KÜLTÜR SANAT - 25 Mayıs 2025 Pazar 08:29

Simav’da geleneksel "Büyük Hayır ve Toplu Sünnet Şöleni"

A
A
A
Simav’da geleneksel "Büyük Hayır ve Toplu Sünnet Şöleni"

Kütahya’nın Simav ilçesinde geleneksel hale gelen "Büyük Hayır ve Toplu Sünnet Şöleni" bu yıl da coşkulu ve yoğun katılımla gerçekleştirildi.


Fuar Alanı’ndaki etkinliğe katılan Kütahya Valisi Musa Işın, sünnet olan çocuklarla yakından ilgilendi, ailelerini tebrik etti ve hediyelerini takdim etti. Etkinlik, saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başladı. Programda konuşan Vali Musa Işın, bu tür organizasyonların Türkiye’de nadiren görüldüğünü belirterek, "Böylesine anlamlı bir gelenek, hem inancımızla hem kültürümüzle yoğrulmuş bir güzelliktir" dedi.


Türk milletinin paylaşma ve yardımlaşma kültürüne vurgu yapan Vali Işın, "Biz, lokmamızı paylaştıkça bereketi artan bir inançtan geliyoruz. Komşusu açken tok yatan bizden değildir" şeklinde konuştu.



"Sosyal devlet anlayışı güçlü şekilde sürdürülüyor"


Devletin hiçbir vatandaşı yalnız bırakmadığını belirten Işın, kadın, çocuk ve yaşlılara yönelik sosyal desteklerin kararlılıkla sürdürüldüğünü ifade etti. Hayır faaliyetlerine destek sunan iş insanlarına da teşekkür eden Vali Musa Işın, "Yapılan her iyilik Allah’a verilmiş bir borç gibidir. Ne büyük bir onurdur bu" dedi. Konuşmasını, "Devletin varlık sebebi vatandaşına sahip çıkmaktır" sözleriyle tamamlayan Vali Işın, organizasyonda emeği geçen herkese teşekkür etti.


Etkinlik çerçevesinde Özel Şeref Koleji ve Simav Özel Eğitim Meslek Okulu’nun bando gösterisi, Beyce halk oyunları ekibi, Eynal Kaplıcaları mehteran takımı ve çeşitli sanat-animasyon gösterileri büyük beğeni topladı. Helva karma şenliği ve konvoy etkinlikleri de programa ayrı bir renk kattı.


Etkinliğe, AK Parti Kütahya milletvekilleri Adil Biçer, İsmail Çağlar Bayırcı, Mehmet Demir ile MHP Kütahya Milletvekili Ahmet Erbaş, Simav Kaymakam Vekili Pazarlar Kaymakamı Alper Açıkgöz, Simav Belediye Başkanı Kübra Tekel Aktulun, il protokolü ve çok sayıda vatandaş katıldı.



Simav’da geleneksel "Büyük Hayır ve Toplu Sünnet Şöleni"

