MAGAZİN - 16 Ekim 2021 Cumartesi 14:25

Türk Halk Müziği Sanatçısı Şükriye Tutkun, müzik çalışmalarını Sonsuz Şükran köyünde sürdürüyor

A
A
A
Türk Halk Müziği Sanatçısı Şükriye Tutkun, müzik çalışmalarını Sonsuz Şükran köyünde sürdürüyor

Konya’nın Hüyük ilçesine bağlı Çavuş Mahallesi’nde kurulu Sonsuz Şükran Köyü’ne gelen Türk Halk Müziği’nin sanatçısı Şükriye Tutkun, müzik çalışmalarını burada sürdürüyor.

Konya’nın Hüyük ilçesine bağlı Çavuş Mahallesi’nde kurulu Sonsuz Şükran Köyü’ne gelen Türk Halk Müziği’nin sanatçısı Şükriye Tutkun, müzik çalışmalarını burada sürdürüyor.


Sonsuz Şükran Köyü’ne yerleşen Türk Halk Müziği’nin duayen ismi, bestekar, bağlama ustası, aranjör ve prodüktör Ali Osman Erbaşı ile birlikte yine bir albüm çalışması için sanatçıların kerpiç evlerinin bulunduğu köyde biraraya gelen Tutkun, gazetecilere yaptığı açıklamada, Erbaşı ile yıllardır birlikte çalıştıklarını anımsatarak, “Biliyorsunuz, bir çok sanatçının bugünlere gelmesinde; işte Müslüm Gürses’inden Zara’sına, isim say say bitmez İlhan Şeşen’inden birçok sanatçı arkadaşımızın albümlerinde yönetmenlik yapmış çok değerli bir hocamız. Onunla çalışmaya geldim. Yine bir albüm çalışması yapacağız. Hem de TRT Müzik’e bir çalışma yapıyoruz. Onunla ilgili buradayım daha çok. İşte şarkıları çalışacağız, TRT Müzik ekranlarında sizlerle olacağız ve bu çalışmayı Sonsuz Şükran Köyü’nde yapıyoruz ve sizlere sonsuz şükranlarımızı sunuyorum” diye konuştu.


Sonsuz Şükran Köyü’ne ilk kez geldiğini ve çok beğendiğini de dile getiren Tutkun, adını uzun zamandan beri duymasına rağmen bir türlü gelmenin kısmet olmadığını belirterek, “Köyün bu kuruluşunu sağlayan Mehmet Taşdiken beyefendi hep davet ediyordu ama bir türlü kısmet olmadı. Bir de araya pandemi girdi uzun bir dönem. Sonra çok sevgili, değerli hocam buraya taşındı. Ali Osman Erbaşı ile birlikte uzun yıllar çalıştık. Fakat ayrı düştük, Konya’ya, buraya Sonsuz Şükran Köyü’ne gelince O da davet ediyordu, bir türlü kısmet olmuyordu ama şimdi bu pandeminin biraz daha hafiflemesi ile bizlerin de biraz zamanının olmasıyla buraya gelebildik en nihayetinde. Buraya daha çok çalışmak için geldim hocamla. Yazın biraz daha kalabalık oluyor burası, ben gelmedim ama hep haberim var” ifadelerini kullandı.


Sonsuz Şükran Köyü hakkında da konuşan Tutkun, yerleşimde en çok evlerin sıvama şeklini sevdiğini vurgulayarak, şöyle devam etti:


