KÜLTÜR SANAT
29 Aralık 2025 Pazartesi - 16:49 Nişanların asırlık lezzetine resmi koruma: Çorum şekerlemesi tescillendi Çorum Belediyesi’nin girişimleriyle kentin asırlık lezzetlerinden biri olan "çorum şekerlemesi", Türk Patent ve Marka Kurumu tarafından coğrafi işaret ile tescillendi. Çorum şekerlemesi, Çorum Belediyesi’nin girişimleriyle Türk Patent ve Marka Kurumu’ndan coğrafi işaret tescili aldı. Tescille birlikte Çorum şekerlemesi, şehrin resmi koruma altına alınan ürünler arasına girdi. Alınan tescille Çorum’un coğrafi işaretli ürün sayısı 29 oldu. Çorum şekerlemesi, kentte uzun yıllardır sürdürülen geleneksel nişan adetlerinin önemli bir unsuru olarak biliniyor. Nişan merasimleri kapsamında erkek evi tarafından gönderilen baklava tepsisine karşılık olarak, gelin kızın arkadaşları ve akrabaları tarafından tören havası içerisinde hazırlanan Çorum şekerlemesi, özenle süslenerek damat evine gönderiliyor. Bu yönüyle ürün, yalnızca bir lezzet değil, aynı zamanda sosyal ve kültürel bir ritüelin simgesi olma özelliği taşıyor. Tescil edilen Çorum şekerlemesi, nişan geleneklerindeki törensel işlevinin yanı sıra, Çorum yöresinde günlük tüketimde de yaygın olarak tercih edilen, kuşaktan kuşağa aktarılan bir lezzet olarak öne çıkıyor. Kültürel sürekliliği olan bu geleneksel ürün, coğrafi işaret tesciliyle birlikte hem korunacak hem de gelecek nesillere özgün kimliğiyle aktarılacak. "Çorum Şekerlemesi’nin tescili bu vizyonun önemli bir parçasıdır" Çorum’un gastronomi alanında her geçen gün daha güçlü bir konuma geldiğini ifade eden Çorum Belediye Başkanı Dr. Halil İbrahim Aşgın, "Çorum, sadece leblebisiyle değil, mutfak kültürüyle de Türkiye’nin önde gelen şehirlerinden biridir. Coğrafi işaret çalışmalarımızla hem üreticimizi destekliyor hem de şehrimizin gastronomi kimliğini daha görünür hale getiriyoruz. Çorum Şekerlemesi’nin tescili bu vizyonun önemli bir parçasıdır" dedi.
Kültürel mirasın geleceği dijital altyapıyla güçleniyor
08 Ekim 2025 Çarşamba - 08:01 Kültürel mirasın geleceği dijital altyapıyla güçleniyor 2025 Yılı Fizibilite Desteği Programı kapsamında onaylanan ve Kenan Yavuz Kültür Vakfı tarafından yürütülecek "Kültürel Mirasın Dijital Yansıması" projesinin destek sözleşmesi imzalandı. Bayburt Valiliği’nde düzenlenen imza törenine; Bayburt Valisi Mustafa Eldivan, Kuzeydoğu Anadolu Kalkınma Ajansı (KUDAKA) Genel Sekreteri Oktay Güven ve Kenan Yavuz Kültür Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Kenan Yavuz katıldı. Proje kapsamında, kültürel mirasın çağdaş yöntemlerle korunması ve bölgenin turizm potansiyelinin artırılması hedefleniyor. Kenan Yavuz Etnografya Müzesi bünyesinde kurulacak dijital sergi salonunun teknik ve mali açıdan uygulanabilirliğini ortaya koymak amacıyla bir fizibilite çalışması gerçekleştirilecek. Çalışma ile müzenin çağdaş müzecilik anlayışıyla uyumlu hale getirilmesi, kültürel mirasın dijital ortamda korunarak arşivlenmesi ve ziyaretçilere yenilikçi bir deneyim sunulması hedefleniyor. Fizibilite süreci sonunda dijital sergi salonunun mimari, teknik ve mali açıdan uygulanabilirliği ortaya konulacak; ayrıca yatırım bütçesi, işletme modeli ve sürdürülebilirlik planı hazırlanacak. Uzun vadede proje, bölgenin turizm kapasitesini çeşitlendiren, sürdürülebilir kalkınmayı destekleyen ve Bayburt’un kültürel değerlerini ulusal ve uluslararası düzeyde tanıtan yenilikçi bir adım olarak öne çıkacak.
