SAĞLIK - 20 Nisan 2025 Pazar 09:26

Gebelikte hipertansiyona dikkat: Anne ve bebeği hayattan koparabilir

A
A
A

Gebelikte hipertansiyon, tüm gebeliklerin yaklaşık yüzde 4-5 kadarında görülürken, dünya genelinde anne ve bebek ölümlerinin başlıca nedenleri arasında yer alıyor. Erken tanı ve tedaviyle bu ölümlerin yüzde 60’ı önlenebilirken, hipertansiyon hem anne hem de bebeğin sağlığı için ciddi riskler taşıyor.

Hipertansiyon, rahme giden kan akışını azaltarak bebeğin gelişimini durdurabiliyor, erken doğum, ani bebek ölümü ve oksijen yetersizliğine yol açabiliyor. Annede ise karaciğer, böbrek ve beyin gibi organlarda ciddi hasarlar, hatta ölümcül komplikasyonlar gelişebiliyor. Uzmanlar, düzenli kontrol, tansiyon takibinin hayati önem taşıdığını ifade ediyor. Gebeliğin hipertansif hastalık tanısının istirahat halindeki bir gebede periyodik aralıklarla ölçülen iki tansiyon değerinin 140-90 üzerinde olmasıyla konulduğunu belirten Medicana Konya Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Bölümünden Op. Dr. Tuğba Sekmenli Tursun, "Tüm gebeliklerin yaklaşık yüzde 4-5 kadarında görülür. Oransal olarak fazla değildir ancak bunun önemi tablo olarak dünyada anne ölümleri olarak ilk 3 sıralamada gebeliğin hipertansif hastalıklarını görüyor olmamızdan kaynaklanıyor. Aslında bu yüzde 60 kadarının önlenebilir olması nedeniyle bizim bu grup hastaları erken tanı ve tedavilerini koyarak süreçlerini yönetmemiz gerekiyor" dedi.

"En trajik komplikasyon olarak anne ölümünü de bunlar arasında sayabili

Anne ve bebekte gebelikteki gibi hipertansif hastalıklar ve gebelik zehirlenmesi preeklampsi denilen tablonun birtakım komplikasyonlara yol açabildiğini ifade eden Op. Dr. Tuğba Sekmenli Tursun, "Özellikle uteroplasental akımın azalması yani rahime giden kan akımının azalmasıyla birlikte intrauterin gelişme geriliği dediğimiz bebekte gelişme kısıtlılığı olması bebekle ilgili komplikasyonlar arasında ve kan akımının azalmasına bağlı olarak fetal hipoksi dediğimiz oksijen bulgularının azlığı izleniyor bebekte, aynı zamanda da kolman plasenta dediğimiz bebeğin eşinin ayrılmasına bağlı ani bebek ölümü tabloları görülebiliyor. Yine bu annelerin doğumlarını anne hayatını ön planda tuttuğumuz için erkene almamız sebebiyle bebeği bekleyen prematüre dediğimiz erken doğuma bağlı komplikasyonlar sıkça izleniyor. Burada anne ile ilgili komplikasyonlardan bahsedecek olursak özellikle organ yetmezliği bulguları önemli. Karaciğer yetmezliği, karaciğer enzim yükseklikleri, böbrek yetmezliği, akciğer ödemi, kafa içi basınç artışına, tansiyon yüksekliğine bağlı kafa içi kanamalar, görme bozuklukları, görme problemleri, bilinç durumu değişiklikleri ve en trajik komplikasyon olarak anne ölümünü de bunlar arasında sayabiliriz" ifadelerini kullandı.

"35 yaş üstü gebelerde gebelikteki hipertansif problemlere daha fazla rastlıyoruz"

Gebelikteki hipertansif hastalık ve preeklampsi gebelik zehirlenmesi için risk grubunda olan gebelerden bahsedilmesinde fayda olduğunu ifade eden Op. Dr. Tuğba Sekmenli Tursun, "Daha önceki gebeliğinde bu rahatsızlığı yaşayanlar ne yazık ki bir sonraki gebeliklerine de topluma göre normal popülasyona göre daha fazla risk altındalar. Onların tanınması ve yakın takibi çok önemli. Obezite önemli, obez gebelerde biz bunu çok daha sık görüyoruz. Diyabet önemli, gestasyonel diyabette aynı şekilde kronik hipertansiyon, çoğul gebelikler, ileri anne yaşı dediğimiz 35 yaş üstü gebelerde gebelikteki hipertansif problemlere daha fazla rastlıyoruz. Ve ilginç olarak hipertansif hastalıkları sedanter yani hareketsiz gebelerde de daha sık görüyoruz" şeklinde konuştu.

