ASAYİŞ - 22 Mart 2025 Cumartesi 01:37

Silahını temizlerken eşini vurdu, üvey oğlu ise adamı darp etti

A
A
A

Şüpheli adam gözaltına alınırken, hastaneye kaldırılan yaralı kadının sağlık durumunun iyi olduğu öğrenildi.

Olay, gece saat 23.30 sıralarında merkez Selçuklu ilçesi Kılınçaslan Mahallesi Keçiborlu Sokak üzerinde bulunan 12 katlı binanın 3. katındaki dairede meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, sokak üzerindeki apartmanın 3’üncü katındaki evinde kendine ait olduğu öğrenilen tabancayı temizlemek isteyen 77 yaşındaki M.G., silahın biranda ateş alması sonucu eşi 53 yaşındaki Z.B.’yi vurdu. Bu sırada annesinin yaralandığını gören 28 yaşındaki oğlu B.B. annesinin yaralanmasına neden olan M.G’yi darp etti. Silah sesini duyan apartman sakinlerinin ihbarı üzerine olay yerine sağlık ve polis ekipleri sevk edildi. Selçuklu İlçe Emniyet Müdürlüğüne bağlı Suç Önleme ve Soruşturma Büro Amirliği ekipleri, 77 yaşındaki şüpheli M.G. ve B.B’yi gözaltına aldı. Omzundan hafif yaralanan Z.B. ise sağlık ekiplerinin ilk müdahalesinin ardından kaldırıldığı Necmettin Erbakan Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’nde tedavi altına alındı.

"Yanlışlıkla oldu"

Öte yandan, Selçuklu İlçe Emniyet Müdürlüğü’ne bağlı ekipler tarafından gözaltına alınan şüpheli M.G. Konya Numune Hastanesi’nde sağlık kontrolünün ardından ifadesi alınmak üzere emniyete götürüldü. M.G. buradaki ilk ifadesinde, "bir anda yanlışlıkla oldu, kimseyi vurmak istemedim" diye kendini savunduğu öğrenildi.

Olayla ilgili tahkikat sürüyor.

