EKONOMİ - 11 Mayıs 2021 Salı 12:28

Geleneksel üretim tel kadayıfta bayram öncesi hareketliliği

A
A
A
Geleneksel üretim tel kadayıfta bayram öncesi hareketliliği

Konya’da son dökme kadayıf ustası Hakan Güvez, 40 yıldır bakır tepside ürettiği tel kadayıflarla sofraları tatlandırıyor.

Konya’da son dökme kadayıf ustası Hakan Güvez, 40 yıldır bakır tepside ürettiği tel kadayıflarla sofraları tatlandırıyor. Ramazan Bayramı öncesinde tel kadayıf satışında hareketlilik yaşanıyor.


Konya’da Tarihi Bedesten Çarşısı’nda 40 yıldır bakır tepside tel kadayıf döken Hakan Güvez, 40 yıldır sıcak ateşin yanında hamura şekil veriyor. Pandemi nedeniyle işleri azalan Hakan Güvez, dükkanında bayram öncesi yoğunluğunu yaşıyor. Babasından ve ustalarından öğrendiği şekilde yıllardır kadayıf döken Hakan Güvez, kimi zaman sıcağın yanında 20 saate kadar ter döküyor. Un ve su karışımıyla elde edilen tel kadayıflar ise kısa süren yapım aşamasının ardından sofralardaki yerini alıyor. Konya’da dökme kadayıf ustası olarak tek kalan Hakan Güvez, arkasından yetişen çırak olmadığı ve mesleğin son temsilcisi olduğu için üzüldüğünü belirtti.



“Tek kaldım diye üzülüyorum”


Tel kadayıf ustası Hakan Güvez, mesleğe yaklaşık 1980 yılında baba mesleği olarak başladığını söyledi. İşini severek yaptığını anlatan Hakan Güvez, “40 senedir bu işi yapan bir insan severek yapmasa zaten bu işte muvaffak olamaz. Bir de sıcağa katlanılmaz, bizim işimiz sıcakla. Yani sevmeyen bir insan bu işi bu kadar süre yapamaz. Fabrikasyon kadayıf ve dökme kadayıf olarak kadayıf çeşitleri var. Bizimki dökme olarak el emeği ile yapılan iş. Şu anda her yer fabrikasyon olmaya başladı. Şu anda Konya’da bu işi dökme olarak yapan tek ben varım. Başka kalmadı dökme yapan şu anda. Kültür böyle böyle yok oluyor. Ben herkese diyorum; ‘arkamızdan yetişenimiz yok’ diye. Eskiden biz ustalarımıza bu işi öğretmesi için yalvarırdık. Şimdi bize gelip de bu işi bize öğret diyen yok. Çünkü yorucu iş, ayakta duruyorsun. Günde 17-18 sat sıcağın başında duruyorsun, yeri geliyor 20 saat sıcağın başında duruyorsun. Yeri geliyor bayram araları hiç uyumadan kadayıf döktüğümüz gün oluyor. Yani herkes sıcağa katlanmıyor, zorluğa dayanmıyor şimdiki gençler. Biz elimizden geldiği kadar, sağlık sıhhatimiz el verdiği müddetçe bu işi yapmaya çalışacağız. Bizden sonra ne olur bilmiyorum ama kültüre sahip çıkılsın ben onu istiyorum. Bitirmesinler meslek dallarını. Devletimiz buna teşvik yapabilir. Şimdi ruhsat alınmaya gidildiğinde eskisi gibi ruhsat alınamıyor. Çoğu insanın bırakmasının ayrı ayrı sebepleri var ama hepsi ayrı incelenmesi gerekir. Ben mesleğimiz seviyorum, mesleğim güzel, yorucu ama yapacak bir şey yok. Tek kaldım diye seviniyor muyum asla sevinmem. Tek kaldım diye üzülüyorum arkamızdan yetişen olmadığı için” dedi.



“Göğsünü gere gere yiyeceğin tatlılardan birisi tel kadayıftır”