"Her kontrolde tansiyon ölçümü yapılmalı"

Op. Dr. Tuğba Sekmenli Tursun şöyle devam etti: "Biz önlemede ne yapabiliriz dersek aslında tam olarak önlemek mümkün değil. Ancak kanıta dayalı çalışmalar ışığında yapılabilecek bazı şeyler var. Bir kere her gebenin rutin kontrolüne önem vermesi gerekiyor. Onun dışında her kontrolde tansiyon ölçümü yapılmalı. Özellikle ilk 12 haftadan sonra yüksek riskli gruplarda düşük doz aspirin kullanılmasının preeklampsiye gidişi yüzde 60 oranında önlediği görülmüş. Gebelik öncesinde bir kilo fazlalığı varsa bunların kaydedilmesi, diyabet varsa kontrolünün sağlanması, tansiyon problemi varsa bunun kontrol altına alınması önemli. Yüksek tansiyonu olan gebelerde 160’a 110 ve üzeri gebelerin ayaktan takibi değil de mutlaka yatırılarak hastanede izlenmesi komplikasyonların minimalize olmasını sağlayacaktır. Bunların dışında da özellikle gebe kadın kendisinin de bu konuda bazı noktalarda uyanık olması gerekiyor. Özellikle rutin kontrol tansiyon ölçümlerinin dışında eğer baş ağrısı hissederse, epigastrik ağrı dediğimiz mide ağrısı hissederse, ellerinde ve yüzünde başlayan ödem olursa, ani başlayan kilo artışı olursa veya bilinç durumu değişikleri olursa 140-90 üzerinde tansiyonlarda kendisi de komplikasyonları önlemek adına mutlaka bir sağlık kuruluşuna başvurması gerekiyor. Nadir görülen bir tablo var. Postpartum preeklampsi sendromu dediğimiz bunlarda özellikle gebelik ve doğum sırasında tansiyonlar yüksektir ancak lohusalık döneminde de 140-90 ve üzerinde değerler görüldüğünde mutlaka vakit kaybetmeden bir sağlık kuruluşuna başvurmaları süreçleri komplike olmadan yönetilmesini sağlayacaktır."

Halil İbrahim Taha Taş

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Zonguldak BEUN Öğrenci Topluluklarının ÜNİDES başarısı sertifika töreniyle taçlandırıldı Gençlik ve Spor Bakanlığı Gençlik Hizmetleri Genel Müdürlüğü tarafından hayata geçirilen ve gençlerin kişisel, sosyal ve kültürel gelişimlerine katkıda bulunmayı hedefleyen Üniversite Öğrenci Toplulukları İş Birliği ve Destek Programı (ÜNİDES) kapsamında destek almaya hak kazanan öğrenci toplulukları ve kulüp üyeleri için BEUN’da sertifika teslim töreni düzenlendi. Farabi Kampüsü Genç Ofiste gerçekleşen törene; Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. İsmail Hakkı Özölçer, Zonguldak Gençlik ve Spor İl Müdürü Halil Hacı, BEUN Genel Sekreteri Prof. Dr. Zehra Safi Öz, akademisyenler ve idari personel, Zonguldak Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü yönetimi ve personeli ile öğrenciler katıldı. Tören, aziz şehitlerin anısına saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başladı. Açılışın ardından, ÜNİDES Programı’nın amaç ve kapsamının aktarıldığı tanıtım filmi izlendi. Programın devamında sahne alan Gençlik Merkezi Müzik Topluluğu, seslendirdiği türkülerle katılımcılardan beğeni toplarken, öğrenciler de eserlere eşlik etti. ÜNİDES Programı kapsamında proje geliştirerek başarıyla uygulayan üniversite kulüp ve topluluklarına yönelik düzenlenen sertifika teslim töreninde; projelerde görev alan öğrenci topluluk üyeleri ile danışman akademisyenlere sertifikaları Prof. Dr. İsmail Hakkı Özölçer ile Zonguldak Gençlik ve Spor İl Müdürü Halil Hacı tarafından takdim edildi. Törene ilişkin değerlendirmede bulunan Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. İsmail Hakkı Özölçer, öğrenci topluluklarının ÜNİDES kapsamında elde ettiği başarılardan duyduğu memnuniyeti dile getirerek şu ifadeleri kullandı: "Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi olarak öğrencilerimizin yalnızca akademik değil; sosyal, kültürel ve toplumsal gelişimlerini de destekleyen bir üniversite anlayışıyla hareket ediyoruz. Öğrenci topluluklarımızın proje üretme kültürünü benimseyerek her geçen dönem daha güçlü çalışmalar ortaya koyması, bu anlayışın somut bir yansımasıdır. ÜNİDES kapsamında Üniversitemiz öğrenci toplulukları; bugüne kadar toplam 65 projeyle desteklenmeye hak kazanmıştır. Bu sonuç, öğrencilerimizin sürdürülebilir bir başarı çizgisine sahip olduğunu ve topluluklarımızın ulusal ölçekte nitelikli projeler üretebildiğini göstermektedir. Bu vesileyle öğrencilerimize önemli fırsatlar sunan ÜNİDES Programı dolayısıyla başta Gençlik ve Spor Bakanımız Sayın Dr. Osman Aşkın Bak olmak üzere Gençlik ve Spor Bakanlığına teşekkür ediyor; projeleriyle destek almaya hak kazanan tüm öğrencilerimizi ve danışman akademisyenlerimizi tebrik ediyorum." Program günün anısına çekilen toplu fotoğraf çekimi ile son buldu.