KÜLTÜR SANAT - 22 Eylül 2017 Cuma 16:27

Türk Sinemasında ‘yerellik ve yerlilik’ konusu ele alınıyor

A
A
A
Türk Sinemasında ‘yerellik ve yerlilik’ konusu ele alınıyor

Bu yıl 7’incisi düzenlenecek olan Malatya Uluslararası Film Festivali kapsamında ‘Türk Sinemasında Yerel Kodlar Yerellik-Yerlilik Ekseninde Türk Sinema Tarihine Bakış’ konulu sempozyum başladı.

Bu yıl 7’incisi düzenlenecek olan Malatya Uluslararası Film Festivali kapsamında ‘Türk Sinemasında Yerel Kodlar Yerellik-Yerlilik Ekseninde Türk Sinema Tarihine Bakış’ konulu sempozyum başladı.


Bir otelde gerçekleştirilen sempozyumun açılış programına, Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Çakır’ın yanı sıra, Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcıları, Malatya Film Festivali Direktörü Suat Koçer, Battalgazi Belediye Başkan Yardımcısı Zafer Kırçuval, İnönü Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Nusret Akpolat, AK Parti İl Başkan Yardımcısı Mahmut Öner Özer, Büyükşehir Belediyesi Daire Başkanları, Şube Müdürleri, Meclis Üyeleri, Muhtarlar ile Üniversite Öğrencileri katıldı.


Büyükşehir Belediyesi tarafından hazırlanan Malatya tanıtım filmi gösteriminin ardından Sempozyum açılış konuşmalarına geçildi.


"Hiç bir şey yerel olmadan, evrensel olamaz"


Malatya Uluslararası Film Festivali’nin çatısı altında sinemaseverleri ağırlamaktan büyük mutluluk duyduğunu belirten Malatya Uluslararası Film Festivali Direktörü Suat Koçer, "Organizasyonda, sempozyumda, festivalde emeği geçen tüm arkadaşlara teşekkür ediyorum. Sinemamızın büyük ustası Metin Erksan’ın bir ifadesi var. ‘Türkiye’de aydın veya entelektüel anılmanız için, tarihinizle sağlıklı bir ilişkiniz olması lazım.’ Bu kavram sadece aydın ve entelektüel kavramlar için değil, sanat ve sinema için de geçerlidir. Sinema bu topraklara geldiği 1900 yılların başından beri kendi bulunmuş olduğu coğrafyanın değerleri ile ciddi anlamda ilişkidir. Sorumlu bir ilişki kurdu. Geriye dönüp baktığımız da 100 yıllık süreçte bunun çok belirgin emarelerini görebiliriz” dedi. Festivallerin Türkiye’de sinema sektörüne can ve kan verdiğini ifade eden Koçer, “Sadece seyirciyle filmleri buluşturan organizasyonlar değil, sinemaya şekil veren organizasyonlar. Malatya film festivali bu ülkenin bu coğrafyanın değerlerine, zenginliklere sahip çıkan bir anlayışla yoluna devam edecek. Bu sempozyum da 2 gün boyunca Türk sinemasında yerel kodları, sinemada yaşanan sorunlara kafa yoracağız ve kitaplaştırıp katılımcılarımıza vereceğiz. ‘Hiçbir şey yerel olmadan, evrensel olamaz diyor" ustamız Kemal Tahir. Çok anlamlı ve önemli bir söz. Sinemamızın uluslararası arenada zaaflarını ve toplumla olan sorunlu ilişkisini ifade eden çok güzel bir söz" şeklinde konuştu.


"İnsana, kültüre ve sosyal dokuya dokunan projeler çok önemli"


7. Malatya Uluslararası Film Festivalinin her geçen gün kendini kabul ettiren ve diğer festivaller arasında da dikkat çeken bir seviyeye geldiğini ifade eden Malatya Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Çakır ise “Burada anlamlı bir sempozyum gerçekleştirilecek. Türk sinemasının geldiği yer, eksiklikler ve ne kadar yereliz burada konuşulacak” ifadelerine yer verdi. Malatya’nın kalkınması ve gelişmesinin yanı sıra sosyalleşmesi içinde birçok projeler hazırladıklarının altını çizen Çakır, “Çok önemli yatırımlar yapıyoruz. Ama insana, kültüre dokunan kentin sosyal dokusuna etki sağlayacak projeler de bizim için ayrı bir anlam ifade ediyor. Festivalimizin Malatya’ya çok ciddi manada fayda sağladığı inancındayım. Hem sektöre olan katkısı, hem de kentimize olan katkısı her iki açıdan da baktığımız zaman çok önemli” dedi.


