KÜLTÜR SANAT
21 Aralık 2025 Pazar - 10:51 Batı Karadeniz’in fatihi Emir Karatekin Bey’in kabrini her yıl binlerce kişi ziyaret ediyor Batı Karadeniz’i fetheden ilk Müslüman Türk komutan olma unvanını taşıyan Emir Karatekin Bey’in Çankırı’daki kabri ziyaretçilerinden büyük ilgi görüyor. 1074 yılında Çankırı’yı fetheden, ardından Kastamonu ve Sinop’u da alarak Batı Karadeniz’in fethinde önemli rol oynayan Emir Karatekin Bey’in Çankırı Kalesi’ndeki türbesi, yüzyıllardır ziyaretçilerini kabul ediyor. Batı Karadeniz Bölgesini fetheden ilk Müslüman Türk komutanı olarak anılan Selçuklu Komutanı Emir Karatekin Bey’in 1106 yılında vefat ettiği belirtiliyor. Eşi Meryem Hatun ile iki çocuğuna ait kabirler de Emir Karatekin Bey’in türbesinde bulunuyor. Tarihi Çankırı Kalesi içinde yer alan türbe de vatandaşlardan yoğun ilgi görüyor. Türbeyi ziyaret eden vatandaşlar, Kur’an-ı Kerim okuyarak Emir Karatekin Bey için dua ediyor. "Karatekin Bey’in türbesine gelince huzur buluyorum" Türbeye ziyarette bulunan Nazire Softa, "Çankırı’mızın fatihi Karatekin Bey’in türbesini ziyarete geldim. Sıklıkla burayı ziyaret ederim. Karatekin Bey Çankırı’yı fethetmiştir. Çevre ilerden de bu türbeye çok sayıda ziyaretçi geliyor. Ben Karatekin Bey’in türbesine gelince huzur buluyorum. Herkesin burayı ziyaret etmesini çok isterim. Biz ailece böyle türbeleri ziyaret ederiz. Küçük yaştan itibaren çocuklarımı da getirmekteyim. Böyle yerlerin boş kalmaması lazım" diye konuştu. "Burası insana ferahlık veriyor" Türbenin sorumlusu olmaktan gurur duyduğunu söyleyen Nezahat Civelek ise, "Bu türbede olmaktan çok mutluyum. Burada görevli olmaktan gurur duyuyorum. Herkesin burayı ziyaret etmesini tavsiye ederim. Burası insana ferahlık veriyor. Karatekin Bey, Batı Karadeniz’deki savaşı kazanan komutandır. Karatekin Bey burada vefat ettiği için burada yatıyor. Hanımı Meryem hatun ve kızları da burada yatmaktadır. Rabbim gelenlerin dualarını kabul etsin" dedi.
Torosların eteğinde 105 yıllık zafer coşkusu
18 Ekim 2025 Cumartesi - 10:30 Torosların eteğinde 105 yıllık zafer coşkusu Adana’nın Fransız ve Ermeni işgalinden kurtuluşunun 105. yılında, Saimbeyli Kaymakamlığı ve Saimbeyli Belediyesi iş birliğiyle düzenlenen etkinliklerde zafer coşkusu yaşanıyor. İlçeye adını veren Şehit Kaymakam Saim Bey’in Kozan’daki kabri başında yapılan dua töreniyle başlayan kurtuluş etkinlikleri, gün boyu çeşitli programlarla devam etti. 18 Ekim Saimbeyli’nin kurutuluş kutlamaları bayrak korteji ve ilçede ilk kez çekilen belediye başkanı ve muhtarlarında rol aldığı "Esaretten Özgürlüğe" film galası ile sürdü. Torosların eteğinde kurtuluş kortejiyle başlayan kutlamalarda, kum sanatçısı Tarkan Köylü’nün milli mücadeleyi anlattığı sinevizyon gösterimi büyük beğeni topladı. Ardından Saimbeyli Belediye Başkanı Mahmut Dal’ın da rol aldığı "Esaretten Özgürlüğe" adlı Saimbeyli Kurtuluş Filmi’nin gala gösterimi gerçekleştirildi. Saimbeyli Belediye Başkanı Mahmut Dal, kurtuluşun 105. yılı etkinliklerinin anlamına dikkat çekerek " Bu yıl, ilçemizin kahramanlık mücadelesini hem sinevizyon hem de sinema filmiyle anlatmanın mutluluğunu yaşıyoruz. Bu süreç bizler için uzun soluklu ama bir o kadar da gurur verici bir deneyim oldu. Emeği geçen yönetmen Umut Beklen’e, oyuncu olarak yer alan muhtarlarımıza ve misafirperverliğiyle katkı sunan ilçe halkımıza teşekkür ediyorum. Saimbeyli’nin tarihi, doğası ve insanıyla Adana’nın parlayan yıldızı olması için hem hizmet hem de tanıtım anlamında en iyisini yapmaya devam edeceğiz" dedi. İlçede kurtuluş destanın anlatıldığı film galası ve kum gösterisini büyük bir hayranlıkla izlediklerini belirten Kaymakam Emre Aydın ise Saimbeyli’nin 105. kurtuluş yılının ilçede büyük bir coşkuyla kutlandığını söyledi.
