GENEL - 31 Mart 2020 Salı 11:51

Battalgazi Başkanı Güder, bir yılını değerlendirdi

A
A
A
Battalgazi Başkanı Güder, bir yılını değerlendirdi

Malatya’nın Battalgazi ilçesi Belediye Başkanı Osman Güder, “Battalgazi daha yaşanabilir bir yer olacak” diyerek, Karakaya Baraj Gölü kenarında Hidropark çalışması yaptıklarını bildirdi.

Malatya’nın Battalgazi ilçesi Belediye Başkanı Osman Güder, “Battalgazi daha yaşanabilir bir yer olacak” diyerek, Karakaya Baraj Gölü kenarında Hidropark çalışması yaptıklarını bildirdi.


Battalgazi Belediye Başkanı Osman Güder, görev süresinin bir yılını geride bırakması nedeniyle hayata geçen ve geçirilmesi düşünülen projeleri dile getirdi. Battalgazi’yi daha yaşanılabilir bir ilçeye dönüştürmek hedefiyle gece gündüz çalıştıklarını aktaran Başkan Güder, ilçenin çehresini değiştirecek projelerin de olduğunu bildirdi.



“İmar çalışmalarını yeşil dokuyu dikkate alarak yürütüyoruz”


Bir yıl önce Battalgazi Belediye Başkanı seçilmeden önce AK Parti Battalgazi ilçe başkanlığı görevini yaptığını hatırlatan Osman Güder, bu nedenle Battalgazi’nin sorunlarını bildiğini vurguladı. Güder, “Aday adaylığı dönemimizde en büyük sıkıntının Battalgazi için imar problemi olduğu vatandaş tarafından bize iletildi. Biz de göreve gelir gelmez hemen arkadaşlarımızla talimat verdik. Battalgazi’deki imar sahalarını imara açmamız lazım dedik. Açılması gereken yerler tarım arazileri ise sizin imara açmanız mümkün değil. Bunun için de tarım arazilerinde kullanılmak istenen yerler 8 tane. Valilik, daha sonra Çevre Şehircilik Bakanlığı’ndan daha sonra Tarım Orman Bakanlığı’nda ve en sonunda Cumhurbaşkanlığı değerlendirme kurulu var. Ancak bir alanı bu şekilde tarımdan çıkara biliyorsunuz. Yani biz bu bölgedeki imar çalışmalarını yaparken şöyle zannedildi, biz tüm tarım alanlarını imara açıyoruz şeklinde bir algı oluştu. Bu algı doğru değil. Daha sonra da bunu basına bildirmiş olduk. Bilindiği gibi Battalgazi Eski Malatya insanı ve diğer taraftan 40-50 yıllık binaların olmuş olduğu bir mekan. Biraz daha böyle şehir merkezinin dışına çıktığımızda gecekondularla etrafı çevrili olduğundan dolayı da burada istemiş olduğunuz çalışmaları yapamıyorsunuz. İbadethaneler tahsis edemiyorsunuz. Diğer taraftan park ve bahçeler inşa edemiyorsunuz. Bu yönüyle imar çok önemliydi. Şu an konutların bulunmuş olduğu yer ve tarımsal olmayan adalar da hemen arkadaşlarımız çalışmalarını yaptılar 20 bin dönümün çalışmalarını yaptılar. 1/5000 ölçekli çalışmayı da büyükşehir hazırlayacak. Şu an askıda. Kısa zamanda bu askı süresi bittikten sonra Battalgazi Belediyemize 1/5000’lik plan gelecek ve biz bu 1/5000’lik plan üzerinde 1/1000’likleri hazırlamaya çalışacağız. Bunu çözmemiz lazım. Bunun için inşallah kısa sürede 2020 yılı içerisinde biz bunu çözeceğiz. Çevre Şehircilik Bakanlığı ile sürekli görüşme halindeyiz. Bakanımızla yapmış olduğumuz görüşmeler neticesinde kentsel dönüşüm ve altyapı genel müdürümüz Malatya’mıza geldi. Burada hangi bölgelerde kentsel dönüşüm yapabiliriz onunla alakalı çalışmalarımızı yaptık” ifadelerini kullandı.



