yönetimlerimiz ve devletimizin desteğiyle gelinen bu süreçte yöremizde çilek üretimi için sabahın erken saatlerinde başlayan mesai gün boyu devam eder” dedi.


Hüyüklü çilek üreticisi Ayşe Yalçın ise, 15 dekarlık alanda organik çilek yetiştiriciliği yaptığını belirterek, 10 yıldır yörede bu üretimi sürdürdüğünü anlattı. Çilek üretiminin hem zevkli hem de iyi gelir getiren bir iş olduğunu vurgulayan Yalçın, yörede hemen hemen herkesin bu işe yöneldiğinin altını çizerek, Türkiye’nin en güzel aromalı çileğinin Hüyük ilçesinde yetiştirildiğini belirtti. Hiçbir yerin aromasının bu yörede üretilen ürünün aromasını tutmadığını anlatan Yalçın, “Türkiye’nin en güzel aromaya sahip çilekleri Hüyük’te Çavuş ve çevresinde bu bölgede üretilmektedir. Yüzde 80 aroma vardır. Hiçbir yerin aroması burayı tutmaz yani. Biz buradan ekmek yiyor, para kazanıyoruz. Ama şu son günlerdeki yaşadıklarımız moral motivasyonumuzu alt üst ediyor. ‘Böcek var’ denilerek ürünümüzü karalamaya çalışıyorlar. Öyle bir şey yok bizim ürettiğimiz çileklerde. Öyle olsa biz de yemeyiz. Kendi yemediğimizi bil ele vermeyiz, yedirmeyiz. Önce kendimiz yiyoruz, çoluğumuz çocuğumuz yiyor. Ondan sonra başkaları yemeye başlıyor” diyerek tepkisini dile getirdi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Antalya Satın almaya son, kıyafetlerini dönüştürüp yenileyecekler Antalya’da Muratpaşa Belediyesi, ‘Bahçede Yaşam Var’ etkinlikleri kapsamında kıyafetlerin geri dönüşümü konusunda atölye çalışması düzenledi. Etkinliğe katılan vatandaşlar, yeni kıyafet satın almadan yenilemeyi ‘Gardroplarımızdaki Olimpik Havuzlar’ başlıklı atölyede öğrendi. Muratpaşa Belediyesi’nin çevre duyarlılığına dikkat çekmek amacıyla 2023’te başlatılan Bahçede Yaşam Var etkinlikleri farklı konularla devam ediyor. Muratpaşa Belediyesi Başkan Vekili Canan Keleş’in katıldığı etkinlik, Demircikara Mahallesi Şirinler Parkı’nda düzenlendi. Kot pantolon üretimi için 7 bin 500 litre su kullanılıyor Tekstil ürünlerini konu alan ‘Gardroplarımızdaki Olimpik Havuzlar’ başlıklı atölye, Akdeniz Üniversitesi Öğretim Görevlisi Mine Aydoğan’ın anlatımıyla gerçekleşti. Aydoğan, Birleşmiş Milletler’in (BM) 2019’da yayınladığı raporuna göre küresel giyim üretimde tek bir kot pantolon üretimi için 7 bin 500 litre su kullanıldığının altını çizdi. Mine Aydoğan, giyim alanında hızla artan tüketim kültürünün azaltılması ve kıyafetlerin geri dönüştürülmesinin çevre korumada önemli bir unsur olduğunu söyledi. Aydoğan ayrıca çeşitli teknikler kullanarak geri dönüştürdüğü kıyafet koleksiyonunun yapım aşamalarını da katılımcılarla paylaştı. ‘Bahçede Yaşam Var’ etkinlikleri devam edecek Muratpaşa Belediyesi İklim Değişikliği ve Sıfır Atık Müdürü Ceren Şahin, 2023’te başlattıkları ‘Bahçede Yaşam Var’ etkinliklerini kent sakinleriyle buluşturarak devam ettirmeyi planladıklarını söyledi. Şahin, “Geri dönüştürülebilir her türlü atıkla ilgili nasıl tasarruf sağlayabilir, nasıl tekrar kullanabiliriz, geri dönüşüme gitmeden önce evlerimizde nasıl tasarrufa teşvik edebiliriz diye çalışıyoruz” şeklinde konuştu. “Öğrendiğim tekniklerle, kıyafetlerimi yenileyeceğim” Etkinliğe sosyal medya hesapları üzerinden haberdar olarak katıldıklarını ifade eden Dilek İnce, kızının ikinci el sürdürülebilirlik mağazası olduğunu ve bu atölyede yeni teknikler öğrenerek faydalı olacağı heyecanını taşıyarak geldiğini söyledi. Farklı yenileme tekniklerini bu çalışma sayesinde öğrendiğini aktaran İnce, "Hocamız kıyafetlerini kendisi yapmış, bayıldık, şahane. Evimde dün akşam kıyafet toparlıyordum. Şimdi burada öğrendiğim tekniklerle, onları yenileyeceğim" diye konuştu. Aydoğan, yenileme tekniklerinin yanı sıra pantolonları bluz, şalları etek, pareoları fular gibi farklı formlarda kullanarak, kıyafet çeşitliliğinin alışveriş yapmaya gerek duymadan sağlanabileceğini gösterdi.