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Seçil Erzan davasında ara karar: Fatih Terim ile Erzan’ın dosyası uzlaştırmaya gönderildi Yüksek karlı gizli fon vaadiyle aralarında Fatih Terim, Arda Turan, Fernando Muslera ve Emre Belözoğlu gibi isimlerin de bulunduğu pek çok kişiyi dolandırdığı iddia edilen banka müdürü Seçil Erzan’ın davasında ara karar açıklandı. Mahkeme, Fatih Terim ile Erzan’ın dosyasının uzlaştırmaya gönderilmesine, bir sonuç geldiğinde ise dosyanın mütalaanın hazırlanması için Cumhuriyet Savcısına iletilmesine hükmetti. Yüksek karlı güvenilir bir fon olduğunu ve Fatih Terim gibi isimlerin de bu fona dahil olduğunu söyleyerek aralarında tanınmış futbolculardan Arda Turan, Fernando Muslera, Emre Belözoğlu ve Selçuk İnan’ın da bulunduğu 30’dan fazla kişiyi milyonlarca lira dolandırdığı iddia edilen banka şube müdürü Seçil Erzan’ın yargılanmasına devam edildi. İstanbul 41. Ağır Ceza Mahkemesi’nce görülen duruşmaya tutuklu sanıklar Seçil Erzan Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla bağlandı. Duruşmada bazı tutuksuz sanıklar ile müştekiler de, taraf avukatlarıyla birlikte hazır bulundu. Savcılık mütalaa için dosyayı talep etti Duruşmada görüşü sorulan Cumhuriyet Savcısı, sanık Erzan’ın tutukluluk halinin devamına ve dosyanın mütalaasının hazırlanması için tarafına gönderilmesine karar verilmesi talep etti. "Ben hocaya hiçbir zaman fon olduğunu da söylemedim. O da bana hiçbir zaman ’bu paralar nereden geliyor’ demedi" Sanık Erzan mahkemedeki savunmasında, asla dolandırıcılık yapmadığını belirterek, "Fatih Terim 15 günde bir bankadaki tüm dökümleri görüyordu. Ben hocadan 300, 400 ve 700 bin dolar para almıştım. Hoca bana hiçbir zaman ’Seçil bana para ver’ demedi. Ben hocaya hiçbir zaman fon olduğunu da söylemedim. O da bana hiçbir zaman ’bu paralar nereden geliyor’ demedi. Bu dosyada 22 kişinin benden alacağı yok" dedi. "Benim banka müdürü olarak sorumluluğumu kabul edelim ve ödensin paralar. Kaçacak olsaydım kaçardım ama kaçamam, bu insanların parası ödenmeli" Savunmasına ağlamaya başlayarak devam eden Erzan, "Alacağı olmayan da alacağı olduğunu söylüyor. Mesela Arda Turan’ın kesinlikle benden alacağı yoktur. Ben artık nefes alamıyorum. Ben hiçbir paranın 1 lirasına bile dokunmadım, kimseyi aldatmadım. Merve, Tanın, Fırat Özdemir ve Semih Kaya’dır bu fonu kuran, ’Seçil bize bankadan daha fazla para verir’ dediler ve sorgulamadılar. Ben bir dolandırıcı olsam annemi sokağa mı attırırım? Bankayı hortumlasaydım ona da razıydılar. Tamam, şöyle yapalım. Benim banka müdürü olarak sorumluluğumu kabul edelim ve ödensin paralar. Hatalarımı, kusurlarımı kabul ediyorum ama dolandırıcılık ibaresini asla kabul etmiyorum. Kaçacak olsaydım kaçardım ama kaçamam, bu insanların parası ödenmeli" şeklinde konuştu. "Ben 1.50 boyumla bu insanları kandırmışım, ikna etmişim. İnandık" Tahliye talep ettiğini ve adalete güvendiğini söyleyen Erzan, "Ben çok utanıyorum, Hakan Ateş bu olaylar yüzünden işten ayrıldı. Bana dediler ki bu paraları ödemezsen Ateş ve Aydoğdu’yu, herkesi yakarız dediler ve yaptılar da. Ben dolandırıcı değilim, kimseyi kandırmadım. Bu insanları kandıramam, beni yalvarıyorum annemin yanına gönderin. Bu kadar insan, bu paralar ceplerinde, ben 1.50 boyumla bu insanları kandırmışım, ikna etmişim. İnandık" ifadelerini kullandı. Duruşmada sanık Erzan’ın avukatları, müvekkillerinin 26 aydır tutuklu olduğunu, annesinin ölüm döşeğinde olduğunu ve ev hapsi şeklinde adli kontrol tedbiri uygulanmasını talep