GENEL - 19 Temmuz 2018 Perşembe 18:26

Akın’dan Söğütlü ve Boruk’a ziyaret

A
A
A
Akın’dan Söğütlü ve Boruk’a ziyaret

Malatya Koyun Keçi Yetiştiricileri Birliği Başkanı İhsan Akın, birlik teknik heyeti ile birlikte Doğanşehirli yetiştiricilerin kullandığı Söğütlü ve Boruk yaylalarını ziyaret etti.

Malatya Koyun Keçi Yetiştiricileri Birliği Başkanı İhsan Akın, birlik teknik heyeti ile birlikte Doğanşehirli yetiştiricilerin kullandığı Söğütlü ve Boruk yaylalarını ziyaret etti.


Üreticilerle bir araya gelen Akın ve beraberindeki teknik heyeti ile birlikte yaylacıların ihtiyaçlarını, hayvan hastalıkları noktasında tespit ederek ilgili kurumlara iletmek için notlarını aldı, gereğini yapacağını söyledi.


Akın, burada yaptığı konuşmada, “Bu yaylalarımızdaki en önemli sorunlardan bir tanesi bizler de gelirken gördük yol ile alakalı bazı bölgeler de sıkıntılar yine en büyük eksikliklerden bir tanesi elektrik ile alakalı güneş enerjisi paneli veya buraya elektrik çekilmesi ile alakalı yine yetiştiricilerimizin taleplerinden olan sıkıntılarından olan gölgelik ve sulaklar. Bu sulaklar bazı bölgelere veriliyor ama genel anlamda DAP projesi kapsamında buraların bir an önce desteklenip bu sene buraya da sulaklardan verilmesi gerekiyor. Tabi bunun da biz takipçisi olacağız. Bu sıkıntıları yerel yöneticilere her zaman söylüyoruz. Buralara gelinip görülmesi ve empati duyulması lazım bu insanlar doğal ve organik üretim yapıyorlar, bu üretim yapan insanlara destek olunması lazım” şeklinde konuştu.


Birlik teknik personeli Veteriner Hekim Elif Sarı daha sonra soykütüğü projesi ile ilgili bir sunum yaptı. Sarı, “Bu projeye istediğiniz zaman başvuru yapabilirsiniz, amacımız bu proje kapsamında yerli ırklarımızı korumaya yönelik ve verimini arttırmaya yönelik 2017 yılında başlayıp bugüne kadar gelen soykütüğü projesi kapsamında beraber bu yola girdik ve ilerleyen dönemlerde çalışmalarımıza daha da hız vereceğiz” ifadelerini kullandı.


Soykütüğü ile alakalı da açıklamada bulunan ihsan Akın, “Soykütüğündeki asıl amaç bakanlığımız teknik çalışma yapan, havyalarının kayıtlarını tutan ikizlilik oranını arttıran koç verimini yükselten yine damızlık tekesinin - koçunun kayıtlarını iyi tutan ve tabi ki bunların pedigrileri iyi tutulduğu takdirde bu koç ve tekelerin yüksek fiyatlardan satılabileceği ve bu anlamda kayıtların çok önemli olduğunu, yani üzerinize düşen görevi yaparsanız devletimiz de size ekstradan bu süreç içerisin de proje tam anlamı ile oturduğu zaman sizlere destek verecektir” ifadelerini kullandı.


Akın ve beraberindekilere ev sahipliği yapan Doğanşehir temsilcisi Cuma Alabacak da, “Bu yolumuzun bakımı stabilize yol olması için ben burada bir ricada bulunuyorum. Köye gidip gelmede yaylaya çıkmada, acil hasta durumunda bu yollarda sıkıntı yaşıyoruz. Diğer bir konu da bu çoban desteği. Çobanlarımız diyor ki bu işin sonu yoktur, sigortamız yoktur bizlerde en kısa zaman da sigortası yapılmasını istiyoruz” diye konuştu..


