EKONOMİ - 22 Eylül 2024 Pazar 11:57

MEVKA Genel Sekreteri Bostancı: “Keneviri birçok sektör için stratejik ürün, daha katma değerli hale getirmeliyiz”

A
A
A
MEVKA Genel Sekreteri Bostancı: “Keneviri birçok sektör için stratejik ürün, daha katma değerli hale getirmeliyiz”

Mevlana Kalkınma Ajansı (MEVKA), Çumra Anadolu Üretim ve Pazarlama Kooperatifi ve Karamanoğlu Mehmetbey Üniversitesi iş birliğiyle “Kenevir Bilgilendirme Toplantısı” düzenlendi.


Bilgilendirme toplantısı Mevlana Kalkınma Ajansı’nın da destekleri ile Konya Büyükşehir Belediyesi tarafından hayata geçirilen Çatalhöyük Karşılama ve Tanıtım Merkezi’nde gerçekleştirildi. Programın açılışında konuşan Çumra Anadolu Üretim ve Pazarlama Kooperatifi Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Şenyüz, “Bizler Konyalı çiftçiler olarak kooperatifimiz bünyesinde şehrimizin, bölgemizin tarımsal üretimine katkı sağlamak ve çiftçilerimizin daha çok gelir elde etmeleri için çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Bu noktada ülkemizde çok eski zamanlardan beri üretimi yapılan ve son dönemde yeniden gündeme gelen kenevirle ilgili de Karamanoğlu Mehmetbey Üniversitemizle birlikte çalışma yürüttük ve üretimi izne tabi olan kenevir bitkisinin üretim iznini alarak Çumra ilçemizde üretmeye başladık. Çok kısa zaman içerisinde hasadı yapılacak olan kenevirin geniş bir alanda kullanımı mevcut. Bugün düzenlenen programda da çiftçilerimizi bu konuda bilgilendirmek istedik. Toplantıyı düzenleyen Karamanoğlu Mehmetbey Üniversitemize ve Mevlana Kalkınma Ajansımıza çok teşekkür ediyoruz” dedi.


Ardından konuşan Mevlana Kalkınma Ajansı Genel Sekreteri Dr. İhsan Bostancı da “Mevlana Kalkınma Ajansı olarak, yönetim kurulumuz önderliğinde ve Sanayi Teknoloji Bakanlığı Kalkınma Ajansları Genel Müdürlüğü koordinasyonunda sorumluluk alanımızda bulunan Konya-Karaman illerinde gerek işletmelere, kamu kurumlarına ve sivil toplum kuruluşlarına yönelik olarak uyguladığımız mali ve teknik destek programları ile gerekse de çeşitli konularda hazırladığımız plan ve raporlarla bölgemizin kalkınmasına yön vermek ve bu kalkınma sürecine katkıda bulunmak üzere çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Ajansımız tarafından bu doğrultuda, kurulduğumuz günden bugüne kadar 1519 mali ve teknik destek projesine 2024 fiyatları ile yaklaşık 3 Milyar TL destek sağlanarak eş finansmanlarla birlikte 5,5 Milyar TL’lik yatırım bölgemizde harekete geçirilmiştir. Düzenlediğimiz bu toplantıda, tarımın ve sanayinin geleceğinde önemini git gide artıracağına inandığımız kenevir bitkisini ve endüstriyel kullanımını daha yakından tanıma fırsatı bulacağız. Sahip olduğu birçok özellikle yeni dönemde farklı sektörlerde de kullanılabilme potansiyeli bulunan kenevir bitkisine baktığımızda Anadolu’da üretiminin M.Ö. 1500 yıllarından beri yapıldığını, Dünya’da ise bu üretimin M.Ö. 7000 yıllarına kadar gittiğini görüyoruz. Yine, 18 ve 19. yüzyıl ortalarına kadar Dünya’da üretilen tekstil liflerinin yüzde 80‘inin keten ve kenevirden oluştuğu, 1930‘lu yıllardan itibaren ise bu alanda bir gerileme yaşandığı da bilinmektedir. Üretim ve kullanım alanları çok eski zamanlara dayanan kenevirin son 40-50 yıllık süreçte ekimi azalmış, nerede ise yok olma noktasına gelmiş durumdadır. Bunda uluslararası politika yapıcılarının kenevir politikalarının önemli payı olduğu da bir gerçektir. 2000’li yıllardan itibaren özellikle Avrupa, keneviri tekrar keşfetmeye başlamıştır. 