“Derme Deresi ıslah projesi”


Derme Deresi ıslah projesi hakkında da bilgi aktaran Güder, “İnsanlarımızın nefes alabileceği alanları Battalgazi’ye kazandırmamız gerekiyordu. Bunlardan bir tanesi daha öncesinde sorun olarak gördüğümüz yer Derme Deresi ıslah çalışması. Çevre yolu alt tarafından başlayıp Eski Malatya’ya kadar giden derenin ıslah projesi çalışmaları devam ediyor. Geldiğimiz günden itibaren oranın çalışmalarını başlattık. Taşkın deresi olması hasebiyle derenin yapım işi özellikle Devlet Su işleri tarafından gerçekleştirilmesi gerekiyordu. Biz bunu takip ettik. Onun ödenekleri üzerinde çalıştık. Takriben yani yaklaşık bir yıldır çalışıyoruz. Tarım Bakanı ile görüştük. Bu hafta içerisinde de ilgili bakan yardımcımız cevap verdi. O bakan yardımcımızla da görüştük. Daha sonrasında DSİ İl Müdürümüz ile yapmış olduğumuz görüşmeler neticesinde inşallah olumlu gelişmeler olacak. Çünkü taşkın kanal olması hasebiyle kanalın yapımına başlanılacak. İnşallah bizde orada dere etrafına peyzajını, yeşillendirme çalışmalarını yapıp o bölgenin çalışmaları son aşamaya geldi. O bölgede bir de Şehit Fevzi bölgesinde başlayacak kentsel dönüşüm çalışmamız var” dedi.


Güder, Orduzu Mahallesi hakkında da, “Şu ana kadar layık olduğu hizmeti alamadığını düşünüyoruz. Özellikle daha önceki dönemde orada başlatılan Çınar Park projesi daha sonra Aslantepe ile alakalı projeler Orduzu biraz daha öne çıkmaya başladı. Biz oradaki özellikle Çınar Parkı bölgesinde olan baraj göleti ile Pınarbaşı Göleti ile buluşturmak istiyorduk. O bir dere içerisinde insanların rahat oturabileceği yine yeşil bir alana dönüştürmek için çalışmalarımız var. İnşallah o da kısa sürede sonuçlanacak. Orada 30 dönümlük takriben yakın alanın imarına açmış olduk. Diğer imar çalışmalarından ayrı olarak inşallah Orduzu Çınar Parkı, yazın havası hakikaten güzel. İnsanların gelip özellikle akşam saatlerinde vakit geçiren geçirmek istedikleri, boş alan buldukları çok güzel bir alanımız. Orayı inşallah bütünden değiştireceğiz. O projemiz de hayata geçecek” şeklinde konuştu.



“Gençlik merkezleri oluşturacağız”


Başkan Güder, Hanım Çiftliği bölgesinde yapacakları Gençlik Merkezi çalışmaları hakkında da bilgi vererek, “ Diğer taraftan, projelerimiz arasında gençlik merkezleri oluşturmak da var. Bir tanesi özellikle binası bize ait olan Hanım Çiftliği bölgesinde orada gençlik merkezine ciddi ihtiyaç var. Biz şu an oraların çalışmalarını yapıyoruz. İnşallah kısa sürede oradaki gençlerimizin gidip kitap okuyabileceği, sohbet edebileceği, ders çalışabileceği ortama dönüştürmek istiyoruz. İnşallah kısa sürede onu faaliyete geçireceğiz. Yine gençlik merkezi olarak Hasırcı’da şu an yerimiz var. Aktif olarak çalışıyor. Diğer tarafta Orduzu’da eski belediye binamız var. Orayı gençlik merkezine dönüştürmek istiyoruz” dedi.