“Mesela bu sıvanın rengi, ben bir de başak burcuyum, böyle toprak renklerini de çok severim. Hele de burası gerçekten yazın bilmiyorum nasıl ama şu an tam gelinecek zamanmış, isabet olmuş gelmem. Yeşilin renk renk tonlarını gördüğümüz gibi başka, işte turuncular, sarılar o kadar güzel ki, buradaki bu kerpiç evlerin bu renkleri de o kadar güzel uyumlu duruyor ki gerçekten bu anlamda Mehmet beye teşekkür etmek istiyorum. Bunların korunması, aynı şekilde devam ettirilmesi, bence birçok insana, bir çok köylere örnek olmalı, hatta şehirlere bile örnek olmalı. Çünkü gerçekten mimari çok önemli, biz başımızı sokacak bir yer olsun diye her şeyi, her yeri katletmeye pek meraklıyız, hiç acımıyoruz yani. Sonuçta çevrenin güzel olması da hani bir göz zevki, ortamın hani daha farklı olması, daha doğal görünmesi, daha ortama uygun olması, bunu başarmışlar burada. Onun için çok mutlu oldum. Çok kişi yok şu anda ama benim için daha iyi oldu, hiç araba sesi yok, hocam bahçesinde çok güzel çilekler ekmiş, mesela kalkıyorsunuz çilek yiyorsunuz, ilk defa hayatımda bahçeden çilek yedim. Onun dışında güzel bir köy, böyle beklemiyordum açıkçası, böyle düz olması da çok güzel, çok dağlar tepeler olmaması da güzel, rahatlıkla gezebiliyorsunuz, yürüyebiliyorsunuz, uzun uzun yürüyüşler yapabiliyorsunuz. Sakinlik, mesela dün çalışıyoruz sesimi kısıyorum sanki duyulacak gibi; hocam diyor ‘çekinme’, tabii saat 02’de, 03’te çalışabilme imkanı da var. Sonuçta burada o da bir apartman katında yapılamayacak bir çalışma bu. Yani stüdyo da olsa mutlaka bir sıkıntı olabiliyor. Böyle çok güzel, burada çalışma yapacağız, birçok sanatçı, müzisyen arkadaşa da tavsiye ediyorum, öneririm gerçekten. Baksanıza çıt yok. O yüzden de çok güzel, sakin, huzurlu, bir de insanlar çok duyarlı burada. Her gün de çilek yiyorum, çileği çok güzelmiş özel bir şeyi var mı bilmiyorum ama bekliyoruz çilek yemeye de gelin.”


Bestekar Ali Osman Erbaşı da, Sonsuz Şükran Köyü’nde sanatçı Şükriye Tutkun’la yeniden biraraya gelip müzik çalışması yapmaktan duyduğu mutluluğu dile getirdi. Şükran Köyü’ne yerleştikten sonra iki yıldır müzik çalışmalarını burada sürdürdüğüne de dikkati çeken Erbaşı şunları söyledi: “Doğdum doğalı, doğma büyüme iki yıldır buralıyım, ben biraz fazla hesap yapmam arkamdan ‘deli’ de derler. Bu yüzden nereye eserse oraya giderim, yani teslim olma manasında, buraya da öyle geldik. Burası imiş nasibimiz, buradayım yani. Ne lazım insana yaşarken? Önce hava, buranın havası iyi, başka? Güzel gıdalar, buranın gıdaları iyi, başka? Güzel düşünen insanlar, onların da merkezi burası, yeter daha”

