GÜNDEM - 30 Ekim 2025 Perşembe 11:40

Dolandırıcıların ‘aile güveni’ yöntemi pes dedirtti

A
A
A

Gelişen teknoloji ve getirdiği kolaylıklarla beraber internet ve telefon üzerinden dolandırıcılık olayları da artmaya devam ediyor. Uzmanlar, sosyal medya üzerinden paylaşılan aile fotoğraflarını alan dolandırıcıların, güven ortamı sağlayarak hedeflerini ağlarına düşürmeye çalıştıklarına dikkat çekiyor.

Sosyal medya uygulamaları üzerinden vatandaşları kandırmak isteyen dolandırıcılar, çeşitli sosyal medya platformlarında paylaşılan aile fotoğraflarını alarak profil resmi yaptıkları hesaplar üzerinden ulaştıkları kişilere ‘aile güveni’ vererek ağlarına düşürmeye çalışıyor.

"Sosyal medyada özellikle aile ile beraber yaptığımız faaliyetlerle ilgili fotoğrafların, videoların paylaşılmaması çok önemli"

Sosyal medya iletişiminin en güçlü olduğu alanlardan birisi olduğuna değinen KTO Karatay Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği Bölümü Dr. Öğretim Üyesi Ali Osman Çıbıkdiken, "Bunlardan birincisi sosyal medyada özellikle aile ile ilgili, aileyle beraber yaptığımız faaliyetlerle ilgili görüntülerin, videoların paylaşılmaması çok önemli. Nedeni ise sizi hedef alan bir hacker veya kötü niyetli kişi öncelikle bu bilgilerinizden faydalanarak ki, bunun adı ‘sosyal mühendislik’ yani bir sosyal mühendislik yöntemiyle bu süreç başlıyor daha sonra sizin WhatsApp hesabınız üzerinden sanki sizin hesabınız gibi kullanıcılar yanıltılıyor. Süreç şöyle; mesela bir sosyal mühendislik senaryosu ‘acil olarak karakoldayım seninle yaptığımız görüşmeleri buradaki emniyetteki arkadaşlar görmek istiyorlar. Hemen acil WhatsApp’tan şimdi sana bir onay kodu gelecek. Lütfen hızlıca ona tıkla’ bu iş yapıldıktan sonra artık sizin kendi hesabınızı aktif ettiğiniz zaman karşı taraf sizle ilgili bütün görüşmeleri sizin adınıza tanıdıklarınızla yapmaya başlıyor. Tabii bu özellikle siber güvenlik tarafında son kullanıcıların bilgilerinin paylaşıldığı ortamlardan elde ettikleri instagram erişimlerinden de veya sosyal medyadaki sizin zaten açık olarak paylaştığınız aile fotoğraflarınızdan da karşı tarafa bir güven sağlıyorlar. Talepler ne ise senaryoya göre, ‘acil krediyle ilgili bir onay vermen gerekiyor, şu bankadan gelecek olan şeyi hızlıca onaylayabilir misin veya kredi kartıyla ilgili ödeme için benim senin onayına ihtiyacım var, onaylayabilir misin’ gibi süreçte aile bireylerinden geldiğini zannederek bir güven sağlanmış oluyor" dedi.

Dolandırıcıların ‘aile güveni’ yöntemi pes dedirtti

"Aile çevrenizle ilgili özellikle aranızda bir parola sistemi oluşturun"

Dolandırıcıların ağlarına yakalanmamak için uyarılarda bulunan Dr. Öğretim Üyesi Ali Osman Çıbıkdiken, "Bunu önlemenin yolu; birincisi kesinlikle ama kesinlikle sosyal medya iletişim kanallarıyla ilgili aktivasyonlarınızı başkalarıyla paylaşmayın. Paylaşmanız gerekiyorsa yakın aile çevrenizle ilgili özellikle aranızda bir parola sistemi oluşturun. Mesela sizden öyle bir talep geldiğinde ‘bizim en çok gittiğimiz restoranın adı neydi’ veya belirlediğiniz bir rakam, belirlediğiniz bir şey böylece oğlunuzdan, kardeşinizden, eşinizden geldiğine emin olabileceğiniz yöntemlerden birisi. İkincisi kesinlikle aktivasyon konusu olduğunda bunu bir ikinci doğrulama yöntemi örneğin Google Authenticator uygulaması kullanarak sadece linkte doğrulama sadece kodla doğrulama değil, bir ikinci doğrulama kodu bunu yapmak gerekiyor. Üçüncüsü zaman zaman lütfen bu hesaplarınızın bağlı olduğu cihazların listesini kontrol edin ve şüphelendiğiniz bir şey varsa o cihazla ilgili bağlantıyı koparın. Dördüncüsü eğer böyle bir girişim var ise karşı taraftan gelen cevabı verebilmek için mutlaka görüntülü iletişim başlatma teklifinde bulunun. Bu sizin için emniyet tarafındaki siber güvenlik suçlar, bir delil oluşturacak kaydı başlatmış olur. Hafif oyalayarak, ya yapamadım bir yardımcı ol, bir bağlanalım, nereye bağlanacağımı bilemedim gibi yöntemlerle onu kayda alabilirseniz daha sonra emniyet güçlerine bu konularda faydalı olmuş olabilirsiniz" diye konuştu.