Vali Köşger: "Adana gastronomi şehri ünvanını alacak"
07 Ekim 2025 Salı - 17:44 Vali Köşger: "Adana gastronomi şehri ünvanını alacak" Adana Valisi Yavuz Selim Köşger, "30 Ekim-13 Kasım tarihleri arasında Semerkant’ta UNESCO’nun düzenleyeceği toplantıda Adana, gastronomi şehri ünvanını alacak. Bundan sonra Adana olarak daha dikkatli olacağız" dedi. Adana Valiliği’nin ev sahipliğinde gerçekleştirilecek 9. Uluslararası Adana Lezzet Festivali, bu yıl ’Kuşaktan Kuşağa’ temasıyla 10, 11 ve 12 Ekim tarihlerinde Merkez Park’ta gerçekleştirilecek. Bugün Adana Müze Kompleksinde festivalin tanıtım lansmanı, yapıldı. Lansmanda, festivalin içeriği ve programlarla ilgili bilgiler paylaşıldı. Adana Lezzet Festivali’nin bu yıl en iyisini yapacaklarına değinen Vali Yavuz Selim Köşger," 30 Ekim-13 Kasım tarihleri arasında Semerkant’ta UNESCO’nun düzenleyeceği toplantıda Adana, gastronomi şehri ünvanını alacak. Bundan sonra Adana olarak daha dikkatli olacağız. 365 gün, 7 gün 24 saat boyunca sadece lezzet festivali değil, tüm lezzet duraklarımızla gastronomi şehri ünvanını hakkıyla aldığımızı en titiz, en lezzetli ve en hijyenik şekilde sürdürdüğümüzü kanıtlayacağız" diye konuştu. "1 milyon kişiyi bekliyoruz" Konuşmasına devam eden Köşger, "Türkiye’nin her yerinden ve uluslararası alandan 1 milyon kişiyi bekliyoruz. Katılım ne kadar yüksek olursa, festivalin tanıtım değeri o kadar artar ve esnaflarımız açısından da o kadar verimli olur. Adana’ya, bu güzel festivalimizi görmeye gelsinler. Konaklama imkanları, 5 yıldızlı otelleri ve turistik değerleriyle şehrimize sadece gezmeye değil, yemek yemeye de gelsinler. Tarih, inanç ve kültürün zengin olduğu bu şehirde en lezzetli yiyecekleri tadacakları bir ortam var. Herkesi Adana Lezzet Festivali’ne bekliyoruz, buyursunlar gelsinler" ifadelerini kullandı. Konuşmaların ardından şehrin yöresel lezzetleri de tanıtıldı.