Van Kalesi’nin surlarına korkuluk yapıldı
18 Ekim 2025 Cumartesi - 10:27 Van Kalesi’nin surlarına korkuluk yapıldı Birçok medeniyetten izler taşıyan Van Kalesi’nin surlarına, ziyaretçilerin güvenliği için korkuluk yapıldı. Urartu Krallığı döneminden günümüze kadar ulaşan Van Kalesi, tarih boyunca Urartu, İskit, Med, Pers, Roma ve Sasani gibi birçok medeniyete ev sahipliği yaptı. Tarihi yapısı, heybetli görünümü ve sahip olduğu eşsiz manzarayla Van’ın simgeleri arasında yer alan kale, her yıl binlerce yerli ve yabancı turisti ağırlıyor. Van Gölü ve şehir manzarasını aynı noktadan izleme fırsatı sunan Van Kalesi, ziyaretçilerini etkileyen doğal ve tarihi güzellikleriyle dikkat çekiyor. Ancak bu durum, zaman zaman güvenlik açısından riskleri de beraberinde getiriyor. Bu kapsamda, muhtemel kazaların önüne geçmek amacıyla kale surlarına korkuluk yapıldı. Vatandaşlar, alınan önlemin yerinde bir karar olduğunu belirterek yetkililere teşekkür etti. "Benzerini Diyarbakır surlarında görmüştük" İHA muhabirine konuşan Murat Geç isimli ziyaretçi, yapılan çalışmaları yerinde bulduğunu belirtti. Gaziantep’ten geldiğini ve Van Kalesi’ni de ilk kez ziyaret ettiğini ifade eden Geç, "Baktık demirciler burada yeni korkulukları yapmaya başlamışlar. Ama kalenin birçok tarafında çocuklar ve aileler için çok riskli, tehlikeli yerler var. Benzerini Diyarbakır surlarında da görmüştük, birkaç gün sonra orada ölümlü bir kaza olmuştu. Bence turizm açısından çok önemli değerler kalelerimiz. Van Kalesi de çok değerli, çok güzel ve bütün şehre hâkim bir nokta. Fakat tüm güvenlik önlemleri alındıktan sonra turizme açılması daha uygun olur. Çünkü yukarılarda bazı yerler gerçekten çocuklar ve gençler için çok tehlikeli. Allah korusun, ayağı kayan birinin kurtuluşu olmaz" dedi. Demir korkulukların ve güvenlik önlemlerinin tamamlanması, sonrasında kalenin gezilere tamamen açılmasını öneren Geç, "Bu uzun zaman da almaz, büyük maliyet de gerektirmez. Bürokratlarımıza buradan sesimizi iletmek isteriz" diye konuştu.
