YEREL HABERLER - 28 Şubat 2012 Salı 13:02

SÜ`DE 4. BÖLGESEL ENGELSİZ ÜNİVERSİTELER BİRİMİ TOPLANTISI

A
A
A
SÜ`DE 4. BÖLGESEL ENGELSİZ ÜNİVERSİTELER BİRİMİ TOPLANTISI

4. Bölgesel Engelsiz Üniversiteler Birimi toplantısı Selçuk Üniversitesi’nin (SÜ) ev sahipliğinde Konya’da gerçekleşiyor.
SÜ Senato Salonu’nda düzenlenen toplantının açılışına Milli Eğitim Bakanlığı Özel Eğitim ve Rehberlik Hizmetleri Genel Müdürü Doç. Dr. Hakan Sarı, SÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Musa Özcan ile 8 üniversiteden gelen Engelsiz Birim temsilcileri katıldı. Toplantının açılış konuşmasını yapan SÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Musa Özcan, bir ülkenin gelişmişlik düzeyinin göstergelerinden birinin, toplumda yaşayan bireylere verilen önem olduğunu belirterek, "Bireyin özrünü engele dönüştüren yine içinde bulunduğu toplumun ve çevresinin, bireye sunmuş olduğu olanaklardır. Bireyin yaşama, eğitim ve iletişim özgürlüğünün kısıtlanmasıyla da toplumun verimliliği düşmekte ve bundan topluma ait tüm kurumlar olumsuz etkilenmektedir. Bu amaçla bilgi üretmeyi, iletmeyi, yaymayı ve kullanmayı bilen öğrenciler yetiştirirken, toplumun görünmeyen yüzleri olan ve özrü nedeniyle dışlanmış hisseden öğrencilerimizin topluma tekrar kazandırılması bir zorunluluktur" dedi.
Milli Eğitim Bakanlığı Özel Eğitim ve Rehberlik Hizmetleri Genel Müdürü Doç. Dr. Hakan Sarı ise, bir ülkenin gelişmişlik seviyesinin o ülkede yaşayan her bireyin ihtiyaçları ve isteklerine ne kadar cevap verebildiğiyle orantılı olduğunu ifade ederek, "Son 10 yılda normal ve engelli vatandaşlarımızın ihtiyaçlarının karşılanması noktasında önemli gelişmelere imza atıldı. Üniversitelerdeki engelsiz birimler de üniversitede okuyan engelli bireylerin ihtiyaçlarını belirlemek ve eksiklikleri gidermek amacıyla kuruldu. Bugün burada 8 üniversiteden gelen engelsiz üniversite birim temsilcileriyle üniversitelerimizdeki eksiklikleri ve engelli öğrencilerimizin öğrenim ve hayat kalitesini artırmak adına neler yapabileceğimizi konuşacağız" şeklinde ifade etti.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Kurban etini tüketmek için acele etmeyin: En az bir hafta beklemeli Kurban Bayramında leziz sofralar her ne kadar iştah açsa da ölçüyü kaçırmamak gerekiyor. Prof. Dr. Fatma Çelik, Kurban Bayramında et tüketimine ilişkin çok önemli tavsiyelerde bulunup nelere dikkat edilmesi gerektiğini anlattı. Çelik, kurban etini tüketmek için, etin bekletilmesi gereken sürenin buzdolabında bir hafta olduğunu ifade etti. Kurban Bayramı geldi çattı. Özellikle bayram gezmelerinde normalin üzerinde et tüketimi yapılıyor ve tatlı tüketimiyle daha fazla enerji alınıyor. Beslenme alışkanlıklarında yaşanan bu değişiklikler doğal olarak vücutta da etkisini gösteriyor. Biruni Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Fatma Çelik, bayramda et tüketimiyle ilgili tavsiyelerde bulunarak beslenme şeklinde uygulanması gerekenleri anlattı. “Aldığınız enerjiyi egzersizle harcayın” Bayram sofralarında etin yanı sıra tatlı tüketimiyle ciddi enerji alındığını hatırlatan Çelik, “Bu kadar sıcak havada eti çok tükettiğimiz takdirde ve yanına da ikramların şerbetli tatlı olması nedeniyle normalden çok daha fazla enerji alırız. Hava bu kadar sıcakken o enerjiyi harcamak gün içinde mümkün olmayabilir. Bu nedenle aldığımız her fazla kalori yağ olarak depolanır. Sadece yağ olarak depolanmakla da kalmaz, tükettiğimiz şeyin et olmasından kaynaklı olarak ileri yaştakilerde, özellikle erkeklerde vücuttaki kolesterol seviyesi, yağ seviyesi yükselir. Bu kadar şekerli gıda ve et tükettikten sonra hareket etmeyi