En iyi pilotlar aynı gökyüzünde buluştu
07 Ekim 2025 Salı - 17:17 En iyi pilotlar aynı gökyüzünde buluştu Antalya’nın Kemer ilçesinde 4-6 Ekim tarihleri arasında düzenlenen Escape Tahtalı Acro Festival 2025, adrenalin ve heyecan dolu üç günün ardından sona erdi. 2 bin 365 metre yükseklikteki Tahtalı Dağı’ndan başlayan uçuşlar, "Zirveden Maviye" temasıyla gökyüzünü renklendirdi ve Antalya semalarında unutulmaz görüntülere sahne oldu. Batı Akdeniz Kalkınma Ajansı’nın Sürdürülebilir Turizmin Geliştirilmesi Destek Programı kapsamında hayata geçirilen festival, Antalya’nın alternatif turizm potansiyelini gözler önüne serdi. Kemer ve Tekirova bölgesinin ekstrem spor turizmi açısından taşıdığı potansiyel, bu organizasyonla birlikte daha geniş bir kitleye ulaştı. En iyi pilotlar aynı gökyüzünde buluştu Türkiye’nin en deneyimli acro yamaç paraşütü pilotları ile tanınmış base jump ve wingsuit sporcuları üç gün boyunca Kemer semalarında gökyüzüyle dans etti. Yaklaşık 20-25 profesyonel sporcu, zirveden maviye uzanan cesur uçuşlarıyla izleyenlere hem heyecan hem de görsel bir şölen sundu. Festival boyunca Tahtalı Dağı’nın zirvesinden başlayan uçuşlar, Tekirova sahilinde son buldu. Katılımcılar, Akdeniz’in büyüleyici manzarası eşliğinde yaptıkları akrobasi hareketleriyle gökyüzünü adeta bir gösteri alanına çevirdi. Festival; Antalya Valiliği ve Kemer Kaymakamlığı himayesinde, Kemer Belediyesi’nin destekleriyle düzenlendi. Ziyaretçiler, hem uçuş gösterilerini izledi hem de yöresel ürün stantlarını gezdi Bu güçlü iş birliği sayesinde Kemer ve Tekirova, yalnızca deniz turizmiyle değil, ekstrem spor ve macera turizmiyle de adından söz ettirmeye başladı. Festival süresince bölgeye gelen ziyaretçiler, hem uçuş gösterilerini izledi hem de yöresel ürün stantlarını gezerek bölgenin kültürel zenginliğini deneyimleme fırsatı buldu. Escape Tahtalı Acro Festival, sadece bir spor etkinliği değil; aynı zamanda Antalya’nın sürdürülebilir turizm vizyonunun güçlü bir yansıması oldu. Festival süresince çekilen görüntüler ve yapılan canlı yayınlar, sosyal medyada milyonlara ulaştı. Yerli ve yabancı medya temsilcilerinin katılımıyla Antalya’nın marka değeri bir kez daha güçlendi. Katılımcılar, etkinliğin hem profesyonel organizasyonu hem de bölgenin doğal güzellikleriyle dünya standartlarında bir deneyim sunduğunu belirtti. "Antalya gökyüzüyle de anılacak" Organizasyonun koordinatörü Mehmet Dursun, festivalin beklenenin üzerinde bir ilgi gördüğünü belirterek, "Tahtalı Dağı sadece bir zirve değil, aynı zamanda Antalya’nın turizmde ulaştığı vizyonun da simgesi. Bu festivalle Antalya artık sadece deniz, kum ve güneşle değil; gökyüzüyle, heyecanla ve özgürlükle anılacak. Hedefimiz bu organizasyonu her yıl daha da büyütüp uluslararası bir marka haline getirmek." dedi. Dursun ayrıca, etkinlikte yapılan uçuşta meme kanseri farkındalığına dair mesajların da uçuşlarda sergilendiğini aktararak etkinliğin toplumsal farkındalık adına da önemli mesajlar içerdiğini belirtti. Ayrıca Antalya’nın alternatif turizm potansiyelini göstermesi açısından büyük bir adım olduğunu vurguladı. Gelecek yıl için beklenti yüksek Escape Tahtalı Acro Festival 2025, Antalya’nın tanıtımına ve bölge ekonomisine önemli katkı sağladı. Organizasyonun ardından yerli ve yabancı sporcuların katılımıyla 2026 yılı için hazırlıkların şimdiden başladığı belirtildi.