2005 yılında kurulan Avrupa Endüstriyel Kenevir Organizasyonu, tarladan, bitmiş ürüne kadar kenevirin planlı bir şekilde tarımının yapılması, işlenmesi ve kullanımına dair politikaların ve uygulamaların geliştirilmesine yönelik çalışmalar yürütmektedir. Artan ilgi ile birlikte, Dünya’da toplam kenevir ekim alanı 8 Milyon dekara ulaşmış olup, çoğu Çin, Kanada ve Amerika’da yer alan bu ekim alanlarının yaklaşık olarak 350 bin dekarı ise Avrupa’da yer almaktadır. Ülkemizde ise çok uzun yıllar izne tabi olarak çok dar alanda üretilen kenevirin özellikle son yıllarda yeniden gündeme geldiğini, gelinen nokta itibari ile yaklaşık 6 bin dekar alanda ekiminin yapıldığını ve Samsun, Kastamonu, Yozgat, Kayseri gibi bazı illerde çalışmaların hızlandığını görmekteyiz. Bilindiği üzere ülkemizde 20 ilde kenevir ekimine izin verilmiş olup Konya, 2024 yılı itibarı ile ‘kenevir üretimi’ için izin verilen iller kapsamına dâhil olmuş ve Çumra ilçesinde kenevir ekimi yapılmaya başlanmıştır. Sertifikalı tohum geliştirme çalışmaları kapsamında ilgili enstitülerimizce geliştirilen ‘Vezir’ ve ‘Narlı’ isimlerinde iki adet sertifikalı kenevir tohumumuz bulunmaktadır. Çok farklı sektör ve alanlarda kullanılabilen kenevir, ABD’de ilaç ve kozmetik amaçlı üretilirken, Kanada’da tuğlası, sıvası, çimentosu esnek, depreme dayanaklı, hava geçirgenliği olan, anti bakteriyel, ısı izolasyonu yüksek, rutubet tutmayan özelliklere sahip olduğu için inşaat amaçlı, Fransa-Çin-Rusya gibi ülkelerde ise tekstil sektöründe kullanılmaktadır. Bunun yanı sıra, otomotiv sanayiinde kaporta parçaları, kapı içi panelleri, koltuklar ve kompozit malzemesi olarak da kullanılabilen kenevirin, kâğıt endüstrisinde, mobilya sektöründe, gübre, tohum ve yağ sanayiinde de kullanımı her geçen yaygınlaşmaktadır. Tüm bunlarla birlikte, aynı miktardaki ağaçlara göre 25 kat daha fazla oksijen salınımı yapan ve 4 kat daha fazla karbon emilimi sağlayan kenevir bitkisinin, toprağı gençleştirmesi, ağır metalleri emmesi gibi doğa ve çevre dostu pek çok özelliğe sahip olduğu da görülmektedir. Tekstil, ilaç, kozmetik, gıda, selüloz, yem, inşaat, otomotiv vb. birçok sektörde hammadde olarak kullanılabilen ve ilimizde ekimine yeni başlanılmış olan kenevir, kenevire bağlı oluşturulabilecek endüstriler ve bundan elde edilebilecek ürünler konusunda bölgemiz için kısa, orta ve uzun vadeli yol haritaları oluşturulması ve bu sürecin tüm paydaşların katkısı ve yönlendirmeleri ile gerçekleştirilmesi gerekmektedir. Burada bölge paydaşları olarak bizlere düşen görev, kenevirin maksimum fayda sağlayacak şekilde sanayileştirilmesi ve yeni işleme alanlarının tespit edilerek yatırıma dönüştürülmesi noktasında bir ve beraber hareket etmektir. Çünkü kenevir birçok sektör için stratejik bir ürün ve bizler bu ürünü daha fazla katma değerli hale getirmek zorundayız. Bu noktada, çiftçilerimiz-sanayicilerimiz-üniversitelerimiz ve kamu kurumlarımız arasındaki işbirliğini son derece önemsiyor, önümüzdeki dönemde bu işbirliklerinin giderek artması ve katma değere dönüşmesi hususunda ajans olarak elimizden geleni yapmaya hazır olduğumuzu da tekrar vurgulamak istiyorum. Karamanoğlu Mehmetbey Üniversitemiz ve kooperatifimiz ile birlikte gerçekleştirdiğimiz bu toplantının ve bu konuda yeni ufuklar açacak olan birbirinden kıymetli hocalarımızın yapacağı sunumların kenevir konusunda büyük bir farkındalık oluşturacağına olan inancımız tamdır. Kıymetli iş birliklerinden dolayı Karamanoğlu Mehmetbey Üniversitemize, Çumra Anadolu Üretim ve Pazarlama Kooperatifi’ne, bizlere bu tarihi mekânda ev sahipliği yapan Konya Büyükşehir Belediyemize, toplantımızın düzenlenmesinde büyük emek ve mesai harcayan Karamanoğlu Mehmetbey Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Fikret Akınerdem başta olmak üzere tüm panelistlerimize ve katılımlarından dolayı siz değerli katılımcılarımıza teşekkür ediyor, programımızın hayırlara vesile olmasını diliyorum” ifadelerini kullandı.