Film festivalinin birçok farklı boyutla incelenmesinin kendileri için büyük bir anlam ifade ettiğini dile getiren Çakır, “Malatya Film Festivalini ayrı bir yere taşıyor. Bugün sempozyumumuz da bunlardan bir tanesi. Dolayısıyla biz ne kadar reytinglere önem vermeliyiz, ne kadar işin sanatsal yönüne, temellerine ve köklerine bağlı kalmalıyız? Bugün burada saygın konuklarımızın ortaya koyacağı, fikir ve yorumlarla kitaplaşmış olacak. Burada konuşulacak olan konuların Türk sineması adına çok önem arz edeceği kanaatindeyim” diye konuştu.


Başkan Çakır, "Sinema sadece reyting ve taklitler üzerinden gitmemeli, sinema bizim tarihimizi, kültürümüzü, değerlerimizi yansıtabilmeli. Sinema bizim sinema olmalı. Son yıllarda İran ve Hint sineması kendi değerleri üzerinden yükseliyor ve dünyaya kendini kabul ettiriyor. Sinema alanında bir ülkenin kimliğinin, kültürünün başka ülkeler üzerinde ne kadar etki ettiğini bilmekteyiz. ABD sinema kültürü ile dünya tek bir kültür etrafında savrulmaya başladı. Bizim arzumuz Türk sinemasının kendi değerlerini, kendi kültürünü yansıtan sağlam köklerle yükselen bir trende girmesi. Son yıllarda tekrar bir canlılığın olması, bizim film ve sinemamızın yükselişte olması ve kendini kabullendiriyor olması çok önemli. Film festivali ile on binlerce hemşerimize ulusal ve uluslararası filmlerimizi hem merkezde hem de ilçelerimizde sunmuş olacağız. Amacımız bu sektörde Malatya olarak var olduğumuzu, bu işe önem verdiğimizi belirtmek. Konuklarımızı Malatya’da görmekten ve ağırlamaktan mutluluk duyuyorum" dedi.


Açılış programının ardından Sempozyumun ilk oturumuna geçildi. Oturum Başkanlığını İshak Aslan’ın yaptığı Türk Sineması ve Yerellik konulu oturumda Prof. Dr. Kurtuluş Kayalı ‘Türk Sinemasında Yerellik mi, Yerellik mi?’, Barış Saydam ‘Ulusal Tarih Tezinden Ulusal Sinemaya Geçiş:1950’lerin İlk Yarısının Panoraması’, Arş. Gör. Mesut Bostan da ‘Lütfi Akad’ın Sinema Düşüncesinde Yerlilik’ konusu hakkında sinevizyon eşliğinde ayrıntılı bilgiler verdi.