Dosso Dossi Yönetim Kurulu Başkanı Eraslan: ‘’Biz deneyimlerimizi çocuklara, onlar da sonraki nesillere aktaracak’’
07 Ekim 2025 Salı - 17:03 Dosso Dossi Yönetim Kurulu Başkanı Eraslan: ‘’Biz deneyimlerimizi çocuklara, onlar da sonraki nesillere aktaracak’’ ‘Dosso Dossi’ Holding Yönetim Kurulu Başkanı Hikmet Eraslan, Dicle Üniversitesinde gençlerle bir araya gelecek tecrübelerini paylaştı. Dicle Üniversitesi 15 Temmuz Kültür ve Kongre Merkezinde düzenlenen konferans İstiklal Marşı ve saygı duruşuyla başladı. Ardından sahneye çıkan Hikmet Eraslan öğrencilere hayat hikayesini anlatıp sohbet ederek sorularını cevapladı. Verimli geçen konferans sonrası Dicle Üniversitesi tarafından plaket verilen Hikmet Eraslan, daha sonra öğrencilerle hatıra fotoğraf çektirdi. Konferans sonrası açıklamalarda bulunan Eraslan, rol model olunca sorumlulukların da arttığını ifade etti. Eraslan, "Ben, babamın oğlu ve oğlumun babası olmanın dışında, bugün toplum içerisindeki değerlerimizi yaşatmak ve gençlerimizin kendi gelişimlerini gösterebilmeleri adına onlara fikir ve enerji aktaran bir bireyim. Benim gibi insanların da rol model olarak topluma çıkıp yaptıkları faaliyetlerin iyi ya da kötü yönlerini anlatmaları gerekiyor. Bu çocuklar, yarın kendi kariyerlerinde karşılaşacakları zorlukların üstesinden nasıl gelebileceklerini bizden dinlemeli. Biz, deneyimlerimizi çocuklarımıza aktaracağız, onlar da bir sonraki nesle. Böylelikle çocuklarımız, kariyerlerinde uğraştıkları konularda daha zahmetsiz ve daha başarılı bir şekilde ilerlerler diye umut ediyorum" dedi. ’’Gençleri motive etmek adına bölgede her zaman var olacağım’’ Doğu ve Güneydoğu Anadolu özelinde her zaman bir faaliyetin içinde bulunmak istediğini dile getiren Dosso Dossi Holding Yönetim Kurulu Başkanı Hikmet Eraslan, şu ifadeleri kullandı: ‘’Çünkü ben de bu bölgeden çıktım ve bu bölgenin enerjisine, ekonomik kalkınmasına katkı sunmak istiyorum. Biz geldikçe arkamızdan başka insanların da geleceğine inanıyorum. Bu bazen sanatsal etkinlik, konser, bazen de iş dünyasına yönelik faaliyetler veya gençlerle buluşmalar şeklinde oluyor. Onları motive etmek adına bölgede her zaman var olacağım. Çünkü bir bölge insanı olarak bunu hem bir sorumluluk hem de bir mutluluk kaynağı olarak görüyorum. Dün kütüphanede bir konuşma yapmıştım, bugün de Dicle Üniversitesinde gençlerimizle birlikte oldum. Bu beni çok mutlu ediyor. Çünkü onların merak ettiği konular var. Yarın kariyerlerinde veya iş hayatlarında karşılaşacakları durumlar hakkında konuşurken, korkmamaları gerektiğini, cesur olmalarını, kendi faaliyetlerini yürütürken çekinmemelerini anlatmaya çalıştım. Onlara, mutlaka cesaret gösterip kariyerleri adına adım atmaları gerektiğini vurguladım. Burada bir gencimizin hayatına dokunabilmiş, onu toplumda önemli bir yere taşıyabilmişsem bu benim için büyük bir mutluluk olur. Zaman gösterecek ama inanıyorum ki bu gençler aslanlar gibi iş hayatında veya kariyerlerinde farklı noktalara ulaşacaklar. İnşallah onlar da bir gün kendi deneyimlerini ve bilgi birikimlerini sonraki nesillere aktarırlar." Konuşmanın ardından Eraslan Dicle Üniversitesinde öğrenciler tarafından açılan sanat sergisini gezdi.