Son olarak kürsüye gelen Karamanoğlu Mehmetbey Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mehmet Gavgalı ise, “Kenevir, sadece tarımsal bir ürün olmanın ötesinde, sağlık, tekstil, inşaat ve enerji gibi birçok sektörde kullanılabilen çok yönlü bir bitki olarak dikkat çekmektedir. Üniversitemiz de bu stratejik alanın potansiyelini en iyi şekilde değerlendirmek ve hem bölgemize hem de ülkemize katkı sunmak amacıyla çalışmalarını sürdürmektedir. Bugün burada, kenevirin ekonomik ve sosyal potansiyelini, bu alanda yapılabilecek yatırımları ve karşılaşılan zorlukları hep birlikte ele alacağız. Akademik bilgi birikimimiz ile sektör temsilcilerimizin deneyimlerini bir araya getirerek, kenevir sektörünün geleceğine ışık tutmayı amaçlıyoruz. Bu vesileyle, katılımlarınız ve değerli katkılarınız için hepinize teşekkür ediyor, verimli bir toplantı olmasını diliyorum” şeklinde konuştu.


Açılış konuşmalarının ardından moderatörlüğünü Karamanoğlu Mehmetbey Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Fikret Akınerdem’in yürüttüğü sunumlar kısmına geçildi. Sunumların öncesinde konuşan Karamanoğlu Mehmetbey Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Fikret Akınerdem, “Kenevir, yüzyıllardır Anadolu’da bilinen, yetiştirilen ve pek çok farklı alanda kullanılabilen bir üründür. İklim değişikliğini azaltmaya yardımcı olabilecek, kırsalda ve imalat sanayinde doğayla uyumlu, aldığından fazlasını geri veren çok yönlü kullanıma sahip, geriye dönüştürülebilir özelliklere sahiptir. Kenevir üretiminin girdi maliyeti daha az, toprak ve biyolojik çeşitlilik üzerine olumlu bir etkiye sahiptir. Kenevir toprak ıslahında da kullanılan, dahası sıfır atık üreten bir bitkidir. Bunları yanı sıra kenevir, biyodizel ve biyokütle yakıt yapımı için kalorifik değerler üzerinden en uygun, en doğa dostu, en hızlı üretilen, en bol kaynaktır. Bu manada kenevir üzerinde yapılan çalışmalardan biri de enerji bitkisi olarak kenevirdir. Kenevirin kullanım alanları bunlarla da sınırlı kalmayıp, tekstil, ilaç, kozmetik, yağ sanayi, kağıt endüstrisi, inşaat ve yapı malzemeleri gibi daha pek çok sektör ve alanda kullanımı her geçen gün genişlemektedir. Burada önemli olan bu üründen istifade etmek, resmi otoriteler ve özel sektör temelinde başlatılan araştırma ve çalışmaların hızlandırılmasıdır. Bu noktada bugün kenevir konusunu hem akademik hem de özel sektör boyutuyla ele alarak devletimizin bu noktadaki yaklaşımlarını irdeleyeceğiz. Gerek katılımcılarımız gerekse de konuşmacılarımız arasında akademisyenlerimiz, özel sektör temsilcilerimiz ve bakanlık yetkililerimiz bugün aramızdalar, işin gerçek sahibi çiftçilerimiz, üreticilerimiz de yine buradalar. Böylesine anlamlı toplantının düzenlenmesinde emeği geçen herkese teşekkür ediyorum” diyerek “Kenevir ve Enerji” konulu sunumunu gerçekleştirdi.


