GENEL - 09 Temmuz 2018 Pazartesi 12:54

İslami Turizmin geliştirilmesi için Malatya’da toplanıldı

A
A
A
İslami Turizmin geliştirilmesi için Malatya’da toplanıldı

15 İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) ülkesinin yer aldığı ‘İslami Turizm Ekosisteminin İslam İşbirliği Teşkilatı Üye Ülkelerinde Geliştirilmesi Destinasyon ve Sektör Geliştirme’ toplantısı valiliğin ev sahipliğinde Malatya’da başladı.

15 İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) ülkesinin yer aldığı ‘İslami Turizm Ekosisteminin İslam İşbirliği Teşkilatı Üye Ülkelerinde Geliştirilmesi Destinasyon ve Sektör Geliştirme’ toplantısı valiliğin ev sahipliğinde Malatya’da başladı. Toplantıda konuşan İSEDAK Direktörlerinden Selçuk Koç, 2016 yılında 121 milyon Müslüman turistin olduğunu bu rakamın ise önümüzdeki yıllarda 156 milyona ulaşmasın beklendiğini söyledi.


İslam Ülkeleri İstatistik, Ekonomik ve Sosyal Araştırma ve Eğitim Merkezi (SESRIC) tarafından 9-12 Temmuz tarihleri arasında Malatya’da ‘İslami Turizm Ekosisteminin İslam İşbirliği Teşkilatı Üye Ülkelerinde Geliştirilmesi Destinasyon ve Sektör Geliştirme’ projesi uygulanacak. Proje kapsamında 15 İslam İşbirliği Teşkilatı(İİT) ülkesinden toplam 25 katılımcı 4 gün boyunca Malatya’da panel, eğitim ve saha çalışmasına katılacak. Program, Malezya Turizm ve Kültür Bakanlığına bağlı Malezya İslam Turizm Merkezi bünyesindeki eğitmenler tarafından yürütülecek.


Bir otelde gerçekleştirilen programın açılışında konuşan Malatya Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Ercan Turan, Malatya’nın kadim bir tarihe sahip olduğunu ifade ederek, "Geçmiş dönemde önemli şahsiyetler yetiştirmiş önemli bir kent. Bugün bizim için önemli bir gün, hem Türk dünyası hem de İslam dünyası açısından. Bu toplantı için Malatya’nın seçilmesinin tesadüf olmadığını düşünüyorum. Bu bilgi ve birikimin üye ülkelere aktarılması adına bu programı önemsiyoruz" dedi.


İslami turizmin, Müslümanların hassasiyetlerine uygun ciddi anlamda önem verilen kavramlardan biri haline geldiğini dile getiren Turan, "Özellikle Müslüman olmayan birçok ülke de bu sektöre ciddi yatırımlar yapıyor ama onlar ticari kavramlarla biz ise Allah rızası için önem veriyoruz. Yüce kitabımızda istişareye önem veren birçok ayet var. Turizm önemli özellikle halklar arasında dayanışma açısından birbirimizi tanıma açısından da önemli bir konu" diye konuştu.


Turan, ayrıca turizmin en öneli konuların başında asayiş ve huzurun geldiğini de belirterek, "Bu konuda Müslüman dünyasına yönelik farklı güçlerin farklı algı operasyonu yaptığını biliyoruz ancak İslam coğrafyasının turizmin merkezi olacağına inanıyoruz" şeklinde konuştu.



"İslami Turizmin 2014-2020 yılları arasında 7, 9 gibi bir rakamla pazar sahibi olacağını umuyoruz"


Toplantıda daha sonra söz alan İslam Ülkeleri İstatistik, Ekonomik ve Sosyal Araştırma ve Eğitim Merkezi (SESRIC) Eğitim ve Teknik İş Birliği Daire Başkanı Mehmet Fatih Serenli ise geçtiğimiz yıllar süre zarfında İslami turizmin küresel ekonominin çok önemli bir parçası haline geldiğini ifade etti. Turizmin büyümenin çok önemli bir aktörü haline gelmeye devam edeceğini söyleyen Serenli, "Toplum, siyaset, kültür ve ekonomi üzerinde turizmin çok önemli etkenleri var. Yıllık ortalama yüzde 4,4 artış oluyor, bu gelir ABD doları düzeyinde yüzde 2,6 artışa denk geliyor. Artan talep sonucunda İslami turizm pazarı yüzde 4,9 artış gösterdi 2015 yılında. İslami Turizmin 2014-2020 yılları arasında 7, 9 gibi bir rakamla pazar sahibi olacağını umuyoruz” dedi.