‘’Bütün Renkler Gazze’ye’ Bağış Sergisi sanatseverlerle buluştu
07 Ekim 2025 Salı - 16:39 ‘’Bütün Renkler Gazze’ye’ Bağış Sergisi sanatseverlerle buluştu HAK-İŞ Konfederasyonu ve Kültür ve Turizm Bakanlığı katkılarıyla, Gazze halkına destek amacıyla düzenlenen ‘Bütün Renkler Gazze’ye’ Bağış Sergisi, Ankara Resim ve Heykel Müzesi’nde sanatseverlerle buluştu. HAK-İŞ Konfederasyonu’nun 50’nci yılı etkinlikleri kapsamında, ‘Bütün Renkler Gazze’ye’ isimli Bağış Sergisi düzenlendi. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın katkılarıyla, Gazze halkına destek amacıyla düzenlenen sergiden elde edilecek gelirler Gazze’ye bağışlanacak. HAK-İŞ Konfederasyonu Genel Başkanı Mahmut Arslan, serginin hem HAK-İŞ’ in 50’nci yıl kutlamaları hem de Gazze halkına destek amacı taşıdığını belirterek, "Konfederasyonumuzun 50’nci yıl kutlamaları içerisinde bir sanat-kültür faaliyeti gerçekleştirme niyetimiz ile birleştirdiğimizde bu güzel topluluğu, bu güzel eserleri bir araya getirmiş bulunmaktayız. Filistin adına, onlara yardım adına sendikacılar ve sanatçıların eserlerini buluşturmak istedik. 731 gündür Gazze’de kardeşlerimiz, evlatlarımız, annelerimiz, büyüklerimiz topyekün bir katliam ile karşı karşıya. Gazze’nin yanındayız ama daha fazlasını bekliyoruz. Hiçbir şey eskisi gibi değil ama Gazze ayakta, Filistin ayakta. Bu kahraman çocukları, anneleri kaybettiklerimize Allah’tan rahmet diliyorum. Yaşamaya devam eden Filistinlilere de teşekkür ediyorum. Gazze için atacağımız her adım insanlık adına atılmış bir adımdır" dedi. "Gazze’nin acısına duyarsız kalmayan, sanatını vicdanıyla birleştiren sanatçılarımızın eserleriyle buradayız" Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Batuhan Mumcu ise, Gazze’nin acısına sanat yoluyla dikkat çekmenin önemini vurgulayarak, "Bugün burada, Gazze’nin yıkıntıları arasında hala direnen hayatların, çocuk çığlıklarının ve annelerin dualarının yankılandığı ‘Bütün Renkler Gazze’ye’ Bağış Sergisi’nin açılışındayız. HAK-İŞ Konfederasyonu’nun 50’nci kuruluş yıl dönümü münasebetiyle, Kültür ve Turizm Bakanlığımızın katkılarıyla Gazze’nin acısına duyarsız kalmayan, sanatını vicdanıyla birleştiren sanatçılarımızın eserleriyle buradayız" ifadelerini kullandı. Konuşmaların ardından Genel Başkan Arslan, katılımcılara fidan takdim etti ve ardından 31 eserin yer aldığı sergi salonunu gezdi. Sergi, 7-13 Ekim tarihleri arasında Ankara Resim ve Heykel Müzesi’nde ziyarete açık olacak.