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Gaziantep Başkan Tahmazoğlu: "1 ayda beton fiyatları Türkiye standartlarına gerilemezse beton santralleri kuracağız" Şahinbey Belediye Başkanı Mehmet Tahmazoğlu, sosyal medya hesabından Gaziantep’teki çimento üreticilerine seslenerek, "Gaziantep’teki beton fiyatları 1 ay içerisinde Türkiye ortalaması fiyatlarına gelirse problem yok, gelmediği taktirde biz de Şahinbey Belediyesi olarak gerekiyorsa işbirliği içerisinde Gaziantep’e beton santrali kurup bunu halka daha ucuz fiyata veririz" dedi. Gaziantep İnşaat Müteahhitleri Derneği Başkanı Bora Keçeci, Şahinbey Belediye Başkanı Mehmet Tahmazoğlu ile görüşme gerçekleştirdi. Yapılan görüşmede Gaziantep’te beton ve çimentodaki ücret artışları ele alındı. “Beton ve çimento ile ilgili bir şeyler yapmak gerek” Gaziantep İnşaat Müteahhitleri Derneği Başkanı Bora Keçeci, "Gaziantep’te vatandaşların konut sahibi olması çok zorlaşıyor. 2+1 daireler 3 milyondan başlayıp 5 milyona kadar çıkıyor. Dar gelirli insanların da bunu alması çok zorlaştı. Bunun yegane sebebi maliyetler, maliyetlerin bir kısmını ise beton ve çimento oluşturuyor. Dolayısıyla yüksek fiyatlı beton ve çimento ile ilgili bir şeyler yapmak gerekiyor. Bu konuda da belediyelerin öncülüğü bizim için çok önemli” dedi. “1 ay içerisinde fiyatlar Türkiye standartlarına gerilemezse beton santralleri kuracağız” Beton fiyatlarının Türkiye standartlarına getirilmediği takdirde beton santralleri kuracaklarını söyleyen Şahinbey Belediye Başkanı Mehmet Tahmazoğlu, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşım ile beton ve çimento üreticilerine çağrıda bulundu. Tahmazoğlu, "Şahinbey Belediyesi olarak 10 bine yakın konut inşa ettik. Sizin de ifade ettiğiniz gibi son zamanlarda fiyatlarda anormal artışlar oldu. Ben buradan da beton firmalarına bir çağrıda bulunmak istiyorum. Neden Gaziantep Çimento fabrikası burada olduğu halde Türkiye’nin en pahalı hazır betonunu kullanıyor. Gaziantep’in fiyatları 1 ay içerisinde Türkiye ortalaması fiyatlarına gelirse problem yok, gelmediği taktirde biz de Şahinbey Belediyesi olarak gerekiyorsa işbirliği içerisinde, Gaziantep’e beton santrali kurup bunu halka daha ucuz fiyata veririz. Herkesin konut sahibi olmasını istiyoruz” diye konuştu.
İzmir TED Aliağa Koleji öğretmenlerinden meslektaşlarına destek TED Aliağa Koleji’nde bir öğretmen, iddiaya göre yaşadığı hastalık sebebiyle rapor aldığı için işten çıkartıldı. Olayın ardından aynı kolejde görev yapan öğretmenler, meslektaşlarının işten çıkartılmasını okul önünde protesto etti. TED İzmir Aliağa Koleji’nde iddiaya göre bir grup öğretmen, çeşitli nedenlerden dolayı yaşadıkları stres sebebiyle doktora başvurdu. Olayın ardından bir günlük rapor alan öğretmenler arasından T.S., raporunun ’fenni olarak uygun olmadığı’ gerekçesiyle işten çıkartıldı. Alınan kararın ardından öğretmenler ve veliler, okul yönetimini protesto etmek amacıyla okul önünde basın açıklaması düzenledi. Öğretmenler adına açıklama yapan Özel Sektör Öğretmenleri Sendikası Ege Bölge Temsilcisi Rabia Atbaş, “TED İzmir Aliağa Koleji’nde kurumun maaş politikasına karşı tepkisini dile getiren yaşadıkları stres, sıkıntı ve geçim kaygısı sonucunda farklı sebeplerden hasta olan 22 öğretmen arasında bulunan bir meslektaşımız, okul yönetimin tarafından işten çıkarıldı. Yönetim, bu haksız