GENEL - 18 Ekim 2018 Perşembe 18:10

Gürkan’dan Turgut Özal Üniversitesi’ne destek sözü

A
A
A
Gürkan’dan Turgut Özal Üniversitesi’ne destek sözü

Battalgazi Belediye Başkanı Selahattin Gürkan, şehir üniversitesi olma hedefiyle yola çıkan Turgut Özal Üniversitesi’ne her türlü desteği vereceklerini söyledi.

Battalgazi Belediye Başkanı Selahattin Gürkan, şehir üniversitesi olma hedefiyle yola çıkan Turgut Özal Üniversitesi’ne her türlü desteği vereceklerini söyledi.


Battalgazi Belediye Başkanı Selahattin Gürkan, beraberinde Turgut Özal Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Aysun Bay Karabulut, Battalgazi Belediye Başkan Yardımcıları Yaşar Karataş, Zafer Kırçuval, Latif Okyay, rektör yardımcıları ve bazı birim müdürleri ile birlikte Battalgazi Belediyesi tarafından Turgut Özal Üniversitesi kampüs alanında yapılan çevre düzenleme çalışmalarının yanı sıra kampüs içerisinde bulunan yolların yapılan sıcak asfalt çalışmalarını yerinde inceledi. Burada konuşan Battalgazi Belediye Başkanı Selahattin Gürkan, Battalgazi Belediyesi tarafından Turgut Özal Üniversitesi kampüsü içerisinde yoğun bir çalışma yapıldığını belirterek, “Rektörümüz, Turgut Özal Üniversitesi Rektörü olarak göreve başladıktan sonra birkaç kere kendilerini ziyaret ettim. Bugünde Belediyemiz ve Üniversitemiz arasında ortaklaşa yapmış olduğumuz çevre düzenlemelerini bizzat yerinde görüp incelemek maksadıyla sayın rektörümüz ile buradayız. Gerek Park Bahçeler Müdürlüğümüz olsun, gerek Fen İşleri Müdürlüğümüz olsun burayı güzel bir üniversite yapmak üzere gayret göstermişler. Ben her iki ekibimize de teşekkür ediyorum. Bana buraya gelmeden önce rakamsal anlamda verilen bilgiler doğrultusunda yaklaşık 2 milyon lira civarında bir rakama tekamül ediyor şu ana kadarki harcamalar. Bu da üniversitemize hayırlı olsun diyoruz. Biliyorsunuz geçmiş dönemde burada iki üniversite vardı. Biri Şahabe-i Kübra diğeri ise Şahabe-i Sur’a medresesi olarak anılırdı. Şu anda da Battalgazi’mizde iki üniversitemiz var. Birisi ikinci Cumhurbaşkanımız olan İnönü Üniversitemiz, bir tanesi ise 8’inci Cumhurbaşkanımız Turgut Özal Üniversitemiz adına açılmıştır. Çiçeği burnunda bir rektörümüz var. Rektörümüz buradaki çalışmaları çok hızlı bir şekilde yürütüyor. Bundan sonraki süreçte bizler ve diğer yönetimler olsun, diğer kamu kuruluşları olsun, ortak paydaşlar olarak yani Özal’ın şahsına ve geçmişteki Şahabe-i Sur’a medresesine yaraşır bir üniversite olması noktasında, ilim merkezi olması noktasında büyük gayret göstereceğine inanıyorum. Buraya her türlü desteği vereceğimizi buradan tekrar ifade etmek istiyorum” ifadelerini kullandı.


“Şehir üniversitesi, şehrin değerleriyle bütünleşen anlamındadır” ifadesinin altını çizen Başkan Gürkan, “Şehrin gelenek ve göreneklerini, inançlarını önemseyen, şehri bilimsel anlamda değiştirip dönüştürürken de bilimsel anlamda bu değerlere sadık kalarak değişim dönüşümü sağlayan bir üniversite anlamındadır Şehir Üniversitesi. Yoksa şehrin ortasında olan bir üniversite anlamını taşımaz. Bunun da altını çizerek belirtmek isterim. Bu üniversitemiz memleketimize hayırlı uğurlu olmasını temenni ediyorum” dedi.