Topkapı Sarayı’nın dünyaca ünlü saat koleksiyonu ilk kez gün yüzüne çıkıyor
07 Ekim 2025 Salı - 14:42 Topkapı Sarayı’nın dünyaca ünlü saat koleksiyonu ilk kez gün yüzüne çıkıyor Topkapı Sarayı’nda dünyanın sayılı saat koleksiyonları arasında gösterilen eserler ilk kez ziyarete açılacak. 300’ü aşkın parça, Saray’ın Has Ahırlar bölümünde oluşturulan Saat Müzesi’nde görülebilecek. Milli Saraylar Başkanlığı, Topkapı Sarayı’nın dünyanın sayılı saat koleksiyonları arasında gösterilen eserlerini ilk kez ziyaretçiyle buluşturacak. Osmanlı saat ustalarından Ahmed Eflaki Dede ve Süleyman Leziz’in eserlerinden Avrupa’nın zarif örneklerine kadar 300’ü aşkın parça, Saray’ın Has Ahırlar bölümünde oluşturulan Saat Müzesi’nde görülebilecek. Topkapı Sarayı’nın ikinci avlusunda yer alan Has Ahırlar bölümü, "Topkapı Sarayı’nda Zaman ve Sanat" temasıyla Saat Müzesi’ne dönüştürüldü. Bu alanda Topkapı Sarayı Saat Koleksiyonu’nun yüzde 80’ini oluşturan 300’ü aşkın eser, ilk kez geniş kapsam ve bütünlük içinde sanatseverlerin dikkatine sunuldu. Müze, hem Osmanlı hem de Avrupa saat sanatının seçkin örneklerini bir araya getiriyor Saat Müzesin’de, Osmanlı dönemi saat ustalarından Ahmed Eflaki Dede ve Süleyman Leziz’in imzasını taşıyan eserlerin yanı sıra Sultan 2. Abdülhamid’e armağan edilen Rus yapımı ‘grifon’ figürlü masa saati, duvar saatleri, dönemin teknolojik yeniliklerini temsil eden oturtma saatler ve dünyada benzeri bulunmayan cep saatleri gibi nadide örnekler yer alıyor. Bu yönüyle müze, hem Osmanlı hem de Avrupa saat sanatının seçkin örneklerini bir araya getiriyor. Topkapı Sarayı Saat Müzesi’nde bir araya getirilen eserler; Türk Saatleri, Boy Saatleri, Duvar Saatleri, Cep Saatleri, Masa Saatleri, Oturtma Saatler, Dekoratif Formlu Saatler, Ölçüm Aletleri ile Atölye ve Tamir Aletleri gibi tematik başlıklar altında sınıflandırılıyor. "380 saatten oluşan koleksiyonumuzun 300 saatlik kısmını burada bir bütün halinden sergiliyoruz" Milli Saraylar’ın envanterinde Topkapı Sarayı’nın saat koleksiyonunun dünyaca meşhur bir koleksiyon olduğunu söyleyen Milli Saraylar Başkanı Dr. Yasin Yıldız, "Bu müze gerçekten önemli bir ilk niteliğini taşıyor. Çünkü Milli Saraylar’ın envanterinde Topkapı Sarayı’nın saat koleksiyonu zaten dünyaca meşhur bir koleksiyon. 380 adet tarihi saatten oluşan bir koleksiyon bu. Bu koleksiyon aslında geçmiş yıllarda kısıtlı ölçülerde küçük bir kısmı sergilenmişti. Ancak ilk defa bir bütün olarak bir sarayda müze oluşturacak kadar ilk defa ziyaretçiyle buluşuyor. Bu yönüyle çok önemli. Restorasyon çalışmaları kapsamında 3 yıllık bir süreç var. Hasarlar bölgesinde bu nitelikli binaların 16. yüzyıldan kalma yapılar restorasyonu. Ardından koleksiyonda yer alan eserlerin tek tek taşınabilir olarak restorasyonları bu 3 yıllık süre içinde tamamlandı. Yaklaşık 15. yüzyıldan 20. yüzyıla kadar çok önemli bir seçkiye sahibiz. 380 saatten oluşan koleksiyonumuzun 300 saatlik kısmını burada bir bütün halinde sergiliyoruz. Bunların 200’den fazlası da depolardan ilk defa çıktı" ifadelerini kullandı. (ŞK-RU
Bursa’da kadın gözünden edebiyat