Bu otomobil koleksiyonu, zenginlerin bile rüyalarına giriyor
18 Ekim 2025 Cumartesi - 09:51 Bu otomobil koleksiyonu, zenginlerin bile rüyalarına giriyor Samsunlu bir iş adamı, nadir klasik Mercedesleri kendi oluşturduğu müzede sergiliyor. Binek olarak da yine üstünde sireni, çakarı olan, içerisinde mühendis ekibiyle iletişim kurmayı sağlayan dönemin teknolojik sistemlerinin yer aldığı Formula 1 (F1) güvenlik aracını kullanan iş adamının koleksiyonu, zenginlerin bile rüyalarına giriyor. 34 yaşındaki iş adamı Emre Yılmaz, çocukluk yıllarındaki otomobil tutkusunu zamanla büyük bir koleksiyona dönüştürdü. Deniz ve liman işletmeciliği mezunu olan Yılmaz, iş yerinin bir bölümünü garaja çevirerek, yıllardır topladığı nadir ve klasik Mercedes araçlarını burada sergiliyor. Sadece ender ve sınırlı sayıda üretilen Mercedes modellerine ilgi gösteren Yılmaz, şu ana kadar 16 araç aldı. Müzesinde sergilediği koleksiyonda bulunan 6 özel otomobile büyük bir özenle bakan Yılmaz’ın sergisinde daha önceden Yeşilçam’da kullanılan ve ünlü isimlerin kullandığı otomobiller de bulunuyor. Uzun bir süre Türkiye’nin en ünlü isimlerine bile koleksiyonundaki araçları satmayan Yılmaz, şimdilerde ise koleksiyonluk yeni bir araç bulduğunda müzede uzun süre bekleyen araçlarla yer değiştiriyor. Sergilediği otomobillerin yanı sıra binek olarak da klasik araçları tercih eden Yılmaz, gündelik hayatta da F1 yarışlarında güvenlik aracı olarak görev alan 1996 model 5000 cc motor hacmine sahip 55 AMG Mercedes-Benz’i kullanıyor. "Mercedes sevdası çocukluktan geliyor, BMW koleksiyonumu bozar" Çocukluk yıllarından itibaren klasik otomobillere ilgi duyduğunu ifade eden Emre Yılmaz, "Otomobil koleksiyonuna 10 yıl önce başladım. 116 kasa Mercedes-Benz’in rahmetli Ali Osman Ulusoy’a hediye ettiği aracı satın alarak koleksiyona başladım. Trabzon’dan o aracı getirerek koleksiyona başladım. Mercedes sevdası bende çocukluk yıllarıma kadar dayanıyor. Şu ana kadar garajımda 16 araç sergiledim, 6 aracı da hala müzemizde sergiliyorum. Çok güzel koleksiyonluk bir BMW otomobil gelse almam diyemem ama koleksiyonumu bozar. Mercedes’in olduğu yerde sadece Mercedes olur. Mercedes’in müzesi ile internet üzerinden arada yazışıyoruz. Koleksiyona ilk başladığımda araçlarımı satmıyordum. Şu anda ise uzun süredir duran araçları, sıkıldığım araçları satıp farklı model araç alıyorum. Günlük olarak da Formula 1 yarışlarında kazalardan sonra piste giren güvenlik aracı olan 1996 model 5000 cc motor hacmine sahip 55 AMG Mercedes-Benz kullanıyorum. O otomobil de nadir bulunan spor paketlerden. Yine trafikte bu aracı gören, fotoğraf ve video çeken de çok oluyor. F1 tasarımı da herkesin dikkatini çekiyor" dedi. Yılmaz’ın müzede sergilediği araçlar arasında Yeşilçam’ın dört yapraklı yoncasından biri olarak gösterilen ünlü sinema sanatçısı Filiz Akın’ın 1974 model Amerikan tek kapı 450 SLC V8 Mercedes aracının yanı sıra Türkiye’de yürür vaziyette sınırlı sayıda olan 1963 model Mercedes 220s, 1982 model Mercedes 280 CE Amerikan Coupe, Formula 1 pilotlarının pistte kullandığı ve nadir olan 190e 2.3 1987 model Mercedes, 1984 c126 500 SEC Wald Japan ve üstü açık 1992 model 129 R 300 SL Mercedes Cabriolet Convertible de yer alıyor.