Turgut Özal Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Aysun Bay Karabulut ise, kendisinin rektör olarak atandığı ilk günden itibaren Başkan Gürkan’ın hep desteklerini gördüklerini belirterek, “Başkanımız, ilk atandığım günden itibaren her anlamda hiç yalnız bırakmadınız. Özellikle bu ekonomik dar boğazın içerisinde. Şu etrafın çevre düzenlemesinden tutunda, yollarımızın yapılması ile binayı yeniden canlandırdık. Biz, Şehir üniversitesi misyonu ile yola çıktık. Şehir Hastanesi, Şehir Üniversitesi’nin anlamı bir nevi şehre hizmete eden belki bir iletişim merkezi olabilir, belki başka Kampüslerimizde olabilir. Burası bir Tarım Kampüsü. Tarım Kampüsü olması şöyle; içerisinde tarım ürünlerinin yetiştirildiği, ürün geliştirme merkezlerinin bulunduğu, diğer taraftan kayısından tutunda, diğer tarımsal öz kaynaklarımızı bilimle buluşturup, yerel yönetimdeki yöneticilerimizin destekleriyle biz, geleceğe öğrencilerimizin üretmiş olduğu ürünlerle hem üniversitemizi, hem şehrimizi, hem uluslararası bölge ve alanda yaptığımız çalışmaları anlatmak için yola çıktık. Önümüzdeki günlerde uluslararası bizim bir temsilcilik var, orada gidip Battalgazi yöresinde başlamış, bu bölgeden çıkıp diğer yerleşim yerleriyle desteklenecek bir şehir üniversitesinin Malatya’ya kazandırılması konusunda tekraren emeği geçen başta Sayın Cumhurbaşkanımıza, milletvekillerimize, yerel yöneticilerimize çok teşekkür ediyorum. Çünkü burası benim değil, burası hepimizin ve sizin. Burası sizlerin eseri. Sizlerin yapmış olduğu esere sadece biz şuan birlikte ev sahipliği yapıyoruz. Yarın bulunacak tüm arkadaşlarımızın da burada huzurla mutlu bir şekilde hem eğitim görüp, hem çalışıp, hem de aynı zamanda geleceğe bir eser bırakmanın ayrı bir huzurunu yaşıyoruz. Allah razı olsun her zaman yanımızda bir abi olarak desteğinizi verdiniz. Bundan sonraki süreçte de inşallah desteklerinizin devamını bekliyoruz” diye konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Antalya Sergen Yalçın sezon sonunda Antalyaspor’dan ayrılacağını açıkladı Antalyaspor Teknik Direktörü Sergen Yalçın, 2-1 mağlubiyetle sona eren Pendikspor karşılaşması sonrası yaptığı açıklamada, “Başkan ve yönetimle hafta içinde yaptığımız toplantıda karşılıklı fikir alışverişinde bulunduk. Sezon sonu devam etmeme kararı aldık” dedi. Trendyol Süper Lig’in 35. haftasında Antalyaspor, sahasında Pendikspor’a 2-1 mağlup oldu. Karşılaşmanın ardından basın toplantısında maçı değerlendiren Antalyaspor teknik patronu Sergen Yalçın, 3 puan kaybettikleri için üzgün olduklarını söyledi. Zor bir oyun olduğunu ve Pendikspor’un iyi mücadele ettiğini kaydeden Yalçın, 10 kişi kaldıktan sonra işlerinin zorlaştığını belirterek, “Aslında bayağı da bir pozisyon yakaladık. İkinci yarı maalesef oyunu çeviremedik. Böyle oyunlar da olabiliyor. Kaybettiğimiz için doğal olarak üzgünüz” dedi. Hakemi sert bir dille eleştirdi Karşılaşmanın hakemi Tugay Kaan Numanoğlu da sert bir dille eleştiren Yalçın, sözlerini şöyle sürdürdü: “Tugay Kaan Numanoğlu arkadaşımız olmasaydı belki biraz farklı bir maç olurdu. Özellikle ilk golü attıktan sonra oyuncumuz kafasına aldığı bir darbeyle yerde yatarken oyunu devam ettirip bana göre yüzde yüz ofsayt