Sonrasında ise sırasıyla Karamanoğlu Mehmetbey Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Uğur Köklü “Kenevir ve Kompozit Malzemeler”, Karamanoğlu Mehmetbey Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Öğretim Üyesi Dr. Merve Çelik Tolu “Konya’da Kenevir Üretimi”, Tarım ve Orman Bakanlığı Bitkisel Üretim Genel Müdürlüğü’nden Serkan Dölek “Kenevir Yetiştiriciliği ve Yasal Mevzuat”, Bayram Soydan “Kenevir Üretimi ve Ar - Ge Çalışmaları” konulu sunumlar eşliğinde katılımcıları bilgilendirdi. Toplantı, soru cevap kısmı, genel değerlendirme ve kenevir konusunda fikir alışverişleri ile sona erdi.


Programa, AK Parti Kastamonu Milletvekili Halil Uluay, Karamanoğlu Mehmetbey Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mehmet Gavgalı, Mevlana Kalkınma Ajansı Genel Sekreteri Dr. İhsan Bostancı, Çumra Belediye Başkanı Mehmet Aydın, Necmettin Erbakan Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Hidayet Oğuz, Konya Ticaret İl Müdürü Mustafa Çağlayan, Karaman Sanayi ve Teknoloji İl Müdürü Bayram Güzel, kamu kurum ve kuruluşları ve oda ve borsaların temsilcileri ile Konya başta olmak üzere Kayseri, İzmir, Kastamonu ve Kahramanmaraş’tan gelen üreticiler katılım sağladı.



MEVKA Genel Sekreteri Bostancı: “Keneviri birçok sektör için stratejik ürün, daha katma değerli hale getirmeliyiz”

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Zonguldak Bıçaklı cinayetin zanlısı kendini böyle savundu; "3 kişi bana saldırdı, yoksa ben ölecektim" Zonguldak’ta aralarında çıkan küfürlü konuşma tartışmasının kavgaya dönüşmesi üzerine Serkan Akdal’ın hayatını kaybettiği bıçaklı olayın şüphelisi Murat Dereli, emniyetteki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edildi. Dereli, adliye önünde gazetecilere, üç kişinin kendisine saldırdığını ve kendisini savunmak amacıyla bıçak kullandığını söyledi. Olayla ilgili yürütülen soruşturmada, taraflar arasında alacak verecek meselesi bulunduğu, olay öncesinde tartışma yaşandığı ve karşılıklı küfürleşme olduğu öne sürüldü. Şüpheli Murat Dereli’nin (44), Serkan Akdal (44) tarafından aşağılandığı öne sürüldü. Zonguldak Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şube Müdürlüğü Cinayet Büro Amirliği tarafından Dereli’nin emniyetteki sorgusu tamamlandı. Gazetecilere, "Yoksa ben ölecektim" dedi "Kasten Öldürme" suçlamasıyla sabah saatlerinde geniş güvenlik önlemleri altında Zonguldak Adliyesi’ne getirilen Dereli, gazetecilerin sorusu üzerine "3 kişi saldırdılar, kendimi savunmak için vurdum. Yoksa ben ölecektim" dedi. Şüphelinin adliyedeki işlemleri sürüyor. Dereli’nin, 2004 yılında eniştesini öldürdüğü gerekçesiyle hapis cezası aldığı, 2012 yılında cezasını tamamlayarak serbest kaldığı öğrenildi. Anavatan Partisi’nin ilçe başkanlığını yapmış Ayrıca Murat Dereli’nin geçmişte Anavatan Partisi’nde Zonguldak Merkez İlçe Başkanlığı görevinde bulunduğu, yakın dönemde ise farklı bir siyasi parti adına il başkanlığı görevine getirildiğini duyurduğu sosyal medya paylaşımlarının bulunduğu belirlendi. Olay Olay, akşam saatlerinde Zonguldak Valiliği önünde meydana geldi. Serkan Akdal (44) ile Murat Dereli (44) arasında çıkan tartışma kısa sürede kavgaya dönüştü. Yaşanan olayda Murat Dereli’nin bıçak kullandığı, Serkan Akdal’ın vücudunun çeşitli yerlerinden ağır yaralandığı tespit edildi. İhbar üzerine olay yerine sağlık ekipleri sevk edildi. Ağır yaralı olarak Atatürk Devlet Hastanesi’ne kaldırılan Serkan Akdal, hastanede yapılan müdahalelere rağmen yaşamını yitirdi. Olayın ardından kaçan Murat Dereli, Yayla Mahallesi’nde saklandığı ağaçlık alanda kısa sürede yakalanarak gözaltına alındı. Olayla ilgili adli soruşturma devam ediyor.
