GENEL - 15 Nisan 2021 Perşembe 10:11

SOBE Vakfı’ndan otizm farkındalığına katkı

A
A
A
SOBE Vakfı’ndan otizm farkındalığına katkı

Selçuklu Otizmli Bireyler Eğitim (SOBE) Vakfı ve Necmettin Erbakan Üniversitesi Otizm Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi 2021 Nisan ayı otizm farkındalık etkinlikleri kapsamında dört webinar düzenledi.

Selçuklu Otizmli Bireyler Eğitim (SOBE) Vakfı ve Necmettin Erbakan Üniversitesi Otizm Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi 2021 Nisan ayı otizm farkındalık etkinlikleri kapsamında dört webinar düzenledi.


Nisan ayı Birleşmiş Milletler (BM) tarafından otizm farkındalık ayı olarak kabul edilmektedir. Bu ayda yapılan eğitim, konferans, tanıtım, webinar vb. etkinliklerle otizme dikkat çekilerek toplumda otizm farkındalığı ve bilinirliği konusunda etkinlikler yapılırken aynı zamanda otizmli bireylerin hayatı, eğitimi, yeni yöntemler, uygulamalar konusunda eğitici etkinlikler gerçekleştirilmektedir.


Selçuklu Otizmli Bireyler Eğitim Vakfı ile Necmettin Erbakan Üniversitesi Otizm Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezinin 2021 Yılı Nisan Ayı Etkinlikleri kapsamında düzenledikleri webinarlarda SOBE Vakfı Genel Koordinatörü Psikolog Fatma Güllüoğlu Birer, Otizmli bireylerin eğitiminde Sobe Modeli hakkında bilgi verdi. Konuşmasında SOBE’nin kuruluş süreci, yapılan çalışmalar, eğitim hedefleri, vakıf çalışmaları ve öğretim yöntemi hakkında bilgi veren Birer, vakıf olarak uygun şartları taşıyan öğrencilerine burs verme politikaları, yarı yoğun eğitim gibi konular hakkında katılımcıların sorularını cevapladı.


Bir diğer webinarda Necmettin Erbakan Üniversitesi Özel Eğitim Bölüm Başkanı Prof. Dr. Hakan Sarı, “Otizmde Kanıt Temelli Uygulamalar” başlığında; otizmli bireylerin eğitimi konusunda kanıt temelli uygulamalar, otizmin görülme oranı ve Türkiye’deki çalışmalar hakkında bilgilendirmede bulundu.


Gazi Ünviversitesi Özel Eğitim Bölüm Başkanı Prof. Dr. Necdet Karasu, “Otizm ve Türkiye’de Hizmetlerin Geleceği” başlığında gerçekleştirilen webinarında; otizmli bireylerin eğitimi, özel eğitim ve özel eğitim öğretmenlerinin nitelikleri konusunda tespitlerde bulundu. Otizm konusunda çalışırken multidisipliner çalışmanın önemine dikkat çeken Karasu, öğretmen yeterliliklerinin işbirliği ile çalışma, alanda uzmanlaşma konusunda farklılaşma göstereceğinin altını çizdi. Etkin olarak sadece tek bir yöntem ve yaklaşımın kullanımının yanlış olduğunu, multidisipliner yaklaşımla öğrencinin ihtiyacına uzmanlarca müdahale edilmesi gerektiğini ifade etti.


Otizmli bir birey ile yaşamak ve büyütmenin güzel ve zor yanlarını bir ailenin gözünden anlatıldığı, otizmli Buğra Çankır’ın babası Kenan Çankır, “Otizmle Yaşamak” başlığında gerçekleşen webinarında ise oğlunun ilk tanı sürecinden üniversitede öğretim üyesi olmasına değin geçen süre içerisinde yaşadıklarını, tecrübelerini, kaygılarını, zorluklarla nasıl başa çıktığının hikayesini anlattı. Çankır’ın hikayesi, özel eğitim öğretmenleri, aileler ve öğretmenlere ufuk açıcı detay bilgiler barındırdı.