07 Ekim 2025 Salı - 14:40 Bursa’da kadın gözünden edebiyat Bursa Büyükşehir Belediyesi tarafından bu yıl 17.’si düzenlenen Bursa Edebiyat Günleri, ‘Kadın ve edebiyat’ etkinliğiyle kadın yazarların edebiyattaki üretkenliğini, derinliğini ve toplumsal etkisini ön plana çıkardı. Edebiyat Günleri’nde konu; ‘Kadın ve Edebiyat’ Büyükşehir Belediyesi tarafından bu yıl 17’ncisi düzenlenen ve "Anlamak" temasıyla edebiyatseverlere kapılarını açan Bursa Edebiyat Günleri, birbirinden önemli yazarları edebiyatseverlerle buluşturmaya devam ediyor. Bu kapsamda Kültür ve Sosyal İşler Dairesi Başkanlığı tarafından Atatürk Kültür Merkezi Merinos Yerleşkesi’nde hazırlanan ‘Kadın ve Edebiyat’ etkinliğine, kitap tutkunları büyük ilgi gösterdi. Edebiyat dünyasının önemli kalemlerinden Zeynep Göğüş’ün ‘Zeytin Kuşu’ adlı eserinin ele alındığı programda, Göğüş’ün kadın kimliği, dayanışma, doğa ve toplumsal dönüşüm temaları ele alındı. Başarılı oyuncu Nilgün Türksever, eserden pasajlar seslendirirken; Gazeteci, yazar ve televizyon programcısı Ahu Özyurt değerlendirmelerde bulunarak eserin kadın bakış açısıyla yazılmış yönlerini katılımcılarla paylaştı. "Kadınların edebiyata kattığı derinlik, toplumun vicdanını güçlendiriyor" Etkinlikte konuşan Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı Mehmet Yıldız, kültür ve sanatın toplumun gelişimindeki birleştirici gücüne dikkat çekti. Bursa’nın sanatın her alanında üreten, düşünen ve paylaşan bir kent olduğunu belirten Yıldız, "Kadınların edebiyata kattığı derinlik ve incelik, toplumun vicdanını ve estetik bilincini güçlendiriyor. Büyükşehir Belediyesi olarak bu üretkenliği desteklemeye, kadınların sanat yoluyla seslerini daha güçlü duyurabilecekleri alanlar oluşturmaya devam ediyoruz" dedi. Kadınların kaleminden doğan hikayelerin, toplumun kültürel belleğinde nasıl kök saldığını gözler önüne seren program, Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı Mehmet Yıldız’ın konuşmacılara hediye vermesiyle sona erdi.
Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk altın parası 100. yılında Akdeniz Üniversitesi’nde
07 Ekim 2025 Salı - 14:19 Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk altın parası 100. yılında Akdeniz Üniversitesi’nde Akdeniz Üniversitesi Hastanesi’nde Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk altın parası ve beraberindeki eserler sergilendi. Akdeniz Üniversitesi Hastanesi H Blok Atrium’da sergilenen Türkiye Cumhuriyeti’nin İlk Altın Parası Sergisi açılışı gerçekleştirildi. Açılışa Akdeniz Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Özlenen Özkan, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Ayşe Gülbin Arıcı, Hastane Başhekimi Prof. Dr. Yıldıray Çete, başhekim yardımcıları, hastane çalışanları ve tedavi gören ziyaretçiler katıldı. Sergide gösterilen eserlerin sahibi Bahadır Kalaycı da sergide yer aldı. Ekonomik bağımsızlığın simgesi para Çok güzel bir günde bir arada olduklarını söyleyen Akdeniz Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Özlenen Özkan, "Biliyorsunuz ki para, ekonomi, bir ülkenin en önemli bağımsızlık unsuru birkaç unsuru var. Birkaç ayak var ki en önemlisi de ekonomi, ekonomik bağımsızlık. Bunu da en güzel simgesi para. Bu para bizim Cumhuriyetimizin ekonomik yolculuğunda bağımsızlığındaki en önemli ilk simgelerinden. Aynı zamanda nutuklarımızı, bayraklarımızı çok önemli. Her İstiklal Marşında bir dakika boyunca hep aklıma hep gözümün önünden