Kayseri Başkan Büyükkılıç’tan genç girişimcilere tam destek Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Memduh Büyükkılıç, Kültür ve Turizm Bakanlığı himayesinde düzenlenen Kayseri Girişimcilik Zirvesi’nde gençlerle bir araya geldi. Başkan Büyükkılıç, Kayseri’yi girişimciliğin merkezi haline gelmiş bir şehir olarak tanımlayarak, girişimci gençlere tam destek verdi. Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Memduh Büyükkılıç, T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı himayesinde Girişimci ve Yöneticiler Derneği tarafından hayata geçirilen ‘Girişimci Kütüphanesi’ projesi kapsamında düzenlenen Kayseri Girişimcilik Zirvesi’ne katıldı. İl Halk Kütüphanesi’nde gerçekleştirilen programa, Başkan Büyükkılıç’ın yanı sıra Kayseri Valisi Gökmen Çiçek, AK Parti İl Başkanı Hüseyin Okandan, Kütüphaneler ve Yayımlar Genel Müdürü Taner Beyoğlu, Girişimci ve Yöneticiler Derneği Başkanı İbrahim Anıl Taşdemir, İl Kültür ve Turizm Müdürü Şükrü Dursun ile çok sayıda davetli ve genç girişimci katıldı. Zirvede, geleceğe umutla bakan gençlerle buluşan Başkan Büyükkılıç, girişimcilik kültürünün yaygınlaşmasının önemine dikkat çekti. Programda konuşan Başkan Büyükkılıç, anlamlı ve önemli olarak nitelendirdiği bu zirveyi düzenleyen Girişimci ve Yöneticiler Derneği’ne teşekkür ederek, "Bu güzel organizasyonlara fırsat veren sayın bakanımıza da selamlarımızı, saygılarımızı iletiyorum" dedi. Büyükkılıç, Kayserililere hizmetleri ile layık olmaya çalıştıklarını ifade ederek, "Bize her zamanki yapıcı yaklaşımı bulunan sayın bakanımız ve çok değerli genel müdürümüze de bu iş birliğini sağlayıp, bu kütüphanemizin içini şenlendirip Kayseri’mize böyle güzel bir hizmeti kazandırdıkları için ayrıca teşekkür ediyorum" diye konuştu. "Kütüphaneler şehri" Büyükşehir Belediyesi olarak kütüphaneler şehri söylemini hayata geçirdiklerine vurgu yapan Başkan Büyükkılıç, "15’inci kütüphanemiz. Kayseri Büyükşehir Belediyesi olarak kütüphaneler şehri diye bir nitelendirmemiz var, bunu laf olsun diye söyleyen değil hayata geçiren bir yaklaşım sergiliyoruz. Makarr-ı ulema diye tanımlarız Kayseri’yi, yani âlimler şehri. Dolayısıyla bu âlimlerimiz Seyyid Burhaneddin Hazretleri’nden, Mimar Sinan’ımızdan ya da girişimciliğin merkezini oluşturan Kayseri’mizde girişimciliğin kurallarını koyan Ahi Evran’dan söz edebiliriz" ifadelerini kullandı. Kayseri’yi girişimciliğin merkezi haline gelmiş bir şehir olarak tanımlayan Büyükkılıç, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile zaman zaman bir araya geldiklerinde ve kendilerinden talepte bulunduklarında "siz yaparsınız, siz girişimci ruha sahipsiniz" dediğini, sonrasında da yine katkı sağladığını paylaşarak, "Üretmek için bir şeyler bilmek lazım, kendimizi geliştirmemiz lazım. Bulunduğumuz yerin kadir kıymetini bilmemiz lazım. Biz Kayseri olarak aidiyet duygusu dediğimiz, şehrimize, işimize, ailemize, ülkemize, değerlerimize sahip çıkmayı sağlamamız ve onu olmazsa olmaz olarak görmemiz lazım" dedi. Gençlere fırsat vermek ve ortam hazırlamanın önemine işaret eden Başkan Büyükkılıç, "Kayseri’yi de bu şehir başka, bu şehrin imkânları başka şekliyle tanımlayan yaklaşımları sık sık duymayı