“Depremde iyi bir sınav verdik”


24 Ocak depreminde iyi bir sınav verdiklerine dikkat çeken Başkan Güder, “ Merkezi Elazığ olmak kaydıyla bir deprem yaşadık. Orada oluşan sarsıntı Malatya’da da özellikle Battalgazi, Kale, Doğanyol ve Pütürge ilçelerimizde ciddi yıkımlara, hasarlara sebep oldu. Depremi duyar duymaz biz burada Battalgazi Belediyesi olarak hemen arkadaşlarımızı topladık. Kriz masası oluşturduk. Hemen ilk andan itibaren muhtarlarla oradaki yetkililer ile kanaat önderleriyle hemen bağlantı kuruldu ve aciliyet gerektiren bir olayın söz konusu olup olmadığı soruldu. Telefonlar sonucunda arkadaşlar hemen faaliyetlerine başladılar. Valilikte bir koordinasyon kurulu hemen kuruldu. Koordinasyon anında özellikle Battalgazi gölgesinde sayın kaymakamımız ile beraber belediye binası olmak üzere gerek okullarımız olsun, spor tesislerimiz olsun belediyemizin sosyal tesisi olsun vatandaşlarımızı ağırladık buralarda. Daha sonraki gelişmelerde kalıcı konut yerleri belirlendi. Kısacası deprem sonrası çalışmalarımız sürüyor” şeklinde konuştu.



“Aslantepe’nin UNESCO’ya girmesi lazım”


Aslantepe’nin UNESCO’ya girmesi lazım. Turizm açısından çok önemli. Zaten Malatya’da belki tek elimizde olan en önemli tarihi doku Aslantepe’dir. Onunla alakalı olarak çalışma yapıyoruz. İnşallah önümüzdeki Haziran ayında görüşülecek. UNESCO listesine girdikten sonra Kültür Bakanlığı ile burada Turizm İl Müdürlüğü olsun, Valiliğimiz olsun onlarla orada hem bekleme karşılama salonlarıyla beraber müze bölgesinin daha değer kazanması için çalışmalarımız devam ediyor” diye aktardı.



“Barajdan istifade etme adına Hidropark projesi yapacağız”


Karakaya Baraj Gölü kenarında Hidropark üzerinde çalışma yaptıklarına parmak basan Başkan Güder, “ Belki 20-30 milyon civarında bir proje ama şu an biz kendi imkanlarımız ve araçlarımızla o parkı düzenleme adına çalışmamızı yapıyoruz. Şerit yolu içinde uğraşıyoruz. Hidropark özellikle hem barajdan istifade etme hem barajın kıyılarından istifade etme anlamında orada güzel bir çalışmamız var. Turgut Özal Üniversitemizin yerleşkesine yakın bir yer. Hem de üniversitenin istifadesine sunmak istiyoruz. Malatya’nın istifadesine sunmak adına orada bir çalışmamız var. İnşallah onu da vatandaşımızın hizmetine sunmuş olacağız” dedi.



“Battalgazi daha yaşanabilir bir yer olacak”


