ASAYİŞ - 14 Ekim 2025 Salı 17:11

Narkokapan Konya operasyonunda 421 gözaltı

A
A
A
Narkokapan Konya operasyonunda 421 gözaltı

Konya merkezli 12 ilde 3 bin 319 polisin katıldığı "Narkokapan Konya" operasyonu düzenlendi. İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, 338 farklı adrese eş zamanlı baskın yapılan operasyonda 421 kişinin gözaltına alındığını söyledi.


Konya merkezli 12 ilde sabah erken saatlerinde 338 farklı adrese operasyon düzenlendi. İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya operasyonun ardından Konya’ya geldi. Bakan Yerlikaya, Konya Emniyet Müdürlüğünde beraberinde Konya Valisi İbrahim Akın, Emniyet Genel Müdürü Mahmut Demirtaş, Konya İl Emniyet Müdürü Maksut Yüksek ile emniyet yetkilileri ile birlikte açıklamalarda bulundu.


Bakan Ali Yerlikaya, bu sabah Konya’da; en kapsamlı uyuşturucu operasyonlarından biri olan, ’Narkokapan Konya’yı başarıyla icra ettiklerini belirterek, "Hazırlık safhası tam 4 ay süren bu operasyon, bakanlığımızın planlama, istihbarat ve icra kabiliyetinin somut bir göstergesidir. Hedefimiz; özellikle gençlerimize musallat olan, hem internet tabanlı haberleşme platformları üzerinden, hem de mahalle ve sokak aralarında uyuşturucu madde satışı yapan, ’torbacı’ diye tabir edilen sokak satıcılarıydı. Konya merkezli 12 ilimizde düzenlenen operasyona; 3 bin 319 kahraman polisimiz, 542 ekibimiz, 16 özel eğitimli narkotik dedektör köpeğimiz,1 İHA ve 1 helikopterden oluşan hava destek unsurlarımız katıldı. Eşzamanlı olarak 338 farklı adrese baskın düzenledik ve 421 şahsı gözaltına aldık. Operasyonumuz sahada devam ediyor. Örgütlü yapıları, lojistik ağları ve aracılık eden torbacıları tek tek enseliyoruz. Uyuşturucu meselesini; milletimizin geleceğini hedef alan, gençlerimizin umutlarını çalan, toplumsal yapımızı içten içe kemiren bir saldırı olarak görüyoruz. Bu illet, sadece bireyleri değil, toplumların köklerini zehirlemeye çalışan bir tehdittir. Dünyanın en sinsi düşmanlarından biri olan bu maddeye karşı, özellikle göz bebeğimiz evlatlarımızı korumak, bizim için bir tercih değil, bir milli görevdir. Bu anlayışla, İçişleri Bakanlığı olarak uyuşturucuya karşı, amansız bir mücadele veriyoruz" dedi.



"Geleceğinizi, hayallerinizi zehirleyecek hiçbir şeye prim vermeyin"


Gençlere seslenen Bakan Yerlikaya, "Geleceğinizi, hayallerinizi zehirleyecek hiçbir şeye prim vermeyin. Yardıma ihtiyacınız olduğunda yalnız değilsiniz; devletimiz yanınızdadır. Biz yanınızdayız. Anne ve babalar çocuklarınızdaki en küçük değişikliği, sosyal çevrelerindeki işaretleri, asla hafife almayın. İhmal, bir ailenin en büyük pişmanlığı olur. Unutmayın: evlatlarımıza birlikte sahip çıkacağız. Mahallelerimizi birlikte koruyacağız. Bu mücadeleyi birlikte vereceğiz. Konya’dan tüm vatandaşlarımıza da bir çağrıda bulunmak istiyorum. 112 Acil Çağrı Merkezimiz emrinizde. UYUMA ve NARVAS uygulamalarımız emrinizde. Şüpheli bir durum mu var, bize bildirin, biz gereğini yapalım" şeklinde konuştu.