şehitler geçiyor ve hep Millî Mücadele geçiyor her seferinde. Ama şu anda onu burada hissetmek çok çok güzeldi" şeklinde konuştu. "Gençliğe çok güzel mesajlar var" Sergi sahibi Bahadır Kalaycı’ya sergiyi burada düzenlediği için teşekkür eden Rektör Prof. Dr. Özlenen Özkan, "Burada sergilenen paramız ayrı güzel, bayraklarımız ayrı güzel. Çok güzel mesajlar var gençliğe. Burada yapacağımız şey bizim hem bu eski kıymetlerimize sahip çıkmak hem de biz ülkeye ne katabiliriz onu düşünmek." ifadelerini kullandı. Vatanını en çok seven işini en iyi yapandır özlü sözü hatırlayan Rektör Özkan, "Bu yüzden çok da fazla bir şey söylemeye gerek yok. Bunları hep beraber koruyacağız. Bu bağlamda ne gerekiyorsa bize yapmaya katkı sunmaya da hazırız" diye konuştu. "Devletimizin ilk altın parası dün 100 yaşına girdi" Eserlerin Sahibi Bahadır Kalaycı ise "Devletimizin ilk altın parası dün 100 yaşına girdi. Bugün burada 100. yaş hastasını kesmek için birlikteyiz. Koleksiyoner olarak kayıtlı bulunduğum Antalya Müzesi’nin yeni binasının yapılması nedeniyle kapalıdır. Bu nedenle aklıma ilk gelen yer eğitim kurumu olan Antalya’mızın adını dünyaya duyuran Akdeniz Üniversitesi olmuştur. Geleceğimize ışık tutan bu nadide eğitim kurumunda bu açılışı yapmak benim için bir onurdur" dedi. İstanbul’da basıldı Kalaycı, "5 Ekim 1925 tarihinde ilk altın paramız İstanbul’da basılmıştır. Koleksiyoner olarak bu basılan paralardan bir tanesini bulabilmek için tam 10 yıl çalıştım. Aradım. Bulduğumda duyduğum heyecan hisler bunlar anlatamam yani yaşamak gerekiyor. Mustafa Kemal Atatürk 16 Mayıs 1919 tarihinde İstanbul’dan Bandırma Vapuruyla ayrıldıktan sonra 1927 yılına kadar İstanbul’a gitmediği için ilk basılan altın para, dönemin Maliye Bakanı tarafından İstanbul’da teslim alınmış ve Ankara’da, Atamıza takdim edilmiştir" şeklinde konuştu. "Devlet, millet iş birliği ile para müzesi açılmalı" Kalaycı, "Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk altın parası 36,14 milim ağırlığında 3,5 santim çapında 22 ayar altından toplam 226 adet basılmıştır. Bu paralar Harf Devriminden sonra yeni alfabeye geçtiğimiz için bir kısmı süs eşyası yapmak için bilezik, kolye yapmak amacıyla eritilmiştir. Bugün bilinen bir elin parmakları kadar miktardadır. Ve bugüne kadar gördüğünüz paranın dışında hiçbir para sergilenmemiştir. Hep bu paralar kapalı yerlerde saklanmıştır. Ancak bu paraların bizim milli değerlerimiz olduğu, bunların milletimizin görülmesi için devletimizin imkân sağlaması gerektiğini düşünüyorum. Dünyada ilk paranın basıldığı yer Anadolu vatanımızdır. Anadolu’dan sonra para basılan komşularımız Yunanistan’da ve İran’da para müzesi bulunmaktadır. Ancak ülkemizde bir para müzesi yoktur. Devlet, millet iş birliği ile Para Müzesi’nin açılması için çabalamaktaydı. Hayalim koleksiyonumda bulunan. Paraların kalıcı bir müzede sergilenmesidir. Umarım ülkemizin ilk para müzesini açmak nasip olur. İlk Türk Altın Parası 100 yaşındadır. Nice yüzyıllara" ifadelerini kullandı. 100 yıllık Türk bayrakları da sergide Sergide Türkiye Cumhuriyeti’nin İlk Altın Parasının yanı sıra 1927 Yılında Basılan Milletvekillerine Verilen Özel Baskılı Nutuk, 1927 Yılında Basıl Halk Tipi Nutuk, salonda bulunan 100 yıllık Türk Bayrakları ve haritalarda yer aldı.