amaçladığımızı da elbette buradan hatırlatmak istiyorum" diyerek destekleri için Vali Gökmen Çiçek’e teşekkür etti. Büyükkılıç, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün Kayseri teşriflerinin 106’ncı yıl dönümünü hep beraber idrak ettiklerini de belirterek, anlamlı bir günü hep birlikte yaşadıklarına işaret etti ve birlik beraberlik duygusuna vurgu yaptı. Çiçek’ten Büyükkılıç’a ‘kütüphane’ teşekkürü Vali Gökmen Çiçek de İl Halk Kütüphanesi’ni Kayseri’ye kazandıran Başkan Büyükkılıç’a teşekkür ederek, "Böyle bir eser için çok teşekkür ediyorum, Allah razı olsun" dedi. Büyükkılıç da bu eseri kazandırmak için büyük gayret gösterdiklerini, bütçesinin tamamını Büyükşehir Belediyesi’nin karşıladığını belirterek, "Bu eseri üretmek yetmiyor, bu eserler sizlerle anlamlı oluyor. Bakanımızın ve değerli genel müdürümüzün bizlere sahip çıkıp, burayı canlı hale getirip, yaşanılabilir konuma hale getirmesi önemli, şehrimize yakıştı" diye konuştu. Kütüphaneler ve Yayımlar Genel Müdürü Taner Beyoğlu ile Girişimci ve Yöneticiler Derneği Başkanı İbrahim Anıl Taşdemir de birer konuşma gerçekleştirerek, "Girişimci Kütüphanesi" projesi ve Kayseri Girişimcilik Zirvesi hakkında önemli bilgiler paylaştılar. Girişimcilik Zirvesi, Kayseri’de girişimcilik kültürünü derinleştirmek, gençlere ilham vermek ve onları yerel potansiyeli güçlü iş modelleriyle buluşturmak amacıyla, vizyon, deneyim ve ilhamın bir araya geldiği özel bir buluşma sunuyor.
Antalya Aysel öğretmen, köy okullarında başladığı mesleğinde, eğitim dünyasının Nobel’ine aday oldu Çocukluğunda her gün 4 kilometre yol yürüyerek zor şartlar altında eğitimini tamamlayan 22 yıllık sınıf öğretmeni Aysel Şener, birincilik ödülü olan 1 milyon doları kazanması durumunda ödülü kanser hastaları ve kız çocukları için kullanacağını söyledi. Antalya’nın Aksu ilçesinde bir köy okulunda öğretmenlik yapan Aysel Şener eğitim dünyasının Nobel’i olarak değerlendirilen 139 ülkeden 5 binden fazla öğretmenin başvurduğu örnek eğitim çalışmalarının görünür kılınması amacıyla Amerikan Varkey Vakfı tarafından düzenlenen Global Teacher Prize’da tek Türk öğretmen olarak 50 finalist arasına girdi. Önümüzdeki günlerde seçici kurul tarafından yapılacak değerlendirmenin ardından ilk 10’a kalan eğitimcilerin belirleneceği yarışmada birinciye ise 1 Milyon Dolar para ödülü verilecek. Şener, Global Teacher Prize ödülünü kazanması durumunda verilecek olan ödülü kanser hastaları ve kız çocuklarının eğitimine harcayacağını belirtti. 139 ülkeden binlerce öğretmen arasında ilk 50’de yer aldı Eğitimine kız çocuklarının okula devamının sınırlı olduğu bir köyde başlayan ve en yakın okula ulaşmak için her gün 4 km yürüyerek gittiği ortaokuldan sınıf birincisi olarak mezun olan Aysel Şener, Lise ve üniversiteyi dereceyle tamamladıktan sonra 2003 yılında ilk görev yeri olan Adıyaman’ın Kahta ilçesinin Kavaklı köyüne atandı. Ardından 22 yıllık meslek hayatında Van, Muğla, Hatay ve Antalya’da köy okullarında görev yapan Şener, Aksu ilçesi Aksu Solak İlkokulu’nda sınıf öğretmeni olarak öğretmenliğe devam ediyor. Meslek hayatı boyunca görev yaptığı okullarda hayata geçirdiği projelerle adından söz ettiren Aysel