Bayburt’un tarihi eserleri için Kent Konseyi’nden ’müze’ çağrısı
18 Ekim 2025 Cumartesi - 09:20 Bayburt’un tarihi eserleri için Kent Konseyi’nden ’müze’ çağrısı Bayburt Kent Konseyi, kentin tarihi eserlerinin Erzurum’da tutulmasına ve Bayburt Kalesi’nde yeni kazıların yapılamamasına tepki göstererek, Dede Korkut Şehir Müzesi’nin Müze Müdürlüğüne tahsis edilerek, Bayburt Müzesi’ne dönüştürülmesini, Erzurum’daki eserlerin Bayburt’a iadesini talep etti. Tarihi Bayburt Kalesi’nde yıllar önce yapılan kısa süreli kazı çalışmalarında birçok tarihi eser ve yaşam alanı gün yüzüne çıkarılmış, ayrıca kalenin çevresinde Çoruh Nehri’ne ve bağlantı yollarına ait suluklar tespit edilmişti. Bu zenginliklerin gün yüzüne çıkarılması ve tanıtılması için Bayburt Kent Konseyi harekete geçti. Bayburt’un, tarih boyunca İskitler, Urartular, Medler, Persler, Roma, Bizans, Selçuklular, Akkoyunlular ve Osmanlı gibi pek çok uygarlığın hüküm sürdüğü kadim bir şehir olduğunu hatırlatan Kent Konseyi, buna rağmen şehirde Müze Müdürlüğüne bağlı bir müzenin bulunmamasının büyük bir eksiklik olduğunu bildirdi. Şehirde resmi bir müze olmaması nedeniyle Bayburt’a ait tarihi eserlerin Erzurum’da tutulmak zorunda kalındığını belirten Kent Konseyi, bu durumun yeni arkeolojik kazı çalışmalarının yapılmasının önündeki en büyük engel olduğunu kaydetti. Kent Konseyi tarafından Dede Korkut Şehir Müzesi’nin Müze Müdürlüğüne tahsis edilerek Bayburt Müzesi’ne dönüştürülmesi, bu sayede Erzurum’da muhafaza edilen Bayburt’a ait eserlerin geri kazandırılması ve özel bir arkeoloji ekibi kurularak yeni kazı çalışmalarının başlatılması önerildi. Konsey, daha önce bu talepleri Bayburt İl Özel İdaresi ve Bayburt İl Kültür Turizm Müdürlüğüne ilettiklerini ancak somut bir netice alamadıklarını ifade etti. Kent Konseyi, konunun takipçisi olacaklarını ve yakın zamanda valilik ile görüşme yapacaklarını kamuoyuyla paylaştı.
Diyarbakır’da zindanından su kuyusuna kadar olan 15. yüzyıldan kalma Beyler Konağı asırlardır varlığını koruyor
18 Ekim 2025 Cumartesi - 09:11 Diyarbakır’da zindanından su kuyusuna kadar olan 15. yüzyıldan kalma Beyler Konağı asırlardır varlığını koruyor Diyarbakır’ın Çermik ilçesinde bulunan 15. yüzyıldan kaldığı değerlendirilen Beyler Konağı, yıllar içinde harabeye dönmesine rağmen varlığını koruyor. Zindanından, su kuyusuna kadar birçok bölümü olan 800 metrekarelik konağın sahibi, restore etme güçleri olmadığı için yetkililerin burayı turizme kazandırmasını istiyor. İlçenin Saray Mahallesi Beyler Köşkü Sokak’ta bulunan 15. yüzyıldan kalma olduğu değerlendirilen Beyler Konağı, yer yer harabeye dönse de asırlardır varlığını koruyor. Zindanından, su kuyusuna kadar birçok bölümü olan 800 metrekarelik konağın sahibi, restore etme güçleri olmadığı için yetkililerin burayı turizme kazandırmasını istiyor. Mülk sahiplerinden Ahmet Alan, yapının eski Osmanlı sarayı, bey konağı olarak geçtiğini, kayıtlara göre 15. yüzyılda inşa edildiğini söyledi. Yapının daha büyük olduğunu belirten Alan, yıllar geçtikçe parça parça yıkılmaya başlandığını ifade etti. 800 metrekareye yakın bir alan olduğunu aktaran Alan, "İçinde zindan ve kuyusu var. Eskiden 40 odalı olarak da halk arasında söyleniyor. Tapusu var, dedemin adınadır. Babam onlar 8 kardeş, sekizi de buraya hissedar. Burayı defalarca satmak istedik, buraya gelen kaymakamlarla, belediye başkanlarıyla görüştük. Olumlu bir sonuç alamadık. Diyarbakır İl Kültür ve Turizm Müdürlüğünden de geldiler. Yapılacağını söylediler, defalarca geldiler. Her gelen bir umut verip gitti, geri dönüşü olmadı" dedi. "Bize, buranın restore edilmesini söylediler. Yüzde 40’nında bizim karşılayacağımızı söylediler. Yüzde 40’ı karşılayacak bütçemiz yok" diyen Alan, "Büyük bir alandır. Tarihi eserdir, uygun yapılması gerekiyor. Bu gideri karşılayamadık. Yıkılmaya yüz tuttu, yıkılmaya da devam ediyor. Çağrımız, buranın turizme kazandırılması. Burası Çermik için bir simgedir. Mahalle bir ismini buradan almış. Buranın kamulaştırılmasını, tarihe kazandırılmasını istiyoruz. Yazıktır, böyle bir yapının kaybolmasını istemiyoruz. Gerekirse kendi hakkımızdan da vazgeçeriz. Ama buraya bir el atılsın. İki tapu halinde" şeklinde konuştu.