İslam İşbirliği Teşkilatının yanı sıra 6 adet de azınlık barından ülkelerin bu konuda ön plana çıktığını dile getiren Serenli, "İslam İşbirliği ülkelerinin artan rekabeti çok dikkatli bir şekilde ele alması gerekiyor. İİT olarak aktif bir şekilde İslami turizmi kalkındırmak için, teşkilat üyeleri arasında işbirliğini geliştirmemiz gerekiyor. Biz inanıyoruz ki bu eğitim, bu planın uygulanmasına yönelik önemli katkılar sunacaktır” diye konuştu.


İslam İşbirliği Teşkilatı Ekonomik ve Ticari İşbirliği Daimi Komitesi’nin (İSEDAK) direktörlerinden Selçuk Koç ise konuşmasında her geçen yıl artan Müslüman turistlerin helal konusunda daha bilinçli hale geldiğini söyledi. Müslüman turistlerin inançlarından dolayı ihtiyaç ve gereksinimlerinin olduğunu kaydeden Koç, “2016’da 121 milyon Müslüman turist vardı, bu rakamın 156 milyona ulaşması bekleniyor. İslami turizm alanında 2020 yılına kadar 220 milyar dolarlık bir harcama bekleniyor” ifadelerini kullandı.


Artan talebin aynı zamanda önemli gelişmeleri de beraberinde getirdiğini beliren Koç, "İSEDAK çok taraflı iş birliği projeleri için üye ülkelere bu noktada fon sağlıyor. Fonlar çerçevesinde şuana kadar 44 ayrı fon verildi. İslami sermaye piyasalarından, İslam turizmin yaygınlaştırılması adına pek çok programa fon sağlandı. Projenin temel hedefi, İslam turizmini üye ülkelerde geliştirmek, bu hedeflere ulaşmak için SEGRIC belirlediği alanlarda eğitimler veriyor” şeklinde konuştu.



"Türkiye dünyadaki Müslüman hareketinin odağındaki bir ülkedir"


Kültür ve Turizm Bakanlığı Tanıtma Genel Müdürlüğü Daire Başkanı Onur Gözet de toplantıda yaptığı konuşmada Malatya’nın tarihi, kültürel doğal zenginlikleri ile çok önemli bir şehir olduğunu dile getirerek, "Bu proje ile farklı dost ülkeler ve coğrafyalardan gelen katılımcılara Malatya’yı tanıtarak kültürel ve turizm zenginliklerini uluslararası sahada görünürlüğünü artıracağız” dedi.


2030 yıllında yaklaşık 1 trilyon dolar büyüklüğünde bir hacme sahip olması beklenen İslami turizmde ülkeler adına hak ettikleri payı almanın son derce önemli olduğunu vurgulayan Gözet, "Türkiye’de toplum ve gelenekler dolayısıyla İslami geleneklere hayatın her alanında önem verildiği bilinmektedir. Türkiye dünyadaki Müslüman hareketinin odağındaki bir ülkedir. İslami turizm standartları her ülkeye göre değişiklik gösteren bir kavramdır. Yapılan araştırmalarda ülkenin yoğun bir Müslüman nüfusuna sahip olması İslami turizmi çekmek için yeterli olmadığını ortaya koymaktadır. İslam dünyası olarak küresel ekonomiden alınan payın arttırılması amacıyla kullanabileceğimiz avantajlar olmakla birlikte İslam ve yabancı düşmanlığı gibi İslami turizmi etkileyen doğrudan etkenlerle de karşı karşıya olduğumuzu bilmekteyiz” diye konuştu.