Şener, dünyanın çeşitli ülkelerinden binlerce öğretmenin başvurduğu yarışmada tek Türk eğitimci olarak ilk 50 finalist arasına girmeyi başardı. Onlarca projenin kurucusu Uluslararası bir jüri tarafından yapılan değerlendirmenin ardından ilk 50’nin belirlendiğini ve finalistlerde birisi olarak Türkiye’yi temsil etmekten gurur duyduğunu söyleyen Şener, "Vakıf’ın amacı fark oluşturan çalışmaları olan öğretmenleri onurlandıran, onları itibarını arttıran ve örnek uygulamalarını tüm dünyaya duyurmayı amaçlayan bir kuruluş. Mesleğe başladığım ilk yıldan buyana kız çocuklarının okuması için sahada aktif bir şekilde mücadele ettim. Birçok projenin kurucusuyum. Okuma kültürünü geliştirmeyi amaçladığım ‘Okumak Yaşamaktır’ projesi, Etik Değerlerimiz projesiyle 37 bin 100 proje arasından ilk 100’e girdim ulusal konferansa davet edildim. Hayvanların ve toprağın çığlığını duyurmak adına ‘Çığlık Projesi’, Yine Yeniden, Nezaket Bulaşıcıdır, İyilikte Yarışalı Sevgide Buluşalım Projesi, afet bilicini kazandırmak için ‘Mühendis Ellerim Sağlam Temellerim’ e-Twinning projesini kurdum" dedi. "İyilik bulaşıcıdır, iyilik dünyayı güzelleştirir" Projelerinin konularında iyiliği merkeze alan çalışmalar olduğunu belirten Şener, "Ben dünya sorunlarını kendime dert edindim. Sürdürülebilir çevre, ekosistemin korunması, susuzluk, sıfır atık ve toplumsal sorunları ele alarak projeler yürütüyorum. Projeleri de yürütürken Türkiye Yüzyılı MAARİF modelimiz doğrultusunda, Erdem Değer Eylem çerçevesinde ve Türkiye Yüzyılı MAARİF modelimizin nihai amacı olan üretken ve erdemli bireyler yetiştirmek doğrultusunda projelerimi planlıyorum. Çocuklarımı hem üretken hem de onlar bilimsel bilgi edinirken aynı zamanda da duygusal ve sosyal yönden erini sağlayarak bütüncül bir yaklaşım uyguluyorum. İyilik bulaşıcıdır, iyilik dünyayı güzelleştirir, iyilik insanı iyileştirir, sevgi dolu bir dünya için hep birlikte adım atalım" şeklinde konuştu. 10 tane hikaye kitabı yazdı Sadece projeler değil sosyal sorumluluk projeleri ulusal ve uluslararası projelerinde aynı zamanda kuruculuğunu yaptığını söyleyen Aysel Şener, "Projelerle belli sayıda kişiye ulaşıyordum. Sonra dedim ki, çocuğun kendini en güvende hissettiği yer olarak görüyorum ben hikayeleri ve hikaye kitapları yazmaya başladım. Bu hikaye kitaplarıyla daha çok çocuğa ulaşmayı hedefledim. Yazmış olduğum 10 tane hikaye kitabı var. Bu hikaye kitaplarımda doğaya nezaket, hayvanlara nezaket, yaşlılara nezaket gibi konuları işledim. Ve bu hikayelerle çocukların gönlünde taht kurmaya çalıştım. Tüm bu çalışmalarımın sonucunda 2023 yılında Yılın Öğretmeni seçildim. Eğitimde fırsat eşitliği ile ilgili çalışmalar yürüttüm. Dezavantajlı çocuklar eğitimde fırsat eşitliğine sahip olsunlar diye onlarla ayrıca ilgilendim. Konferanslara davet edilmem, yürütmüş olduğum projeler, yazmış olduğum hikaye kitapları, velilerle yürütmüş olduğum projeler bu başarının ödülü olduğunu düşünüyorum" ifadelerini kullandı. Kazanırsa ödülü kanser hastaları ve kız çocukları için kullanacak Yarışmada 1 Milyon Dolarlık bir ödül var. Ben bu ödülü alırsam yüzde ellisini öncelikle kanser hastalarına, onlar için mücadele eden vakıf ve derneklere bağışlamak