olan bir goldü. O çizgi nasıl çizildi bilmiyorum, kim çiziyorsa artık. Oyunun durması gerekiyordu. Çünkü oyuncumuz kafasına darbe aldı. Normal bir sakatlık değildi oyunu durdurmadı ve devamında bize golü yedirtti. Bu futbol sahalarında çok olan bir davranış değil. Oyunun devamında rakip oyuncular sakatlandığında hemen oyunu durdurup ve normal sakatlıklarda bile hemen doktorları sahaya davet etti sağ olsun bu arkadaş. Böyle hakemler Türk futbolunda olduğu sürece maalesef Türk futbol hiçbir şekilde güvenilirliği kalmayacaktır bundan sonrası için. Özellikle bu arkadaşı işaret ederek bunu söylüyorum. Gerçekten kendisi adına çok üzücü bir maç oynattı. Bırak oyuncuları oynasınlar. Kim kazanıyorsa kazansın. Seni ilgilendiren bir şey yok aslında. Sen normal maçını yönetebilirsin. Maalesef talihsiz bir gece geçirdi diye düşünüyorum." "Sezon sonu devam etmeme kararı aldık" Sezon sonu takımdan ayrılacağını da açıklayan Yalçın, “Başkan ve yönetimle hafta içinde yaptığımız toplantıda karşılıklı fikir alışverişinde bulunduk. Tabii onların da bazı hedefleri, bizim de kendi adımıza hedeflerimiz var. Sezon sonu devam etmeme kararı aldık. Oynayacağımız son üç maç Antalyaspor’da. Özellikle Sinan Başkan’a, yönetime değerli Antalyaspor taraftarına teşekkür ediyorum. Bizi burada çok iyi ağırladılar. Hiçbir sıkıntı yaşamadık. Güzel bir beş ay geçirdiğimizi düşünüyorum. İstediğimiz yere getirdiğimizi düşünüyorum. İnşallah önümüzdeki senelerde tekrar yollarımız karşılaşır” ifadelerini kullandı.
Konya Ali Çamdalı: “Fenerbahçe’ye karşı çok değerli bir puan aldık” Konyaspor Teknik Direktörü Ali Çamdalı, Fenerbahçe karşısında golsüz beraberlikle sonuçlanan maçın ardından yaptığı açıklamada, “Fenerbahçe’ye karşı bence inanılmaz bir mücadele, çok değerli bir puan aldık ama sadece başlangıç bu” dedi. Konyaspor, Trendyol Süper Lig’in 35. haftasında evinde karşılaştığı Fenerbahçe ile golsüz berabere kaldı. Maç sonu basın toplantısında açıklamalarda bulunan Konyaspor Teknik Direktörü Ali Çamdalı, “Konyaspor Teknik Direktörü Ali Çamdalı, taraftarın destek olduğunu belirterek, "Gönül ister ki üç puanla onları bugün eve gönderelim, ama maalesef olmadı. Bugün biraz şans bizim yanımızda olsaydı, belki daha farklı olabilirdi. Oyuncu arkadaşlarıma ne kadar teşekkür etsem az. Bu hafta aslında, böyle bir maç olacağını, böyle bir mücadele gücünün ortada olacağının sinyalini aslında antrenmanda vermişlerdi. Ekiple beraber bizde onlara sufle vermeye çalıştık. Onlarda fazlasıyla bunu uyguladılar. Fenerbahçe’ye karşı, bence inanılmaz bir mücadele, çok değerli bir puan ama sadece başlangıç bu. Bize daha fazlası lazım. Bizim için önemli olan bu maçtan kazançlar elde etmek, puandan ziyade. İyi oyun, enerji, mücadele gücü. Bence bunları kazandık. Puan da artı oldu. İnşallah Samsun maçına bunu taşır ve orada da istediğimiz galibiyeti alırız” şeklinde konuştu.