Battalgazi’nin daha yaşanabilir bir yer olması için çaba gösterdiklerini ifade eden Güder, “Mesela Battalgazi için ve Malatya için çevre yolunun kesinlikle biran önce açılması lazım. Bunun için ciddi uğraş veriyoruz. Bunu aşmamız lazım. Çünkü, Battalgazi’de ulaşım ağları sıkıntılı. Çoklu noktalarımız var. Onları yapmamız lazım” ifadelerini kullandı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Çorum Hitit Üniversitesi’nden “Terörizm ve Radikalleşme ile Mücadele ve Türkiye’nin PKK terörizmiyle Mücadelesi” kongresi Hitit Üniversitesi ve Terörizm ve Radikalleşme ile Mücadele Araştırma Merkezi tarafından düzenlenen “2. Terörizm ve Radikalleşme ile Mücadele ve Türkiye’nin PKK Terörizmiyle Mücadelesi (1984-2024)” konulu kongre başladı. Kongrede “PKK terör örgütünün eleman temin yöntemleri, medya stratejisi, terör eylemi yöntemleri, diğer ülkelerin PKK politikası, PKK’da kadın olmak” gibi farklı konuların yanı sıra PKK ile mücadele çerçevesinde “Geleneksel ve modern yaklaşımlar, istihbaratın rolü, radikalleşmeden dönüş, terör örgütünün ideolojisiyle mücadele, dijital dünyada mücadele, mücadelede kamu diplomasisi” gibi farklı konular akademik olarak tartışılacak. Hitit Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Sami Kiraz, güvenlik ve terörizm çalışmaları alanında çalışan araştırmacıları bir araya getirmek suretiyle geleneksel ve güncel meselelerin tartışıldığı, alana yön verecek yeni bakış açılarının irdelendiği bir platform olma amacı taşıyan kongrenin bu yılki temasının “Türkiye’nin PKK Terörizmiyle Mücadelesi 1984-2024” olduğunu belirtti. Doç. Dr. Kiraz, “Kongremizin temel amacı PKK terör örgütüne odaklanarak Türkiye’deki terörizm olgusunu ve Türkiye’nin terörizmle mücadelesini akademik olarak incelemektir. Kongre çerçevesinde akademisyenler, araştırmacılar, düşünce kuruluşu çalışanları, sivil toplum örgütü üyeleri ve kamu kuruluşu mensuplarını bir araya getirmek; Türkiye’de terörizm ve terörizmle mücadele konularında farkındalık oluşturmak ve konuyla ilgilenenlerin görüşlerini paylaşabilmelerini sağlamak ve Türkiye’nin terörizmle mücadelesi konusunda ortak akılla çözüm üretilebilmesine katkıda bulunmak hedeflenmektedir” dedi. “PKK, başka örgütlere ve başka devletlere taşeronluk yapan bir hale büründü” Terörizm ve Radikalleşme ile Mücadele Derneği Başkanı Erol Başaran Bural ise, PKK terör örgütünün 15 Ağustos 1984 tarihinde Siirt’in Eruh, Hakkari’nin Şemdinli ilçelerinde ilk planlı, eş zamanlı ve kapsamlı terör eylemini düzenlediğini ifade etti. İlk saldırıdan itibaren geçen 40 yıllık süre içerisinde PKK terör örgütünün her açıdan kendisini dönüştürdüğüne dikkat çeken Bural, Türkiye, Irak, Suriye ve İran’ın yanı sıra Avrupa ve Orta Doğu’da yapılandığını, bir yandan uyuşturucu ticaretinin önde gelen parçası haline gelirken, diğer yandan başka örgütlere ve başka devletlere taşeronluk yapan bir hale büründüğünün altını çizdi. Terör örgütü PKK’nın defalarca yöntem, taktik ve strateji değiştirdiğine işaret eden Bural, “Hatta ilk ortaya çıktığı dönemdeki ideolojik eğilimlerini bir kenara bırakarak günümüzde çok daha farklı söylemlere yöneldi. Bununla birlikte Türkiye de PKK ile mücadelede büyük bir değişim ve dönüşüm geçirdi. Terörizmle mücadelenin dinamik doğası sürekli öğrenmeyi ve uyum sağlamayı gerektirdiğinden, devletin bu mücadeleye katkı sağlayan kurumları da değişen şartlara uyum sağladı. Ancak mücadelenin en önemli parçalarından birisi olan bilimsel alanda, yani akademik açıdan mücadele diğer mücadele boyutlarına göre biraz