İbrahim Yetkin

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Elazığ Kadın kooperatifinden büyük başarı: Özel ürettikleri leblebiye ülke genelinden talep var Elazığ’ın Ağın ilçesinde 22 kadının kurduğu kooperatif, günlük 700 kiloyu bulan üretimle Ağın leblebisini Türkiye’nin dört bir yanına göndererek önemli bir başarı elde etti. Kadınlar, yıllardır hayalini kurdukları atölyeyi büyütüp bir üretim merkezine dönüştürdü. Ağın Kadın Kooperatifi, 22 kadının bir araya gelerek kurduğu leblebi atölyesinde üretim kapasitesini her geçen gün artırıyor. Yöresel leblebi üretimini ekonomik bir değere dönüştüren kadınlar, kurdukları atölyede günlük 500 kilo, yoğun dönemlerde ise 700 kiloya kadar üretim yaparak bölge ekonomisine katkı sağlıyor. Atölyede hazırlanan leblebiler paketlenerek, Türkiye’nin dört bir yanına gönderiliyor. "En büyük hayalimiz buydu" Leblebi atölyesinin yıllardır hayalini kurdukları bir proje olduğunu belirten Ağın Kadın Kooperatifi Başkanı Samiye Genç, kadınların bir araya gelerek bu üretimi bugün profesyonel bir seviyeye taşıdığını ifade etti. Genç, "Burada 22 ortak kadın çalışıyoruz, yöresel ürünler yapıyoruz. Leblebi atölyemiz var. En büyük hayalimiz buydu. Arkadaşlarımızla bu atölyeyi kurduk, sonra bayağı bir geliştirdik. Önceleri daha az üretiyorduk, şimdi günde 500 kilogram, çok zorlasak 700 kiloya kadar leblebi üretebiliyoruz. Sipariş durumuna göre siparişlerimizi gönderiyoruz. Türkiye’nin her yerine kargo gönderiyoruz. Buradan gelip geçen çok olmadığı için kargoyla çalışıyoruz. Sosyal medya adresimiz var, oradan bizi takip ediyorlar ve o şekilde sipariş veriyorlar. Gayet güzel paketlerimizi yapıyoruz ve gönderiyoruz. Bizler de, onlar da çok memnunlar. Müşterilerimizle çok güzel bağlar kurduk. Bundan sonra da daha büyük şeyler yapmak istiyoruz. Atölyemizi büyütmek istiyoruz. Kadın çalışanımızın daha çoğalmasını istiyoruz. İnşallah bu hayallerimizi de gerçekleştireceğiz" dedi. "Kadının yapamayacağı hiçbir iş yoktur" Kooperatif üyelerinden Hatice Cumurcu Görür, "Biz 2019 yılında başkanımız Samiye Genç ile beraber burayı kurmaya karar verdik. Ağın’daki tüm güzel, yiğit, bu işi yapacak kadınların evlerini gezerek bu işi yapabilir miyiz, yapalım mı diye herkesten onay aldık. Sağ olsun Samiye Genç hanımefendinin başkanlığında bu işi, kooperatifimizi 7 yıldır devam ettirmekteyiz. Ortamımız çok güzel. Şu anda aktif 22 kişiyiz. Canı gönülden herkes yürekten çalışıyor. Kadınlarımız her zaman güçlüdür. Kadının yapamayacağı hiçbir iş yoktur" şeklinde konuştu.
Van Van’ın 2 bin 800 yıllık mühendislik harikası kuruyor: Keşiş Gölü’nde su seviyesi endişe veriyor Urartu Kralı II. Rusa tarafından yaklaşık 2 bin 800 yıl önce inşa ettirilen ve dünyanın en eski göletlerinden biri olarak kabul edilen Van’daki Turna (Keşiş) Gölü, küresel ısınma ve kuraklığın etkisiyle hızla kuruma tehlikesiyle karşı karşıya. 2 bin 550 rakımlı bu mühendislik harikasının su seviyesindeki ciddi düşüş, hem tarımsal sulama ihtiyacını karşılayan bölge halkını hem de bilim insanlarını endişelendiriyor. Urartu medeniyetinden miras kalan ve Van’ın Gürpınar ilçesi sınırlarında bulunan, doğal güzelliği ve tarihi önemiyle bilinen 2 bin 550 rakımlı ve yaklaşık 7 kilometrelik alana sahip Keşiş (Turna) Gölü, son yıllarda artan kuraklık ve iklim değişikliğinin etkisiyle ciddi bir su kaybı yaşıyor. Urartu Kralı II. Rusa tarafından tarım arazilerini sulamak amacıyla yaptırılan ve dünyanın en eski göletlerinden biri olarak kabul edilen bu mühendislik şaheseri, kuruma tehlikesiyle karşı karşıya. "Şu an Keşiş Gölü’ne baktığımızda hakikaten alanının büyük ölçüde kaybolduğunu görüyoruz" Son yıllarda etkili olan aşırı sıcaklar ve beklenen kar-yağmur yağışının gerçekleşmemesi, Keşiş Gölü’nün büyük bir bölümünün kurumasına yol açtı. Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi (Van YYÜ) Edebiyat Fakültesi Coğrafya Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Faruk Alaeddinoğlu, "Van Gölü havzasında irili ufaklı birçok göl var. Şüphesiz bunların bir kısmı doğal göller, bir kısmı da aslında insan yapısı göller ya da göletler. Önüne set çekilerek daha sonra doğal yapıya dönüşmüş göller. Bunlardan bir tanesi de Keşiş Gölü. Tabii Keşiş Gölü’nün başka isimleri de var. Turna Gölü gibi. Bu yaklaşık milattan önce 650’lerde Rusya tarafından önüne bent çekilerek suyun biriktirilmesi sonucu oluşmuş bir göl. Gölün yaklaşık su toplama havzası 100 kilometrekare civarında. Göl, yıl içerisinde alan kaybediyor. Yağışlı sezonlarda da yaklaşık 7 kilometreye, kurak sezonlarda 4 kilometrekareye kadar düşüyor. Ancak bu iklim değişikliğinden kaynaklı havzanın hem sıcaklıklardaki artış, kuraklık, o buharlaşmanın şiddetiyle beraber göl son yıllarda zaman zaman tamamen kuruma riskiyle de karşı karşıya kalıyor. Dolayısıyla şu an Keşiş Gölü’ne baktığımızda hakikaten alanının büyük ölçüde kaybolduğunu, o kalan alanların işte sazlıklar şeklinde küçük su birikintilerden oluştuğunu görebiliyoruz. Bu göl, yükseltisi itibariyle Erek Dağı’nın hemen doğu güney tarafına düşüyor. Yaklaşık 2 bin 550 metreler civarında bir yükseltiye sahip. Tabii yükseltinin fazla olması oradaki buharlaşmanın şiddetini nispeten azaltıyor. Tabii gölü besleyen çok akarsu yok. Küçük dereler var, onların önemli bir kısmı da geçici akarsular. Daha çok düşen yağış ve oradaki kaynak suları ile besleniyor. Dolayısıyla mevcut iklim şartları içerisinde yani sıcaklıktaki bu artış seyrettiği sürece buharlaşmanın şiddeti arttığı sürece maalesef Keşiş Gölü muhtemelen önümüzdeki yıllarda yağışlı sezonlarda su toplayacak. Ama bu suyu o havzada o gölün içinde bulunduğu o havzada tutmak pek mümkün olmayacak. Muhtemelen yılın sonuna o yağışlı sezonun sonrasındaki kurak sezonla birlikte göl ya büyük ölçüde alan kaybedecek ya da kuruma riskiyle karşı karşıya kalacak. Dolayısıyla özetleyecek olursak, Keşiş Gölü insan eseri bir göl. Aslında orada bir su birikimi var ama daha sonra önüne Kral Rusa’nın bir bent, bir set çekerek gerisinde su biriktirmesi ve o suyu da aslında hem Van ovasının hem Van şehrinin ihtiyaç duyduğu içme ve sulama suyunu sağlamak amacıyla inşa edilmiş bir göl. Bir Mühendislik harikası aslında. Bir antik göl olarak ifade edebiliriz" diye konuştu.