ettiler. Fatih Terim ile Erzan’ın dosyası uzlaştırmaya gönderildi, sonuç geldiğinde ise mütalaa hazırlanacak Ara kararını açıklayan mahkeme, sanık Erzan ile Fatih Terim arasındaki suçun, Erzan’ın eyleminin ‘güveni kötüye kullanmak’ kapsamında kalması ihtimaline karşı dosyanın uzlaştırma işlemleri için İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderilmesine karar verdi. Heyet, uzlaştırmaya ilişkin bir sonuç geldiğinde dosyanın esasa ilişkin mütalaasının hazırlanması için Cumhuriyet Savcısına gönderilmesine de hükmetti. Mahkeme ayrıca, sanık Seçil Erzan’ın tutukluluk halinin devamına karar vererek duruşmayı erteledi.
Samsun OMÜ Veteriner Fakültesi Türkiye’nin en iyileri arasında Türkiye genelindeki veteriner fakülteleri, akademik kadro gücü, mezun başarı oranı, bilimsel yayın performansı ve eğitim altyapısı gibi çok sayıda objektif ölçütlere göre değerlendirildi. Yapılan kapsamlı analiz sonucunda Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Veteriner Fakültesi, elde ettiği yüksek başarı puanlarıyla Türkiye’nin en iyi 4. veteriner fakültesi olarak dikkat çekici bir başarıya imza attı. Güçlü akademik kadrosu, modern laboratuvar ve klinik altyapısı, uygulamalı eğitim imkânları ve mezunlarının sektördeki yüksek istihdam oranı ile OMÜ Veteriner Fakültesi, veterinerlik eğitiminde Türkiye’nin öncü fakültelerinden biri olmayı sürdürüyor. 2024 taban puanlarına göre oluşturulan Türkiye’deki en başarılı 5 veteriner fakültesi: 1. Ankara Üniversitesi, 2. İstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa, 3. Bursa Uludağ Üniversitesi, 4. Ondokuz Mayıs Üniversitesi, 5. Aydın Adnan Menderes Üniversitesi. "Bilimsel üretkenliği yüksek, uygulama alanları güçlü, çağın gerekliliklerine cevap veren bir eğitim anlayışını benimsiyoruz" Konuya ilişkin değerlendirmede bulunan OMÜ Rektörü Prof. Dr. Fatma Aydın, "Veteriner Fakültemizin Türkiye genelinde ilk 4 içerisinde yer alması, OMÜ’nün nitelikli akademik vizyonunun ve uzun soluklu emeğinin bir göstergesidir. Bilimsel üretkenliği yüksek, uygulama alanları güçlü, çağın gerekliliklerine cevap veren bir eğitim anlayışını benimsiyoruz. Bu başarıda emeği geçen tüm akademik ve idari kadromuzu, öğrencilerimizi ve mezunlarımızı içtenlikle kutluyorum" dedi. Veteriner Fakültesi hakkında 1995 yılında kurulan Ondokuz Mayıs Üniversitesi Veteriner Fakültesi, köklü akademik geçmişi, güçlü altyapısı ve deneyimli eğitim kadrosu ile Türkiye’nin önde gelen veteriner fakülteleri arasında yer alıyor. Fakülte bünyesinde 64 profesör, 13 doçent, 6 doktor öğretim üyesi ve 31 araştırma görevlisi görev yapmakta; 560 öğrenci ise lisans düzeyinde eğitim alıyor. Fakülte, bilgi üretme ve paylaşma kapasitesi yüksek, bilimsel gelişmeleri yakından takip eden, sorunlara çözüm üretebilen nitelikli veteriner hekimler yetiştirmeyi amaçlıyor. Karadeniz Bölgesi’nde eğitim-öğretim veren tek veteriner fakültesi olan OMÜ Veteriner Fakültesi, aynı zamanda bölgede hizmet veren tek hayvan hastanesine sahip. 2024 yılında hastanede 30 bini aşkın hayvan muayene edildi, binin üzerinde operasyon başarıyla gerçekleştirildi. Hastane bünyesinde şu birimler yer alıyor: 4 modern ameliyathane, 2 radyoloji ünitesi, 6 hasta bakım odası, küçük hayvan aşı odası, 6 izolasyon ünitesi, 2 yaban hayvanı rehabilitasyon bölümü, 9 yoğun bakım kabini, 2 endoskopi ünitesi, 2 ultrason cihazı, rutin biyokimya laboratuvarı. Akreditasyon ve Uluslararasılaşma OMÜ Veteriner Fakültesi, Ulusal Akreditasyon Kurulu VEDEK tarafından akredite edildi ve Türkiye’de tercih edilen ilk fakülteler arasında yer alıyor. Fakültede hemen hemen tüm anabilim dallarında lisansüstü eğitim programları mevcut. Ayrıca, Erasmus, Farabi ve Mevlana öğrenci değişim programları sayesinde öğrencilerine yurtiçi ve yurtdışında eğitim ve staj imkânları sunuyor.