SOBE Vakfı ve Necmettin Erbakan Üniversitesi Otizm Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi’nin otizm konusundaki çalışmalarına farklı alanlarda yapılan araştırma ve çalışmalarla devam edeceği ifade edildi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bitlis Tatvan’da öğrencilere “hayvan sevgisi” aşılanıyor BİTLİS (İHA) – Bitlis’in Tatvan ilçesinde gönüllü veteriner hekimler, okul okul gezerek öğrencilere hayvan sevgisini aşılıyor. Tatvan ilçesinin Selahaddin Eyyübi Ortaokulunda öğrencilerle bir araya gelen Gönüllü Veteriner ve Teknikerler Derneği ve Tatvan Belediyesi Hayvan Kısırlaştırma ve Rehabilitasyon Merkezi veteriner hekimleri, hayvanlar hakkında bilgilendirmelerde bulundu. Hayvan sevgisini aşılamak amacıyla gönüllü veteriner hekimler tarafından yürütülen bu projede, ‘ağaç yaşken eğilir’ deyimiyle ilkokul ve ortaokul öğrencilerine eğitimler veriliyor. Mayıs ayının ilk günlerinden itibaren çalışmalara başladıklarını söyleyen Gönüllü Veteriner ve Teknikerler Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Rehber Altıntaş, “İlk ve ortaokullarda hayvan sevgisinin çocuklar için önemini, bunun üzerindeki kıymeti konusunda eğitim vermekteyiz. Tatvan Belediyesiyle birlikte yaptığımız bu işbirliği devam edecektir. Genellikle 7-11 yaş aralığındaki ilkokul ve ortaokul öğrencilerine bu eğitimleri vermekteyiz. Çocukların kalbinin temizliği, güzelliği, içinde olan sevginin, içinde olan hayvan sevgisinin sokaklarda hayvanlarla birlikte özgürce oynamaları, özgürce yaşamaları için elimizden geleni yapmaya devam edeceğiz” dedi. Toplumda köpekler hakkında büyük bir ön yargının olduğunu ve bu ön yargının yapılan eğitim sonrası kırıldığını söyleyen 7’nci sınıf öğrencisi Ayşe Akın da, “Bugün okuluma hayvanlar hakkında bilgi sahibi olan abiler geldi. Bizlere hayvanlar hakkında bilgiler verdi. Hayvanlara nasıl yanaşacağımız konusunda, hayvanların davranışları konusunda ve hayvanların yedikleri yiyecekler hakkında bilgi verildi” dedi.
Van Sofraların vazgeçilmesi otlu peynire tat veren bitkilere büyük ilgi Van’da dağların yüksek kesimlerinde ve yaylarda büyük meşakkatle toplanan ve tescilli ürün olan otlu peynirin içine katılan şifalı otlara vatandaşlar yoğun ilgi gösteriyor. Van’da ekonomik getirisi olan ve binlerce aileye ek gelir sağlayan şifalı otlar, kent merkezindeki seyyar satıcılar ve manavlar tarafından halka ulaştırılıyor. İlkbaharın gelmesi ile birlikte dağların yüksek kesimlerinde ve yaylalarda toplanan otlar, peynir başta olmak üzere birçok yemekte de kullanılıyor. Yaklaşık bir aylık ömrü olan otları bir an evvel vatandaşlara ulaştırmak için yoğun mesai harcayan toplayıcılar, bin bir zorlukla otların toplandığını söylediler. Yıllardır çarşı merkezinde şifalı otları toplayıcılardan alıp halka ulaştırdığını ifade eden Kerem Timur isimli esnaf, “Van’ın yaylalarından gelen otları genellikle peynirde kullanıyoruz. Bunun yanında kurutup keledoş yemeğinde de kullanıyoruz. Heliz, sirmo, çiriş, mende, kengir, keçikulağı var. Bunlar dağın en yüksek tepelerine çıkıp öyle toplanılıyor. Bir kişi akşama kadar ancak 5-6 kilo toplayabilir” dedi. Fiyatların otun çeşidine göre değiştiğini aktaran Timur, “Helizin kilosu 35 ile 50 TL arasında değişiyor. Sirmo 120 ila 150 TL, çiriş 25 TL, mende ise 50 TL’den başlayıp 85 TL’ye kadar çıkabiliyor. Bunların dağlarda bir ay ile 40 gün arasında ömrü var. Toplandıktan sonra ise 3 gün içerisinde kullanılması gerekiyor. Eğer dolaba atılmazsa veya kullanılmazsa üç günden sonra çürür. Şu anda işler iyi. Ömrü kısa olduğu için vatandaşlar yüklenip hemen alıyor” ifadelerini kullandı. Furkan Gilgin isimli esnaf ise yılın sadece bir ayı şifalı otları sattığını belirterek, “Bunlar köylüler tarafından dağdan toplanıp bize getiriliyor. Biz de bunları vatandaşlara sunuyoruz. Bunlar peynir ve yemeklerde kullanılıyor. Salamurasını da tutan var. Bu otlar kalbe, tansiyona, şekere birebirdir. Van’ın peynirini meşhur eden bu otlardır” diye konuştu. Vatandaşlar ise dağdan toplanan otları beğenerek aldıklarını ifade ederek peynire tadını verenin bu otlar olduğunu söyledi.