geride kaldı. Doğrudan PKK terör örgütünü odak noktasına alan oldukça az sayıda doktora tezinin bulunması bu durumu ispatlar nitelikte. Tam da bu nedenle PKK ile mücadelenin 40’ıncı yılında bu kongreyi düzenlemeyi ve akademik alana katkı sağlamayı düşündük. Kongremizin temel amacını da PKK terör örgütüne odaklanarak Türkiye’deki terörizm olgusunu ve Türkiye’nin terörizmle mücadelesini akademik olarak incelemek şeklinde belirledik” dedi. Çorum’un barış kenti olduğunu ifade eden Çorum Valisi Zülkif Dağlı ise dünyanın ilk uluslararası barış anlaşmasının bu toraklarda imzalandığını hatırlattı. Gazze ve dünyanın birçok bölgesinde barışa nasıl ulaşılır diye çaba gösterilen bir dönemde olduğumuzu ifade eden Vali Dağlı, Gazze’de 40 bine yakın insanın hayatını kaybettiğine dikkat çekti. Artık terörün kavram değiştirdiğini anlatan Vali Dağlı, “Öğrencilik yıllarımızda bizim için en önemli konulardan birisi Türk dış politikası endeksi içerisinde Kıbrıs konusuydu. 1950’den 1990’lı yıllara kadar Kıbrıs’ı konuştuk. Dünya da Soğuk Savaş ve etrafında şekillenen iki kutuplu dünyaydı. 1990’lı yıllardan itibaren bunun da kaybolduğunu, çok kutuplu, çok bölgesel anlayışa doğru konunun evrildiğini görüyoruz. Terörizm 1984’lü yıllardan itibaren ülkemizin gündeminde. Biz o günleri göz önüne getiriyoruz. Nerden nereye geldiğimizi de karşılaştırma imkanı buluyoruz. Bu anlamda ne kadar ileri adım attığımızı görmüş oluyoruz. Terörizm vekalet savaşları yoluyla arttı. Ülkemizin etrafında da arttı. Bu manada PKK’yı ve terörizmi konuşmak son derece önemli” şeklinde konuştu. Açılış programına İl Jandarma Komutanı Kıdemli Albay Naim Çetinkaya, İl Emniyet Müdürü Arif Pehlivan, Hitit Üniversitesi Rektör Yardımcısı Eşref Savaş Başcı da katıldı.
Van Uzmanlar kan sulandırıcı ilaç kullanımı konusunda uyardı Van Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekimi ve Kardiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Remzi Sarıkaya, herhangi bir doktor önerisi olmadan kan sulandırıcı ilaç kullanılmaması gerektiği konusunda uyardı. Tüm dünyada etkili olan Covid-19 sonrası kan sulandırıcı ilaç kullanımı yaygınlaştı. Doktor önerisi olmadan kan sulandırıcı ilaçların kullanımının faydadan çok sağlığa zararlı olabileceği belirtiliyor. Uzmanlar, bir ihtimalle kan sulandırıcı ilaçların var olan ülseri kanatabileceğini ve beyin kanamasına neden olabileceğini belirterek, risk oluşturabileceğini vurguluyor. Uzmanlar, kalp ve damar hastalıklarından korunmak için düzenli sporun ilaçtan daha faydalı olduğu tavsiyesinde de bulunuyor. “Ülseri kanatabilir, beyin kanamasına yol açabilir” İHA muhabirine konuşan Hastane Başhekimi ve Kardiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Remzi Sarıkaya, kan sulandırıcı ilaçların koronavirüs sürecinden sonra sık sık sorulan sorular arasında olduğunu belirtti. Kan sulandırıcı ilaçların bir taraftan faydası varken, bir taraftan da kanamaya uygun zemin hazırladığını ifade eden Doç. Dr. Sarıkaya, "Kan sulandırıcı kullanmak iki tarafı keskin bıçak gibidir. Haftada 2-3 gün aspirin kullanayım veya sürekli aspirin kullanayım diye kendi kendimize verdiğimiz kararlar uygun değildir. Mutlaka bir doktor kontrolünden geçtikten sonra kullanacağız. Kan sulandırıcılar özellikle kardiyovasküler hastalıklarda korumada kullanılan ilaçlardır. Yoksa hiç muayene yapmadan, gerekli ileri değerlendirmeler yapmadan kan sulandırıcı kullanmanın herhangi bir faydası olmadığı gibi zararlı da olabilir. Var olan ülseri kanatabilir, beyin kanamasına yol açabilir. Kan