Malatya MTÜ’den Yeşil ve Dijital dönüşüm hamlesi Malatya Turgut Özal Üniversitesi (MTÜ), geleceğin mesleklerine yönelik stratejik bir adım atarak "Yeşil ve Dijital Dönüşüm" odaklı yeni ön lisans programlarını açıyor. Yükseköğretim Kurulu (YÖK) öncülüğünde gerçekleştirilen çalıştaylar doğrultusunda açılan programlar, çevresel sürdürülebilirlik, dijital tarım ve sağlıkta dijitalleşme gibi alanlarda Türkiye’nin ihtiyaç duyduğu nitelikli insan kaynağını yetiştirmeyi amaçlıyor. MTÜ bünyesinde açılacak yeni programlar arasında Darende Bekir Ilıcak Meslek Yüksekokulu’nda Yeşil ve Ekolojik Bina Teknikerliği, Yeşilyurt Meslek Yüksekokulu’nda Yenilenebilir Enerji Teknikerliği, Battalgazi Meslek Yüksekokulu’nda ise Dijital Tarım Teknolojileri ve Akıllı Sera Teknolojileri programları yer alıyor. Ayrıca Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu’nda Tıbbi Veri İşleme Teknikerliği programı da eğitime başlayacak. Çevre dostu ve sürdürülebilir yapılar için eğitim Darende’de açılan Yeşil ve Ekolojik Bina Teknikerliği programı, yapı sektöründe çevre dostu ve sürdürülebilir yapıların inşasında görev alacak uzman teknikerler yetiştirecek. Bu programla enerji tasarrufu sağlayan, karbon ayak izini azaltan, doğaya duyarlı yapı sistemlerine katkı sunacak meslek elemanları yetiştirilecek. Yenilenebilir enerjiye katkı Yeşilyurt Meslek Yüksekokulu’nda hayata geçirilen Yenilenebilir Enerji Teknikerliği programı ise güneş, rüzgar, biyokütle ve hidroelektrik gibi kaynakların etkin kullanımına odaklanıyor. Program, ülkemizin enerji bağımsızlığı hedefine katkı sağlamayı amaçlıyor. Tarımda dijital dönüşüm başlıyor Battalgazi MYO’da açılacak Dijital Tarım Teknolojileri ile Akıllı Sera Teknolojileri programları, sensör, yapay zeka, veri analitiği ve IoT gibi teknolojilerle entegre tarım uygulamaları konusunda uzman teknik personel yetiştirmeyi hedefliyor. Bu programlar, tarımda verimlilik artışı ve modernizasyon için kritik bir rol üstlenecek. Sağlıkta dijitalleşmeye akademik destek 24 Ocak 2025’te YÖK ve Sağlık Bakanlığı iş birliğinde düzenlenen "Sağlıkta Dijitalleşme Çalıştayı" kapsamında açılan Tıbbi Veri İşleme Teknikerliği programı, sağlık verilerinin dijital ortamda güvenli şekilde işlenmesi, analiz edilmesi ve yönetilmesini sağlayacak uzmanların yetiştirilmesini sağlayacak. "Yarının mesleklerine hazır gençler yetiştireceğiz" Konuya ilişkin açıklama yapan MTÜ Rektörü Prof. Dr. Recep Bentli, yeni açılan programların yalnızca üniversiteye değil, Türkiye’nin stratejik kalkınma hedeflerine de katkı sağlayacağını belirtti. Rektör Bentli, "Üniversite olarak sadece bugünün değil, yarının ihtiyaçlarını da öngörerek hareket ediyoruz. Açtığımız yeni programlarla ülkemizin sürdürülebilir kalkınma hedeflerine katkı sunacak, geleceğin meslekleri arasında yer alan alanlarda nitelikli personeller yetiştirmeyi amaçlıyoruz. Bu programlarla gençlerimiz, hem bölgesel hem ulusal düzeyde önemli katma değerler üretecek" dedi Rektör Bentli ayrıca, çevreye duyarlı mühendislik yaklaşımlarının destekleneceğini, teknolojik donanımı yüksek tarım uzmanlarının yetiştirileceğini ve sağlıkta dijitalleşmenin taşıyıcısı olacak gençlerin sektöre kazandırılacağını vurguladı.