Toplantının yabancı katılımcılarından olan Malezya Kültür ve Turizm Bakanlığı, Turizm Politikası ve Uluslararası İlişkiler Müsteşarı Mohd Daud Mohd Arif ise toplantıya ev sahipliği yapan Malatya Valiliğine ve Malatya halkına teşekkür etti. Malatya’yı akşam saatlerinde dolaştığını belirten Arif, "Sakin bir şehir, dün akşam biraz dolaştım, insanları çok sıcak buldum, çok temiz ve güvenli bir şehir. İslami değerlerin yaşatılmasıdır bu, Malatya halkı bunu yapıyor bunun için şehrin yetkililerine teşekkür ediyorum" dedi.


İslami turizmin geliştirilmesi için gerçekleştirilen eğitim programının çok önemli olduğunu vurgulayan Arif, "2018’de Müslüman turistlerin yaklaşık 10 milyar dolar harcadığını biliyoruz. 2014’den bu yana 149 milyar dolar toplamda harcanan para. Bunun 238 miyar dolara ulaşılması bekleniyor önümüzdeki yıllarda. Bu rakamlar Müslüman nüfus arttıkça büyüyecektir. Bu rakamlar bize şunu gösteriyor İslam dostu seyahat çok karlı bir sektör, bu göz ardı edilemez. Çok büyük ve Müslüman olmayan ülkeler de bu konuda çok büyük adımlar atıyor. Bizim tecrübemize baktığımızda bizden destek alınıyor" ifadelerini kullandı.


Açılış programında son olarak söz alan Malatya Vali yardımcısı Regaip Ahmet Özyiğit de İslami turizmin, küresel turizm sektöründe aynı hızla artan bir turizm alanı olduğunu dile getirerek, "Artan sayıda ülkenin ve paydaşın hızla ürün ve hizmeti İslami değerlere göre düzenlediğine şahit oluyoruz. Müslüman olmayan ülkelerin de İslami turizm anlamında son derece rekabetçi olmaya başladığını ve Müslüman ziyaretçilere göre hizmet verdiklerini gözlemlemekteyiz. İslami turizm adına kendi kültür ve değerlerimize sahip çıkarak kendi aramızdaki turizm potansiyelini üst seviyeye çıkarmak zorundayız. Bu manada atılacak adımların önem arz ettiğini belirtmek istiyorum" diye konuştu.