Sempozyumun öğleden sonra yapılan ve Oturum Başkanlığını Abdulhamit Güler’in yaptığı Yeşilçam’da Arayışlar konulu II. Oturumda Malatya Film Festivali Direktörü Suat Koçer ‘Yerlilik Bağlamında Türk Sinemasında Kemal Tahir Etkisi’, Yönetmen-Senarist-Yapımcı Mesut Uçakan, ‘Sinemada Manevi arayışlar ve Milli Sinema Serüveni’, Hüseyin Etil ‘Yılmaz Güney Sinemasında Bir Zamanlar Anadolu: Umut, Sürü ve Arkadaş’ konularında dinleyicilere bilgiler verdi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Amasya Ayağından çıkardığı botlarını yaşlı depremzedeye giydirmişti, kahraman itfaiyecinin ani ölümü Merzifon’u yasa boğdu Kahramanmaraş’ta depremin yıktığı binanın enkazından kurtardıkları yaşlı adama ayağındaki botlarını çıkarıp giydirdiği görüntüleri gündem olan Amasya Merzifonlu itfaiyeci Kürşat Aydın, Samsun’da evinde ölü bulundu. Depremin sembolü o botlarını bir daha giymeyen 43 yaşındaki Aydın’ın ani ölümü memleketindeki sevenlerini yasa boğdu. Merzifon Belediye Başkanı Alp Kargı, başsağlığı mesajı yayınlayarak üzüntüsünü paylaştı. Olay, Samsun’un Atakum ilçesi Yeni Mahalle’de meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, Amasya’nın Merzifon ilçesinde Merzifon Belediyesi’nde itfaiye personeli olarak çalışan Kürşat Aydın, ilaç mümessili olan eşi Mine Aydın tarafından Samsun’daki evinin banyosunda hareketsiz halde yerde yatarken bulundu. Olay yerine polis ve ambulans sevk edildi. Yapılan kontrolde Kürşat Aydın’ın olay yerinde hayatını kaybettiği tespit edildi. Aydın’ın cansız bedeni savcının olay yerindeki incelemesinin ardından otopsi için Adli Tıp Kurumu Samsun Grup Başkanlığına gönderildi. Kesin ölüm sebebinin otopsi sonucu belli olacağı öğrenildi. Olayla ilgili soruşturma devam ediyor. 6 Şubat’taki Kahramanmaraş merkezli 11 ili etkileyen 7,7 ve 7,6 büyüklüklerindeki depremlerin ardından Amasya’nın Merzifon ilçesinden hızlı bir şekilde Kahramanmaraş’a giden Merzifon Belediyesi itfaiye ekipleri, Trabzon Caddesi’nde çöken apartmanın enkazından 36 saat sonra yaşlı bir adamı sağ çıkardı. O sırada itfaiyeci Kürşat Aydın yalın ayak olduğunu gördüğü yaşlı adama kendi botlarını çıkararak giydirdi. Botları giyerken şaşırıp “Sen ne yapacaksın?” diye soran yaşlı adama da, “Sen bizi düşünme. Biz giyeriz bir şey” şeklindeki cevabıyla da yürekleri bir kez daha ısıtmıştı. Kurtarma çalışmalarının yoğunluğu nedeniyle ismini bile soramadıkları yaşlı adamın birkaç saat sonra botları geri getirdiğini ve aralarında geçen diyaloğu asla unutamayacaklarını anlatan Kürşat Aydın, "Botlarımı o günden beri giymiyorum. İtfaiye Müdürlüğümüzde duruyor. Bizim için depremin sembolü oldu" diye konuşmuştu.
Çorum Osmancık’ta üreticilere 18 ton çeltik tohumu dağıtıldı Çorum’un Osmancık ilçesinde, çeltik üretimini arttırmak amacıyla üreticilere 18 ton çeltik tohumu dağıtıldı. Tarım İl Müdürlüğü tarafından “Çeltik Üretiminin Yaygınlaştırılması ve Geliştirilmesi” projesi kapsamında yüzde 50’si bakanlık destekli maliyeti 890 bin lira olan 18 ton çeltik tohumu üreticilere teslim edildi. Osmancık İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğü’nde gerçekleştirilen Çeltik tohumu dağıtım törenine Vali Yardımcısı Muhammet Gürbüz, Osmancık Kaymakamı Ayhan Akpay, Çorum İl Tarım ve Orman Müdürü Hayrullah Göktekin, İl Müdür Yardımcısı Bayram Rıdvan Dikici ile Osmancık İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğü personeli ve üreticiler katıldı. Proje teslim töreninde konuşan İl Tarım ve Orman Müdürü Hayrullah Göktekin, “Çorum’da toplamda 551 bin 284 ha tarım arazisi bulunmakta, 410 bin 341 ha alanında tahıl üretimi yapılmaktadır. Osmancık ilçemizde ise 234 bin 657 ha tarım alanının 14 bin 223 ha tahıl üretimi yapılmaktadır. 