Zonguldak Enkazdan sağ çıkan Hediye hayırseverlerin desteğiyle dünyaevine girdi Hatay’da yaşanan depremde enkazdan beş gün sonra sağ kurtulan 21 yaşındaki Hediye Demirkol, nişanlısı ile ertelediği düğününü hayırseverlerin de desteğiyle Zonguldak’ın Karadeniz Ereğli ilçesinde gerçekleştirdi. Hatay’da yaşayan 21 yaşındaki Hediye Demirkol, nişanlısı Muhammet Yıldız ile birlikte düğün hazırlıkları yaparken 6 Şubat 2023’te yaşanan depremlerde annesi ve kardeşi ile enkaz altında kaldı. Deprem sonrası enkazın arasında nişanlısını arayan Muhammet Yıldız, günlerce umudunu kaybetmeden molozların arasında Hediye Demirkol’dan bir iz aradı. Ekiplerin çalışmaları sonucu beş gün sonra enkazdan sağ kurtulan Hediye Demirkol’un kolu ampute edildi. Enkazda annesini kaybeden ve kardeşinin de iki ayağı ampute edilen Hediye Demirkol, sevk edildiği Adana’da tedavisinin tamamlanmasının ardından kardeşiyle birlikte Zonguldak’ın Karadeniz Ereğli ilçesine taşındı. Türk Kızılay Şubesi ve hayırseverlerin de desteğiyle bir eve yerleştirilen Hediye Demirkol, Şube Başkanı Kürşat Yağız’a deprem nedeniyle ertelenen düğün planından bahsetti. Çiftin hayalini gerçekleştirmek isteyen Kızılay, düğün için hazırlık başlattı. Davul zurna eşliğinde gelin alma adetinin yerine getirilmesiyle birlikte çeyizler de eve taşındı. Yapılan duaların ardından konvoy halinde Gülüç Belediyesi Düğün Salonu’na gelen çift, burada dünyaevine girdi. “Evlilik sürecimiz depremden sonra çok farklı boyuta geldi” Hayırseverler ve sevenleri genç çifti düğünde yalnız bırakmadı. Dört senelik nişanlılık süreci sonrası düğün hazırlığı yaptıkları sırada depremin olduğunu anlatan Hediye Demirkol, “Birbirimizi görüp tanıştık. Uzun bir hikayemiz var. Zamanla konuşa konuşa ileriye dönük sürecimiz başladı. Söz takıp nişanlandık. Yaklaşık dört senedir birlikteyiz. Deprem bizim dönüm noktamız oldu. Önceleri evlilik sürecini düşünüyorduk ama depremden sonra çok farklı boyuta geldi. Birbirimizden kopamadığımızı o zaman anladık. Düğünü erteledik. Deprem olmasaydı geçen yaz düğün olacaktı. Tedavi süreçleri oldu" dedi. Karadeniz Ereğli’ye geldiklerinde nikah yaparak dünyaevine girmeyi planladıklarını ve Kızılay’ın desteğiyle düğün yaptıklarını anlatan Demirkol, “Bu şekilde bize güzel bir düğün organize ettiler. Hatay’dan Karadeniz Ereğli’ye geldik. Orada hiçbir şeyimiz kalmadı. Buradaki güzel insanlarla tanışma sürecimiz oldu. Birçok insanla tanıştık. Sağ olsunlar hiçbir zaman desteklerini ayırmadılar” diye konuştu. “Küs öleceğimizi bilmek beni kahretti” Depremin kendileri için dönüm noktası olduğunu söyleyen Muhammet Yıldız ise, “İnsan sevdiğinden asla kopamaz. Depremin olduğu gün kendisiyle küstük. Öleceğine değil de küs öleceğimize çok üzüldüm. Sürekli bunu düşünüyordum, kahroldum. Neden kavga ettiğimizi düşündüm. Demek ki iki günlük dünyaymış, kavga etmeye hiç gerek yokmuş” dedi. İlk depremin yaşanmasında bir saat sonra nişanlısının evinin enkazının başına geldiğini anlatan Yıldız, “Enkazdan araçlar geçemiyordu. Yakınlarında bir tane park vardı. İnsanlar ateş yakmış duruyordu. Bir umut oradadır diye kendisini, annesini ve küçük kardeşini aradım. Kimseyi bulamadım. Enkaz başında gördüğüm tablo her şeyi anlamama yetti. Oradan birisinin çıkması imkansız gibi bir şeydi. Arkadaşlarım da bunu söylüyordu. İlk başta Hediye’nin ölmediğini söylüyordum. Boşuna ümitlenmememi ve durumu kabullenmemi söylediler. Sonuna kadar Hediye’nin yaşadığını düşünüyor ve inanıyordum. Sonra Hediye’nin sesini duyduk ve yaşadığını öğrendik” ifadelerini kullandı.