GENEL - 19 Mayıs 2018 Cumartesi 13:50

Metin Türktüzün: Kütahya’daki müze ve ören yerlerini 76 bin kişi ziyaret etti

A
A
A
Metin Türktüzün: Kütahya’daki müze ve ören yerlerini 76 bin kişi ziyaret etti

Müzeler Günü, Kütahya Müze Müdürlüğü tarafından düzenlenen programla kutlandı.

Müzeler Günü, Kütahya Müze Müdürlüğü tarafından düzenlenen programla kutlandı.


Müzelerdeki ziyaretçi sayısının her geçen yıl arttığını ifade eden Müze Müdürü Metin Türktüzün, “1965 yılında İmaret Medresesinde açılan Arkeoloji Müzesinden sonra geçen zaman içinde envanterli kültür varlıklarımızın sayısı 55 bine ulaşmıştır. İldeki tek müzeden bugün 12 müze seviyesine ulaşılmıştır. 2017 yılı sonu itibariyle tescilli kültür ve tabiat varlıkları sayımız bin 934 olmuştur.2017 yılında müzelerimizi ve ören yerini 76 bin kişi gezmiş, 140 bin TL gelir elde edilmiştir” dedi.


Milletlerin devlet olabilmek için milli hafızaya sahip çıkması gerektiğini belirten bunun yolunun da müzelerden geçtiğini ifade eden Vali Ahmet Hamdi Nayir, “Toplumlar ancak tarih, kültür, coğrafi şuurla millet olabilirler. Her toplum millet olma özelliğini hakkıyla taşımayabilir. Millet olan toplumlar da bu değerlerini koruyabilmek için bir devlet olgusuna ihtiyaç duyarlar. Milletin devlete dönüşmesi için de bir milli hafızaya ihtiyaç vardır. Milli hafıza; tarihi, kültürel ve coğrafi gibi ortak değerlerin, kapasitenin, potansiyelin dinamik hale dönüşmüş şeklidir. Müzelerimiz, milli hafızanın inşası bakımından en önemli yerlerden biri. Geçmişle aramızdaki köprüyü müzeler oluşturmadığı takdirde biz milli hafızanın oluşumunda zayıf kalırız. Bu da millet ve devlet olma özelliğimizi zedeleyen, oradaki gücümüzü azaltan özelliklerden biri olur.


Vali Ahmet Hamdi Nayir’in konuşmalarının ardından Arkeolog Mehmet Bakır ile Arkeolog Oğuzhan Pekşen “Kütahya’nın Arkeolojik Değerleri” ve “Domaniç TANAP Projesi Kurtarma Kazısı” hakkında sunum eşliğinde bilgiler verdi. (EFE)

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Depremlerde camilerin yıkılmasına yol açan minare yıkımlarının çözümü fiber Depremlerde camilerin yıkılmasına yol açan minare yıkımlarının çözümü fiber. Bu yıl 15.’si düzenlenen dünyanın ilk uluslararası Cami Yapı Ekipmanları fuarı dün kapılarını ziyaretçilerine açtı. Yerli ve yabancı çok sayıda katılımcının yer aldığı fuar da en çok ilgiyi ise depremde minare yıkılmalarının önüne geçecek olan çelik konstrüksiyon ve fiber kaplamalı minare görüyor. Türkiye’de yaşanan 6 Şubat depremlerinin ardından 11 ilde birçok cami yıkıldı veya hasar aldı. Bunların birçoğunda minarelerin yıkılması ve camilere hasar vermesi sonucunda gerçekleşti. Ortalama 30 metre yüksekliğinde yapılan betonarme minarelerin ağırlığı takriben 150 ton civarında oluyor. Bu da yıkıldığı esnada hem camilere hem de yakının da bulunan ev ve insanlara zarar veriyor. Konu üzerine araştırma yapan bir firma minare yapımında artık çelik konstrüksiyon üzerine fiberglass kaplama tekniğini kullanıyor. Hem bu şekilde minarelerin muhtemel bir deprem anında yıkılmasının önüne geçiliyor hem de minare ağırlığını 150 tondan 8 tona indiriyor. Konuyla ilgili açıklama yapan firmanın yetkilisi Salih Karadağ, “Biz yaklaşık 20 yıldır betonarme minare yapmaktayız. Son 2 yıldır beton görünümlü fiberglas sistemine geçtik. Depreme daha dayanıklı içinde ki çelik konstrüksiyonun dışında ki görseline varıncaya kadar bu sistemde devam etmekteyiz. Bu sistemin depreme dayanıklı olduğunu belirledik. Betonarme minare ve fiber minare arasında ki en büyük fark ikisi arasında ki ağırlık farkıdır. 30 metre yüksekliğinde bir minarenin ortalama ağırlığı 150 ton civarındayken fiber minare de bu ağırlık 8 ton civarında. Deprem de betonarme minarelerin yıkılmasıyla birlikte camiler yıkıldı veya bu minarelerin üzerlerine düşmesi sonucu insanlarımız da hayatını kaybetmişti. Fiber minaremiz de ise bu olay ortadan kalkmış oluyor. Minarelerimiz çelik olduğu için depremde yıkılmaz en kötü senaryoda üzerine bir şey dahi düşse yıkılmak yerine demiri eğilir. Aynı minare betonarme olarak yıkıldığında 150 ton ile yerde şiddetinde bir deprem etkisi oluştururken bunun kendi ağırlığı 8 ton olduğu için bir sıkıntı oluşturmayacak” açıklamasında bulundu. Hat sanatını ecdadımızın bıraktığı yerden devam ediyor Fuar’da ayrıca hat sanatı noktasında da sergilenen ürünler özellikle yabancı ziyaretçilerin ilgisini çekiyor. Hat sanatının camilerin vazgeçilmez bir unsuru olduğunu belirten Müslüm Korkutata, “Hat sanatı camilerimizin vazgeçilmez unsuru ecdadımızın bıraktığı yerden bunu geliştirmeye devam ediyoruz. Bu kulvarda çok iyi sanatkarlar yetiştirdi ülkemiz. Hem ülke için de hem de ülke dışında bu konuda çok iddialı durumdayız. Medeniyet eski dönemler de camilerin mabetlerin ekseninde gelişiyordu. Osmanlı İslam’ın uzun süre sancaklığını yaptı bayrağını taşıdı. Camilerimiz bu işin sembolü halindeydi. Günümüzde de camilerimiz aynı fonksiyonda roller üstlenmiş durumda” dedi.