ve hukuksuz kararı, öğretmenimizin hastaneden aldığı raporun "fenni olarak uygun olmadığı" iddiasıyla gerekçelendirdi” ifadelerine yer verdi. “Öğretmenler mobbinglere ve baskıya maruz kalmıştır” Çalıştıkları kurumların patronlarının sadece kurumlarını ve karlarını düşünen sömürü uygulamalarına maruz kaldıklarının altını çizen Atbaş, "Bizler patronların insafına bırakılmış, asgari ücrete mahkum edilmiş, ailesinin ve kendisinin temel ihtiyaçlarını kısarak geçinmeye çalışan, insanlık dışı şartlarda çok sevdiğimiz mesleğimizi icra eden, özel öğretim kurumlarında görevini yapan öğretmenleriz. Ne yazık ki bunun en acı örneğini Türkiye’de eğitime önem verdiği sanılan TED Aliağa Koleji vermektedir. Bundan 1 buçuk sene önce yıllardır yaşadıkları sıkıntıları TED Vakıf Yönetimine bildiren ve çözüm bulunmasını isteyen öğretmenler çeşitli mobbinglere ve baskıya maruz kalmıştır” şeklinde konuştu. “Öğretmenlerin raporları incelenmek istendi” Hasta olan öğretmenlere gittikleri doktorlar tarafından 16 Nisan Salı günü için bir günlük rapor verildiğini aktaran Atbaş, "Fakat Vakıf Yönetim Kurulu Başkanı Deniz Komsuoğlu tarafından öğretmenlerin raporlarının incelenmesi istendiği için öğretmenler tekrar hastaneye gitmek zorunda bırakılmışlardır. Öğretmenlerin okula gelememesi üzerine veliler okul yönetimine baskı uygulamıştır. Vakıf yönetimi velilere çok çirkin davranışlarda bulunmuş ve mesaj atarak öğretmenlerin maaşlarına 2023-2024 eğitim öğretim yılında yüzde 113 zam yaptığını açıklamıştır. Özel Sektör Öğretmenleri Sendikası olarak velilerin oranlarla kandırılmasına göz yummayarak ve TED adına utanarak öğretmen maaşlarının 18 bin 500 ile 20 bin aralığında olduğunu açıklamak zorunda bırakılmışızdır” cümlelerine yer verdi. “Asıl sebep öğretmenimizin sendikalı olmasıdır” Öğretmenlerin görevlerini aksatacak hiçbir durumda bulunmamalarına rağmen Vakıf Yönetim Kurulu ve idarecileri tarafından mobbinge maruz kalmaya devam ettiklerini vurgulayan Atbaş, şunları kaydetti: “25 Nisan Perşembe günü kurumda görev yapan bir öğretmenimiz işten çıkarılmıştır. Sebep olarak Hakem Hastanenin öğretmenin raporunun fenne uygun olmadığını belirlediği gerekçe gösterilmiştir fakat öğretmenimiz bayılma şikayeti üzerine doktora gitmiş ve önceden yaptırdığı kan testlerine dayanarak raporunda yazılan hastalığından şüphelendikleri belirtilmiştir. Öğretmenimizin dönem ortasında işten çıkarılmasının asıl sebebinin rapor olmadığının hepimiz farkındayız. Asıl sebep öğretmenimizin 1928 yılında Ata’mızın direktifleriyle kurulmuş Türk Eğitim Derneğine ve öğretmenliğe yakışır şekilde bu sömürü düzenine sendikasıyla birlikte karşı çıkmasıdır. Asıl sebep diğer 24 öğretmenin gözünü korkutmak için öğretmen arkadaşımızın işten çıkarılmasıdır. Asıl sebep öğretmenimizin sendikalı olmasıdır.” Öğretmenlerin zarar görmesine izin vermeyeceklerini söyleyen Atbaş, şunları kaydetti: “Bir an önce TED’i saltanat yönetimi haline getiren iki şahıs TED’den uzaklaştırılmalı ve TED öğretmenlerinin kaybettirilen değerlerinin, meslek onurlarının tekrar kazanılması için çalışmaların başlaması gerekmektedir. Bizler Özel Sektör Öğretmenleri Sendikası olarak işten çıkarılan öğretmenimizin ve hakkı için direnen tüm öğretmenlerin yanında olduğumuzu, her türlü desteği sağlayacağımızı ve birlikte direnerek zafere ulaşacağımızı buradan tüm kamuoyuna bildiriyoruz.”