istiyorum. Yüzde ellisini ise kimsesiz kız çocuklarının okuması için kullanmak istiyorum. Şu an ilk 50’deyim, ilk 50 içerisinde olmak zaten benim için büyük bir onur ve gurur. Çünkü orada Türkiye’yi temsil edeceğim. Aklıma bile gelmezdi bir gün böyle bir yarışmada birinci olmak. Ama ben hep inanarak çalıştım ve yaptım. Bu inancın, emeğin, azmin, yılmamazlığın öyküsü olduğunu düşünüyorum. Elbette her öğretmen birinci olmak ister. Ama benim için önemli olan eğer ben öğrencilerin kalbinde kalıcı da olsa küçük bir iz bıraktıysam en büyük mutluluk benim için o olacaktır" dedi. Öğrencilik yılları zor şartlarda geçti Benim öğrencilik yıllarım çok zor şartlarda geçtiğinin altını çizen Şener, "Ben bir köyde dünyaya geldim ve birleştirilmiş sınıfta okudum. İmkansızlıkların olduğu bir yerdi ve ortaokul yoktu benim yaşadığım köyde. Her gün ortaokula gitmek için 4 km yol yürüdüm, zor şartlarda okudum. Bu durum beni yıldırmadı, hep ben hayal ettim. Benim bebeklerim yoktu arkadaşlarımızla bir araya geldiğimizde küçükken ben öğretmen olurdum, biz öğretmencilik oyunu oynardık. Bu beni pes ettirmedi, hayal ettirmeyi, öğretmeyi öğretti. Zorluklar bana nasıl baş edebileceğimi öğretti. Hikaye kitaplarımda, yürütmüş olduğum projelerde yaşamış olduğum hayatında etkisi var. Ben şunu düşünüyorum hep, iyilik dünyayı güzelleştirir. İyilik insanı iyileştirir. Ben iyilik bulaşıcıdır mottosuyla çalışmaya devam edeceğim. Bana hep annem ‘Kızım her gün de olsa da iyilik yap’ demişti. ‘Ceketimi satarım, yine seni okuturum’ diyen babama ve en önemlisi benim ilham kaynağım olan öğrencilerime teşekkür ediyorum. Bu ödül hepimizin, bu ödül Türkiye’nin ödülü" ifadelerini kullandı.
Manisa Sarıgöl’de zemheri papatyaları açtı Manisa’nın Sarıgöl ilçesinde, hava sıcaklıklarının mevsim normallerinin üzerinde seyretmesi nedeniyle aralık ayında papatyalar açtı. Zemheri soğuklarının başlamasına rağmen doğada yaşanan bu sıra dışı durum, çiftçileri endişelendirdi. Kış aylarının en soğuk dönemlerinden biri olarak bilinen zemheri günlerinde, bir yandan bağlarda örtü altı üzüm hasadı devam ederken, diğer yandan çevrede papatyaların açması Sarıgöl’de adeta "yalancı bahar" yaşanmasına neden oldu. Gündüzleri güneşli, geceleri ise soğuk geçen havaların, erken açan bitkiler açısından risk oluşturduğunu belirten çiftçiler, ilerleyen günler için tedirgin olduklarını dile getirdi. Çiftçi Mücahit Saraç, yaşanan durumu endişe verici olarak nitelendirerek, "Bir yandan bağlarda örtü altı üzümler hasat edilirken, bir yandan da ılık havaya aldanan papatyaların açması ilginç ve düşündürücü. Önümüzdeki günlerde meyve ağaçları da çiçek açarsa, ileride meyve almamız zor olur. Bu bölgede ocak ayından mart sonuna kadar şiddetli kış yaşanır. Erken açan ağaçlar soğuklara aldanır. Papatyaların açmasına biz ‘yalancı bahar’ deriz" dedi. Aralık ayında açan papatyalar, vatandaşların da dikkatini çekti. Güneşli günleri fırsat bilen Sarıgöllüler, yalancı baharın tadını çıkardı. Sarıgöl Yeni Sanayi Bölgesi’nde açan papatyalar ise sanayi esnafının ilgisini çekti. Sanayi esnafından Serkan Yılmaz, papatya demetleriyle bu durumu ilginç bulduğunu belirterek, "Gerçekten şaşırtıcı bir durum" diye konuştu.