EKONOMİ - 26 Kasım 2020 Perşembe 10:30

KSO’da, pandeminin otomotiv sektörüne etkisi konuşuldu

A
A
A
KSO’da, pandeminin otomotiv sektörüne etkisi konuşuldu

Konya Sanayi Odası (KSO) tarafından ‘Dış Pazarlarda Pandeminin Otomotiv Sektörüne Etkisi” toplantısı gerçekleştirildi.

Konya Sanayi Odası (KSO) tarafından ‘Dış Pazarlarda Pandeminin Otomotiv Sektörüne Etkisi” toplantısı gerçekleştirildi. Türkiye, Çin, Kanada ve Amerika’dan konuşmacıların katıldığı çevrim içi toplantıda pandeminin otomotiv sektörünü olumsuz etkilediği, ancak özellikle otonom araç teknolojisi için de fırsatlar oluşturduğu vurgulandı.


Toplantının açılışında konuşan Konya Sanayi Odası Yönetim Kurulu Üyesi Sevda Kayhan Yılmaz, otomotiv sektörünün Konya’nın önde gelen sektörlerinden biri olduğunu söyledi. Sektörde 400’den fazla firmanın üretim yaptığı, 11 binin üzerinde doğrudan istihdam sağlandığı bilgisini paylaşan Sevda Kayhan Yılmaz, "Makine ve aksamları sektörünün ardından, otomotiv sektörümüz 384 milyon dolar ihracat ile 2019 yılında ihracatımızda ikinci sırada yer aldı. Bu Konya’nın ihracatının yüzde 20’sine denk geliyor. Bu yılın ilk 10 ayında da, pandeminin en çok etkilediği sektörlerden birisi olmasına rağmen, 334 milyon dolar civarında ihracat gerçekleştirildi. Konya, otomotiv sektöründe Türkiye’de en çok ihracat gerçekleştiren 8. il. Konya sektörde bu 8 il içerisinde, ilk 10 ayda ihracatını artırmayı başaran tek il konumunda" diye konuştu.



KSO, sektörün gelişmesine katkı sunuyor


Konya otomotiv sektörünün gelişmesi için Konya Sanayi Odası’nın birçok çalışmayı hayata geçirdiğini ifade eden Yılmaz, Türkiye’de sektörün ilk kümelenme projesi olan, Konya Otomotiv Yan Sanayi İş Kümesi’nin KSO tarafından kurulduğunu, birçok yurt içi ve yurt dışı fuar organizasyonu düzenlendiğini ve son 5 yılda 200’ün üzerinde ikili iş görüşmesi organize edildiğini aktardı.


Konya Sanayi Odası tarafından gerçekleştirilen Uluslararası Otomotiv Sektörünün Geleceği (OSEG) konferanslarının da sektörde marka haline geldiğini vurgulayan Yılmaz, şunları söyledi: "Oda olarak, Konya otomotiv sektörüne yönelik yaptığımız çalışmaların en önemlilerinden bir tanesi de, OSEG konferanslarımız oldu. Sektörde bir marka haline gelen OSEG Konferanslarımızın 2018 yılında 5.’sini gerçekleştirmiştik. Her konferansımızda sektörün geldiği son durumu, yeni teknolojileri ve trendleri ele aldık. Sektörde daha fazla nasıl katma değer oluşturabiliriz diye tartıştık. Bu yıl 6.’sını gerçekleştirmeye hazırlandığımız, ancak pandemi dolayısıyla ertelemek zorunda kaldığımız OSEG konferansımızı, koşulların el verdiği ilk fırsatta tekrar yapacağız."



Otomotiv sektörü, sürecin normale dönmesini bekliyor


Toplantının moderatörü FEV Asya Başkan Yardımcısı Taner Göçmez, organizasyonu düzenlediği için Konya Sanayi Odası’na teşekkür ederek, "Konya Sanayi Odası’nın çalışmalarını yurt içinde ve yurt dışında herkes çok takdir ediyor. Gerçekten sürekli bir liderlik var. Hepimiz görüyoruz. Başarılar diliyorum" dedi. Pandeminin otomotiv sektörüne etkilerini aktaran Göçmez, "Bu yıl, yüzde 20 ile yüzde 40 arasında binek araç pazarında düşme söz konusu. Bu otomotiv sektörü için ciddi bir rakam. Bu etki, tedarik zincirindeki herkese yansıyor. Sektör çok ciddi bir şekilde sürecin normale dönmesini bekliyor" dedi.