Ziyarette yetiştiricilere süt kovası takımı, bilgilendirici el broşürü, kitapçık ve defter dağıtıldı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara "Yeni dönem dijital ticaret sistemine bir an önce adapte olmalıyız” Ankara Sanayi Odası’nın (ASO) ev sahipliğinde Türkiye Bilişim Derneği (TBD) tarafından 6. Ankara KOBİ’ler ve BİLİŞİM Kongresi düzenlendi. Ankara Sanayi Odası’nın (ASO) ev sahipliğinde Türkiye Bilişim Derneği (TBD) tarafından 6. Ankara KOBİ’ler ve BİLİŞİM Kongresi, “KOBİ’lerde Dijitalleşme, Markalaşma ve Uluslararasılaşma” ana temasıyla ASO Zafer Çağlayan Salonunda düzenlendi. ASO-TBD iş birliği ile gerçekleştirilen KOBİ24’de Türkiye ekonomisinin lokomotifi KOBİ’ler bilişimde değişim ve dönüşüm için kamu otoriteleri, üniversiteler, finans kuruluşları ve sivil toplum kuruluşları ile bir araya geldi. “Yeni dönem dijital ticaret sistemine bir an önce adapte olmalıyız” Burada konuşan ASO Yazılım Komitesi Başkanı Nuray Başar, günümüz dünyasında dijitalleşme, markalaşma ve dünyaya açılma isteğinin artık her sektör için vazgeçilmez hale geldiğini dile getirerek, “İşletmelerin bu konulara hakim olmaları ve stratejilerini bu doğrultuda belirlemeleri oldukça önemlidir. Bu dönüşüm, özellikle yapay zeka, otonom robotlar, büyük veri, yenilenebilen enerji teknolojileri, bulut bilişim, giyilebilir teknolojiler, akıllı sensör teknolojileri ve siber güvenlik gibi teknolojiler ve ürünler vasıtasıyla gerçekleşmektedir. Dijitalleşme ile küresel gelişmeleri ve kendi dinamiklerimizi çözümleyerek, etkili politikalar geliştiren, teknoloji üreten ve rekabetçi olan bir şirket haline gelebilirsiniz. Geçmiş zamanda bulunduğu coğrafyadan çıkmaya korkan şirketler, bugün tüm dünyaya birkaç saniye içinde ürün ve hizmetlerimizi tanıtma şansına sahip. Bu nedenle; yeni dönem dijital ticaret sistemine de bir an önce adapte olmalıyız” ifadelerini kullandı. Dördüncü Sanayi Devrimi olarak adlandırılan Endüstri 4.0’la birlikte her şeyin çok hızlı bir şekilde geliştiğine ve dönüştüğüne dikkati çeken Başar, Endüstri 4.0’ın bütün parametrelerini kullanan sanayi kuruluşlarının yanı sıra merdiven altı olarak adlandırılan işletmelerin de dijitalleşmeyi kullandığını kaydetti. “Dijital dönüşümü benimsemek, kavramak ve bir şansa dönüştürmeyi başarmak zorundayız” Tüketim toplumu olmaktan çıkıp bir an önce üretim toplumuna dönüşmek gerektiğine vurgu yapan Başar, “Üreten toplumun bireyleri daha bağımsız, daha yetenekli, daha bir dayanışma kültürünü ve adil yaşamayı benimseyen insanlardır. Dijital dönüşümü benimsemek, kavramak ve bir şansa dönüştürmeyi başarmak zorundayız” dedi. “Üniversitenin eğitim ve araştırma kapasitesi dünyada 60’ıncı sıradayken KOBİ’lerin sıralamasının 20’lere inmesi mümkün gözükmüyor” Mehmet Cansız ise Türkiye’nin Rekabet Gücü Endeksi’nde 47’nci, Dijital Rekabet Gücü Endeksi’nde 52’nci ve İnovasyon Endeksi’nde 37’nci sırada olduğunu kaydederek, “Genel Endeks’te 40 ila 52’nci sıra arasında dolaştığımızı görüyoruz. Devletin verimliliğini ise 38 ila 57 arasında dolaştığı gözükmekte. Diğer taraftan, yine İnovasyon Endeksi’nde 2007’de 45’inci sıradayken 2022’de dünyada 37’nci sırada yer alıyoruz. Benzer şekilde İnovasyon Endeksi’nin verileri de aynı şeyi söylüyor. Türkiye’nin son 15 yılda belirli bir çerçevede o kırılımı sağlayamayacak şekilde bir değişim yaşadığını görüyoruz. Türkiye’deki üniversitenin eğitim ve araştırma kapasitesi dünyada 60’ıncı sıradayken Türkiye’deki KOBİ’lerin sıralamasının 20’lere inmesi mümkün gözükmüyor” değerlendirmesinde bulundu. “KOBİ’lerin ihtiyaçlarını belirlemek ve çözümlere destek vermek ASO’nun temel misyonları arasında” ASO olarak değişen dünyaya adapte olmaya çalıştıklarını ifade eden Cansız, “ASO bundan önceki dönemde ulusal ve bölgesel kalkınmada rol alacak önemli projeler gerçekleştirdi. Teknopark’ı ve vakfı olan, eğitim ve mesleki eğitim konusunda önemli faaliyetler yürüten, AB ve Dünya Bankası ile çeşitli projeler yürütmüş, sanayide kritik rol oynayan ve Ankara sanayisini dönüştürmeye yönelik çalışmalara devam eden bir kurum rolünde. Son olarak faaliyetlerden bir tanesi de sanayinin dönüşümü için model fabrikanın kuruluşu olarak görebiliriz. Yeni dönemde ise geleneksel yaptığımız faaliyetlerin yanı sıra ASO’nun AR-GE yenilik, Start-up teknoloji girişimcilik, dijital ve yeşil dönüşüm ve yenilikçi sınıf üzerine daha ağırlıklı bir şekilde çalışma prensibi üzerinden hareket ederek bir çerçeve hazırladık. Burada önemli olan KOBİ’lerin ihtiyaçlarını belirlemek, ölçeklenebilir çözümlere destekler vermek ve üyeler arasındaki ilişkileri güçlendirmek ASO’nun temel misyonları arasında” ifadelerini kullandı.