Trabzon Tavuk karasına kök hücreli çözüm Halk arasında ‘tavuk karası’ ya da ‘gece körlüğü’ olarak bilenen tıp literatüründe ise ‘Retinitis Pigmentosa’ olarak tanımlanan göz hastalığının kök hücre ile tedavisinin mümkün olduğu belirtildi. Konuyla ilgili açıklamada bulunan Özel İmperial Hastanesi Göz Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Kemal Türkyılmaz, söz konusu göz hastalığının genç yaşlarda ortaya çıkabildiğine dikkat çekti. Türkyılmaz “ Retinitis Pigmentosa hastalığı, halk arasında tavuk karası ya da gece körlüğü olarak tanımlanan genç yaşlarda bulgu vermeye başlayıp zayıf ışıkta veya gece saatlerinde görmeyi zorlaştıran görme alanında daralma ve neticesinde körlüğe yakın görme kaybıyla ilerleyen kalıtımsal bir göz hastalığıdır. Hastalığın türüne göre ilerleme hızı da farklılık gösterebilir. Yaş ilerledikçe gözün sinir tabakasında hücre ölüm hızıyla orantılı olarak görme keskinliği azalır. İlk aşamalarda geceleri görmekte zorlanan hastalar daha sonra loş ışıklarda görme güçlüğü çekmeye başlar. İlerleyen evrelerde gündüz dahi görmek zorlaşır. Hastalığın bazı nadir türleri ise önce gündüz görme azlığı ile başlayabilir” dedi. “Hastalarda sanki bir borunun içinden bakıyormuş hissi oluşur” diyen Göz Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Kemal Türkyılmaz “Günümüzde tedavisi henüz netleşmemiş ve yapılamayan kalıtımsal retina hastalıkları, retinitis pigmentosa (tavuk karası - gece körlüğü) ve sarı nokta hastalığının bazı türlerinde tedavi amaçlı kök hücre kullanılmaktadır. Bu tür hastalıklarda gelişen hücre ölümü ‘kök hücre’ desteğiyle durdurulabilir, zayıf hücrelerin aktif hale geçmesi uyarılabilir. Gece körlüğü gibi hastalığının doğasında gittikçe bozulma olan bu rahatsızlığın tam manasıyla tedavisi bulunmamakla birlikte kök hücre ile en azından hastaların görme derecesinin korunduğu ve hastalığın ilerlemesinin yavaşladığı klinik gözlemlerimizde saptanmış olup dünya genelinde gerçekleştirilen en son bilimsel çalışmalarda da bu ümit vadeden sonuçlar ispatlanmıştır. Bununla birlikte kök hücre uygulamasında her hastadan aynı sonuç almak mümkün görünmemektedir. Tanı ne kadar erken konulur ve uygulama ne kadar erken yapılırsa daha yüz güldürücü sonuçlar alınabilir” şeklinde konuştu. Kök hücresi tedavisiyle ilgili de bilgi veren Dr. Kemal Tükyılmaz ”Kök hücre vücudumuzda kemik iliği, diş pulpası, plasenta ve amniyon sıvısı, göbek kordonu gibi birçok farklı dokuda bulunmaktadır. Kök hücreler kendi kendine çoğalma ve dokudaki farklı hücrelere dönüşebilme yeteneğine sahiptir. Kök hücreler oldukça sofistike teknikler ve özel laboratuvar ortamında hazırlanıp Sağlık Bakanlığı’nın bu konudaki mevzuatına bağlı kalarak yetkilendirilmiş kliniklerce özel ameliyat teknikleriyle göze uygulanabilir” ifadelerini kullandı.
