GENEL - 29 Aralık 2011 Perşembe 09:56

EPİDURAL ANESTEZİ İLE AĞRISIZ DOĞUM

A
A
A
EPİDURAL ANESTEZİ İLE AĞRISIZ DOĞUM

Özel Universal Malatya Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op.Dr.Murat Bozkurt, epidural anestezi veya halk arasında "ağrısız doğum" adıyla bilinen yöntemin hem normal doğum hem de sezaryen ameliyatları sırasında çok güvenli ve yaygın bir şekilde kullanıldığı söyledi.
Epidural anestezi vücudun belirli bir bölgesindeki ağrı iletimini durduran bölgesel ya da lokal bir anestezi çeşidi olduğuna dikkat çekilip, yöntemin, bir anestezi uzmanı (anestezist) tarafından uygulanır ve doğum ağrısını kontrol altına almanın en etkili yöntemi olduğu belirtildi.
Özel Universal Malatya Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op.Dr. Murat Bozkurt, epidural anestezinin uygulanma yöntemini hakkında bilgi verdi. Bozkurt, " Normal doğumda rahim kasılmaları düzenli hale geldikten sonra rahim açıklığı 4 santimetreye ulaştığında epidural anestezi yapılabilir. Kasılmalar düzensiz ise ya da erken dönemde takıldığında kasılmaların durmasına neden olabileceğinden bu konuya dikkat edilmelidir. En iyi uygulama anne adayı rahat iken kateteri yerleştirip, ilaç uygulaması
için doğru zamanı beklemektir. Normal doğumda, kateter yerleştirilip ilaç verildikten yaklaşık 15 dakika sonra anne adayı kasılmaları hissetmesine rağmen ağrı duymamaya başlar. Doğum uzadığında ve ilacın etkisi azalıp hasta ağrı duymaya başladığında ek dozlar verilir. Bu şekilde doğum gerçekleştirildikten sonra eğer kesi ve dikiş gerekmişse ek bir anesteziye gerek kalmadan kolaylıkla dikilebilir. Normal doğumu takiben, hemen; sezaryeni takiben ise 24 saat sonra kateter çıkartılarak uygulamaya son
verilir. Kateterin çıkartılması sırasında hasta hiçbir rahatsızlık duymaz. Epidural anestezi uygulamasında en önemli nokta işlemi yapan anestezi uzmanının deneyimidir" ifadelerini kullandı.
Bozkurt, epidural anestezinin avantajlarını ise şöyle sıraladı: "Doğum sancılarının giderilmesinde en etkili yoldur. Genel anesteziye göre riski daha azdır. Annenin bilinci açık olduğu için sezaryen sırasında doğuma katılabilir, hatta ameliyat devam ederken bebeğini kucağına bile alabilir. Uygun zamanda uygulanırsa normal doğumun ilerlemesini hızlandırır. Epidural anestezi sersemletmez, hasta hissettirmez, ayrıca bağırsak hareketlerini durdurmaz, gaz çıkarımını engellemez. Doğum stresinin çoğunu giderir,
kaslarda gevşeme ve rahatlama sağlar. Anne doğum sonrası yorgun ve bitkin olmadığından bebeğini çok daha çabuk kucağına alır ve hemen besleyebilir." Op. Dr.Bozkurt epidural anestezinin hem psikolojik rahatlama, hem de kas spazmının çözülmesiyle normal doğum şansını artıracağını vurgulayarak, "Epidural anestezide risk sanılanın aksine deneyimli anestezi uzmanları tarafından uygulandığında son derece az olup, en sık görülen yan etki ani tansiyon (hipotansiyon) düşmesidir. Bu problemi önlemek için, işlemden
hemen önce damar yolundan yaklaşık 1 litre kadar sıvı hızlı bir şekilde verilerek damar yolunun dolması sağlanır. Tecrübeli uzmanların yaptığı epidural sonrası baş ağrısı çok nadirdir (yüzde 1 civarı). Oluşsa bile basit tedavi yöntemleri ile tedavisi mümkündür.Kafeinli analjezikler (ağrı kesiciler) ve bol sıvı alımı baş ağrılarını giderecektir. Tedavi edilmese bile 7-15 gün içinde kendiliğinden iz bırakmadan geçer" dedi.
Op.Dr. Murat Bozkurt, kanama bozukluğu olanlarda antikoagülan (pıhtılaşmayı önleyici) tedavi alanlarda uygulama bölgesinde enfeksiyon-yanık varlığında kafa içi basınç artışına yol açan durumlarda (tümör-kitle) anne adayının uygulamayı reddetmesi durumlarında epidural anestezi uygulanmayacağını ve apidural anestezinin hem normal hem de sezaryen doğumların son derece konforlu geçmesini sağlayan ve 25 yıldır modern tıpta yeri olan bir yaklaşım olduğunu, her anne adayının bu uygulamadan yararlanması için