1.Balıkesir Kitap Fuarı coşkuyla açıldı
18 Ekim 2025 Cumartesi - 08:27 1.Balıkesir Kitap Fuarı coşkuyla açıldı 1.Balıkesir Kitap Fuarı görkemli bir tören açıldı. Balıkesir Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Akın’ın geleneksel hale getireceğiz diyerek bahsettiği kitap fuarında onlarca söyleşi ve yüzlerce imza programı yer alacağını söyledi. Başkan Akın, konuşmasında Balıkesir kentinin Türk Edebiyatının önemli isimlerini de yetiştirdiğini vurguladı. Kültüre, sanata, bilgiye, sosyal hayata hasret kalan Balıkesir’i çok değerli bir fuarla buluşturduklarını söyleyen Balıkesir Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Akın, 1.Balıkesir Kitap Fuarının şehre hayırlı olması temennisinde bulundu. Kitaplar insanı, insanın da dünyayı değiştirdiğini belirten Akın, "Türkiye’nin kurtuluş reçetesi, Mustafa Kemal Atatürk’ün hayat hikâyesidir. Ve bu reçetenin bir numaralı ilacı da kitaptır. Şurası çok açık: Kitaba ne kadar yakın durursak, muasır medeniyetler seviyesine de o kadar hızla ulaşırız" dedi. "Sözümüzü tutuyoruz" Balıkesir’i fuarlar ve festivaller kenti yapma sözü verdiğini hatırlatan Akın, bu sözü tuttuğunu söyledi. Balıkesir’i aromaterapiden tarıma, zeytinden kitaba her alanda fuarla ve festivalle buluşturmaya başladıklarının altını çizen Akın, "Kuvayımilliye’nin başkenti Balıkesir’de bugün açılışını yaptığımız "1. Balıkesir Kitap Fuarı" ile yeni bir adım atarak, Cumhuriyet aydınlanmasını; kalemin, fikrin, bilimin gücüyle daha da büyütmek istiyoruz.10 gün boyunca 200’ün üzerinde yazarımız, gazetecimiz, akademisyenimiz Balıkesir Kitap Fuarı’nda onlarca söyleşi ve yüzlerce imza ile birlikte olacağız" şeklinde konuştu. Kuvayi Milliye vurgusu Kitap, kültür ve sanat gibi kavramlarının bir milletin hafızasını taşıdığını belirten Akın, "Bu kavramlar, bir kentin kimliğidir. Dolayısıyla bizler; bu kadim şehrin, Balıkesir’imizin, yani Kuvayı Milliye’nin evlatları olarak hafızamıza sahip çıkmak ve kimliğimizi canlı tutmak için kitap fuarımızı, bir başlangıç kabul ediyoruz. İnanıyorum ki bu adımımız, uzun yıllar sürecek, bir gelenek haline gelecek ve Balıkesir’imizde önemli izler bırakacak fuarımızı, Balıkesir’imizde hayata geçirmemiz elbette bir tesadüf değil. Çünkü Balıkesir; tarihiyle, kültürüyle, birikimiyle göründüğünden çok daha büyük bir şehirdir. Balıkesir, sahip olduğumuz tüm medeni kurumları borçlu olduğumuz Cumhuriyetimize giden yolun başlangıç noktalarından biridir. Balıkesir Anadolu’daki Kuvayı Milliye mücadelesine yön vermiş bir merkez, bir karargâh ve bir kaledir. Biz, Kuvayı Milliye’nin başkentiyiz. Her zaman gurur duyduğum İstiklal Madalyası sahibi dedem Ahmet Akın, Akıncılar Müfrezesinde görev almış Gönenli Yiğit Efe’dir. İstiklal Madalyalı dedenin torunu olarak Kuvayı Milliyeci olmaya devam ediyorum. Ve bu topraklar sadece silahlı mücadelenin değil; kalemle, fikirle, bilimle verilen aydınlanma mücadelesinin de kalesidir!" şeklinde konuştu. "Balıkesir, tarihi ve kültürüyle zengin bir şehirdir" Türk edebiyatının nice büyük isimlerinin yolunun Balıkesir’den geçtiğini aktaran Akın, "Modern hikâyeciliğin, öz Türkçemizin, milli kimliğimizin öncü isimlerinden Ömer Seyfettin; gözlerini Gönen’imizde