Tedarikçilerin mali yapısına önem veriliyor


Daimler Otomotiv Satın Alma Müdürü Baran Tankut Gümüşel, tedarikçileri ile çalışmalarında dikkat ettikleri hususları anlattı. Gümüşel, "Tedarikçinin kalite kontrolü, global OEM’lerle çalışıyor mu, otomasyona yönelik neler yapılıyor, AR-GE imkanları nelerdir, hangi yenilikçi ürünler geliştiriliyor, ürün portföyü nelerdir. Hangi riskleri bizim için hafifletiyorlar bunlar bizim için önemli kriterler. Ayrıca, tedarikçi olmak isteyen şirketin mali durumu iyi değilse bu bizim için büyük bir risk oluşturuyor" diye konuştu.



Daha güçlü bir tedarik zincirine ihtiyaç var


ApmaTEC Teknoloji Baş Yöneticisi Colin Singh Dhillon da, firmalarının otomotiv ve havacılık sektöründe faaliyet gösterdiğini söyleyerek, çalışmaları hakkında bilgiler verdi. Kovid-19 pandemisinin firmalarının hedeflerini etkilediğini aktaran Dhillon, "Kovid-19 döneminde, kendimize dersler çıkardık. Daha dayanaklı ve güçlü bir tedarik zincirine ihtiyaç olduğunu gördük. Bu noktada hepimizin stoklarına bakması, yeniden çalışma yapması gerekiyor. Ben, 2021’in iyi olacağını umut ediyorum" şeklinde konuştu.



Pandemi, otonom teknolojisini daha fazla geliştirdi


Motion Fiziks Operasyon Müdürü Chase Williams ise, pandemi döneminde araç satışlarında düşüş olmasına rağmen, otonom sürüş teknikleri sektörü için bu dönemin bir fırsat olduğunu söyledi. Williams, şunları kaydetti: "Bu dönemde birçok sektörde araçların otomatize edildiğini gördüm. Bu alanda büyük bir artış ve ihtiyaç var. Otomatik hijyen araçlarına olan ilgi ve ihtiyaç artıyor. Bu noktada ben Kovid-19’un otomasyon sektörü için, otomatik sürüş sistemleri sektörü için bir fırsat olarak kullanıldığını görüyorum. Birçok OEM ile birlikte çalışıyorum. Bu geliştiricilerin çoğu araçlarını modifiye ediyorlar ve kendilerini ihtiyaçlara göre optimize ediyorlar."


Konuşmaların ardından, program soru ve cevaplar ile devam etti.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Bakan Tunç: “Filistin’in BM üyeliğinin Konseyi’nde tekrar görüşülmesi özgür Filistin için önemli bir adımdır” Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, “Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nun, Filistin’in BM üyeliğinin Konseyi’nde tekrar görüşülmesi özgür Filistin için önemli bir adımdır” dedi. Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nun Filistin’in BM’ye üyeliğinin tekrar görüşülmesini talep eden karar tasarısını kabul etmesinin ardından açıklama yaptı. Bakan Tunç, karar tasarısının özgür Filistin için önemli bir adım olduğunu değinerek, “Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nun, Filistin’in BM üyeliğinin BM Güvenlik Konseyi’nde tekrar görüşülmesi ve gözlemci statüsünde olan Filistin’e bazı ilave haklar tanınmasını talep eden karar tasarısını kabul etmesi özgür Filistin için önemli bir adımdır. Ülkemizin yanı sıra 80’e yakın ülkenin ortak sunucusu olduğu karar tasarısının 143 evet oyuyla kabulü, Birleşmiş Milletler üyesi ülkelerin 7 Ekim’den bu yana işgalci İsrail tarafından soykırıma uğrayan Filistin’e desteğini göstermesi açısından önemlidir. 1967 sınırları temelinde bağımsız Filistin devletinin varlığı kabul edilmelidir. Filistin halkı kendi ata yurtlarında, insan onuruna yakışır şekilde yaşamalıdır” ifadelerine yer verdi. İsrail’in saldırılarının son bulması gerektiğini belirten Bakan Tunç, “Gazze ve Refah bölgesinde çocuk, kadın, sivil demeden 35 bin Filistinliyi öldüren, 78 binden fazla Filistinliyi yaralayan İşgalci İsrail’e karşı uluslararası mekanizmalar artık gereğini vakit kaybetmeden yapmalıdır. İnsan haklarını yok sayan, uluslararası hukuku görmezden gelen, savaş suçu işleyen ve soykırım yapan İsrail’in saldırıları son bulmalıdır. İsrailli yetkililer Uluslararası Ceza Mahkemesi huzuruna çıkarılmalı, gereken ceza verilmelidir. İşgalci İsrail Devletinin Uluslararası Adalet Divanınınca verilen tedbir kararına uyması sağlanmalıdır. Türkiye olarak, Filistinli kardeşlerimizin haklı davalarında yanlarında olmaya, dünyada adaleti ve hakkaniyeti savunmaya devam edeceğiz” ifadeleri kullanıldı.