Açılış konuşmalarının ardından konuklara plaket takdimi yapılırken, 4 gün sürecek olan programda İslam İşbirliği Teşkilatı ülkelerinden gelen misafirler Malatya’da tarihi ve turistlik yerleri gezecekler.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kocaeli Hayvan koruma dernekleri: "Vali Yavuz’un açıkladığı maddelerden biri cımbızla alınarak infial oluşturuldu" Kocaeli’de Valiliğin sokak hayvanlarıyla ilgili alınacak tedbirlere ilişkin yaptığı açıklamaya gösterilen tepkilerin ardından açıklama yapan hayvan koruma dernekleri, Vali Yavuz’un açıkladığı maddelerden biri cımbızla alınarak infial oluşturulduğunu belirtti. Kocaeli Valiliği, vatandaşların şikayetleri üzerine sokak hayvanlarıyla ilgili alınacak tedbirlere ilişkin açıklamalarda bulunmuştu. 5199 Sayılı Hayvanları Koruma Kanunu ve Hayvanların Korunmasına Dair Uygulama Yönetmeliği kapsamında belediyelerin görev ve sorumlulukları hatırlatılırken vatandaşlar insan sağlığını tehdit eden hayvanların itlaf edilmesiyle ilgili maddeye tepki gösterdi. Olayların büyümesi üzerine hayvanları koruma dernekleri Kocaeli Valiliği ile görüşerek basın açıklaması yaptı. "Vali Seddar Yavuz’un açıkladığı maddelerden biri cımbızla alınarak infial oluşturuldu" Kocaeli Hayvanları Koruma Derneği Başkanı Selma Pilatin Pek, "Valimiz Ali Aday’la görüşme yaptık. Valimiz yeni bir komisyon oluşturduklarını söyledi. Bu komisyonda artık belediyeleri, bakımevlerini DKMP’ler, emniyet müdürlüğü, tarım il müdürlüğü, çevre ve şehircilik müdürlüğü, il sağlık müdürlüğü olarak denetimlerine başlayacak. Vali Seddar Yavuz’un açıkladığı maddelerden biri cımbızla alınarak infial oluşturuldu. Biz Kocaeli Dernekleri olarak Kocaeli mükemmel demiyoruz. Ama Kocaeli’mizde de biz böyle sorunları istemiyoruz” diye konuştu. "Her ilçe belediyesi bakımevi yapmak zorunda" Valiliğin yaptığı açıklamayla tamamen yasa metninin paylaşılmasıyla ilgili olduğunu belirten KOHAYDER Başkanı Semra Çelikkaya, "Valilik, ’Belediyelere işinizi yapın’ demiş. Kanuna göre nüfusu 100 binin üzerinde olan her ilçe belediyesi bakımevi yapmak zorunda. Belediye bütçesini de yüzde 5’ini bakım evi yapıp hayvanların kısırlaştırılması için harcamak zorunda. 5199 Sayılı Kanunun yönetmeliği de yasada var olan bir şey. Peki Kocaeli’de bütün belediyeler bunu yapmış durumda mı? Hayır. Ülkemizde bin 395 belediyenin sadece bin 112’si kısırlaştırma yapmış. Sonra diyoruz ki ’Niye sokaklarda hayvanlar var?’ Çünkü kısırlaştırmıyorsunuz. Avrupa sokaklarında, ’Hayvanları yok’ deniliyor. Avrupa yüzyıllar önce kısırlaştırma işine başlamış. Avrupa itlaf da ediyor ama kısırlaştırma işlemine de yüzyıllar önce başlamışlar. Bizim belediyelerimiz maalesef bu işi ciddiye almadı, yapmak istemedi. Valimizin açıklaması da tamamen bununla ilgilidir" şeklinde konuştu. "Kocaeli’de hayvanların uyutulmasına ilişkin uygulama duymadım" Açıklamada yasa maddesi dışında bir şeyin olmadığını belirten Çelikkaya, "Yasada itlaf var mı diye soracak olursanız Türk Medeni Kanun’un birinci maddesidir. Yasalar kanunlar konuluş sebebiyle birlikte özü ve sözü birlikte yorumlanır. Hayvanları koruma yasasının böyle bir itlafa izin vermesi söz konusu değildir, bu özüyle beraber yorumlanır. Oradaki maddede hayvanın iyileşme şansı yok ve acı içindeyse hayvanı uyutuyorlar. Bunları veteriner hekimlerde yapıyor. Bu madde yanlış anlaşılmalar sebep olabiliyor. Diğer illere bilemem ama hayvanların uyutulmasına ilişkin Kocaeli’de böyle bir uygulama duymadım" ifadelerini kullandı.