Narkokapan Konya operasyonunda 421 gözaltı

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kocaeli Kocaeli’de kontrolden çıkan otomobil dehşet saçtı: 1 ölü, 3 yaralı Kocaeli’nin İzmit ilçesinde kontrolden çıkan otomobil, park halindeki iki araca ve araçların yanındaki kişilere çarptı. 1 kişinin hayatını kaybettiği, 3 kişinin de yaralandığı kaza anı güvenlik kamerasına yansıdı. Kaza, sabah saatlerinde D-130 karayolunun İzmit ilçesi geçişi Sanayi Mahallesi mevkiinde meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, Başiskele ilçesi istikametine giden S.D. (22) idaresindeki 41 BJ 022 plakalı otomobil, sürücüsünün kontrolünden çıkarak yol kenarında park halindeki 34 VY 5953 plakalı hafif ticari araç ve 55 PN 283 plakalı minibüs ile araçların yanında duran H.T. (60), S.S. (15), A.S. (42) ve Recep Cüre’ye (58) çarptı. Çarpmanın etkisiyle yaralanan H.T., Necati Çelik Devlet Hastanesi’ne, S.S. ve A.S. Kocaeli Şehir Hastanesi’ne, Recep Cüre ise Kocaeli Devlet Hastanesi’ne kaldırıldı. Recep Cüre, yapılan tüm müdahalelere rağmen kurtarılamadı. S.S. ve A.S.’nin tedavisi sürerken, H.T. ise işlemlerinin ardından taburcu edildi. Gözaltına alınan otomobil sürücüsü S.D., emniyette tamamlanan işlemlerinin ardından adliyeye sevk edildi. Kaza anı ise restoranın güvenlik kamerasına yansıdı. "Kaza anında burada değildim, zaten dükkan da kapalıydı" Kaza anını anlatan restoran çalışanı Habil Sarucan, "Karşı taraftan hızla gelen araç, kontrolü kaybediyor. Önce arkamda bulunan hafif ticari araca çarpıyor. Çartıktan sonra geri geri 4 kişiye çarpıyor, bunlardan 1 kişi vefat ediyor. Diğer 3 kişi de yaralı olarak hastaneye kaldırılıyor. Yarış yaptıkları iddiası var. Kaza anında burada değildim, zaten dükkan da kapalıydı. Kamera kayıtlarından gördüğümüz kadarıyla şunu söyleyebilirim, vuran araçtan önce bir araç daha geçiyor hızla, tahmini 150 kilometre hızı vardı. Onun peşinden bu araç 5 saniye sonra gelip vuruyor. Duran halde olduğu için araç çarpıyor, o da haliyle dükkana giriyor" ifadelerini kullandı. Polis kazayla ilgili inceleme başlattı.
Kütahya Prof. Dr. Ahmet Türkan: "Ruhan Okulu tartışması sadece teolojik değil, siyasi bir boyuta da sahip" Kütahya Kadim Vakfı tarafından düzenlenen ’Kadim Muhabbetler’ programının bu haftaki konuğu, Konya Necmettin Erbakan Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dinler Tarihi Anabilim Dalı Öğretim üyesi Prof. Dr. Ahmet Türkan oldu. Programda, önümüzdeki haftalarda Türkiye’ye gelmesi beklenen yeni Papa’nın ziyareti öncesinde Türkiye-Vatikan ilişkileri, Hristiyanlık tarihi ve Ruhan Okulu meselesi ele alındı. "Siyaset ve bölgesel güç dengeleriyle doğrudan bağlantılı bir mesele" Prof. Dr. Ahmet Türkan, konuşmasında Ruhan Okulu meselesinin yalnızca teolojik bir tartışma olmadığını belirterek, konunun Türkiye-Yunanistan ilişkileri, Kıbrıs sorunu ve Doğu Akdeniz’deki siyasi dengelerle yakından ilişkili olduğunu ifade etti. Türkan, "Ruhan Okulu meselesi aslında Kıbrıs’tan kaynaklanan daha geniş bir siyasi fikrin içinde değerlendirilmeli. Bu sadece dini eğitimle ilgili bir konu değil; kimlik, siyaset ve bölgesel güç dengeleriyle doğrudan bağlantılı bir mesele" dedi. Tarihin arka plana da değinen Türkan, geçmişte yaşanan acı tecrübelerin bu konunun