YEREL HABERLER - 18 Nisan 2015 Cumartesi 21:51

Köydeki Kutlu Doğum Programı Büyük İlgi Gördü

A
A
A
Köydeki Kutlu Doğum Programı Büyük İlgi Gördü

Köyde kutlanan Kutlu Doğum Haftası programı Şaphane ve Pazarlar İlçe ve köylerinden büyük ilgi topladı.
Kütahya’nın Pazarlar ilçesi Sofular İlkokulu öğrencileri tarafından Şaphane İlçesine bağlı Kızılkoltuk köyünde Kutlu Doğum Haftası Etkinlikleri, yoğun ilgi ve katılıma sahne oldu.
Kızılkoltuk köyünde açık havada düzenlenen Kutlu Doğum Haftası programına MHP Kütahya Milletvekili Alim Işık, Şaphane Kaymakamı Asım Çolak, Şaphane Belediye Başkanı Rasim Daşhan, Pazarlar Belediye Başkanı Cavit Erdoğan, MHP Pazarlar İlçe Başkanı Osman Ünal, Pazarlar İlçe Milli Eğitim Müdürü Kemal Sevgi, Şaphane ve Pazarlar İlçeleri daire amirleri, Şaphane Pazarlar Süt Birliği Başkanı Mehmet Ali Özdemir, Pazarlar ve Şaphane İlçelerindeki okulların müdürleri, Çevre köylerden gen vatandaşlar, okul öğretmenleri, öğrenciler ile çok sayıda veli katıldı.
Hz. Muhammed (S.A.V)’in dünyayı teşrifinin 1444. yıl dönümü münasebetiyle düzenlenen Kutlu Doğum Haftası Etkinlikleri, Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunması ve akabinde Kur’an-ı Kerim tilaveti ile başladı.
Kur’an-ı Kerim tilaveti ile başlayan etkinlik, Sofular İlkokulu öğrencilerinin hazırlamış olduğu Hz Muhammed’in (sav) hayatını anlatan ve öğütler veren şiirler ve ilahiler ile devam etti. Ana sınıfı öğrencilerinin Peygamber Efendimizi (sav) anlatan şiirler okuması, davetlilerde duygu dolu anların yaşanmasına neden olduğu görüldü.
Program sonunda açıklama yapan Sofular İlkokul Müdürü Erdoğan Aktaş, “ Bu yılki kutlu doğum haftası programımızı Kızılkoltuk köyünde yapmak istedik. Okulumuza taşımalı olarak gelen öğrencilerimizin köyünde yaptık. Çevre köylerden gelen vatandaşların katılımıyla program güzel oldu. Kâinatın efendisi, Peygamber Efendimizin (sav) kutlu doğumu nedeniyle bu etkinliği düzenledik. Öğretmenler ve öğrencilerimiz tarafından hazırlanan program kapsamında güzel bir etkinlik yaptık. Kâinatın efendisini öğrencilerimize hatırlatmak ve tanıtmak istedik. Programımıza katılan tüm misafirlerimize teşekkür ediyorum” dedi.(MB-EFE)
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bitlis Prof. Dr. Palabıyık akademisyenlere seslendi: “Gazze için konforunuzu bozun ve cübbenizi giyin” Bitlis Eren Üniversitesi’nde (BEÜ) görevli Akademisyen Prof. Dr. Adem Palabıyık, ABD ve Avrupa’daki üniversitelerde akademisyenlerin desteği ile devam eden İsrail protestolarına karşı Türkiye’deki akademisyenlerin seslerinin kısık kaldığını belirterek, “Gazze için konforunuzu bozun ve cübbenizi giyin” dedi. ABD ve Avrupa’daki üniversitelerde süren Gazze eylemlerine ilişkin açıklama yapan Prof. Dr. Palabıyık, “Ülkemizdeki akademisyenlerden hala güçlü bir ses duyamadık. Tüm dünya akademisyenleri ayaktayken ülkemizdeki akademisyenlerin ayağa kalkmaması beni üzüyor. Sessiz kalmak ahlaki ve insani vefasızlıktır akademik