dünyaya açtı. Anadolu insanının en saf duygularını, en gerçek yaşamını; tertemiz bir Türkçe’yle ölümsüzleştiren Sabahattin Ali’nin çocukluğu Edremit’imizin sokaklarında geçti. Ve elbette Balıkesir Lisesi. Bu köklü eğitim kurumu, Türk edebiyatımızın önemli isimlerinin yuvası olmuştur. Şiiriyle devrim oluşturmuş, fikirleriyle ufuk açmış Attila İlhan ve kurguladığı ölümsüz karakterlerle, romanlarıyla edebiyatımızın modernleşmesine büyük katkılar sunan Yusuf Atılgan’ın yolu da Balıkesir Lisemizden geçti. Bu büyük isimler; Balıkesir’in yalnızca tarihiyle değil, kültürel anlamda da ne kadar zengin bir şehir olduğunun ispatıdır. İşte yaşatmak istediğimiz hafıza ve kimlik budur!" şeklinde konuştu. "Bizler, Cumhuriyetin ve Atatürk’ün neferiyiz" "Bizler Cumhuriyetin ve Büyük Önderimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün neferleriyiz." diyen Akın, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Eğitimde de, bilimde de, kültür ve sanatta da tek pusulamız Ata’mız ve onun gösterdiği hedeflerdir. Balıkesir Kitap Fuarımızla köklü bir geçmişi ve kültür mirasını geleceğe taşıyacağız. Çünkü biz biliyoruz ki Cumhuriyete en büyük katkı kültürdür, sanattır, bilimdir, özgür düşüncedir. Çünkü bu fuar yalnızca kitaba sahip çıkma anlamına gelmiyor, aynı zamanda Kaz Dağlarına, doğamıza, tarihimize, tarımımıza, turizmimize sahip çıkmak anlamına da geliyor" dedi Kitap Fuarının ilk günkü onur konukları Şair Ataol Behramoğlu ve Nebil Özgentürk oldu.
Turgay Başyayla, Niğde Gastronomi Festivali’nde sahle aldı
17 Ekim 2025 Cuma - 23:56 Turgay Başyayla, Niğde Gastronomi Festivali’nde sahle aldı Niğde’de Türk Halk Müziği’nin sevilen sanatçılarından Turgay Başyayla, 5. Niğde Gastronomi Festivali kapsamında sahne aldı. Niğde Valiliği, Niğde Belediyesi, Niğde Ömer Halisdemir Üniversitesi ve Niğde Gastro Derneği iş birliğiyle düzenlenen festivalin açılış gününde gerçekleştirilen konser, vatandaşların yoğun ilgisiyle renkli görüntülere sahne oldu. Festival alanını dolduran binlerce kişi, Başyayla’nın seslendirdiği birbirinden güzel türkülerle unutulmaz bir gece yaşadı. Niğde Belediye Başkanı Emrah Özdemir, Turgay Başyayla’ya festivale katılımından dolayı teşekkür ederek yöresel ürünlerden oluşan bir hediye paketi takdim etti. Başkan Özdemir, "7 gün sürecek festivalimizin 5’incisini gerçekleştiriyoruz. Sizlerin ilgisi çok önemli. 200’ün üzerinde standımız var, hepsi doldu. Buraya gelen esnaflarımıza teşekkür ediyorum; onların destekleriyle bu festivaller düzenleniyor. 10 farklı ülkeden gelen şeflerimiz, burada Niğde’mizin yemeklerini yapacak. Her akşam birbirinden değerli sanatçılarımızla bu alanda güzel vakit geçireceğiz" dedi. Niğde’nin üretim gücüne ve mutfak kültürüne övgüde bulunan Başyayla, "Bizim hanım pek sever böyle organik, doğal olan ürünleri. Ben de Anadolu’dan taşıyorum ona. Üç tane ufaklığımız var ve onları memleketin en güzel ürünleriyle, doğal lezzetlerle büyütmeye çalışıyoruz. Niğde bunun tam yeri. Dünya bir ev olsaydı mutfağı Antep olurdu derler ama böyle bir mutfağa da böyle bir gıda deposu ve üreten insanlar lazım. Her şeyin en güzelini sizler yapıyorsunuz. Tarımda, turizmde, artık her alanda söz sahibi Niğde" dedi.