bugün hâlâ hassasiyet taşımasına yol açtığını belirtti. "100 yıl önce yaşanan olaylar, kültürel ve kimliksel düzeyde derin izler bıraktı. Bu yüzden mesele pedagojik bir problem değil, kimlik temelli bir çatışmadan kaynaklanıyor" diye konuştu. Türkan ayrıca, Doğu Akdeniz’deki politik gelişmelerin ve uluslararası ilişkilerin bu konudaki kararları etkilediğini vurgulayarak, "Ruhan Okulu tartışmaları Ukrayna-Rusya kilise anlaşmazlığına benzer bir şekilde, dini kimliğin siyasete yansıdığı bir örnektir." ifadelerini kullandı. Kadim Vakfı Başkanı Mustafa Önsay, programla ilgili yaptığı açıklamada, "Vakfımızda Prof. Dr. Ahmet Türkan hocamızı ağırladık. Türkiye-Vatikan ilişkilerinin geçmişini, bugününü ve geleceğini konuştuk. 325 yılında gerçekleşen İznik Konsili’nin 1700. yılı vesilesiyle yapılacak bu ziyaretin dünyaya ve Hristiyanlara hangi mesajları içerebileceğini değerlendirdik. Hocamıza değerli bilgileri ve sunumu için teşekkür ediyorum" diye konuştu.
Kastamonu Çocuğuyla birlikte kaybolan kadının annesi: "Kızım beni duyuyorsan evine dön" Kastamonu’nun Bozkurt ilçesinde çocuğuyla birlikte kaybolan kadının annesi, "Kızım beni duyuyorsan evine dön, torunumu çok özledim" dedi. Kastamonu’nun Bozkurt ilçesinde 2 Kasım Pazar günü evlerinden ayrıldıktan sonra bir daha haber alınamayan 43 yaşındaki Huriye Helvacı ve 5 yaşındaki oğlu Osman Helvacı’yı bulmak için başlatılan arama çalışmaları aralıksız sürüyor. Son telefon sinyalinin alındığı bölgede çalışmalar sürerken, Huriye Helvacı’nın annesi Ayşe Hıra ve ablası Ayşe Çalık konuştu. Ayşe Hıra, kızıyla damadının 2 Kasım sabahı küçük bir tartışma yaşadığını, ondan sonra kızının nereye gideceğini söylemeden oğluyla birlikte evden ayrıldığını ifade etti. "Kızımı gören duyan ne olur haber versinler" Kızına çağrıda bulunan Ayşe Hıra, "Kızımın bir an önce gelmesini istiyorum. Damadım var. Ben onun yanında kışın duruyorum, yazın köyüme gidiyorum. Burada kapıdan çıkarken kızımı uğurladım. Kızıma ’Nereye gidiyorsun?’ dedim, bana cevap vermedi. Çantasını ve Osman’ı alıp gitti. Sabah çocuk buradaki suyu alıyor, ’O suyu içme, o suyu ben içiyorum’ dedi. Damadım da kıza bağırdı. Bunu biliyorum. Kızım beni duyuyorsan evine dön, torunumu çok özledim. Osman’ım yok, bir şey içemiyorum, yatamıyorum, uyuyamıyorum. Osman benim elimde büyüdü, doğduğundan beri benim yanımda. 5 senedir yanındayım. Kızımı gören duyan varsa ne olur haber versinler" dedi. "Kardeşimle pazar günü öğle saatlerinde konuştum, bana hiçbir şey anlatmadı" Kayıp Huriye Helvacı’nın ablası Ayşe Çalık ise, "Ben İstanbul’da yaşıyorum. Pazar günü saat 13.00 sıralarında kardeşimle görüştüm. Benden 10 dakika sonra evden çıkmış. Pazartesi günü de saat 16.00’da beni aradı, ’Kardeşin kayıp ulaşamıyorum’ dedi. Pazartesi akşam da otobüse bindim, geldim. Telefonla konuşmamızın sebebi ise, İstanbul’da kardeşim mantar toplayıp getirmişti. Ben de sosyal medyada durum yaptım. O arada kardeşim durumu görüp aramış, benimle sohbet etti. ’Mantarı parayla mı aldın?’ diye sordu. ’Kardeşin toplamış, akşam o getirdi, biz de yapıp yiyeceğiz’ dedim. Sonra yeğenim Osman ile konuştuk, ’Teyze nasılsın, teyze köye gelecek misin?’ diye sordu. Yanlış bir şey sezmedim. Kardeşim bir yere gideceğinden bahsetmedi, anneme de evden çıkarken cevap vermemiş. Kapıdan çıkarken annem, ’Kızım nereye gidiyorsun’ diye sormuş, ’Akşam erken gel, eşin gelmeyecek, geç gelecek. Sen nereye gidiyorsun’ demiş. Anneme de cevap vermemiş, çıkışta da komşu görmüş, o da seslenmiş, ’Huriye nereye gidiyorsun?’ diye sormuş, ona da cevap vermemiş" diye konuştu. "Kardeşimin kaçtığını düşünmüyorum" Kardeşinin eşiyle herhangi bir ailevi sorununun olduğuna dair bir bilgisi olmadığını söyleyen Ayşe Çalık, "Kardeşimin kaçtığını düşünmüyorum. Yani kaçan insan evde para var, parayı götürür değil mi? Para evde duruyor, ne çamaşır almış ne kıyafet almış. Sadece telefonu ile sırt çantasına bir su, bir de cüzdanını almış. Üzerinde de fazla para olduğunu düşünmüyorum. Çünkü fazla para tutmaz yanında, parayı bulursa gider harcar. Daha önce de buna benzer bir kaybolduğuna dair olay olmadı. Kızı 16 yaşında, biraz atışmaları oluyor ama kızı yatılı okuyor. Her evde olan basit şeyler. Hani bir iş buyurunca o da yapmıyordu, bu sefer azarlıyordu. Bildiğim kadarıyla biz de köye geldiğimizde denk geliyorduk. Bildiğim kadarıyla eşiyle arası da iyiydi. Benim şahit olduğum bir durum yok" diye konuştu. "Ben kardeşimin kaçtığını düşünmüyorum" Sabah eşiyle ufak bir tartışması olduğunu öğrendiğini belirten Ayşe Çalık, "Osman suyu annesinin şişesinden içmiş. O da demiş ki ’Benim şişeden su içme, kendi şişenden suyu iç.’ Eşi de ona bağırmış, ’Niye çocuğa bağırıyorsun, bırak içsin’ demiş. Ben kaçtığını düşünmüyorum. O gün yine gezme amaçlı çıktı. Eve geri dönecekti veya yolu da sormuş zaten. Kaçan kimse niye geri dönsün, yolu sorsun? Emeği geçen herkesten Allah razı olsun, devletimiz yanımızda. Gören, duyan varsa lütfen haber versin. Kaçırıldı mı, bir yerde tutuluyor mu? Kardeşimin kaybolduğu gün aracına alan kişi, annemin teyzesinin oğlu. Yolda görmüş, aracına almış, ’Ben tanımıyorum, ben hiç arkama dönüp bakmadım’ dedi. Ondan sonra onun olduğunu öğrendiğini söyledi. Arabayla bıraktığını da görenler varmış" şeklinde konuştu. Öte yandan, arama çalışmaları Huriye Helvacı’nın annesinin köyü olan Yaşarlı köyünde sürdürülüyor.
Sakarya Sapanca Gölü çevresinde doğa dostu dönüşüm: 100 bin metrekarelik yeşil alan geliyor Sakarya Büyükşehir Belediyesi’nin Sapanca Gölü kıyısında hayata geçirdiği "Sapanca Park Projesi" Kırkpınar’da düzenlenen törenle başladı. Gölün ekolojik dengesini koruyarak, dolgu yapılmadan inşa edilecek proje, 100 bin metrekarelik yeşil alanıyla kentin yeni yaşam alanı olacak. Sapanca Gölü’nün doğal güzelliği korunarak inşa edilecek proje, 100 bin metrekarelik alanda yürüyüş yolları, kafeler, sosyal alanlar ve yeşil dokusuyla bölgeye nefes aldıracak. Toplam maliyeti 150 milyon TL olarak belirlenen 6 kilometrelik ilk etabın, 2026’nın ilk çeyreğinde tamamlanması planlanıyor. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum’un sürece sunduğu katkı ve bakanlık desteğiyle projede çalışmalar Sapanca’nın Kırkpınar bölgesinden itibaren başlatıldı. Projenin ilk tanıtım programı ise Kırkpınar’da gerçekleştirildi. Programa katılım yoğun oldu. Sakarya Büyükşehir Belediye Başkanı Yusuf Alemdar, projenin sadece ilçenin değil şehrin geleceğine değer katacağını ve Türkiye’nin en değerli doğal alanlarına sahip olan Sapanca Gölü’nün ekolojik dengesini koruyacağını vurguladı. İlk etap 6 kilometre: Ahşap doku yeni kimlik kazandıracak Çalışmanın ilk etabında 6 kilometre boyunca yürüyüş-bisiklet yolları, dinlenme alanları, oyun grupları, kafeteryalar, büfeler ve sosyal donatı alanlarının yer alacağını ifade eden Alemdar, 100 bin metrekare alanda dokuya uygun oluşturulacak ahşap iskelelerin Sapanca’ya yeni bir kimlik kazandıracağını söyledi. Alemdar’ın verdiği ilk bilgilere göre proje, 26 kilometresi Sakarya, 11 kilometrelik kısmı ise Kocaeli sınırında olmak üzere toplam 37 kilometre boyunca uzayacak. Öte yandan göl kıyısındaki 37 bin metrekarelik alanda "hidro tohumlama" tekniğiyle yeşil alan oluşturulacak, 100 bin metrekare alanda ekolojik peyzaj yapılacak ve 1 milyon metrekare alanda binin üzerinde yetişkin ağaç bulunacak. Kırkpınar ve Sapanca merkez arasını kapsayan 6 kilometrelik ilk etabın maliyeti 150 milyon TL olacak. Başkan Alemdar, ilk etabın 2026’nın ilk çeyreğinde tamamlanarak kapılarını açacağını müjdeledi. "100 bin metrekarelik nefes ve huzur projesi olacak" Başkan Alemdar’ın, "Bu gölü korurken, aynı zamanda havzamızı, bölgemizi korumak mecburiyetindeyiz. Bu projeyi gölümüzün ekolojik dengesini koruyarak, hiçbir şekilde dolgu yapmadan, göle zarar vermeden hayata geçiriyoruz. Şunu özellikle vurgulamak istiyorum. Yeşil alanları, parkları ve yürüyüş yollarıyla birlikte artık ’Sapanca Park’ 1 milyon metrekarelik yeşil alana sahip, herkesin nefes aldığı, huzur bulduğu bir nokta olacak. Biz bu bölgeyi, tüm insanlarımızın bir başından diğer başına yürüyebileceği bir alan haline getirirken mevcut tesislerin de hizmet vermeye devam etmesini istiyoruz. Biz ’buraları yıkalım, kaldıralım, yenisini yapalım’ demiyoruz. 6 kilometrelik bu projenin maliyeti 150 milyon TL. İnşallah 2026’nın ilk çeyreğinde, bugünkü gibi hep birlikte burada buluşarak, bu güzelliklerden faydalanacağız. Yürüyüş yapacak, bisiklete binen çocuklarımızı izleyecek, misafirlerimizi bu cennet Sapanca’mızda ağırlayacağız" dedi. "Bu proje, dünyaya hizmet edecek bir projedir" Sapanca Kaymakamı Şaban Arda Yazıcı ise, "Böylesine güzel bir çalışma sadece Sapanca halkımıza değil, Sakarya’mıza, ülkemize ve hatta dünyaya hizmet edecek bir projedir. Sapanca bölgesi ülkemizin en nadide coğrafyalarından biridir. Sadece eşsiz doğasıyla değil, içinde barındırdığı canlılarla da özel bir bölgedir. Ona sahip çıkmak, korumak ve değerini gelecek nesillere aktarmak hepimizin görevidir. Bu güzel projenin sadece bu bölgeye değil, tüm ülkemize değer katacağına inanıyorum. Bu değerli hizmeti hayata geçiren, özveriyle çalışan tüm devlet ve siyaset insanlarımızı tebrik ediyor, başarılar diliyorum" diye konuştu. Proje hakkında Sapanca Gölü kıyısında hayata geçirilen bu "yeşil miras", Sakarya’nın doğayla yeniden buluştuğu, gelecek nesillere miras bırakılacak eşsiz bir vizyonun simgesi olacak. Sapanca Gölü’nün hassas yapısı göz önünde bulundurularak tasarlanan projedeki en dikkat çekici özellik ise dolgu yapılmadan, tamamen kuru pere sistemi ile inşa edilmesi olacak. Gölün doğal kıyı çizgisine müdahale edilmeyecek ve kıyı ekosisteminin suyla teması ile hava dolaşımı engellenmemiş olacak. Tüm malzemeler, ekolojik standartlara uygun ve geri dönüştürülebilir ürünlerden oluşacak.