utançtır” dedi. “PKK’ya terör demeyenler İsrail’e sustu” “7 Ekim’den itibaren başlayan kıyıma karşı sesimizi hep yüksek tuttuk ve bunu ekranda da dile getirdik” diyen Palabıyık, “Cübbemi ve kefiyemi giyerek erkândan çağrı da yaptım. Elbette akademisyenlerin bütünü için ifadelerim geçerli değil, lakin Boğaziçi’nde dikilen akademisyenlerin, sadece dikilişi kadar bir gündem oluşturmak neden mümkün olamıyor anlamış değilim. Barış Beyannamesi denilen ve devletimizi neredeyse katliam yapmakla suçlayan akademisyenler, İsrail’e karşı neden sessiz? Bu nasıl ikiyüzlülüktür? Binlerce bebeği kundakta katleden PKK terör örgütü için sözde Barış Beyannamesi imzalayanlar, İsrail karşısında neden sus pus oldu?” “Akademisyenler artık konforlarını bozsunlar” Akademisyenlerin en büyük korkusunun konfor alanlarının bozulması olduğunu belirten Palabıyık, sözlerine şöyle devam etti: “Çünkü akademisyenler, sahip olduğu şartların aleyhlerine dönme ihtimalinden çok korkarlar. Bu sadece maddi güç değil, aynı zamanda Bourdieu’nün bahsettiği ’fildişi kulelerini’ de kaybetme korkusudur. Çünkü akademisyen ancak üniversitedeki ofisi ile ontolojisini koruyabilir, dışarıda asosyal olduğu için bir hiçtir. Kulesinden bakan akademisyen, olayları da ancak yukarıdan gördüğü gibi yorumlar, sahanın bir parçası olamaz. Daha doğrusu toplumu bir parya modeli olarak görür. Odası, yani kulesi, onu yalıtan en büyük etkendir. Artık bu konfor Gazze için bozulmalıdır.” “28 Şubat’tan hala korkuyorlar” Palabıyık, “Akademisyenler hala 28 Şubat’ın hayaletinden korkuyorlar ve bu hayaletin hala ortalıkta dolaştığını iddia ediyorlar. Bir yandan fişlenme, öte yandan değişebilecek iktidar gibi olgular onlara inanılmaz bir korku aşılıyor. Akademik cübbe üzerine Filistin kefiyesi giymek ve bu halde çekilebilecek bir fotoğraf karesinin gelecekte önlerine çıkma ihtimali hala onlar için çok güçlü bir hayali varsayımdır. Bu kâbus üzerinden inşa ettikleri gündelik hayata dair korku, onların sonraki yıllarda yaşayabileceği olumsuzlukların önüne geçmek için kullanılan bir araçsal cihazlara dönüşmüş durumdadır. Maalesef, bu korku kendini muhafazakâr ve Müslüman olarak tanımlayan akademisyenlerde daha fazla görülüyor. Buna ahlaki ihanet veya muhafazakâr vefasızlık demek yanlış olmayacaktır” diye konuştu. “Feminist akademisyenler çürük kokuyor“ Gazze için hiçbir öğrenciye söz hakkının tanınmadığını ifade eden Palabıyık, “Lümpen burjuva denilecek bu kesimin özellikle Gezi ve feminist söylemlerle hareket ettiğini de unutmadık. Feminizmi LGBT’ye sürükleyen aklı evvellerin kendi derslerini Gezi Parkı’nda devam ettirmek için öğrencilerini üniversiteden çıkardıkları ve Gezi eylemlerine katılmalarını tavsiye ettikleri de gün gibi biliniyor. Lakin konu Gazze olunca tek bir öğrenciye söz hakkı tanınmıyor. Çünkü Gazze, Müslümanların yüzakı olduğu için, onların direnişinin ahlaki yönü engellenmek isteniyor. Bu nasıl bir akademik buhrandır? Bunlar insanlıklarını kaybetmiş” dedi.