Elazığ’da "28. Uluslararası Hazar Şiir Akşamları" başladı
17 Ekim 2025 Cuma - 22:57 Elazığ’da "28. Uluslararası Hazar Şiir Akşamları" başladı Elazığ’da "Altaylar’dan Hazar’a" temasıyla, Kutadgu Bilig’in yazarı Yusuf Has Hacib anısına Elazığ Belediyesi ve Elazığ Valiliği ev sahipliğinde düzenlenen 28. Uluslararası Hazar Şiir Akşamları coşkulu bir açılışla başladı. Elazığ Belediyesi ve Elazığ Valiliği ev sahipliğinde düzenlenen, edebiyat dünyasının önemli buluşmalarından olan 28. Uluslararası Hazar Şiir Akşamları coşkulu bir açılışla başladı. Etkinlik, Cumhuriyet Meydanı’nda Elazığ Belediye Mehteran Takımı’nın gösterisiyle başladı. Gösterinin ardından şairler, sanatçılar, protokol üyeleri ve vatandaşların katılımıyla Kültürpark’a kadar kortej yürüyüşü gerçekleştirildi. Bu yıl "Altaylar’dan Hazar’a" temasıyla ve Kutadgu Bilig’in yazarı Yusuf Has Hacib anısına düzenlenen etkinlik, Ahmet Tevfik Ozan Fuar ve Kongre Merkezi’nde devam ediyor. Vali Numan Hatipoğlu, "1992’de başlayan ve kesintisiz olarak sadece pandemi döneminin dışında yapılamamış, ülkemizin en uzun soluklu şiir ve şairlerin buluşma etkinliğidir. Elazığ’da edebiyata gönül veren insanların ne kadar uzak görüştüğü ve geleceğe umutla bakan insanlar olduğunu görüyoruz. Demir perdenin henüz yeni kalktığı bir dönemde Türk dünyasını bir araya getirecek, şahitleri bir araya getirecek bir şiir edildiği yapmak için ne kadar güzel bir bakış açısının olduğunu bize bir kez daha gösteriyoruz. Bir yıl önce söylenseydik ki Sovyetler yıkılacak, hiçbirimiz buna inanmazdık. Ancak biz demir perdenin arkasında, Yugoslavya’nın içerisinde, dünyanın çeşitli coğrafyalarında sadece esir Türklerin varlığını biliyoruz. Demir perdenin kalktığı andan itibaren Azerbaycan, Türkistan, Kazakistan, Özbekistan ve yine Türkmenistan bağımsızlığına kavuştuğunda biz kardeşlerimizin var olduğunu öğreniyoruz. Şükürler olsun, bugün Türk dünyası artık geçmişte tek bağımsız devlet diyoruz. Ama bugün cumhurbaşkanımızın ve Türk devletlerinin başındaki liderlerin riyasetiyle, ferasetiyle dünyanın belki de gelecekte en önemli birliklerinden uluslararası yapılarından birisi haline dönüştü. Huzurlarınızda bu muazzam etkinliği hep birlikte yapıyor olmaktan dolayı bugün mutluluğu tekrar ifade ediyorum" dedi. Elazığ’ın binlerce yıllık tarihiyle kültür, sanat ve medeniyetlerin beşiği olduğunu vurgulayan Belediye Başkanı Şahin Şerifoğulları, "Binlerce yıllık mazisiyle kültür-sanat-edebiyat, tarih ve medeniyetler beşiği Elazığ’ımıza hoş geldiniz, safalar getirdiniz. Bugün büyük bir heyecanla Hazar Şiir Akşamları’nın 28’incisini gerçekleştiriyor olmanın mutluluğunu ve gururunu paylaşıyoruz. Bugün, Türk Dünyası’nın kadim coğrafyası Orta Asya’nın kutlu rüzgarı aziz şehrimizde esiyor. Tarihimizin, kültürümüzün ve gönül birliğimizin sesi Harput’un taşında, Hazar Gölü’nün sükutunda yankılanıyor. Bin yıl önce kaleme aldığı Kutadgu Bilig adlı eserinde insanı bilgiyle, ahlakla, erdemle yücelten yolu gösteren büyük düşünürü saygıyla anıyoruz. Onun öğretileri yarınlarımıza da ışık olacaktır. Büyük düşünür diyor ki ‘Aklın güzelliği dil ile, dilin güzelliği söz ile belli olur’ işte bugün burada bu düsturla kelamın üstatlarını dinleyeceğiz" şeklinde konuştu.