İstanbul Cem Garipoğlu’nun otopsi görüntüleri ortaya çıktı Münevver Karabulut’u canice katleden ve cezaevindeyken intihar eden Cem Garipoğlu’nun otopsi görüntüleri ortaya çıktı. Otopsi görüntülerine ilişkin hazırlanan rapora karşı dilekçe sunan Karabulut ailesinin avukatı Rezan Epözdemir, fethi kabir taleplerinin olduğunu belirtti. Münevver Karabulut’u 3 Mart 2009 tarihinde canavarca hisle ve hunharca öldüren Cem Garipoğlu, 2014 yılında Silivri’de kaldığı koğuşta intihar etmişti. Ölen kişinin Cem Garipoğlu olup olmadığı yönündeki iddialar üzerine Karabulut ailesi avukatları aracılığıyla fethi kabir işlemi yapılmasını talep etmiş ancak bu talep Silivri Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından reddedilmişti. Silivri Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından, Adli Tıp Kurumu Başkanlığı’ndan Cem Garipoğlu’nun otopsi sırasında yapılan işlemlerine ait fotoğraflar ve video kayıtlarının hazırlanıp gönderilmesi istenerek dosyaya bilirkişi atanmıştı. Tamamlanan bilirkişi raporunun içerisinde Cem Garipoğlu’nun otopsi görüntüleri de yer aldı. Öte yandan mağdur Karabulut ailesinin avukatı Rezan Epözdemir tarafından bilirkişi raporuna karşı bir dilekçe sunuldu. Dilekçede, Münevver Karabulut’un Cem Garipoğlu tarafından 3 Mart 2009 tarihinde canavarca hisle ve hunharca katledildiği ve olayın kamuoyu gündemine oturduğu belirtildi. Cem Garipoğlu‘nun hakkında hükmedilen cezanın infazı sırasında intihar ettiğinin açıklanması üzerine toplumun büyük bir kesiminde Garipoğlu‘nun intihar etmeyip cezaevinden firar ettiğine dair kanaat oluştuğu da dilekçede aktarıldı. Bunun üzerine 17 Ağustos 2023 tarihinde başsavcılığa başvurarak fethi kabir yapılması talep edildiği dilekçede belirtildi. Silivri Cumhuriyet Başsavcılığı’na sunulan dilekçenin devamında, "Başsavcılığınız tarafından ise İstanbul Adli Tıp Kurumu Başkanlığına müzekkere yazılarak 12 Kasım 2014 tarihli otopsi işlemine ilişkin fotoğraf ve video kayıtları celp edilmiş akabinde dosya bilirkişiye gönderilmiştir. Daha sonra bilirkişi tarafından kendisine teslim edilen materyaller içinde bulunan görseller rapor haline getirilmiştir” denildi. Dilekçede, daha önce Münevver Karabulut cinayeti hakkında tahkikat yürütülürken maktulün iç çamaşırı ile otopsi ve ilk inceleme yapıldığı, otopsi incelemesinin ilk aşamada hiçbir tıp eğitimi almamış olan bir teknisyen tarafından gerçekleştirildiği ve aynı eldivenle 11 otopsi işlemi yapıldığı açıklandı. Otopsi yapan teknisyenin eldiveninden maktulün iç çamaşırına aynı anda otopsi yapılan bir başka cesede ait sperm bulaştığı da dilekçede belirtildi. Cinayet mahallinde bulunan 700 bin dolar tutarındaki paranın kolluk tarafından tutanağa kaydedilmediği ve kaybedildiği de açıklanan dilekçede, “Kameraların kırık olmamasına rağmen ‘kırıktır’ şeklinde tutanak tutulması, faili yakalamaya giden kolluk görevlilerinin cinayet zanlısının kaçmasına imkan tanır türde yol vermesi, ağırlaştırılmış müebbet hapis istemiyle cinayete iştirakten yargılanan Garipoğlu ailesi fertlerinin hiçbir delil olmaksızın tahliyesine karar verilmesi ve haklarında yurtdışına çıkmamak şeklinde adli kontrol tedbirinin dahi uygulanmaması, bu gerekçelerle tarafımızca reddi hakim yoluna gidilmesi, reddi hakim taleplerimiz hakkında karar verilmeden kovuşturma yürüten ağır ceza mahkemesi başkanının re’sen dosyadan el çekmesi ve bir başka yargılamada Garipoğlu ailesi için beraat kararı vermiş bir hakim olduğunun ortaya çıkması gibi skandalların yaşanması, Garipoğlu ailesinin tesadüf denemeyecek zamanlarda manidar paylaşımlar yapması hasebiyle müvekkilde hasıl olan şüphenin giderilmesi söz konusu olamamıştır” ifadeleri kullanıldı. Dilekçede bilirkişi raporuna itiraz ettiklerini belirten mağdur avukatı Epözdemir, fethi kabir işlemi yapılmasını ve sonuca göre ilgililer hakkında iddianame düzenlenerek dava açılmasını talep etti.