2023 yılında 6 bin hektar alanda çeltik üretimi yapılarak 52 bin ton üretim gerçekleştirilmiştir. Bu miktarın 33 bin tonu Osmancık ve Kargı ilçelerimizden karşılanmaktadır" dedi. Çeltik ekimi, dünyanın dört bir yanındaki milyonlarca hane için önemli bir faaliyet ve gelir kaynağı olduğunu hatırlatan İl Müdürü Göktekin, "Çeltik günlük yaşamda belki de göz ardı ettiğimiz ancak hayatımızı derinden etkileyen bir tarım ürünüdür. Bir avuç çeltik, binlerce sofrayı donatırken; çiftçimize gelir kaynağı, sofralarımıza bereket, ekonomimize ise büyük katkı sağlamaktadır. Artan dünya nüfusu, yükselen refah seviyesi ve buna bağlı olarak alışkanlıkların değişmesiyle ülkemizde olduğu gibi ilimizde de çeltik üretimi artma eğilimi göstermektedir. Kar, yağmur, çamur, fırtına, kuraklık demeden alın terini toprağa akıtarak ekmeğini kazanan değerli çiftçilerimiz, adeta toprağı berekete dönüştürmekte, nasırlı elleri ile tarlanın her bir köşesindeki sabrı ve emeği ile geleceğimizi yeşertmektedir. Aşık Veysel gibi “Benim sadık yârim kara topraktır” diyen, toprağa sevdalı, toprağa gönülden bağlı bir millet olarak gönül bağımızı siz değerli çiftçilerimiz sayesinde hiç koparmayacak, güçlü bir tarım için omuz omuza çalışmaya devam edeceğiz. İlimizde çeltik üretimini arttırmak amacıyla maliyeti toplamda 890 bin TL olan ve yüzde 50’si Bakanlığımızın katkıları ile hazırlanan “Çeltik Üretiminin Yaygınlaştırılması ve Geliştirilmesi” projemizi gerçekleştirmiş bulunmaktayız. Proje kapsamında 18 ton çeltik tohumunu siz değerli çiftçilerimizin kullanımına sunarak üretim alanlarımızı arttırmayı planlamaktayız. Böylece dünya nüfusunun üçte ikisinin tükettiği pirinç üretimimiz artacak, üretim arttıkça sofralarımızdaki bereket artacak, çiftçimiz güçlenecek ve dünya pirinç pazarındaki etkinliğimiz artacaktır" şeklinde konuştu.
İstanbul Gaziosmanpaşa’da sokak hayvanlarına şefkat eli Gaziosmanpaşa Belediyesi Sokak Hayvanları Tedavi ve Geçici Bakımevi, sokaklardaki can dostları için sıcak bir yuva olmaya devam ediyor. Son bir yılda yaklaşık 8 bin cana dokunan bakımevinde tedavi, aşılama, kısırlaştırma ve sahiplendirme çalışmaları aralıksız sürüyor. Gaziosmanpaşa Belediyesi Sokak Hayvanları Tedavi ve Geçici Bakımevi, ilçedeki sokak hayvanlarının muayene, ultrasonografik muayene, tedavi, müşahede, kuduz aşısı, kısırlaştırma ve tüm diğer operasyonel işlemlerini gerçekleştirmeyi sürdürüyor. Tedavi edilecek veya kısırlaştırılacak hayvanlar, belediye ekiplerince bulundukları bölgeden alınıp, gerekli müdahaleler yapıldıktan sonra 5199 Sayılı Hayvanları Koruma Kanunu’na göre alındığı noktaya geri bırakılıyor. Bin 120 patili dost aşılandı Gaziosmanpaşa Belediyesi, halk sağlığını koruma adına ilçedeki sahipli, sahipsiz fark etmeksizin tüm hayvanlara kuduz aşısı yapıyor. Hayvanların parazit enfestasyonlarına yönelik gerekli aşılama ve tüm tedaviler de ücretsiz olarak uygulanıyor. Bu kapsamda Gaziosmanpaşa Belediyesi bünyesinde görev yapan veteriner hekimler tarafından son 1 yılda bin 120 hayvana kuduz aşısı yapıldı. 5 bin 791 tedavi, 949 kısırlaştırma işlemi yapıldı Ekipler, ilçede yaralı, engelli, hasta ya da bakıma muhtaç hayvanları yalnız bırakmıyor. Tedavi ve klinik hizmetleriyle son bir yılda 5 bin 791 hayvanı sağlığına kavuşturan ekipler, sokak hayvanlarının sağlıklı üremesi, popülasyonunun kontrol altında tutularak, çevre ve insan sağlığının korunması adına 949 kısırlaştırma işlemi gerçekleştirdi. Yeni ailelerine kavuştular Gaziosmanpaşa Belediyesi Sokak Hayvanları Tedavi ve Geçici Bakımevi, “satın alma sahiplen” anlayışıyla patili dostları yeni yuvalarına kavuşturmaya devam ediyor. Merkezde veterinerler tarafından tedavileri tamamlanan, kısırlaştırılan ve gerekli bakımları yapılan 127 sokak hayvanı sahiplendirilerek yeni ailelerine kavuşturuldu.