sulandırıcılar uygun endüksiyonlarda kullandığında hastada ölüm riskini azalttığı için önemli ilaçlar ama mutlaka iyi bir değerlendirme, iyi bir anamnez, iyi bir fiziki muayene ve 10 yıllık kardiyovasküler hesaplaması sonucu öneririz” dedi. “Günlük en az yarım saat tempolu yürüyüşle riski en aza indirin” Genellikle insanların kalp krizi geçirmemek için kan sulandırıcı ilaçlara başladığını dile getiren Sarıkaya, "Eğer kalp krizi geçirmek istemiyorsak ilaçtan daha faydalı olan egzersiz ve diyetle birlikte varsa risk faktörleriyle mücadele etmek gerekiyor. Örneğin tütün kullanımı varsa ondan uzaklaşma, sigara ve sigara ürünlerinin tamamından uzak durmalıyız. Yine varsa bir şeker hastalığını tedavi etme veya varsa bir kolesterol hastalığı bunu tedavi ederek bu riski azaltabiliriz. Ailede genç yaşta kalp krizi varsa, bununla beraber sigara içiyorsanız kalp krizi geçirme neredeyse kaçınılmaz oluyor. Diyet yapın, fazla kilonuz varsa bunlardan kurtulmaya çalışarak günlük en az yarım saat tempolu yürüyüşle riski en aza indirin” diye konuştu.
Bursa Bursa Uludağ Üniversitesinin acı günü Bursa’da vefat eden Uludağ Üniversitesi Makine Mühendisliği Bölümünün 43 yıllık öğretim üyesi Prof. Dr. Abdulvahap Yiğit, gözyaşları içerisinde son yolculuğuna uğurlandı. Kanser tedavisi gören Bursa Uludağ Üniversitesi (BUÜ) Mühendislik Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Abdulvahap Yiğit, hayatını kaybetti. Prof. Dr. Yiğit, son yolculuğuna 43 yıl boyunca görev yaptığı Makine Mühendisliği Bölümü önünden uğurlandı. 2 dönem Mühendislik Fakültesi Dekanlığı ve bir süre Teknik Bilimler Meslek Yüksekokulu Müdürlüğü yapan Prof. Dr. Abdulvahap Yiğit için Ali Durmaz Makine Mühendisliği Bölüm Binası önünde cenaze töreni düzenlendi. Törene BUÜ Rektörü Prof. Dr. Ferudun Yılmaz, rektör yardımcıları, dekanlar, akademisyenler, idari personel, öğrencileri, ailesi ve çok sayıda seveni katıldı. Törende kısa bir konuşma gerçekleştiren Rektör Prof. Dr. Ferudun Yılmaz, kendisini asistan olduğu dönemden itibaren tanıdığını ve son derece kıymetli bir hoca olarak gördüğünü belirtti. Prof. Dr. Abdulvahap Yiğit’i iyi bir insan ve iyi bir olarak bildiklerini kaydeden Prof. Dr. Yılmaz, “Mekanı cennet olsun. Yakınlarına Allah’tan sabırlar niyaz ediyorum. Çalışkan, iyi niyetli, dürüst ve dost canlısı birisi olarak tanıdım. Herkes de hocamızı bu özellikleriyle bilmektedir. Hürmet ettiğimiz, üst kuşak abi hocalarımızdan birisiydi. Allah’tan rahmet diliyoruz” şeklinde konuştu. Yoğun bir katılımın olduğu törende ailesi, sevenleri ve dostları da Prof. Dr. Abdulvahap Yiğit için duygularını dile getirdi. Yiğit’in 15 Temmuz Şehitler Camii’nde kılınan cenaze namazının ardından Ertuğrul Mezarlığı’na defnedildi.
Edirne Edirne’de üniversite öğrencilerinden Filistin’e destek gösterisi Edirne’de İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarını protesto etmek amacıyla bir araya gelen Trakya Üniversitesi öğrencileri, sloganlar eşliğinde yürüyüş gerçekleştirdi. Trakya Üniversitesi öğrencileri, İsrail’i "Say Stop" diyerek protesto etti. Bolca Ana Yemekhanesi önünde bir araya gelen üniversite öğrencileri, ellerinde Türk ve Filistin bayrakları ile dövizler taşıyarak Balkan Yerleşkesi’ndeki Yaşam Merkezi’ne kadar yürüdü. Yürüyüşün ardından basın açıklaması yapıldı. Basın açıklamasını AK Parti Genel Merkez Gençlik Kolları Üniversiteler Birimi Edirne Başkanı Eren Çam okudu. 