İşlerinin yaz aylarında düşük olduğunu anlatan Hakan Güvez, “Kış aylarında hava soğuk olduğunda işlerimiz iyi olur. Ramazan ayı bizim harman zamanımızdır, milletin tatlıya düştüğü bir zamandır. Bir de malum eskisi gibi değil kavun karpuzun pahalı olduğu ve sofralarda olmadığı bir zaman. Öyle olunca tatlıya rağbet artıyor. Bir de hesap kitap işi herkes cebine göre hareket ediyor. Göğsünü gere gere yiyeceğin tatlılardan birisi tel kadayıftır çünkü içinde hiçbir katkı maddesi yoktur bunun. Her şey görüldüğü gibi ortada” ifadelerini kullandı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Bakan Ersoy, Yunan mevkidaşı ile "Romeo ve Juliet" oyununu izledi Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy ile Yunanistan Kültür Bakanı Lina Mendoni, William Shakespeare’in unutulmaz eseri "Romeo ve Juliet" oyununun Atatürk Kültür Merkezi’ndeki (AKM) gösteriminde bir araya geldi. Oyun, Türkiye’den Devlet Tiyatroları ve Yunanistan’dan Atina Konser Salonu Megaron ve Yorgos Lykiardopoulos kültürel organizasyonu Lykofos ortak projesiyle Ege’nin her iki yakasında tiyatro severlerle buluşuyor. Yunanistan ve Türkiye’den sanat kurumları ile sanatçıları bir araya getiren proje, iki ulus arasında köprü kurmayı hedefliyor. Dün İstanbul’da ilk gösterimi yapılan ve 28 Nisan’a kadar sahnelenmeye devam edecek esere ilişkin AKM’de gerçekleştirilen basın toplantısında Bakan Mehmet Ersoy, Bakan Lina Mendoni ile verimli bir görüşme gerçekleştirdiklerini ve değerlendirmelerde bulunduklarını söyledi. Basın toplantısında konuşan Bakan Ersoy, "Bugün değerli mevkidaşım, Yunanistan Kültür Bakanı Sayın Lina Mendoni ve beraberindeki heyeti misafir ettik. Verimli bir görüşme gerçekleştirdik; değerlendirmelerde bulunduk. Şimdi ise çok güzel bir sanat birlikteliği vesilesiyle buradayız. Devlet Tiyatrolarımız ile Pire Belediye Tiyatrosunun ortak bir proje çerçevesinde sahneye koyduğu Romeo ve Juliet oyununun İstanbul galasını izleyeceğiz” dedi. "Sanatın evrenselliği insanlık için daima ortak bir çatı olmuş; en güzel, en anlamlı birlikteliklere ev sahipliği yapmıştır" diyen Ersoy, sözlerine şöyle devam etti: “Bizler de buna sahip çıkmanın, katkı ve değer sunmanın gayretindeyiz. İnanıyorum ki bu proje sadece bir başlangıç olacak, önümüzdeki dönemlerde sanatın diğer alanlarına da yayılacaktır. Romeo ve Juliet, Shakespeare’in eşsiz kaleminden çıkmış ölümsüz bir klasik. Bizler ise bu eseri, sanatçılarımızın kendi kültürel ve tarihsel geçmişlerinden ilham alarak yeniden yorumladıkları bir temsille sahneye taşıyoruz. Oyundaki aileler kendi aralarında anadillerinde konuşurken bir araya geldiklerinde, bildikleri tek ortak dil olan İngilizce ile iletişim kuracaklar. Bu yaklaşım, farklı dillerin ve kültürlerin etkileşimiyle insan doğasının derinliklerine inerek evrensel duyguları keşfetmeyi amaçlamaktadır. Esere günümüz dünyasından açılan bu çağdaş bakış açısı ve yeni yorum vesilesiyle Türkiye ve Yunanistan’ın köklü kültürel mirasını da bir araya getirmiş ve iki ülke arasında derinleşen kültürel diyaloğu sembolize etmiş olacağız. Provalar 18 Şubat’ta, Yunanistan’da başlamıştı. Yönetmen Lefteris Giovanidis’in rejisiyle sahneye taşınan eser, Türkiye’de sanatseverlerle buluşmasının ardından Mayıs ayında, Atina’da perdelerini açacak ve iki ülkede toplamda 13 temsil gerçekleştirilecek. Ayrıca 17-27 Mayıs 2024 tarihleri arasında, Antalya’da düzenlenecek olan 14’üncü ‘Devlet Tiyatroları Antalya Uluslararası Tiyatro Festivali’nde yer almasını da planlıyoruz. Yine yaz aylarında ve önümüzdeki tiyatro sezonunda Türkiye’nin ve Yunanistan’ın farklı şehirlerinde sahnelenmesi, Avrupa’daki prestijli tiyatro festivallerine katılımı söz konusu olacak. Türkiye ve Yunanistan arasındaki kültürel ilişkilerin geliştirilerek daha ileri boyuta taşınması adına bundan sonra da Yunanistan’ın ilgili kurum ve kuruluşlarıyla eşgüdüm ve iş birliği içerisinde çalışmaktan memnuniyet duyacağımızı ifade etmek isterim. Sayın Bakan’a, Pire Belediye Tiyatrosunun ve Devlet Tiyatrolarımızın çok değerli sanatçılarına ve Sayın Lefteris Giovanidisi’in şahsında, sahne arkasında bu esere emek veren bütün ekibe teşekkür ediyorum. Sanatseverleri bu özgün ve özel temsili izlemeye davet ediyor, hepinize saygılar sunuyorum” dedi. Yunanistan Kültür Bakanı Lina Mendoni ise eserin sahneye konulma sürecinden bahsederek, Türk- Yunan ilişkileri bakımından oyunun İstanbul’da izleyicilerle buluşmasından dolayı mutluluk duyduklarını ifade etti. Romeo ve Juliet’in en güzel aşk hikayesi, aynı zamanda da bir drama olduğunu belirten Mendoni, "Bu oyun bir başlangıç olabilir. İki toplumun kültürel bağlarımızı daha da yüksek hale getirebiliriz. Sadece devlet düzeyinde değil, özel kuruluşlar arasında da ortak projelerin ve ikili işbirliklerinin olduğunu öğrenmekten mutluluk duyuyoruz. Yakın zamanda sizleri Atina’ya 16 Mayıs’ta sahnelenecek oyuna da bekliyorum. Eminim oyun, Atina’da da çok iyi karşılanacak" diye konuştu. Bakan Ersoy ve Mendoni, ortak basın toplantısının ardından AKM Tiyatro Salonu’nda sahne alan "Romeo ve Juliet" oyununu birlikte takip etti.