KÜLTÜR SANAT - 27 Nisan 2025 Pazar 11:01

Konya’nın zirvesi Gevale Kalesi turizme kazandırılıyor

A
A
A
Konya’nın zirvesi Gevale Kalesi turizme kazandırılıyor

Konya’nın merkez Selçuklu ilçesi Belediye Başkanı Ahmet Pekyatırmacı, Gevale Kalesi’nde sona gelinen 3. etap restorasyon çalışmalarını yerinde inceledi.


Selçuklu Belediyesi tarihe vefa kapsamında tarihi ve kültürel varlıkları gün yüzüne çıkartıp turizme kazandırmaya devam ediyor. Bu kapsamda Konya’ya hakim konumdaki Takkeli Dağın zirvesinde yaklaşık bin 700 metrede yer alan Gevale Kalesi’nin Konya turizmine kazandırılması için çalışmalar hummalı bir şekilde sürdürülüyor. Selçuklu Belediye Başkanı Ahmet Pekyatırmacı, Selçuklu’nun tarihi miraslarından olan ve birçok medeniyete ev sahipliği yapan Gevale Kalesi’nde devam eden 3. etap çalışmalarını yerinde inceledi. Konya’nın zirvesinde yer alan ve tarihin adım adım gün yüzüne çıktığı tarihi yapının Konya turizmine kazandırılması için Kültür ve Turizm Bakanlığı ve Selçuklu Belediyesi örnek bir iş birliği sergiliyor. Turizm açısından büyük potansiyele sahip Gevale Kalesi’nde çalışmalarla bugüne kadar önemli keşiflere ulaşıldı.


Takkeli Dağ, Anadolu Selçuklu başkenti Konya’da birçok medeniyete ev sahipliği yapan ve efsanelere konu olan sur ile burçların yer aldığı sembol bir mekan. Helenistik, Roma, Bizans, Selçuklu, Karamanoğulları ve Osmanlı’ya kadar binlerce yıldır birçok medeniyetin izlerini taşıyan tarihi dağda titizlikle yürütülen çalışmalar bu yüzden büyük önem taşıyor. Gevale Kalesi 3. etap restorasyon çalışmaları çerçevesinde, 100’ün üzerinde sarnıcın konservasyon ve restorasyonu projelerine uygun olarak tamamlandı. Surların mikro enjeksiyon sağlamlaştırması ve konservasyonunu yapan ekipler diğer mesken kalıntılarının da sağlamlaştırma, konservasyon ve restorasyon uygulamalarında sona yaklaştı. Ayrıca, yürüme yolları, dehlizler, hamam ve ibadet mekanlarının da restorasyonu tamamlandı. Kalede 3. etap uygulamaları planlamalar dahilinde sonlanırken bir bütün olarak tamamlanan yapıların turizme açılmasına yönelik destinasyon yönlendirmelerin ve diğer çalışmaları devam edecek.



"Gevale, Konya turizmi açısından büyük değer taşıyor"


Gevale Kalesi’ndeki çalışmaların Konya turizmi açısından büyük önem arz ettiğini ifade eden Selçuklu Belediye Başkanı Ahmet Pekyatırmacı, "Yaklaşık 13 yıldır tarihi alandaki kazı çalışmalarını paydaşlarımızla beraber büyük bir titizlikle yürütüyoruz ve önemli bir noktaya geldik. Takkeli Dağ, Konya’nın 360 derece gözlemlenebildiği Antik Dönemden itibaren bir kalenin bulunduğu önemli bir yerleşim alanı. Buradaki kazılarda da önemli keşiflere ulaştık ve 3. etap çalışmalarımız planlamalar dahilinde sorunsuz bir şekilde tamamlandı. İnşallah Konya’nın turizmde önemli bir mekan ile Konya siluetine ve turizmine önemli bir katkı sağlamayı düşünüyoruz. Takkeli Dağ’ın zirvesinde Gevale Kalesi’ni ziyarete gelen misafirlerimiz hem tarihin derinliklerine yolculuk edecekler hem de Konya’yı panaromik olarak görebilecekler bu anlarını fotoğraflayarak zamana iz düşebilecekler" dedi.