başarabilirsek, işin içerisine egzersizi dahil etmeyi başarırsak bu bizim için dezavantaja dönüşmez” diyerek mutlaka hareket edilmesi gerektiğini vurguladı. "Etin yanında bolca meyve sebze tüketin" Ete eşlikçi olarak meyve sebze, yoğurt, tahıl ve kuru baklagillerin tüketilmesi gerektiğinin altını çizen Prof. Dr. Fatma Çelik, bayramda uygulanması gereken beslenme şeklini şöyle anlattı: “Etle birlikte meyve ve sebze tüketimini de artırmayı sağlayıp, ayran, yoğurt gibi süt ürünleri de tüketmeliyiz. Et tükettik, su, meyve sebze, süt, yoğurt tükettik. Yanında bir parça tahıl grubundan ya da kuru baklagiller grubundan bir şeyler yediğimizde çok daha iyi olur. Bayramda ete eşlikçi olarak sebzeyi meyve ve tam tahıllar sürekli, bir gün kuru baklagiller, bir gün kuruyemişler, mutlaka her gün yoğurt ve gün boyunca serin su mutlaka tüketilmeli.” "Bu kişiler aşırı et tüketiminden kaçınmalı" Aşırı et tüketiminden uzak durması gereken kişileri belirten Çelik, “Özellikle kronik hastalıkları olanlar, diyabet, kalp damar hastalığı, beyin ve sinir damarlarında problemi olanlar, böbrek ve karaciğer hastaları çok fazla et tüketmemesi gereken gruplar. Böbrek ve karaciğer yetmezliği hastalarının da et tüketmelerini istemiyoruz. Gut hastalığı yaşayanlar da ciddi anlamda dikkat etmeli. Bu insanların et tüketirken miktar konusunda mutlaka diyetisyenlerinin verdikleri talimatlara uymaları lazım” ifadelerini kullandı. “Bir haftada yeme olgunluğuna ulaşır” “Kurban etinin taze olduğunu unutmamak lazım. Onun için mutlaka dinlendirilmeli” diyen Prof. Dr. Çelik, “Kurban eti çok sert olur, bu kadar katı bir et piştiğinde çok sertleşecek ve sindirmek çok güç olacak. Bu nedenle dinlenmiş olması lazım. Oda sıcaklığında 24 saatte toparlanırken hava bu kadar sıcakken dışarıda bırakılması mümkün değil. Et bir hafta süreyle buzdolabında bekletildiğinde istediğimiz olgunluğa gelir. Bir hafta bekletildikten sonra etin hangi bölgesini yerseniz yiyin yeme olgunluğuna erişmiş olur” şeklinde konuştu.
Diyarbakır Diyarbakır’da iki aşiret arasındaki husumet iş adamı Çubuk’un aracılığıyla son buldu Diyarbakır’ın Bağlar ilçesinde gerçekleşen ve 7 kişinin yaralandığı kavgada aralarında husumet bulunan Mendan ve Çemikan aşiretleri, dün iş adamı Mustafa Çubuk ve kanaat önderlerinin arabuluculuğuyla barıştı. Bağlar ilçesi kırsal kırsal Oğlaklı Mahallesi’nde Mendan ve Çemikan aşiretleri arasında çıkan husumette 7 kişi yaralanmıştı. İş adamı Mustafa Çubuk ile kanaat önderleri Cafer Çubuk, Mehmet Çubuk, Abbas Çubuk, Engin Dede’nin araya girmesiyle husumetin son bulması için yapılan görüşmeler barışla sonuçlandı. Barış yemeğinde bir araya gelen taraflar, salavatlar eşliğinde Kur’an-ı Kerim’in altından geçerek barıştı. Karacadağ bölgesinde depremin ardından dev yatırım yapan Diyarbakır İmalatçılar Toplu İşyeri Yapı Kooperatifi Başkanı Mustafa Çubuk, bölgede aralarında husumet bulunan ailelerin barışması için aracı olmaya devam edeceklerini söyledi. Çubuk, “Karacadağ bölgesi aşiretlerin yoğun olduğu bir bölgedir. Bu aşiretlerden Mendan aşireti ile Çemikan aşireti arasında husumet oluştu. Bu husumette 7 kişi yaralandı. Bundan dolayı barış konusunda önderlik yapan ailemizle birlikte biz de bu geleneği sürdürüyoruz. Biz de Cafer Çubuk, Mehmet Çubuk, Abbas Çubuk, Engin Dede ve ben de iş adamı olarak elimizden ne geldiyse yardımcı olmaya çalıştık. Bu barışa da çok şükür katkı sunduk. Yaralılarımızın durumu da gayet iyidir. Tarafları bir araya getirerek huzur ve barış için elimizden geleni yaptık. İnşallah bundan sonra da böyle bir hadise yaşanmaz. Bu barışta emeği geçen herkese teşekkürlerimi sunuyorum” dedi.