Manisa ’Lüks makam odası’ iddiasıyla ilgili eski başkandan açıklama Eski Yunusemre Belediye Başkanı Mehmet Çerçi, hakkındaki “lüks makam odası yaptığı" iddialarıyla ilgili, "Bunların hepsi benim ve eşimin yıllardır biriktirdiğimiz eşyalarımız ve maliyeti de öyle çok yüksek değil. Birçoğunu da bit pazarından almışız. Başkan onurlu bir şekilde ‘Başkanım çok güzel eşyalar, makam odası da güzel olmuş, Yunusemre’ye de yakışıyor. Şahsi eşyalarınız ya bunu da belediyeye hediyeniz olsun’ dese yemin ediyorum hayırlı uğurlu olsun derdim" dedi. Manisa’da 31 Mart Mahalli İdareler seçimlerini kaybeden AK Parti’li Mehmet Çerçi, AK Parti Manisa İl Başkanlığında basın toplantısı düzenledi. AK Parti Manisa İl Başkanı Salih Hızlı’nın da katıldığı toplantıda eski Başkan Çerçi, Yunusemre Belediye Başkanı Semih Balaban tarafından “Kendine lüks ve gösterişli makam odası yaptı” şeklindeki iddialara cevap verdi. Çerçi’nin açıklamalarından önce konuşan AK Parti Manisa İl Başkanı Salih Hızlı, “Büyükşehir belediye başkanımızın, ilçe belediye başkanlarımızın bir sürü vaatleri vardı. Bu vaatleri önlerine aldıklarında bunlar seçim heyecanıyla kazanma heyecanıyla hesap kitap yapılmadan söylenmiş şeylerdi. Şimdi bunların yapılabilme imkanı olmadığını gördükleri için şimdi ön alıyorlar. Devri sabık oluşturuyorlar. ‘Biz enkaz devraldık’ edebiyatıyla kamuoyunun tepkilerini almaya çalışacaklar” dedi. Projelerinin yetersiz kaldığı algısına kapıldığını belirten Başkan Çerçi, "Projelerimizi yaptınız ama biz sizden sonra bu insanları seçiyoruz bu insanlardan daha çok proje bekliyoruz’ öyle ya. Bizim projelerimiz yetersiz kaldı. Olabilir. Biz çok proje yaptık ama milletimizin daha çok talebi var. Beklentisi daha yüksek. Bunlara da saygılıyız. ‘Daha çok proje, eser üreteceğine inandığımız bu arkadaşları biz seçiyoruz’ dediler” diye konuştu. Kendisi hakkında seçimin ardından Amerika’ya kaçtığı yönünde sosyal medyada bir takım iddiaların dolaştığını ancak bel rahatsızlığından dolayı tedavide olduğunu belirten Çerçi, basın mensuplarına pasaportunu göstererek iddialar yalanladı. Çerçi, “Başlamadan önce bu benim pasaportum. Dün bana ‘Çerçi yurt dışına kaçtı’ demişler. Bir tane kendini bilmez, ‘Amerika’dan hoş geldin’ demiş. Ahlaksız, kendini bilmez, çok insan var. Öncelikle şunu söyleyeyim. Buradan ayrılırken bayramın hemen öncesinde yakın arkadaşlar bilir iki bastonla yola çıktık. Bazen tek bastonla eşimin omzuna tutunarak belimdeki zaman zaman nükseden ağrılar çok aşırılaştı. Seçim yorgunluğunda, aşırı efordan dolayı. Öncelikle bir kaplıca tedavisine gittik. Çok istifade ettik. Kaplıca tedavisinden sonra da İstanbul’a gittik” ifadelerini kullandı. "Bunların hepsi benim ve eşimin yıllardır biriktirdiğimiz eşyalarımız” Yunusemre Belediyesinin borcunu açıklayan Başkan Semih Balaban’a cevap veren Çerçi, "1,1, milyar borç diyor ya. Bunun 200 milyonu enerji santraline gitmiştir. Ve ödemeleri, taksitleri devam ediyor. Bakın şimdi 4 megavatlık bu 65 dönüm üzerine kurulu güneş enerji santrali yılda 8 milyon saatten ortalama şu anda EPDK birim fiyatları 2,7 TL, 22 milyon lira yıllık getirisi var. Şu anda. Biliyorsunuz dolara endekslidir. EPDK üç ayda bir altı ayda bir bu rakamı sent üzerinden yeniler. 