Yozgat Sultan 2. Abdülhamit Han’ın yadigarı “Hamidiye Saatli Çeşmesi” aslına uygun restore edilecek Yozgat’ta Çapanoğlu ailesi tarafından Sultan 2. Abdülhamit Han’ın tahta çıkışının 25. seneyi devriyesinde saatli çeşme olarak yaptırılan ancak çeşitli nedenlerle yıpranan Hamidiye Çeşmesi, arşivdeki fotoğraflardan istifade edilerek restorasyon çalışmalarıyla aslına uygun görünümüne tekrar kavuşturulacak. Sultan 2. Abdülhamit Han döneminde inşa edilen tarihi Çapanoğlu Büyük Cami’nin doğu giriş kısmında bulunan ve halk arasında "Saatli Çeşme" olarak bilinen Hamidiye Çeşmesi, yeniden tarihi görünümüne kavuşturuluyor. 1901 yılında inşa edilen ata yadigarı eser, Kültür ve Turizm Bakanlığı öncülüğünde Vakıflar Sivas Bölge Müdürlüğü ile yüklenici firma arasında imzalanan protokol çerçevesinde aslına uygun yenilenecek. Titiz bir çalışmanın gerçekleştirildiği tarihi çeşmenin kitabe ve hatları, hattatlar tarafından eski fotoğraflardan okunarak tasnif edilecek. 1937 yılında kitabeleri ve armaları tahrip edilen Hamidiye Saatli Çeşmesi’nde gerçekleştirilecek restorasyon, 6 ay sürecek ve çalışmalar sonrası tarihi çeşme, kentin önemli simgelerinden biri olarak tekrardan hizmet verecek. Kentteki tarihi eserleri gelecek nesillere bırakmak için çalıştıklarını söyleyen Yozgat Valisi Mehmet Ali Özkan, ata yadigarı tarihi Hamidiye Saatli Çeşmesi’nin aslına uygun restore edileceğini duyurdu. “Kadim kültürümüzü gelecek nesillere taşımak için gayret ediyoruz” Yozgat’ın tarihi ile kadim bir coğrafya üzerine kurulduğunu belirten Vali Özkan, “Bu coğrafyada Türk’ün, Türk milletinin sayısız eseri vücut bulmuş, hali hazırda da bu eserler günümüzde yaşamaya devam ediyor. Yozgat merkezde Çapanoğlu Camisi, Başçavuşzade Camisi, Saat Kulesi ve Yozgat Lisesi ve bunun yanı sıra Hamidiye Saatli Çeşmemiz de Yozgat’ın önemli eserlerinden birisi. Tabi biz geçmiş kadim kültürümüzü coğrafyamızla güzelleştirip insanımızın gelenek ve görenekleriyle yaşattığı kültürü gelecek nesillere taşımak istiyoruz. Biz kadim kültürün bizlere bıraktığı eserleri gelecek nesillere emanet etmek üzere çalışmaya devam ediyoruz. Bu kadim kültürün en önemli eserlerinden birisi de Hamidiye Saatli Çeşmesi’dir. Bu eseri eski görünümüne kavuşturmak üzere Turizm Bakanlığımızın himayesinde ve bölge müdürlüğümüzün çalışmalarıyla birlikte restorasyon çalışmalarına başlamış bulunmaktayız. İnşallah kadim çeşmemiz aslına uygun bir şekilde 6 ay içerisinde çalışmaları bitirilerek geleceğe emanet edilecek ve bu şehrin bir güzide eseri olarak gelecek nesillere bırakılacak. Ben bu vesile ile tarihi çeşmemizin onarımında emeğe geçen herkese çok teşekkür ediyorum.” dedi. "Restorasyon çalışması bizi mutlu ediyor" Tarihi çeşmenin restore edilip aslına kavuşturulmasından dolayı duyduğu memnuniyeti ifade eden vatandaşlardan Murat Işık ise, “Yozgat’ta böyle bir eserin restore edilmesi çok güzel bir duygu. Bu çeşmemiz Abdülhamit Han’a ait olması ve restore edilmesi bizi çok mutlu etti.” şeklinde konuştu. (BMG-