1948’den bugüne kadar milyonlarca masum ve mazlum Filistinliyi göç, kıtlık ve ölümle sınayan İsrail yayılmacılığının 7 Ekim 2023 itibariyle tarihin akışı içerisinde insanlığın utanç tablosu olarak değerlendireceği bir soykırım halini aldığını söyleyen Çam, "209 gündür çocuk, kadın, erkek, genç, yaşlı, engelli ayırt etmeksizin 35 bin kişinin İsrail barbarlığı tarafından katledildiği, binlerce kişinin evinden, yurdundan göçe sürüklendiği, kundaktaki bebeklerin bombardımanlar sonucunda enkaz altında can verdiği bir soykırım yaşanmaktadır. İnsanlığın yaşadığı acıları canı yananın rengine, dinine ve diline göre tasnif etmeyi, kınamayı ve lanetlemeyi kendisine paye bilen iki yüzlü egemen güçler ile uluslararası örgütler ise vahşeti yaşatan İsrail olunca bir kez daha sessiz kalmayı, katledilen bebeklerin görüntülerine karşı gözlerini kapatmayı, masum kadınların feryatlarına karşı kulaklarını tıkamayı tercih etmişlerdir" dedi. Arizona’da, Florida’da, Ohio’da, Texas’ta, Kaliforniya’da yıllardır sırtlarını dayadıkları tüm üniversitelerin artık onlar için tehlikeden ibaret olduğunu aktaran Çam, Gazze’de yaşanan katliama karşı on binlerce gencin katılımıyla ilk günden bugüne kadar gerçekleştirilen "Say Stop" eylemleri, boykot çağrıları ve yardım faaliyetlerine ara vermeden devam edeceklerini ifade etti. Eylem basın açıklamasının ardından sona erdi.
Eskişehir Anadolu Üniversitesinde International Staff Mobility Week Programı başladı Anadolu Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Birimi, 2024 Anadolu International Staff Mobility Week etkinliğine ev sahipliği yaptı. Bu yıl ikincisi düzenlenen etkinliğe 9 farklı ülke ve 11 farklı yükseköğretim kurumundan çok sayıda akademisyen ve personel katılım gösterdi. Hem Avrupa Birliği ülkeleri hem de Avrupa Birliği ülkeleri dışındaki ülkelere öğrenci ve personel hareketliliği imkânı sunan Erasmus+ Programı katkılarıyla düzenlenen etkinliğin açılış törenine Anadolu Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Ali Resül Usul, Uluslararası İlişkiler Birimi Müdürü Dr. Öğr. Üyesi Ertuğrul Gökçekuyu başta olmak üzere çok sayıda kişi katılım gösterdi. UİB Müdürü Dr. Öğr. Üyesi Ertuğrul Gökçekuyu’nun moderatörlüğünde başlayan ilk oturumun ardından Bosna Hersek, Ürdün, Bulgaristan, Kosova, Fas, Filistin, Polonya, Ukrayna gibi ülkelerden gelen yükseköğretim kurumu temsilcileri, gerçekleştirdikleri sunumlar ile yükseköğretim alanındaki çalışmaları hakkında katılımcılara bilgi verdiler. Dört gün boyunca paneller, eğitimler ve geziler düzenlenecek Dört gün sürecek olan etkinlikte gerçekleşecek olan paralel oturumlarda katılımcıların katkılarıyla yükseköğretimde uluslararasılaşmanın önemi vurgulanacak, Erasmus+ Uluslararası Kredi Hareketliliği ve Kağıtsız Erasmus (Erasmus Without Paper) konularında deneyim paylaşımları gerçekleştirilecek. Program kapsamında ayrıca katılımcılar, Anadolu Üniversitesi Eğitim Fakültesi, Edebiyat Fakültesi, Güzel Sanatlar Fakültesi, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi, İletişim Bilimleri Fakültesi, Hukuk Fakültesi ve Turizm Fakültesi akademisyenleri ile ikili iş birlikleri için bir değerlendirme toplantısı da gerçekleştirecek. 10 ülkeden gelen katılımcılara Türkiye’yi, Türk kültürünü ve şehri en iyi şekilde tanıtmak amacıyla rehber eşliğinde Türk Dünyası Uygulama ve Araştırma Merkezi, Sazova Bilim Kültür ve Sanat Parkı, Odunpazarı, Seyyid Battal Gazi Külliyesi ile Frigya Vadisi ziyaretleri de geçekleştirilecek. Program dahilinde ayrıca Gastronomi ve Mutfak Sanatları Bölümü ile de Türk Yemeği Atölyesi düzenlenecek. Etkinlikler, değerlendirme oturumu ve sertifika takdimi ile sona erecek.