4 milyar 373 milyon TL kayıtlara girsin. Bu yatırımların içinde belediyemizin yaptığı kültür, sanat projeleri, sosyal yardım destekleri, sağlık hizmetleri destekleri, gençlik spor destekleri, deprem ve pandemi dönemi yardımları yer almamaktadır. Yatırım bu. Şimdi şatafat lüks deyince 10 yıllık son hayat döngümü söylüyorum. Ev belediye, vatandaş, cami. 100 seneden öncekilere ancak antika denir. 50-60 senelik öncekileri antika denmez. Bu tür dekorasyon ürünleriyle hepsi ikinci el, üçüncü el malzemelerle yapılan iç mimariye vintage diyorlar. Biz hanımla bu tür işlere merak sardık. Burada şimdi retro denir. Bunların hepsi benim ve eşimin yıllardır biriktirdiğimiz eşyalarımız ve maliyeti de öyle çok yüksek değil. Birçoğunu da bit pazarından almışız. Şimdi ben bunları istiyorum. Siz bu belediyenin bu makam odasına bir büro mobilyasından, şuradan buradan bunların yenisini yani modern mobilya tarzında mobilya aldığınızda eminim sizin maliyetiniz benim aldığım maliyet daha da üzerine, belki 2-3 katı olacak. Benim evimde böyledir. Evime kaç kişi gelmiştir burada. Yeni bir tane mobilya yoktur. Biz bunları seviyoruz. Bu bizim medeniyetimiz. Şimdi yıllardır biriktirdiğimiz koleksiyonlarımızdan aldığımız kendi eserlerimiz” diye konuştu. "Zorluk çıkarma. Eşyalara da zarar verdirtme” Yarın eşyaları geri almak için kamyonla Yunusemre Belediyesine gideceğini belirten Çerçi, "Getirdiğimiz kendi eserlerimiz. Şimdi burada 7 tane memurun imzası var. Belgede yazılanlar ise aynen şöyle: ‘Mehmet Çerçi’nin makam odasındaki ekte fotoğrafları bulunan sayı ve isimleri yazılan eşyalar Mehmet Çerçi’nin şahsi eşyalardır. Görevde bulunduğu süre içerisinde kullanılmak üzere makam odasına yerleştirilmiştir. Kendi isteğiyle talep etmesi durumunda eşyalar kendisi tarafından alınacaktır’ Ben arkadaşlara dedim ki ‘5 sene sonra kim öle kim kala. Ondan sonra da bunları belediyeye hibe ederiz ne olacak. Bizim de belediyemize bir hediyemiz olur. Tutanağı falan boş verin dediğim halde arkadaşlar dediler ki ‘Başkanım önümüzde seçim var, şu var, bu var. Ne olur ne olmaz. Biz bunları tutacağız’ Ne yazdıklarını bile görmedim. Tutanağı tuttular. Şunu deseydi başkan onurlu bir şekilde ‘Başkanım dediniz çok güzel eşyalar, makam odası da güzel olmuş, Manisa’ya, Yunusemre’ye de yakışıyor. Şahsi eşyalarınız ya bunu da belediyeye hediyeniz olsun’ dese yemin ediyorum hayırlı uğurlu olsun demezsem beni bilen bilir. Elimdeki yüzüğü beğenen adama yüzüğümü veririm ben. Bu ahlaki bir şey değil. Bu belediye başkanlığı makamına yakışan bir şey değil. Herkesin bir onuru var. Ben 22 yıldır bu şehirde siyaset yapıyorum. Böyle bir kepazelikle karşılaşmadım. Bunlar başkana yakışıyor mu? Satacağım diyorsun. Hani kaydın yok. Kimin malını satıyorsun sen? Bakın buradan duyuruyorum arkadaşlar. Siz de gelin. Yarın, cuma günü saat 18.00’de. Kamyonu işçileri ayarladım. Siz de buyurun. Kalabalık olmaz. Orada güvenlikçiler var. Sayın başkan talimatı ver. İki tane görevli koy. Sen orada olursun, olmazsın. Lütfen eşyalarıma zarar verme. Bunlar ileride müze yaparsak müzenin de eşyaları olacak. Zorluk çıkarma. Eşyalara da zarar verdirtme. Yoksa mahkemede bunları görüşeceğiz” dedi. Belediyeye fazladan personel alındığı iddialarına cevap veren Çerçi, “Bakın ben delillerle, belgelerle konuşuyorum. Bu arada aşağıdaki salondaki eşyaları da ben aldım. Onlar zaten salonun güzel dekorasyonu. Onlar da benimdi. Onlar için ‘çocukları salonu falan bırakın. Onları falan kayda almayın’ Onlar da 5 beş kuruş belediye parası yoktur. Masalar hariç. Koltuk var orada 3 takım. Onların hepsini ben şahsımdan ödedim, oraya koydum. 