Niğde Gastronomi Festivali başladı
17 Ekim 2025 Cuma - 19:05 Niğde Gastronomi Festivali başladı Niğde Valiliği, Niğde Belediyesi, Niğde Ömer Halisdemir Üniversitesi ve Niğde Gastro Derneği iş birliğiyle düzenlenen 5. Niğde Gastronomi Festivali başladı. Derbent Kavşağı’nda bir araya gelen protokol üyeleri, davetli şefler ve vatandaşların katılımıyla gerçekleşen kortej yürüyüşüyle başlayan festivalde, Niğde Güzel Sanatlar Lisesi öğrencileri ile Niğde Belediyesi Davul-Ritim kursiyerleri gösteri sundu. "Niğde, tarihi ve doğal zenginlikleriyle ön planda" Niğde Valisi Cahit Çelik, Niğde’nin tarih boyunca birçok medeniyete ev sahipliği yaptığını vurgulayarak, kentin doğal güzellikleri ve gastronomik potansiyeliyle öne çıktığını söyledi. Vali Çelik, "Hititler’den Romalılara, Selçuklular’dan Osmanlılara kadar birçok medeniyetin izlerini Niğde’de görmek mümkün. Bunun yanında Aladağlar ve Bolkarlar gibi doğal zenginliklerimiz de şehrimizi ön plana çıkarıyor. Belediye Başkanımıza ve ekibine teşekkür ediyorum. Niğde’yi gastronomi açısından da Türkiye’de öne çıkan iller arasına dahil ettik" dedi. "Niğde gastronomide kendi ayakları üzerinde duruyor" Niğde’nin coğrafi işaretli ürünleriyle gastronomi alanında önemli bir potansiyele sahip olduğunu belirten Niğde Belediye Başkanı Emrah Özdemir ise, "Toplam 10 farklı ülkeden 60 şefimiz bizlerle olacak. Bu şehirde doğmuş ve büyümüş biri olarak geldiğimiz noktadan büyük mutluluk duyuyorum. Artık Niğde gastronomi alanında kendi ayakları üzerinde durabilen bir şehir haline geldi" dedi. Niğde Belediye Başkanı Emrah Özdemir ise, festivalin uluslararası boyutuna dikkat çekerek, Belediye, valilik, üniversite ve sivil toplum kuruluşlarının ortak çabasıyla Niğde’nin sosyal, kültürel ve ekonomik olarak geliştiğini vurguladı. Niğde’nin coğrafi işaretli ürünlerinden de bahseden Özdemir, "Niğde tavası, Sarım Burma tatlısı, Darboğaz kirazı, Bor soğurması gibi lezzetlerimizle birlikte gastronomi alanında önemli bir konumdayız vecoğrafi işaret çalışmaları sürüyor" ifadelerini kullandı. Turgay Başyayla konseri ile başlayacak olan festivalde Niğdeliler için birbirinden ünlü sanatçılar sahne alacak. Bir hafta boyunca sürecek etkinlikler kapsamında atölye çalışmaları, gastronomi yarışmaları, yöresel ürün tanıtımları ve uluslararası şeflerin mutfak gösterileriyle dolu bir program ziyaretçileri bekliyor.