İbrahim Yetkin

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İzmir İzmir’den İspanya’ya uzanan ‘eğitim’ köprüsü İzmir Ekonomi Üniversitesi (İEÜ), uluslararası alandaki iş birliklerine bir yenisini daha ekleyerek İspanya merkezli Cervantes Enstitüsü ile protokol imzaladı. Öğrencilere yeni eğitim fırsatlarının sunulması, iki ülkenin kültürünü yansıtacak ortak sanatsal ve akademik etkinliklerin düzenlenmesi hedefiyle yapılan anlaşmaya, İEÜ Rektörü Prof. Dr. Yusuf Hakan Abacıoğlu ve İstanbul Cervantes Enstitüsü Müdürü Fernando Martinez Vara de Rey imza attı. Protokol kapsamında, akademisyenlerin ve öğrencilerin kişisel gelişimlerini hızlandırmak amacıyla stratejik çalışmalar yapılarak yol haritası belirlenecek. İspanya’daki üniversitelerle iş birliği ve diyaloğun artırılması için girişimlerde bulunulacak. İspanyolca dil sınavlarında (DELE) alınacak sertifikaları artırmaya yönelik ortak çalışmalar gerçekleştirilecek. Bilimin yanı sıra kültürel anlamda da karşılıklı olarak sergi, panel ve söyleşi gibi etkinlikler düzenlenerek Türk ve İspanyol kültürünün daha geniş kesimlere ulaşması hedeflenecek. İmza törenine geniş katılım İzmir Ekonomi Üniversitesi’nin ev sahipliğinde gerçekleşen protokol imza törenine; İspanya Ankara Büyükelçisi Cristina Latorre Sancho, İzmir Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı ve İEÜ Mütevelli Heyet Üyesi Emre Kızılgüneşler, İspanya Ankara Büyükelçiliği Eğitim Programları Direktörü D. Gilberto Terente Fernndez, İspanya İzmir Fahri Konsolosu Muharrem Hilmi Kayhan, İEÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Mehmet Efe Biresselioğlu, Uluslararası İlişkiler Ofisi Müdürü Hülya İncekara, Yabancı Diller Yüksekokulu Müdür Yardımcı Özge Coşkun Aysal, Uluslararası İlişkiler Temsilcisi Mehmet Şenbağcı, İspanyol Dili Koordinatörü Dilek Amet ve İspanyolca öğretim görevlileri de katıldı. "Akademik üretim artacak" Törende konuşan İEÜ Rektörü Prof. Dr. Abacıoğlu, üniversite olarak öğrencileri ve akademisyenleri küresel dünyanın dinamiklerine en iyi şekilde hazırlamak için çalıştıklarını söyleyerek, "Dünyaca saygın kültür ve dil kurumlarından biri olan Cervantes Enstitüsü ile imzaladığımız iş birliği protokolü, üniversitemizin uluslararasılaşma vizyonu açısından son derece değerli ve stratejik bir adım. Bu protokol sayesinde öğrencilerimize sadece yeni bir yabancı dil öğrenme fırsatı sunmakla kalmıyor; aynı zamanda farklı kültürleri tanıma, uluslararası akademik ve kültürel ağlara dahil olma imkânı da sağlıyoruz. Akademisyenlerimiz açısından da bu iş birliği, İspanya’daki üniversiteler ve akademik çevrelerle daha güçlü ilişkiler kurma, ortak projeler geliştirme açısından önemli fırsatlar sunacak" diye konuştu. "Çok kültürlü bakış açısı kazanacaklar" Prof. Dr. Abacıoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: "Üniversiteler, aynı zamanda kültürler arasında köprü kuran kurumlardır. Cervantes Enstitüsü ile birlikte hayata geçireceğimiz sergi, panel ve söyleşi gibi kültürel etkinlikler sayesinde öğrencilerimizin çok kültürlü bir bakış açısı kazanmasına katkıda bulunacağız. Öğrencilerimizi dünyaya açan, onları uluslararası düzeyde rekabetçi ve donanımlı bireyler haline getiren iş birliklerini artırarak sürdüreceğiz. Cervantes Enstitüsü ile başlattığımız bu değerli ortaklığın, üniversitemiz için uzun vadeli ve kalıcı kazanımlar sağlayacağına yürekten inanıyorum." "İzmir, özel bir yere sahip" İstanbul Cervantes Enstitüsü Müdürü Fernando Martinez Vara de Rey, İEÜ ile imzalanan protokolden büyük mutluluk duyduklarını ifade ederek, bu güçlü akademik ve kültürel bağın kendileri için çok kıymetli olduğunu söyledi. Vara de Rey, "İzmir; zengin tarihi, kültürel çeşitliliği ve dinamik genç nüfusuyla her zaman özel bir yere sahip. İzmir Ekonomi Üniversitesi’nin vizyonu ve uluslararasılaşmaya verdiği önem, bu iş birliğini daha da anlamlı hale getiriyor. Bu anlaşma sayesinde Türk ve İspanyol kültürlerini, gençler aracılığıyla birbirine daha da yakınlaştıracağımıza inanıyorum. Öğrencilerin dil öğrenimi, kültürel etkileşimi ve uluslararası deneyim kazanmaları için etkili adımlar atacağız. Bu protokolün uzun soluklu ve verimli olmasını; her iki ülke için de güzel sonuçlar doğurmasını diliyorum" ifadelerini kullandı.