teşvik edilmesi gerektiğini genel anestezinin risklerinin epidural anesteziye göre daha fazla olduğunu belirtti.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Esenyurt’ta escort ile pazarlık kavgasında kaza ile kardeşini öldürdü Esenyurt’ta iddiaya göre eve eskort çağıran ve fiyat konusunda anlaşamayan ağabey kardeş, kadının arkadaşları ile kavga etti. Ağabey, kavga ettiği kişilere karşı bıçağını kullanmak isterken yanlışlıkla kardeşini şah damarından yaralayarak ölümüne neden oldu. Olay, bugün sabah saatlerinde Esenyurt Sultaniye Mahallesi’ndeki lüks bir rezidansta meydana geldi. İddiaya göre, Uğur Ş. ile kardeşi Engin Ş., eve internet üzerinden para karşılığı eskort çağırdı. Ağabey kardeş ile eve gelen kadın arasında ilerleyen dakikalarda para nedeniyle tartışma yaşandı. Tartışmanın büyümesi üzerine eskort kadın, kendisini eve getiren korsan taksi şoförüne haber verdi. Aşağıda bekleyen korsan taksi şoförü, bunun üzerine yukarı çıkarak iki kardeş ile tartışmaya başladı. Kadın, ardından yaşanan tartışmayı arkadaşlarına da haber verdi. Lüks rezidansa gelen bir grup, ağabey kardeşin bulunduğu evi bastı. Bu esnada Uğur Ş., eline aldığı bıçakla gelen şahısları rezidansın koridorunda kovaladı. Uğur Ş.’nin arkasından kardeşi Engin Ş. koşarak kavgayı ayırmaya çalıştı. Uğur Ş., arbede esnasında yanlışlıkla kardeşi Engin Ş’yi şah damarından bıçaklayarak ölümüne neden oldu. Uğur Ş.’nin de aralarında bulunduğu 5 kişi gözaltına alınırken, olaya ilişkin soruşturma sürüyor.
Bolu Bolu Belediye Başkanı Özcan: "Konuyu TBMM’ye de taşıyacağım" BOLU (İHA) – Bolu’da çam ormanlarıyla dikkat çeken Pirahmetler köyü ve At Yaylası’nda maden aranması için ruhsat verildiği iddiasına ilişkin açıklamalarda bulunan Belediye Başkanı Tanju Özcan, "Pirahmetler bölgesinde altın var mı bilmiyorum ama At Yaylası’nda Türkiye’nin en değerli torfu olduğu noktasında bilgim var. Pirahmetler bölgesinde siyanürle asla altın aratmam" dedi. Uydu fotoğrafları üzerinden ruhsat verildiği öne sürülen alanları göstererek süreci anlatan Özcan, "Pirahmetler köyü bölgesinde 2021 yılında bir firmaya altın arama ruhsatı verilmiş. Daha sonra da ’Altın aranacağı henüz belli değil’ gibi söylemler oldu. ’Bu işin peşini bırakmayacağım’ demiştim. Bizi çok şaşırtan ve üzen bazı gelişmeler oldu" dedi. "Pirahmetler bölgesinde siyanürle asla altın aratmam" Başkan Tanju Özcan, sözlerini şöyle sürdürdü: "Şu anda At Yaylası bölgesinde çok kıymetli bir torf madeni var. Türkiye’nin en kıymetli torfu olduğu söyleniyor. Hatta bununla ilgili Bolu’ya daha önce gelenler olmuştu. Köylüler sadece bu konu hakkındaki duyumları üzerine ayaklanmışlardı. Birbirine çok yakın iki alana maden arama ruhsatı verilmiş. Pirahmetler bölgesinde altın var mı bilmiyorum ama At Yaylası’nda Türkiye’nin en değerli torfu olduğu noktasında bilgim var. Değeri belki de 100 milyonlarca doları bulan torf madeni var. Pirahmetler bölgesinde siyanürle asla altın aratmam. Buraya her gün zabıta ekibi gönderiyordum. Orada yaşayan vatandaşlar lütfen dikkat etsinler. At Yaylası ve Pirahmetler bölgesinde herhangi bir sondaj çalışması olursa bizim haberimiz olsun." "Bu konuyu TBMM’ye de taşıyacağım" Konunun takipçisi olacağını dile getiren Başkan Özcan, "At Yaylası’nda torf madeni var diye bu alanı talan etmelerine izin vermememiz lazım. Bu konuyu TBMM’ye de taşıyacağım. Cevap gelmezse çevreci örgütleri Bolu’ya davet edeceğim" şeklinde konuştu.