Nevşehir Melek Lalin Sağlıkova GFW’de seçilen tek Türk tasarımcı oldu Dorak Holding Kurumsal İletişim Direktörü Leyla Sağlıkova’nın kızı Melek Lalin Sağlıkova Londra’daki Graduate Fashion Week’e (GFW) seçilen tek Türk tasarımcı oldu. Londra’da 13-16 Haziran 2025 tarihleri arasında gerçekleşen Graduate Fashion Week (GFW), bu yıl bir Türk tasarımcının güçlü çıkışına sahne oldu. Arts University Bournemouth tarafından GFW’ye seçilen tek Türk öğrenci olan Melek Lalin Sağlıkova, A/W 25/26 koleksiyonu "What Did I Miss?" ile dijital çağın kaygılarını çarpıcı bir moda diliyle yorumladı. FOMO (Fear of Missing Out) çağının ruhuna ayna tutan koleksiyon, bireyin iç dünyasındaki dalgalanmaları, sosyal medyanın görünmeyen baskılarını ve ‘kaçırma korkusunu kumaşa dönüştürüyor. Kutumsu, koruyucu formlar; duygusal sığınaklar oluşturuyor. Devoré kadife kumaşlarla işlenen kırılganlık teması, Türk halılarından esinlenen dokularla geçmişle gelecek arasında bir bağ kuruyor. John Baldessari’nin fotokolaj yaklaşımından ilham alan koleksiyon, dijital baskılar, dokunsal detaylar ve katmanlı yüzeyler aracılığıyla hem görsel hem duygusal bir deneyim sunuyor. Zengin mavi ve kırmızı tonlar nötr zeminler üzerinde adeta bir varlık-yokluk mücadelesi veriyor. GFW’de Türkiye’yi temsil eden isim Birleşik Krallık’taki tüm moda okullarının yılın en iyi mezunlarını seçerek sahneye taşıdığı Graduate Fashion Week, dünya modasının yeni seslerine kapı aralıyor. Bu seçkide Arts University Bournemouth’un GFW 2025 için belirlediği tek Türk öğrenci olan Melek Lalin Sağlıkova, yalnızca bireysel bir başarıya imza atmıyor; aynı zamanda genç Türk tasarımcıların küresel moda sahnesindeki görünürlüğüne de güçlü bir katkı sunuyor.
Adıyaman Müdür Doğan, anız yangınlarına karşı uyardı Adıyaman Belediyesi İtfaiye Müdürü Ali Doğan, yaz mevsiminin gelmesiyle birlikte kırsal alanlarda sıklıkla görülen anız yangınlarına karşı vatandaşları uyardı. Adıyaman’da sıcak havaların etkisini artırmasıyla birlikte tarlalarda kontrolsüz şekilde yapılan anız yakma uygulamalarının çevrede ciddi tehdit oluşturduğunu vurgulayan İtfaiye Müdürü Doğan, bu tür yangınların hem doğal yaşama hem de insan hayatına zarar verdiğini ifade etti. Ali Doğan yaptığı açıklamada, anız yakmanın toprağın yapısını bozduğunu, içinde barındırdığı mineralleri yok ettiğini ve uzun vadede verimliliği azalttığını söyledi. Doğan, "Anız yangınlarında toprak yüzeyinde yaşayan birçok canlı yok oluyor. Börtü böceklerin, faydalı mikroorganizmaların ölmesiyle birlikte doğal denge bozuluyor. Bu durum sadece toprağı değil, bölgedeki ekolojik sistemi de olumsuz etkiliyor" dedi. Anız yangınlarının sadece tarlalarda kalmadığını ve zaman zaman yerleşim yerlerine de sıçradığını belirten Doğan, "Bu tür yangınlar rüzgarın da etkisiyle büyüyerek çevredeki evler, bahçeler ve tarım alanları için ciddi bir tehdit oluşturuyor. Geçmiş yıllarda bu nedenle birçok vatandaşımız mağdur oldu" ifadelerini kullandı. Anız yakmanın aynı zamanda kanunen yasak olduğuna dikkat çeken Doğan, "Toprağını seven, çevresini korumak isteyen hiçbir çiftçimizin bu yönteme başvurmaması gerekir. Anız yakmak hem doğaya hem insana hem de hukuka aykırıdır. Vatandaşlarımızdan ricamız, bu konuda duyarlı olmaları ve çevresinde anız yakanları yetkililere bildirmeleridir. Yangın riskinin en yüksek seviyeye çıktığı yaz aylarında çiftçilerin, tarlasını sürdükten sonra kalan anızları yakmak yerine tarımsal yöntemlerle toprağa karıştırmasının, hem çevre hem de tarımsal üretim açısından daha sağlıklıdır" diye konuştu.