Konya’nın zirvesi Gevale Kalesi turizme kazandırılıyor

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Haydar Aliyev, vefatının 22. yılında Üsküdar Üniversitesi’nde anıldı Azerbaycan’ın eski Cumhurbaşkanı Haydar Aliyev, vefatının 22. yılında Üsküdar Üniversitesi’nde düzenlenen programda anıldı. Etkinlikte, Aliyev’in siyasi mirası ve Türkiye-Azerbaycan kardeşliğine katkıları ele alındı. Üsküdar Üniversitesi Merkez Yerleşkesi Nermin Tarhan Konferans Salonu’nda gerçekleştirilen "Türkiye-Azerbaycan kardeşliğinin mimarı: Ulu Önder Haydar Aliyev’i Anma Gecesi" programı, saygı duruşu ve Türkiye ile Azerbaycan milli marşlarının okunmasıyla başladı. Açılışın ardından düzenlenen panelde; Yıldız Teknik Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Süleyman Doğan, İstanbul Yeni Yüzyıl Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Celal Erbay, Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Kerem Karabulut ile Marmara Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Okan Yeşilot, Haydar Aliyev’in siyasi mirası ve Türkiye-Azerbaycan ilişkilerine katkılarına ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Panelin ardından ses sanatçısı Süreyya Eyvazova, Azerbaycan’ın simge eserlerinden "Sarı Gelin" türküsünü seslendirdi. "Tarihimize baktığımızda biz hem kardeşiz hem soydaşız hem de kader ortağıyız" Üsküdar Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nazife Güngör, Haydar Aliyev’in Azerbaycan milleti için taşıdığı önemi vurgulayarak, gerçekleştirdiği anma konuşmasında şu ifadelere yer verdi: "İki liderimizden, iki ulu önderimizden birini bugün burada anıyoruz. Biri Atatürk, biri Haydar Aliyev. Her ikisi de bizim yolumuzu açtı. Biri Türkiye’nin, biri Azerbaycanlı Türklerin yolunu açtı. Azerbaycan bizim için can, Azerbaycanlı kardeşlerimiz de can kardeşlerimizdir. Uzakta olsak bile gönül bağıyla bağlıydık ve o kültürün, o toplumun içerisine girdikçe aslında ne kadar yakın olduğumuzu; benzerlik de değil ne kadar aynı olduğumuzu fark ettim. Aslında bizim bir olduğumuzu keşfettim. Ortak kültür, ortak dil ayrı bir dil değil, hepimiz aynı dili konuşuyoruz. Ama bir kan birliği kesinlikle var ve bu kan birliğinin, genetik birliğinin, genetik aynılığın ben artık kimyasına çok inanmaya başladım. Çünkü yabancı hissetmiyoruz orada, benim için başka bir ülke değil. Tarihimize baktığımızda aslında biz hem kardeşiz hem soydaşız hem de aslında kader ortağıyız; aynı mücadelelerden geçmişiz. Emperyalist güçler tarafından aynı acılar çektirilmiş, aynı mücadele süreçleri yaşanmış. Dolayısıyla Haydar Aliyev gibi, Mustafa Kemal Atatürk gibi ulu önderler eğer bu kadar güçlü biçimde bizlere ışık tutup bizim yollarımızı açtılar ise, bu üniversitenin çatısı altında da şunu söyleyebilirim ki bizler için en büyük güç bilgi olmalı. Çünkü biz emperyalist güçlerle ancak ve ancak bilgi ile başa çıkabiliriz. Bu iki ulu önderin özelliği, her iki önder de kahramanlık destanını kendi halklarıyla birlikte, kendi milletleriyle birlikte yazdılar. Destanı cephede, meydanlarda birlikte gerçekleştirdiler. Birlikte kahramanlık hikayeleri yazıldı ve tarihe birlikte geçildi; milletiyle bütünleşerek ve büyük millet sevgisiyle. İktidar hırsı değil, millet sevgisi, milleti kurtarmak, bağımsızlık ve özgürlük sevdasıyla gerçekleştirilen büyük bir güç, büyük bir enerji. Dolayısıyla onlara çok şey borçluyuz." "Bilmek ve bilgi yolunda ittifak, her tür emperyal baskıdan kurtaracaktır" Prof. Dr. Güngör, bilginin iki millet arasındaki birleştirici gücü artıracağını ve güçlü bir Türk ittifakının bilgili insanlarla mümkün olabileceğini dile getirerek, "Bugün burada olmanız bizler için çok anlamlı. Ülker Hanım bize "’İyi ki kapılarınızı açtınız’ demişti. Ben de dedim ki; biz kapıları açmadık, kapılar zaten hep açıktı. Biz çünkü kapıları kapatamayız, kapılar hep açık çünkü biz kardeşiz, biz aynı milletiz. Biz birbirimize dayanırsak güçlü oluruz. Yoksa bir tarafta Amerika, bir tarafta Rusya, geleceğin belki emperyal gücü Çin; bunlar için biz hep başkası olacağız, biz hep öteki olacağız. Bizim öteki olmaktan kurtulmamızın tek bir yolu var: Birbirimizi tanımak, birbirimizin farkına varmak ve biz olabilmek. Onun için de bilgi ittifakı yapmalıyız. Biz zaten kardeş ittifakı yapıyoruz, bilgi ittifakı yapmalıyız. Üniversitelerimiz arasında bilgi alışverişi, etkileşimi hızlandırmalıyız. Bunu çok daha güçlü hale getirmeliyiz. Bilmek ve bilgi yolunda ittifak, her tür emperyal baskıdan kurtaracaktır. Dolayısıyla da farkında olmak, dolayısıyla da birbirinin yanında olmak, birbirinin içerisinde olmak, ittifakı güçlü bir Türk ittifakı oluşturabilmek, güçlü bir Türk bloku oluşturabilmek. Bunun yolu da aşkın insan yetiştirebilmek, bilinçli insan yetiştirebilmek ve bilgili insan. O nedenle de eğitim güçlerimizi birleştirmeliyiz. Bu tür topluluklarda da bunun farkını ve bunun farkındalığını sürekli güçlendirmeliyiz. Ben tekrar huzurunuzda Ulu Önderimiz Haydar Aliyev’i saygıyla, minnetle, sevgiyle anıyorum" ifadelerine yer verdi. Program, konuşmacılara ve katkı sunanlara plaket takdim edilmesiyle sona erdi.