4 milyon dolarlık makam odası diye yazdılar. Bunu yazan basın. 4 milyon dolarlık. Bunların sayılardan haberi yok. Belediye binasını 110 milyon liraya mal ettik. Otoparkı, meydanı, belediye binasını. Bugünkü rakamı 487 milyon. Şimdi bir de bu şeyi söylüyor. Bankamatik memurları ve çok fazla personel almışlar. Bizde bir tane bankamatik personeli yok. Bir tane yok” diye konuştu. Seçim gecesi belediyede evrakları düzenlediklerini söyleyen Çerçi, “Seçime doğru firmalar telaş ederler. 1 milyonluk mal vermişsiniz, iş yapmışsınız. Endişe ederler. insanlar bir an önce faturasını keserler, verirler. Sizin de bunun karşılığında fatura kesmeniz lazım. Niye kesmeniz lazım? Bu bir kanuni zorunluluk. Bu dosya tekemmül ettirilmiştir. Belediyeye 5 kuruşluk yükü de yoktur, maliyeti de yoktur. İşlem tamamlanmıştır. Çünkü pazartesi yeni belediye başkanı adamlarını gönderecek. Evrakları inceleyecek” dedi. Gündeme gelen dekoratif sobayı da 2 yıl önce kendi cebinden 55 bin TL’ye aldığını belirten Çerçi, tüm mobilyaların şahsına ait olduğunu ve bazılarının taksitlerinin halen ödemeye devam ettiğini söyledi. Maaşını da açıklayan Çerçi, eşinin 50 bin TL maaş aldığının kendisinin de 100 bin TL maaş aldığını belirterek belediyeden de 150 bin TL ayrıca maaşı olduğunu söyledi. Basın açıklamasına AK Parti Manisa İl Başkanı Salih Hızlı, AK Parti Manisa Tanıtım ve Medya Başkanı Emre Şener, AK Parti Yunusemre İlçe Başkanı İlkcan Durmaz katıldı.
Ankara Cumhurbaşkanı Erdoğan ile CHP Genel Başkanı Özel görüşmesine ilişkin detaylar belli oldu Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın CHP Genel Başkanı Özgür Özel ile yakın zamanda iadeyi ziyaret konusunda mutabık kalındığı, milli bayramlar bir araya gelinmesi konusunda anlaşıldığı ifade edildi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in görüşmesine ilişkin detaylar belli oldu. AK Parti kaynaklarından edinilen bilgilere göre, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın CHP Genel Başkanı Özel ile yakın zamanda iadeyi ziyaret konusunda mutabık kalındığı milli bayramlar bir araya gelinmesi konusunda anlaşıldığı ifade edildi. Kaynaklar, ikili arasında yeni anayasa konusunun da konuşulduğu Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın değişen şartlara göre anayasanın güncellenmesi gerektiğini söyledi. Kaynaklar, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a CHP Genel Başkanı Özel’e 15 Temmuz gecesi gösterdiği direniş için teşekkür ettiği, Özel’in ise, “Tiyatro olduğunu hiç düşünmedim” dediği ifade edildi. CHP Genel Başkanı Özel, 28 Şubat davasında hüküm giyen mahkumlara ilişkin talebini ilettiği Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ise değerlendirilelim dediği öğrenildi. Özel’in Gezi davası yargılamasında 18 yıl hapis cezası alan Avukat Şerafettin Can Atalay ve Osman Kaval’a konusunu ilettiği öğrenildi. Özel’in Cumhurbaşkanı Erdoğan’a mülakatların kaldırılması yönünde talepte bulunduğu ifade edildi. Erdoğan ayrıca seçim başarısından dolayı CHP Genel Başkanı Özel’i tebrik ederek, "Sizin başkanlığınızda ivmelenen bir süreç var" dediği belirtildi.